47 Y
AŞAYAN
S
OSYALİZM
“Önerilen vergi o denli yüksektir ki, et yiyen yüz binlerce ev hayvanının yok
edilmesi beklenmektedir.
“ ‘Üretici olmayan ev hayvanlarının nüfus tarafından beslenmesine ilişkin dü-
zenleme’ başlığını taşıyan yeni yasa tasarısı, ev başına bir köpek ya da bir kedi
beslenmesine izin vermekte, büyük köpeklere yılda 200 ruble (154 sterlin), ku-
cak köpeklerine ise 120 ruble vergi öngörmektedir.
“Yasanın önümüzdeki yılın başlarında yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
“Ortalama aylık maaşın 140 ruble olduğu ve emeklilik maaşlarının 40 ruble yö-
resinde başladığı bir ülkede, bu tür bir düzenlemenin, yüz binlerce ev hayvanı-
nın yok edilmesine yol açması beklenmektedir.
“Resmi açıklamalar bu yasanın, ev hayvanlarının yeterince denetlenmediği yö-
nünde bir şikayet dalgasının gelmesi sonucunda çıktığı yönündedir.
“Oysa gerçek hareket noktasının, insan tüketimine daha çok et sağlamak, hü-
kümete et stoklarının neden azalmakta olduğu konusunda yeni bir açıklama sağ-
lamak ve siyasal olarak duyarlı sayılabilecek bir önlem olan et fiyatlarını artır-
maya gerek kalmadan, devlet gelirlerini arttırmak olduğu anlaşılıyor.
“Komünist Partisi gazetesi Pravda geçenlerde okurlarına devlet mağazalarında
etin gerçek fiyatının yarısına satılmakta olduğunu hatırlatmış, araştırmaların kö-
peklerin her yıl 1,5 milyar rublelik et tükettiğini gösterdiğini söylemişti.
“Gazete ayrıca ev hayvanlarının sübvansiyon gören ekmek ve süt ürünlerini ye-
diklerini, yıkamak gerektiği için de devletin sağladığı gaz ve su üzerinde yük
olduklarını belirtmişti.”
Doğruluğu ya da yanlışlığı vardığımız sonuçları değiştirmeyecek de olsa umalım ki bu yazı
bir “burjuva propaganda yalanı” olsun!
3. TÜM HALKIN DEVLETİ VE MUAZZAM DEMOKRATİK NİTELİĞİ
Raporda, SSCB’de bugün var olan “tüm halkın devletinin muazzam demokratik niteliği”nden
söz ediliyor. Bu sözler bizi raporun bu bölümünde üzerinde duracağımız ikinci temel fikre geti-
riyor.
Demokratiklik konusuna gelmeden önce devlet, diktatörlük, tüm halkın devleti gibi kavram-
ları kısa ele almamız gereklidir.
DEVLET-PROLETARYA DİKTATÖRLÜĞÜ
Devlet konusu gerçekten zor, karmaşık bir konudur. En doğrusu, yazının amaçları dışına da
çıkmadan, tarihte sınanmışla sınırlı kalmak ve bir ölçüde basitlemeyi göze almaktır.
Devletin ne olduğunu, nasıl ortaya çıktığını anımsamak, nasıl ve ne zaman ortadan kalkaca-
ğını anlamaya yardım eder. Bu nedenle, önce devletin ortaya çıkışına bir göz atalım.
İnsanın ortaya çıkmasıyla birlikte en önce bilinç ve onun somut aracı dil ortaya çıkıyor. İlk
S
OVYET
T
OPLUMUNUN
T
OPLUMSAL
-S
İYASAL
G
ELİŞİMİ
48
başlarda bu bir çeşit “koyun bilinci”, kabile bilincidir. Daha sonraları, üretkenliğin, gereksinim-
lerin ve temel olarak
nüfusun artmasıyla gelişiyor. Bu gelişmelerle birlikte
işbölümü beliriyor.
Bu işbölümü başlangıçta seksteki işbölümünden, sonra güçlü-güçsüz gibi “doğal” işbölümle-
rinden başka bir şey değildir. Ancak daha sonraları emek üretkenliğinin artması temelinde kafa
ve kol emeği ayrımının belirmesiyle gerçek işbölümü durumuna gelmiştir. Özel mülkiyet, sınıf-
lar ve devlet toplumsal işbölümünün sonuçları olarak ortaya çıkmıştır. (Nasıl işbölümü ilk önce
ailedeki “doğal işbölümü” olarak belirmişse, kadın ve çocuklar da ailede erkeğin esiri olarak
belirmişlerdir. Dolayısıyla tarihteki ilk özel mülk ailedeki kadın ve çocuklar olmuştur denebi-
lir.)
Toplumsal işbölümü ile üretim araçlarının özel mülkiyeti arasında yakın bir bağ vardır. İşbö-
lümü mülkiyeti yaratan insanlar arası ilişki, mülkiyet işbölümünün yarattığı sonuçtur.
Toplumsal işbölümünün belirmesiyle, tekil bireylerin ya da tekil ailelerin çıkarlarıyla tüm
bireylerin ortak çıkarları arasında çelişki belirir. Çünkü işbölümü, belli bireyler için belli işleri
yapmayı zorunlu kılar ve ortak çıkar belli bireyler için zorunlu olan belli işlerle ilgilenmese de
işbölümünün sürmesini ister. Ortak çıkar, artık emek sürecini aralarında bölüşmüş insanların,
birbirleriyle karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde, gerçek yaşamda vardır.
Alman İdeolojisi ortak çıkarla birey çıkarı arasındaki çelişkiyi ve bunun ardından geleni şöy-
le anlatıyor:
“Sırf bireyler yalnızca özgül çıkarları peşinde koştukları için ve bu özgül çıkar-
lar onlar açısından kendi ortak çıkarlarıyla üst üste düşmediği için, bu ortak çı-
kar, onlara ‘yabancı’ ve onlardan ‘bağımsız’, o da özgül ve ayrı bir ‘genel’ çıkar
olarak dayatılır. Ya da, demokraside olduğu gibi, kendileri bu uyumsuzluğun
içinde kalmak zorundadırlar. Öte yandan, ortak ve hayali ortak çıkarlara gerçek-
ten sürekli olarak ters düşen bu özgül çıkarlar arasındaki pratikteki savaşım, ha-
yali ‘genel’ çıkarın, devlet biçiminde pratikte araya girmesini ve gemlemesini
gerektirir.”
Toplumsal işbölümünün, kafa-kol emeği ayrımının, devletin ortaya çıkışı açısından en
önemli biçimi kent-kır ayrımı olmuş, kentlerin gelişmeye başlaması yönetim, polis, vergi gibi
belediye unsurlarını gerektirmiştir. Bunlar toplumda siyasetin belirmesi, devletin ortaya çıkma-
sı anlamına gelir.
Görüldüğü gibi devlet, tarihte tekil çıkarlarla ortak çıkarın çelişkiye girdiği anda belirmiştir.
Marks ve Engels bu gelişmeyi de şöyle belirtiyorlar:
“Özgül ile ortak çıkarlar arasındaki bu çelişkinin içinden ortak çıkar, gerçek bi-
reysel ve kolektif çıkarlardan kopuk ve hayali bir topluluk olarak devlet diye
bağımsız bir biçime bürünür. Ne var ki, bu hayali topluluk her zaman her aile
kümesinde, her kabile kümesinde parolan gerçek bağlara - kan bağı, dil, daha
büyük çapta işbölümü, vb. çıkarlara - ve daha ilerde göreceğimiz gibi, özellikle
de işbölümünün şimdiden ima ettiği ve bu tür insan yığınlarının hepsinde ayrışa-
rak, birinin tüm ötekilerin üzerinde egemenlik kurduğu sınıflara dayanır. Dola-
yısıyla devlet içindeki tüm savaşımlar, demokrasi, aristokrasi ve monarşi ara-
sındaki savaşım, oy hakkı için savaşım, vs. vs., gerçekte değişik sınıfların birbi-
riyle gerçek savaşlarının hayali biçimlerinden - ki genel çıkar ortak çıkarların
hayali biçimidir - başka bir şey değildir.” (Alman İdeolojisi)
Toplumsal işbölümü içinde çalışan toplumda var olan ortak çıkarın çarpık- hayali bir yansı-
ması olan “genel çıkar”ı temsil eden devlet, var olan işbölümünü ve onun sonucu olan mülkiyet