PARANORMAL FENOMEN
Yıllık Ritim
Aylık Ritim
Haftalık Ritim
Günlük Ritim
Döngü
Uzun Vadeli Ritim
Fonksiyonu
Evrim
Nüfus dalgalamaları, üreme
Bereket
Yenilenme
Asimile etme, uyku-uyanıklık
Yukarıda sayılan ritimler biyolojik hayatı inanılmaz dere
cede etkilemektedirler,
örneğin güneş lekelerinin, grip salgını,
verem, psikolojik rahatsızlıklar, hatta kalp sorunları gibi şika
yetlerde ani artışa neden oldukları tespit edilmiştir. Ay'ın
dolunay halinin insanlarda agresif davranışlara yol açabildiği
açıklık kazanmıştır, suç eğiliminde radikal artışlar saptanmış
tır. Hatta gezegenimizin doğal uydusunun kadınların adet
döngüleriyle ilişkili olduğu belirlenmiştir. Kadınların, doğ
dukları andaki Ay'ın halinde yumurta üretmeye eğilimli
oldukları yönünde bilgiler vardır.
Dış çevreden gelen tüm bu etkileşimler, enformasyon olarak
canlılar tarafından algılanır, kişisel kalıtsal enformasyon ve arka
ik hafıza ile birlikte bilinçaltını oluşturur. Canlı doğduğu andan,
tek başına bilinçli olarak hayatta kalma yetisini kazandığı ana
kadar bilinçaltının yönetiminde yaşamını sürdürür.
70
DUYU ÖTESİ ALGI DÜNYASINA GİRİŞ
' A. BİLİNCİN GENİŞLETİLMESİ
“ insan zihni yeni bir fikre
uzandığında,
bir
daha
asla eski boyutlarına
dönmez
O liv e r WENDELL HOLMES
Eski çağlardan beri beş tür duyu tanımlanmıştır; görme,
işitme, dokunma, tat ve koku. Bu klasik duyulara ek olarak
ağrı, ısı, kaşınma ve propriosepsiyon ve dengenin vestibüler
duyusu gibi somatik duyular eklenmiştir. Duyu reseptörleri
spesifik enerji türlerini işleyerek elektrik sinyallerine dönüştü
rürler. İnsanda dört reseptör sınıfı bulunmaktadır. Her biri
farklı bir fiziksel enerji formuna duyarlıdır. Duyu reseptörleri,
enerji sınıfına göre; mekanik, kimyasal, termal ve elektroman
yetik olarak ayrılır.
Canlı henüz doğmadan evvel, çeşitli hisler duyumsamaya
başlar. Bilindiği gibi anne kamındaki bebek ilk olarak annenin
kalp atış sesini işitmeye başlar. Daha henüz anne kamında olan
canlı dış çevreden duyu reseptörleri vasıtası ile hisler edinmeye
başlar. Dolayısıyla doğduğunda bebeğin zihni boş değildir.
Yeni doğan bebek kendi etrafını görerek, duyarak, koklayarak
öğrenmeye çalışırken, çevresiyle olan tüm bu etkileşimi içgüdü
seldir. İlk etapta, annesinin sözlerini sırf kendisini sakinleştir
dikleri ve güvende hissettikleri
için dinleyen bebek, yavaş yavaş
sözcüklerin anlamlarını yakalamaya, çözmeye uğraş vermeye
başlar. Aynı şekilde etrafını çevreleyen objelerin anlamlarını
keşfetmeye çalışır. Artık tamamen kendi benliğinin bilincine
varmıştır. Yalnızca dış çevrede cereyan eden süreçleri gözlem
lemekle kalmayıp, kendi bedeninin fizyolojik ihtiyaçlarının da
farkına varmaya başlar. Bundan sonra açlık, uykusuzluk, ağrı
gibi rahatsız edid durumlar karşısında bilinçsizce değil, tama
men kendi iradesi dahilinde, bilinçli olarak tepki vererek ağlar.
73