Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 387
teĢkil etmeye baĢlaması 11 Eylül saldırıları sonrası ABD baĢta olmak üzere
dünya genelinde çoğu ülkenin dillendirilmeyen mutabakatları çerçevesinde
güvenlik endiĢesi ile devlet mekanizmalarının kuvvetlendirilmesini ve 1815
Viyana Kongresi ile baĢlayan ''Avrupa Ahengi''nin Avrupa Krallarını müttefik
haline getiren ortak tehdit algısında olduğu gibi bu defa da „‟Ġslamî‟‟ terör
isimlendirmesi altında bir ortak tehdidin tekrar hayat bulması sonucunu
beraberinde getirmiĢtir.
9
Afganistan'a yapmıĢ olduğu müdahale ile ABD
yönetimi kendisi ve kabul edilmesi halinde beraberindekiler için yeni bir
düĢman ilan etmiĢ ve bununla mücadeleye giriĢmiĢtir. Bu çerçevede Soğuk
SavaĢ sonrası ''Tarihin Sonu'' tezi ile zaferi ilan edilen kimi değerler göz ardı
edilerek devlet merkezli sert güvenlik önlemleri baĢta ABD olmak üzere tüm
dünya genelinde uygulama alanı bulmuĢtur. Diğer devletler özellikle 1990‟lar-
dan itibaren yoğun bir gündem maddesi oluĢturan demokrasi, özgürlük, temel
insan haklarının dokunulmazlığı gibi söylemler çerçevesinde ABD'nin bu
yaklaĢımına muhalif bir tutum sergilemekten ziyade onlar da kendi güvenlik
sorunları ile ilgili bazı sert politikalar uygulamayı tercih ederek ortaya çıkan bu
yeni durumun olağanlaĢtırılmasına katkı sağlamıĢlardır.
10
Son derece dinamik bir yapı arz eden uluslararası arena 11 Eylül
saldırılarının yanı sıra yaĢanan diğer geliĢmelerle de Türk dıĢ politikasında
yansımasını bulmuĢtur. Türkiye'nin Avrupa Birliği‟ne (AB) üyelik konusu 20.
yüzyıldan 21.yüzyıla uzanan bir konu olarak ana gündem maddelerinden biri
olmaya devam etmiĢtir. Soğuk SavaĢ sonrası yapısal olarak değiĢikliğe uğrayıp
Avrupa Birliği ismini alan yapı, ABD'nin tek süper güç olarak kaldığı iddia
edilen bir zaman diliminde sahip olduğu unsurları etkili bir Ģekilde kullanarak
dünya siyaseti üzerinde etkin olma gayreti sergilemiĢtir. Bu noktada üye ülke
sayısı artmasına rağmen AB'nin etkinliğini sınırlayan unsurlar kriz yöneti-
minde askerî gücün yetersizliği, üye devletlerin arasındaki siyasî irade eksikliği
ve etkin kurumsal mekanizmaların oluĢturulamaması olarak karĢımıza
çıkmaktadır.
11
SSCB'nin dağılmasının ardından Orta Asya coğrafyasında ortaya çıkan
bağımsız Türk Cumhuriyetleri değiĢen uluslararası sistemin önemli birer aktör
olarak belirmiĢlerdir. Rusya, Çin, Ġran ve Hindistan gibi güç merkezleri ile
9
Deniz Ülke Arıboğan; Büyük Resmi Görmek, TimaĢ Yayınları, 2013 Ġstanbul, s.25-29.
10
Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin bu minvalde 11 Eylül sonrasında yapmıĢ oldukları
uygulamaların kısa bir değerlendirmesi için bknz: Rıza Türmen; „‟11 September and Human
Rights‟‟, Turkish Foreign Policy Quarterly, Vol:1, No:2, 2002.
11
Sevilay Kahraman, „‟Avrupa Birliği ve Irak Krizi: Bölünmeden Yeniden BirleĢmeye
Uzun, Ġnce Bir Yol‟‟,
Ankara Avrupa ÇalıĢmaları Dergisi, Cilt:2, Sayı:4, Bahar 2003, s.159.
388
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
çevrili olması ve özellikle sahip oldukları doğal kaynakların dünya enerji
piyasasında önemli bir yer iĢgal etmesi bölgeyi dünya siyaseti açısından önemli
kılmaya baĢlamıĢtır. Soğuk SavaĢ süresince bloklar arasında bir rekabetten
ziyade SSCB‟nin egemen güç olduğu bölgede bulunan doğal kaynakların
kullanımında çift kutuplu sisteminin sona ermesinin ardından devletler ve
çokuluslu Ģirketlerin söz sahibi olmak istemeleri gerek küresel ve bölgesel
gerekse de bölge içi dengelerde Orta Asya coğrafyasını günümüze kadar uza-
nan hassas bir çıkar çatıĢması alanı haline dönüĢtürmüĢtür.
12
Soğuk SavaĢ döneminde doğu ile batı blokları arasındaki mücadelenin
tesirinden kurtulamayan Balkanlar coğrafyası da bünyesinde barındırdığı farklı
etnik ve dinî unsurların parçalı bir görüntü arz etmesi ve dünya siyaseti
açısından sahip olduğu jeopolitik konumu dolayısıyla yeni dönem itibariyle
önemini muhafaza etmiĢtir. Balkanlar coğrafyasının bu parçalanmıĢ yapısının
sebep olduğu sürekli istikrarsızlık ve savaĢ hali dolayısıyla politika literatürüne
„‟Balkanizasyon‟‟ terimi eklenmiĢtir.
13
Özellikle Yugoslavya'nın dağılması ve
yerine yeni devletlerin ortaya çıkması sürecinde tüm dünyanın gözleri önünde
insanlık dıĢı görüntüler eĢliğinde cereyan eden savaĢlarda yaĢananlar
hafızalarda yerini korumaktadır.
14
Kafkasya coğrafyası Avrupa ile Orta Asya arasında bir geçiĢ köprüsü
olması, Karadeniz ve Hazar Denizi‟ne kıyısı olması, Rusya‟nın Karadeniz-
Boğazlar-Akdeniz yolu ile SüveyĢ Kanalı‟na inebilmesine imkân sağlaması ve
Orta Asya‟da çıkarılan doğal kaynakların batıya ulaĢtırılmasında mevcut ve
muhtemel boru hatlarının üzerinde olması dolayısıyla jeopolitik önemini
muhafaza etmiĢtir.
15
Diğer taraftan Soğuk SavaĢ sonrasında baĢlayıp ardından
sadece ateĢkes sağlanması ile ara verilen Gürcistan‟daki Güney Osetya ve
Abhazya sorunları ile Ermenistan‟ın Azerbaycan‟ın Dağlık Karabağ bölgesini
iĢgal etmesi meselesi odaklı çatıĢmaların savaĢ–barıĢ ikileminden kurtulama-
dan sadece ateĢkes sağlanmıĢ hali günümüz itibariyle hâlâ bölge açısından
12
Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, Küre Yayınlar, 19. Baskı, Kasım 2004, s.470.
13
Lisen Bashkurti, „‟Political Dynamics Within the Balkans: The Cases of
Bosnia&Herzegovina, Macedonia, Bulgaria, Serbia and Montenegro‟‟, Chicago-Kent Law
Review, Vol:80, 2005, s.50.
14
Yugoslavya‟nın dağılma sürecindeki uluslararası durumun detaylı bir incelemesi için
bknz: Hüseyin Emiroğlu, Muhammet Faruk Çakır, „‟Yugoslavya‟nın Dağılması Sürecinde
Trans-Atlantik DıĢ Politika Parametreleri (1990-1995)‟‟, Avrasya Etüdleri, Sayı 33, 2008,
s.83-112.
15
Ufuk Tavkul, Etnik ÇatıĢmaların Gölgesinde Kafkasya, Ötüken Yayınları, 2002,
Ġstanbul, s.17-19.