23
Ruslara karşı durdu insanlar
Ellerinde yok idi alınmıştı silahlar
Tevekkele kalmıştı netice oldu nacar
Vatanın kara bahtı millet şimdi kan ağlar
Yarım milyon Türk vardı yaşarlardı Kırımda
Stalin sürgün etti kaldılar Sibiryada
Bunların otuz bini dondu kaldı yollarda
Ruslara meskun oldu elden gitti Kırım da
Göçebe oldular kalmışlardı meydanda
Çareleri kalmadı yaşıyorlar çadırda
İnsaf merhamet yazmaz düşmanın kitabında
İnsan hakları varmış bu yirminci asırda
Kırım Türkü Azeri hepimiz bir milletiz
Bu dengesiz dünyada böyle mi çekeceğiz
Hepimiz birleşip el ele vereceğiz
Varlığınız kurtulsun yoktur başka çaremiz
İnsan hakları varmış bu hikâye yalanmış
Kuvvet kimde ise o saldırmış koparmışta almış
Bu bedbaht insanlar şimdi çaresiz kalmış
Kuvvetli olmayanlar yollarda donmuş kalmış(44).
Azerbaycan imgesine Hasan Şefik Altay’ın, Şiirlerle Kutsal Savaş ve Di-
renişimiz adlı eserinde de rastlarız. Eserde, İsmail Durmuş Albayrak’ın kaleme aldığı
“Kıbrısım” başlıklı şiirde
1
Azerbaycan ve diğer Türk devletlerine vurgu yapılır:
Albayrak, hürriyet, hür vatan gibi,
Sakarya, Plevne, Çaldıran gibi,
Kırım, Azarbeycan, Türkistan gibi,
Yaman imiş aşkın yaman Kıbrıs’ım. (73).
Kubilay Beliğ’in Kır Çiçekleri adlı eserinde, “Bayrak” başlıklı şiirinde
Azerbaycan imgesi işlenir ve bayrak temi yüceltilir:
Göklerde şanla dalgalanırsın, canımdasın.
Bir milletin var olmasının sırrı sendedir.
Sensiz hayat bu dünyada olmaz, kanımdasın,
Şânım, şeref ve haysiyetim hep sayendedir.
1
İsmail Durmuş Albayrak’ın “Kıbrısım” başlıklı şiiri Kıbrıs Türk Kültür Derneği Yayınları’ndan çıkan
Kıbrıs Şiirleri adlı eserde de yer almaktadır. Bu eser için bkz: (1958: 32).
24
Sen dalgalandığında güler milletin yüzü.
‘Bir bayrak isterim ki çıkıp asla inmeyen. ’
Bayrak için bu en ulu, en muhteşem sözü,
Dünya’da ilk Resulzâde olmuştu söyleyen. (8).
Kubilay Beliğ’in “Bakü Sokakları” başlıklı şiirinde ise Azerbaycan imgesi
Türkçü-milliyetçi duygularla şöyle ifade edilir:
Masal ülkesidir dendi dört yanı
Ömrümce hep duydum o heyecanı.
Hep hayal ederek Azerbaycan’ı
Yaşamak istedim, ümit bağladım
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Azerbaycan dense hayal kurardım
Gözlerimi kapar neler görürdüm
Dalar masal alemine girerdim
Eski hayallerle gezdim yürüdüm
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Bitmemiş bu yurdun çilesi, yası
Hışmını kesmemiş Moskof ayısı
Artmış eksilmemiş korku havası
Bu kâbus rüyayı yaşadım durdum
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Moskof’u yine hırs, öfke bürüdü,
Tankını, topunu Bakû’ye sürdü.
Tank yol değil kul üstünde yürüdü.
Bu vahşetin dehşetiyle yürüdüm
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Kan akar çeşmeler açamıyorum
Tanrım, kana kana içemiyorum
Önüm ardım ateş, geçemiyorum
Bu baht çıkmazına nasıl uğradım
Sabahladım Bakû sokaklarında.
25
Ruhundaki o hür amaçlarıyle
Kalbinde kül tutmaz kor ateşiyle
Kanlara bulanmış ak saçlarıyle
Ateşoğlu Âzerî’yi aradım
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Karabağ’da Moskof tuttu elini
Girdi yaktı, yıktı, kesti Ermeni.
Kara kara düşündürdü bu beni
Tanrım bu kadarı da olmaz dedim
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Yerlere yığılmış dövünür anne
Ali’m dönmeyecek artık evine.
Döve döve bağrın çürütmüş nine
Tanrım neler gördüm, neler izledim
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Doğan gün mü yoksa dağlar mı yandı
Ufuk baştan başa kana bulandı.
Azatlık Meydanı mahşere döndü
Ağlaşan ruhları duydum sızladım,
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Bana neler diyor, benden ne ister
Her köşe başında gelen akisler.
Can can Azerbaycan diyordu sesler
Karanlığı şöyle süzdüm aradım
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Bir sabır diledim hiç tükenmiyen
Manevi güç dedim gölgelenmeyen.
Bir bayrak düşündüm çıkıp inmeyen,
Resulzâde Ekrem dedim ağladım
Sabahladım Bakû sokaklarında.
Bu güzel insanlar yurdu, diyarı
Bitmiyor çilesi, nedir esrarı.
Nedir bu durmayan Kızıl rüzgârı