B+ YAZ
71
Birincilik Ödülü
İkincilik Ödülü
Üçüncülük Ödülü
Birinci Mansiyon
İkinci Mansiyon
Üçüncü Mansiyon
1. Grup
( 1-5. Sınıflar )
2. Grup
( 6-8. Sınıflar )
Berfin Kartal
Mahmut Erseven İ.Ö.O
Anıl Köroğlu
Anafartalar İ.Ö.O
Onur Özçelik
Burak Reis İ.Ö.O
Buket Yılmaz
Anafartalar İ.Ö.O
Yaren Erol
100. Mustafa Kemal İ.Ö.O
Ece Kömü
100. Mustafa Kemal İ.Ö.O
Miray Kibar
Rami Kirişçioğlu İ.Ö.O
Büşra Albayrak
Anafartalar İ.Ö.O
Rana Kaynak
Ali Aklın İ.Ö.O
Cafer Can Seferoğlu
Şair Behçet Kemal Çağlar İ.Ö.O
Beyza Nur Aydar
Ali Aklın İ.Ö.O
Okan Telci
Anafartalar İ.Ö.O
Törende dağıtılan ödüller ve sahipleri şöyle:
Çocuktan al haberi
Ödül alanların gözlerinde parlayan ışık geleceğe olan inancımızı da körük-
ledi. Her biri aldıkları ödülün gururuyla gelecekte seçecekleri mesleğe de
akıllarında bir şekil vermeye çalışıyorlardı. B+ onlarla bugünü ve geleceği
konuştu.
Berfin Kartal’ın hayalini ressam olmak süslüyor. İçindeki duygular onda
müziğe de bir kapı aralayacağının işaretini veriyor. Berfin iki alanda da ba-
şarılı olmayı hedefliyor. Zaman ondan yana. Seçimi onu duygu dünyasına
doğru yolculuğa çıkaracak.
Miray Kibar bilimin ışığını daha bugünden hissediyor. İnsanoğlunun varolu-
şunu sorgulamaya iten genetik alanında kariyer yapmak onun en büyük ha-
yali. Ülkemizde henüz mekleme aşamasında olan bu alan belki de o ve on-
lar gibi inançlı çocuklarla başka boyutlara sıçrayacak. Ailesi de Miray’ın bu
düşüncelerini gönülden destekliyor.
Onur Özçelik ve Anıl Köroğlu ise çevre bilinciyle yetişen binlerce genç-
le aynı duyguları paylaşıyor. Türkiye’nin ve dünyanın en önemli sorununun
“su” olduğunu düşünüyorlar. Bu sorunun petrolden bile daha önemli oldu-
ğunu söylüyorlar. Onlara göre çözüm bekleyen sorunların başında her gün
onları da bir karabasan gibi saran trafik sorunu geliyor.
B+
72 B+ YAZ
Araştırma
T
ürkiye’nin bilim yolculuğuna girmeden önce, bugün dün-
yada geçerli bazı olguları anımsamalıyız: Bilim ve teknolo-
jide üretkenlik, zenginlik ve gelişmişlik için vazgeçilmez-
dir. Bir ülkede bilim ve teknoloji kültürünün zengin olma-
sı rasyonel, bilimsel ve metodolojik düşünmeyi teşvik ede-
rek, siyasetin de aklileşmesine; toplumda düşünme yete-
nekleri ve çözüm üretme kapasitesinin hızla gelişmesine katkıda bulunur.
Bilim ve teknoloji (BT), Araştırma ve Geliştirme, (AR-GE), toplumu sayılar
ve rakamlar dünyasını kullanarak planlama yapmaya, hareket etmeye, dü-
şünmeye teşvik eder.
BT çalışmaları somuttur, ekonomiye katkıları büyüktür; Batı ülkeleri, eko-
nomi politikalarında BT’ye birinci derecede önem verir, çünkü BT sayesin-
de katma değeri çok yüksek yeni ürünler geliştirilir.
Bilgi Toplumu dediğimiz olgu, ekonomik yapının giderek bilim ve teknolo-
jinin yeni standartlarına uyarlanmasıyla biçimleniyor.
BT’ye birinci derecede önem veren az gelişmiş ülkelerin, zengin ülkeler
arasına katılma olasılığı son derece artmıştır; Güney Kore, Çin vb bu olgu-
nun kanıtlarıdır;
Bu giriş vurgulamalarını, ülkemizde BT ve AR-GE’ye çağdaş önemin veril-
mediğini ve ekonominin zorluklarından önemli bir kısmının da buradan kay-
naklandığı belirtmek için yaptık Şimdi de ülkemizin bazı BT ve AR-GE gös-
tergelerine, kıyaslamalı olarak bakalım:
En önemli bilim göstergelerinden biri, AR-GE harcamalarının Gayri Safi Yur-
tiçi Hasıla (GSYİH) içindeki oranıdır. 2006 yılında ülkemizde bu oran yüz-
de 0,76’dır. Bu oran şöyle gelişti: 1991 yılında 0,53; 1994’te 0,36; 2001’de
ise 0,72 olduğunu göz önüne alırsak, bu göstergede dramatik bir sıçrama-
yükselme görülmüyor. AKP’nin “2008’de yüzde 2’ye ulaşacağız” sözü ger-
çekleşmedi; 2010’da da bu rakamın tutturulması mümkün gözükmüyor.
GSYİH/AR-GE oranının, örneğin AB–27 ortalaması olan yüzde 1,84’e
yükselebilmesi için, Türkiye’nin ARGE ve BT politika ve harcamalarını ne-
redeyse ekonomik faaliyetlerinin odağına oturtması gerekir! Örneğin TÜİK
ARGE istatistiklerine göre, 2006 yılında GSYİH içinde AR-GE harcama-
ları 5,3 milyar dolar… milli gelirimizin sabit kalması durumunda bile, AB or-
talamalarını tutturabilmek için bu rakamın 14 milyar dolara yükselmesi gere-
kir. Eğer dünya çapında AR-GE yatırımlarınız yoksa ve yüzlerce bilim insa-
nı transfer etmezseniz, ülkemizin bilim ve AR-GE varlığı bu harcamayı yap-
maya yetersizdir!
Yapısal devrim şart
BT’de büyük sıçrama yapmanız için, son 10-20 yılın dünya AR-GE yıldız-
ları olan ve ekonomilerinde de bu sayede büyük atılımlar gerçekleştirmiş
olan Çin, Güney Kore ve Finlandiya gibi, önemli yapısal devrimler gerçek-
leştirmek gerekir.
Örneğin: OECD 2007 ARGE istatistiklerine göre, dünyada toplam AR-
GE harcamalarında toplam GSYİH içinde Türkiye’nin 1995 yılında payı
yüzde 0,3, yani 1.306 $ iken, 2005 yılında yüzde 0,4’e yani 3.654 $’a
yükselmiş. Özetle, kaydedeğer bir ilerleme yok!
Oysa aynı dönem içinde, Çin’in payı yüzde 3,6’dan (17.399 $) yüzde
12,7’ye (115197 milyar$) yükseldi! Güney Kore’nin payı yüzde 2,9’dan
(13,681 milyar$) yüzde 3,5’a (31,632 milyar$) yükseldi! Nitekim, Çin de
Güney Kore de ekonomileriyle dünyaya kök söktürüyor!
Ekonomik krizlerin kaynağı
AR-GE ve BT göstergelerinde dünya ortalamalarının çok altında kalınması,
Türkiye ekonomisini de olumsuz etkiliyor. En büyük olumsuzluk; ülkemizin
katmadeğeri çok ve yüksek teknolojiye dayanan üretim ve ihracatı alt dü-
zeylerde! Bu yüzden Türkiye ithal ettiği sürece üretebilen, ürün rekabetçi-
liği düşük, üretimi sürekli dışa bağımlı bir yapıya sahip ve bu yapı dönemsel
ekonomik krizlerin kaynağı.
İhracatta yüksek teknoloji ürünlerimizin payı yüzde 1,4. Çin ise yüzde 16.3:
(2006 Yılı): AB yüzde 15.5.
Diğer ekonomik göstergeler: Dünya Rekabet İndeksi’07’deki yerimiz 48.
Ekonomik Başarım 53.; Siyasal Yönetimde Verim 49.; İş Verimliliğinde
37.; Altyapıda 45. Dünyada 18. büyük ekonomiye sahip olmamız, krizler-
den kurtulmamıza ve ekonominin sürdürülebilir olmasına ne yazık ki katkı
yapamıyor! Bu bağlamda şu aşağıdaki grafiği de bilginize sunuyorum. Bu-
rada ekonomide ve ülkede yenilikçilik kriterlerine göre ülkelerin yerleri gös-
teriliyor (2006). Türkiye hemen hemen hiçbir grubun içinde değil. Tek ba-
şına neredeyse grafiğin dışına itilecek.
Önde olduğumuz bilim alanı
AR-GE-BT göstergelerinde zayıf konumuz, aslında iyi politikalarla Türkiye
için büyük fırsatlara dönüşebilir özellik taşıyor. Nitekim, ülkemizde bilim in-
sanlarımızın uluslararası bilim dergilerinde yayınladıkları araştırma makale-
leri sayısındaki önemli artışlar, doğru teşvik politikaları uygulandığında elde
edilen büyük başarıya örnektir:
Türkiye, 1981-2006 arasında, 25 yıl içinde en çok yayın yapan ülkeler ara-
sında 98.186 makale ile 19.-20. sıraya yükseldi. (Türkiye Bilimsel Yayın
Göstergeleri-1, ULAKBİM) Son 7-8 yıldır, bilimsel yayın artışında sürek-
li olarak ilk 3 ve 5 ülkenin arasındayız. Yine aynı dönemlerde, bilimsel ma-
kalelerin değerini ölçen atıf endekslerine göre, dünyada atıf sayısını en hız-
lı yükselten 3 ve 5 ülke arasına girme başarısını gösterdik. Dünyada “refe-
Türkiye'de bilim:
Yolculuk
nereden nereye?
Hazırlayan: Cumhuriyet Bilim ve Teknik Dergisi
Ekonomik kalkınmamız bilim ve teknolojiye stratejik önem vermekten geçiyor.
Atatürk’ün manevi miras olarak sadece akıl ve bilimi bırakması boşuna değil. O’nun
çizdiği yolda yetişen kişiler Türkiye’de bilimin de kilometre taşlarını oluşturdular.