1 04
Mark R. Cohen
kalabalıklara dair (özellikle ortaçağda) olaylan, yanı sıra yetkili
lerin binaların onarılmasına izin verdiği durumları gösterir.38
Yasanın
zimmi
ibadethaneleriyle ilgili lafzını hayata geçirme
ye İslam otoritelerinin sadece zaman zaman ilgi göstermeleriyle,
İslam hukuku kategorik yasaklamaya karmaşık biçimlerde ekler
yaph. İstisnalar ortaya çıkh. Bir ibadethaneye izin verip verme
meye karar vermenin ölçütü, kentin fetih sırasındaki statüsü ol�
du. Küçük görüş ayrılıkları, Sünni İslam'ın dört Ortodoks mez
hebini karakterize etti.39 Fıkıhçı El-Subki'nin on-dördüncü yüzyıl
ortalarında yazdığı iki antlaşma, ibadethane inşası ve on
anmını
büyük bir aynnhyla değerlendirir.40 Geç ortaçağdan bu türde
birçok değerlendirme var.
Zimmi
ibadethanelerinin statüsü üze
rine ayrı bir fıkıh literatürüyle karşılaşmamız şaşırhcı değil; zira
bunlar, gayri-Müslim dinsel yaşamın en dikkat çeken y
anını
ve
dolayısıyla doğal bir yakınma kaynağını·oluştururdu.
Mısırlı bilgin Şeyh Damanhuri, on dördüncü yüzyılda, Kahi
re'deki camilerin statüsü ile ilgili bir soruya yanıt verirken, ko
nuyla ilgili çeşitli görüşleri özetlemiştir. Hanefi mezhebinin, ba
rış antlaşmasıyla gayri-Müslimlerden alınan kentlerde, anlaş
manın toprağın yerli ahaliye ait olduğunu ve ahalinin haraç
vermesini hükme bağlaması koşuluyla, ibadethanelerin inşasına
izin verdiğini açıklamış. Teslim koşullan toprağı Müslüman sa
yıyor ve yerli ahaliye kelle-vergisi dayahyorsa, ibadet yerlerine
izin verilmezdi.41 Yıkıldıktan sonra ya da yıkılmak üzere olan
izinli bir binanın yeniden inşası, "yeni" olduğu belli olmayacak
şekilde kah kurallara bağlanmışh. İnşaat malzemeleri, orijinal
yapının malzemesiyle aynı olmak zorundaydı.42 İslam hukuku
nun, lafzına göre Kahire kiliselerinin ayakta durmasına izin ve
rilmemesi gerekirdi; ne var ki, Damanhuri'nin anlaşması, yıkıl
malarını önledi.43
El-Subki, ibadethanelere karşı iddiaların, İslam'ın mülkiyet
ve delil yasalarına uygun olması gerektiğinde ısrar eder.44 Tarih
sel ve belgesel kaynaklar, bunu doğrular. Örneğin
1038
yılında,
Haç ve H i lal Altında Ortaçağda Yah u d i l e r
l
0 5
Eski Kahire'nin (Fustat) Yahudileri, "modem, yakın zamanda in
şa edilmiş" bir sinagoga sahip olmakla suçlandılar. Yahudi ce
maatinin lideri, Müslüman bir mahkemenin önüne çıkarıldı ve
binanın eskiliğini kanıtladı. İddiasını desteklemek için, "sinago
gun eski bir yapı olup yeni inşa" edilmediğini doğrulayan çok
sayıda Müslüman tanığı birlikte getirdi. . Kadı, "olgulara ve bul
gulara uygun karar verdi ve kararını bağlayıcı yaplı." Sinagog
kurtuldu. Tarihçilerin şansına, Kahire'nin Yahudi cemaati, tekrar
sorun çıkması durumunda sinagogun eskiliğinin kanılı olarak
kullanılmak üzere, mahkeme karanın kendi arşivinde sakladı.45
Geç ortaçağa ait Mısır'dan başka bir örnek de, ibadethanele
rin statüsü konusunda
zimmi
din ve hukuk otoriteleri ile İslami
din ve hukuk otoriteleri arasındaki, kolay olmasa da beklenen
ilişki tarzını açığa vurur. 1442'de bir Kahire sinagoguyla ilgili İs
lami tarihsel kaynaklar ile Yahudi belgesel (Geniza) kaynakların
tesadüfi çakışması, ilginç bir öykü anlahr. Bir sinagogun rutin
denetimi sırasında yasadışı onarım izlerini arayan Müslüman bir
heyet, minbere kazınmış ve neredeyse okunamayacak derecede
silinmiş Arapça bir yazı keşfetmiş.
Ahmed
ve
Muhammed
sözcük
lerini -Peygamber'in
iki
adı- okumuş ve ölüm cezasını gerektiren
dine hakaret vakasıyla -İslamın kurucusunun adlarına ayakla
basan Yahudiler- karşılaşlıklan sonucuna varmışlar. Gayri
Müslim ahaliye yönelik baskıların arthğı bu geç dönemde bile,
kadılar ve
muhtasib
(piyasa denetçisi), üç Yahudi sanık hakkında
nispeten hukuksal nesnellikle soruşturma ve kovuşturma yü
rütmüş. Sonunda bir bütün olarak cemaatin isnat edilen suçla bir
ilişkisi olmadığına inanan, kadılar, sadece minberin yıkılmasını
emretmişler; yapıya bunun dışında zarar verilmemiş. Bir tür top
lu cezalandırma da buna eşlik etmemiş - aynı dönemin bir Al
man kentinde bir Yahudinin bu şekilde "keşfedilmiş" Hıristiyan
karşılı gerçek ya da sözde eylemi söz konusu olsaydı, olasılıkla,
bir toplu cezalandırma olurdu. Sadece suçunu itiraf edenler ce
zalandırılıp her kesin gözü önünde dövülmüş.46
1 06 Mark R. Cohen
O
zamanın Yahudi cemaati, bir iç krizden kaygılanıyordu:
Kendi reisinin kötü yönetimi. Memluk sult
anına
sunulan ve gö
revdeki adamı uzaklaşhnp yerine daha önceki "muhterem" kişi
yi atamasını isteyen başvurularında (Geniza belgesi) Yahudiler,
minber hakaretinde kusuru bulunduğunu ileri sürerek, savlarını
şeytani işler yapan Reise bir taşlamayla süslemişler!
Zimmi karşılı şiddetlerinde kontrol edildiklerinde bile, zimmi
ile onun Müslüman efendisi arasındaki sözleşmenin ihlali gibi
ihlaller tehlikeyi ortadan kaldırabilrr& 1442'de bir tek Kahire si
nagogundaki keşif, Müslüman otoriteleri diğer gayri-Müslim
ibadethaneleri araşhrmaya itti. Bu, himaye alhndaki cemaatlerde
büyük bir korkuya neden oldu. Bir Karait* Yahudi evi mescide
çevrilirken, birçok kilise de zan alhnda kaldı. Sonunda, Yahudi
(Rabbanit ve Karait), Samariten ve çeşitli Hıristiyan liderler bir
Müslüman kadının önüne · çağnlıp, Ömer Pakh'na bağlılıklarını
tekrarlamak zorunda bırakıldılar.47
Dinin Aleniyeti
Ömer Pakh'nın ilgili hükümleri, dinin açıkça belli edilmesiyle
ilgilidir: Kendi üstünlüğünü korumak için İslam, öncelikle, zim
mi dinin görünürlüğünü en aza indirmek istedi. Musevilikten
çok Hıristiyanlık esas kaygıydı; zira, Doğu Hıristiyanlığı birçok
törenini açık havada yapıyordu. Yollarda ve çarşılarda haçların
ve kutsal kitapların sergilenmemesi, kilise duvarları dışında halı
ların silkelenmemesi, kilisede görev yaparken ya da cenaze tö
renlerine katılırken zimmi1erin çok yüksek sesle konuşmaması,
gibi yasakların arka pl
anını
bunlar oluşturur. Hıristiyanlar, açık
Paskalya törenlerinden vazgeçmek zorunda kaldılar. İslam Hı-
*
8.
yüzyılda Kınm'ın dağlık bölgelerinde yaşayan Yahudi cemaatine
verilen ad- çv.
Dostları ilə paylaş: |