Haç ve Hi lal Altı nda Ortaçağda Yah udi ler l 7 5
!anarak olmasa da) Hıristiyanlığa döndürmeye çalışmasını söy
leyerek yanıt verir. Bununla birlikte, vaftizi kabul etmeyi redde
derlerse, bişopun onları sürme yetkisi vardır;, "zira Efendimizin
düşmanlarıyla birlik olmamamız lazım."14
Papa Leo'nun görüşünün, on birinci yüzyıla kadar fazla pra
tik bir önemi olmadı .. Kilise, genel olarak dünyadaki dünyevi,
hatta ruhani işler üzerinde sınırlı bir nüfuza sahip oldu ve Ya
hudiler, ekonomik yararlılıklarını sömürmede çıkarı bulunan
laik yöneticilerden önemli destek gördüler. Doğrudur; Latince
bir kaynak, Alman imparatoru Henry II'nin
1012
yılında Yahudi
leri Mainz kentinden kovduğunu anlatır. Fakat birkaç hafta son
ra geri dönmelerine, izin verildi ve Henry'nin hareketinin yerel
bir olaydan fazla bir şey olduğunu gösteren hiçbir kanıt yok.15 O
yıl Wecelin adlı bir papazın inancından dönmesine misillemede,
bulunduğu sanılıyor.16 Yine de
1012
olayı, yüksek ve geç orta
çağda gelecek olan daha belirleyici ve yaralayıcı dışlamaların
habercisiydi. Yahudilerin Hıristiyanlar arasında oturma varsa
yımsal hakkının zayıf güvenirliğini zedeledi.
On birinci yüzyılda başlamak üzere, haçlı ruhunun doğuşu
ve genel nüfus içinde Hıristiyan bilinç ve dindarlığın derinleş
mesiyle birlikte, Yahudiler giderek toplumdan dışlandılar.
İmansızlar olarak "kilise dışı"
(extra ecclesianı)
sayıldılar; pratik
bakımdan bu, Yahudilerin dini yargıya tabi olmamaları anlamı
na
geliyordu.
On
ikinci yüzyılın büyük düsturcusu Gratian,
Dec
retunı'
unda, bu tutumu desteklemek için Yeni Ahit'teki bir Pau
line söylencesini yeniden yorumladı:
Bununla birlikte, ya bizim hukukumuza tabi olmamaların
dan ötürü, ya da bizce bilinmesine karşın, suçlan açık kanıtlarla
kanıtlanamadığı için, onlara [imansızlar] disiplin uygulayama
dığımız zaman, cezalandırılmaları, yalnızca ilahi adalete bırakı-
l 76 Mark R. Cohen
lır. Bizim hukukumuzdan olmayanlara gelince, Korint'liler* Bi
rinci Mektup'ta Havari anlatır; Dışardakileri
[his
qui foris sunt]
yargılamak niye beni ilgilendirsin?
T
anrı
onları yargılayacak.17
Düstur hukuku, Yahudileri ilişki kurmanın yasaklandığı di-
ğer halklarla, özellikle paganlarla ve sapkınlarla birlikte grup
landınyordu. Görmüş olduğumuz gibi Yahudilerin diğer bağım
lı gruplarla birlikte kümelenmesi, Hıristiyan-Roma Yahudiler
hukukunda zaten vardı: Ortaçağ düstur hukuku, bu yabancıları
mahkemelerde Hıristiyarµarın sahip olduğu haklardan dışlayan
buyrukları da kapsadı. Gratian'ın
Decretunı'u,
"paganlar, sapkın
lar ve Yahudiler, Hıristiyanları dava edemezler" diye ilan eder.1s
Olasılıkla Roma ve düstur hukukundan etkilenen Germanik hu
kuk, sapkınlar ve inançsızlarla birlikte Yahudilerin de "mahke
mede bir Hıristiyandan davacı olmalarını ve davacı bir adama
vekil olmalarını" yasaklar.19
Yahudileri cüzamlılarla birlikte toplama -yabancılar olarak
statülerini pekiştiren bir bütünleştirme- eğilimi de yaygındı.20
Görmüş olduğumuz gibi, yaklaşık on dördüncü yüzyıl ortala
rında, Yahudilerden giysilerinin üzerine tanımlayıcı bir işaret
koymalarını isteyen Dördüncü Lateran Konsey'in dini buyruğu
uygul
anma
ya başlandı. Laik yöneticiler, düzensiz de olsa, Ya
hudilerin dış giysilerinin üzerine ayrı bir tanımlayıcı işaret dik
melerini kural haline getirerek kilisenin çağrısına yanıt verdiler.
Fahişeler gibi tiksindirici gruplar için özel giysi buyurulduğu
için, Hıristiyanlar, Yahudilerin özel işaretini de bir aşağılama ve
dışlama işareti, saymaktan başka bir şey yapamazlardı.21 Bir kral
ya da bişopun kendi kentine girişi üzerfue düzenlenen hoş gel
din töreninde Yahudilerin rolüyle ilgili tarifler de, on ikinci yüz
yılda başlamak üzere, bütünleyici olmaktan -"diğer herhangi bir
· Eski Yunanistan'da lüks, sefahat ve ahlaksızlık konularında adı çıkmış
Korint kentinde oturanlara verilen.ad- çv
.
Haç ve Hi lal Altı nda Ortaçağda Yah u d i l e r 1 77
grup gibi cemaatin bir parçası ve onun içinde dağılmış olarak
Yahudiler"- dışlayıcı olmaya döndü -"hoş geldin töreninde, Ya
hudilerin siyasi topluluktan dışlanmasıyla sonuçlanan bir deği-
şiklik."22
'
Yahudilerin, zaman içinde Hıristiyan toplumsal düzenin hi
yerarşisinden dışlandıkça, marjinal konumlarının olanaklarım
yitirdikleri sonucuna varabiliriz. On üçüncü yüzyıla gelindiğin
de, Latin Bah1daki Yahudilerin durumu, Dumont'un "kapsayan
ile kapsanılan ya da bütün ile öğe arasındaki" ilişkilere dayanan
hiyerarşi modeline arlık uymuyordu. Ne Hıristiyanlar ne de Ya
hudiler, Yahudilerin toplumun ayrılmaz parçası olduklarını,
kapsayan bir bütünün kapsanılan bir öğesi olduklarını düşünü
yordu. O sırada, "Hıristiyan bii tikelcilik, ilkel grup dayanışması
ve yabancı gruplara ilişkin apartheid politikası" kapsayan bütü
nün evrenselciliğini zayıflatmışh. Hıristiyanlığı, on üçüncü yüz
yılın başından itibaren giderek daha fazla toplumsal düzeni ka
rakterize eder duruma gelen toplumsal-mesleki "sınıflar"a bölen
karmaşık modellerden hiçbirinde, Yahudilerin yeri yoktu.23
Doğrudur; Hıristiyan kurtuluş öğretisinde (soteriology) Ya
hudilerin oynadığı rolle ilgili (Hıristiyan inancın üstünlüğünün,
ve uygunluğunun tanıkları olarak) yüzyıllık Augustinian gele
nek, Hıristiyan toplumun hiyerarşisinde Yahudilere alt kademe
yi yermeye devam etti. Ne var ki, Augustinian teoloji, karşı ağır
lık oluşturan güçlü siyasi, ekonomik toplumsal güçlerle karşı
karşıya kaldı. Augustinian gelenek, geç ortaçağ Yahudilerinin.
dışlanmasını önlemedi. Hıristiyan hiyerarşinin en alt kademe
sinde faile arlık hoş görülmedikten soma, on üçüncü ve on dör
düncü yüzyılların yaygın dışlama politikasının temeli ahlmış ol
du.
Hiyerarşi, Marjinallik ve Ortaçağ İslam'ının Yahudileri
Ortaçağ İslam' ına dönersek, şu soru sorulabilir: Buradaki hi
yerarşi ve matjinallik neydi? Müslüman toplumsal düzenin hi-
Dostları ilə paylaş: |