1 78 Mark R. Cohen
yerarşisinde 'Yahudiler (ve diğer gayri-Müslimler) organik bir
yer işgal ediyorlar mıydı? Ya da, Hıristiyan dünyasındaki ben
zerleri gibi, egemen toplumdan dışlanır duruma geldiler mi?
Yahudilerin özel giysilerle ve belli davranışlarla kendilerini Müs
lümanlardan ayırt etmelerini istediği için Ömer Pakh'nı,
zim:..
mi'lere dışlamayı dayatan bir belge olarak okumak olasıdır. Ger
çeklikte, Pakt'ın düzenlemeleri, bir tek toplumsal düzen içinde
Müslümanlar ile gayri-Müslimler arasındaki hiyerarşik aynını
pekiştirecek kadar dışlama niyetinde değildi. Gayri-Müslimler
"kendi yerlerinde" kalacakh. Müslümanların ya da İslam'ın üs
tünlüğüne meydan okuyabilecek herhangi bir hareketten, öze
likle dini hareketten sakınacaklardı. Bununla birlikte,
zimmi,
İs
lami toplumda belirli bir yer işgal ediyordu bişopluğuna -düşük
bir düzey, fakat.yine de bir düzey. Hinduizm gibi İslam da, fark
lılığı, hiyerarşik toplumsal ilişkiler düzeninin doğal gereği olarak
tanıyıp kabul ediyordu.
İslam düşüncesindeki en temel içerdekiler ile dışarıdakiler
ayrımı -dünyanın iki kısma ayrılması: İslam'ın Evi ya da Alanı
(dar el-İslam)
ve Savaş Evi ya da Alanı
(dar el-harb)
gayri
Müslimlerin Müslüman hiyerarşisine dahil edilmesini doğrular.
Savaş Alanı, İslam Alanı'na çok benzer ve Müslümanlara, İslam
toprakl
arının
dışındaki kafirlere karşı cihat yürütmeleri, onları
kılıç ile İslam arasında tercih yapmaya zorlamaları emredilir. Sa
vaş Alanı'nın yerli bir gayıj-Müslimi, güvenlik, garantisi alhnda
İslam toprağına -örneğin işi gereği- girebilir.24 Fakat bu, sadece
geçici bir himaye statüsüdür. Bu
mustamin1erin
üstünde, üçüncü
bir seçenekten -din değiştirme zorlaması, olmaksızın dininin ge
reklerini az çok özgürce yerme getirme ve güvenlik karşılığında
haraç ödeme ayrıcalığı- yararlanan İslam Alanı'nın yerleşik gay
ri-Müslim sakinleri,
ahi el-zımmet,
yer alır.25 Bu nedenle, marjinal
de olsalar Yahudi, ve Hıristiyan zimmi'ler, İslami toplumsal dü
zenin hiyerarşisinde kabul edilen, sabit ve güvenli bir aralığı iş-
gal ediyorlardı.
·
Haç ve H ilal Altı nda Ortaçağda Yah u d i l e r 1 79
Hanefi hukuku -İslami hukuk biliminin dört Ortodoks (Sün
ni) mezhebinden biri- bunu çok iyi ifade eder. Gayri-Müslim
mustamin'lerin
ve
zimmi'lerin
Müslüman mahkemelerdeki hu
kuksal konumunu karşılaşhran hukuksal belgenin bir bölümü,
miras hukukuyla ilgili olarak şunları belirtir:
Mustarnin'lerin karşısında ahl el-zımmet'nın konumu,
ahl
el
zimmet karşısında Müslümanların konumuyla aynıdır; zira,
mustamin'lerin aksine bunlar bizim Ala
nımız
a mensupturlar
[li'ennehum rnin ehli darine]. Bu nedenle de, zimmi bir köle, bi
zim aramızda kaldığı sürece bir mustarnin'in iyeliğine bırakıla
maz. Aksine, hpkı bir Müslüman bir zimmi'nin iyeliğine bırakı
lamayacağı gibi, mustarnin köleyi satmaya zorlanmalıdır.26
Başka bir Hanefi kitabında bu konum, daha açık bir şekilde
açıklanır: Haydutlara verilen cezanın, "Al
anımız
ın daimi men
supları
[ala el-ta'bid]
oldukları için" Müslümanlara ve zimrni'lere
eşit uygulandığı söylenir."27
Ortaçağ İslam'
ının
zimmet
tarhşmalarında kullanılan termino
lojiden
zimmi-
Müslüman ilişkilerini kapsayan bir hiyerarşi kav
ramı çıkarsanabilir.28
Dhimma
sistemini betimleyen en genel te
rim, cizye ödemeyi tarif eden Kuran ayetinin son sözcüğü
şaghi
rnn
' dan türetilen
şaghat'dır.
Görmüş olduğumuz gibi, diğer orta
çağ bilginlerinin yanı sıra birçok Kuran yorumcusu da, bunun
simgesel olarak alçalhcı bir hareketi tarif ettiğini kabul eder. Bu
nunla birlikte, İbn Kayyım el-Cevziyye kadar önemli bir otorite,
şaqhar'ın
gayri-Müslimin İslam otoritesine (yasal
arına
) boyun
eğmesine
[iltizamuhum li-jiryan ahkam el-milla aleyhim)
işaret etti
ğine dair daha temel bir fikri savunarak bütün bu anlamları red
detti.29
On
birinci yüzyıl İspanyol-Müslüman edebiyatçı ve fıkıh
çısı İbn Hazın, üç yüzyıl önce bunu dillendirdi:
Şaghar, onların İslam otoritesine tabi olduklarını [yajri hukm
el-İslam aleyhim] küfürlerinden herhangi bir şeyi ve İslam di
nince yasaklanan herhangi bir şeyi açıkça göstermemelerini anla-
1 80 Mark R. Cohen
br ... "ÖmerHükümleri", bunun için
Allah
ondan razı olsun,
şaghar'ı özetler.30
Bir tek bütünlük içinde grupların açık hiyerarşik sıral
anma
sı,
gayri-Müslimler ile Müslümanlar arasındaki temel ilişkinin bu
niteliklerinin temelini oluşturur.
·
Şaghar'a
tabi insanlar, marjinaldirler, fakat dışlanmazlar; zira,
kendi düşük, derecesine uygun davrandığı sürece zimmi, hakim
Müslüman grupla birlikte bir dizi faaliyete kahlmak için sınırları
geçebilir. Ekonomik faaliyetlerde tezahür etmesine karşın, bu
durum, kültürel alışverişe, devlet bürokrasisine ve hp mesleğine
de yayıldı. Başka bir ifadeyle, Yahudilerin ve Hıristiyanların İs
lam hiyerarşisi içinde marjinal bir durumda bulunmalan, İs
lam' ın toplumsal düzeninin yapısal bir özelliğini oluşturur.
Geleneksel olarak
şaghar
teriminin yerine Müslümanlar ile
zimmi1er arasındaki ilişkiyi tarif etmek için kullanılan başka bir
Arapça sözcükler saikımı, zimmi1erin düşük derecesini yumuşa
hr
görünüyor. Bu terimlerden en çok kullanılanı
ghiyar
terimi
dir.31 Bazen bu terimin eşanlamlısı olan ve farklılığı ya da ayrılığı
gösteren
tamyiz
sözcüğüne rastlanır. Birincisinde ghiyar, gayri
Müslimlerden istenen ayrı giysileri anlam; fakat, terim genişle
yerek, Müslümanlar ile gayri-Müslimler arasındaki bütünsel
farklılık sistemini de çağrışhrır.32 Doğrudan Kuran'ın kavgacı
cizye ayetinden alman
şaghar
teriminden daha az amirane olan
ghiyar/tamyiz
sözcükleri,
şaghar'ın
taşıdığı hiyerarşik anlama kar
şın ortak çıkarları bulunan Müslümanlardan ayrı, fakat onlarla
paralel bir arada var olan farklı etno-dini gruplar arasında "ya
tay" ilişkiler olasılğını gösterir.
Gerçekten de, zimmi'lerin marjinal durumlarının şekillendir
diği fiili toplumsal ilişkiler,
şaghar
rejiminin ayrımcı niyetini bir
bakıma yahşbrdı.
On
ve on birinci yüzyıl Irak'ıyla ilgili kaynak
lara dayanan Roy Mottahedeh, katiplerin, askerlerin ve tüccarla
rın
(yanı sıra doktorların), ortak çıkarlar etrafında kendilerini
Dostları ilə paylaş: |