Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalı



Yüklə 1,65 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə20/37
tarix28.11.2023
ölçüsü1,65 Mb.
#134390
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   37
2.3 KANT VE SİYASET FELSEFESİ 
Kant’ın sadece ahlaklılık ve insanlık kavramlarını değerli bulması, yani bu ikisinin takas 
edilebileceği herhangi bir başka şeyin olmadığını söylemesi, konunun toplumsal 
boyutunu ortaya koyar. Kant’ın ahlak felsefesi ile amaçlanan, kişinin, yasaya uygun 
şekilde eyleyerek sadece kendisi için ahlaklı bir yaşam kurması, sadece kendisi için özgür 
ve insanlık onuruna yakışır bir eylemde bulunması değildir. Kişi, eylemlerinde, her 
zaman tüm insanlık adına hareket ediyormuşçasına hareket etmeli, bireysellikten 
sıyrılarak, tüm insanlık adına eylemelidir. Kant’ın nihai olarak kozmopolitizme yönelen 
felsefesi, sistematik yaklaşımının en başından itibaren her zaman bütüne yönelmekte, 
evrensel olanı hedeflemektedir. Ancak bireysel olandan evrensel olana geçişte, bir ara 
basamak olarak toplum ve devlet üzerine incelemelerin atlanması mümkün değildir.
Kant’ta bireyden tüm insanlığa geçiş yaparken, tıpkı Stoacılar’ın içten dışa genişleyen 
halkaları gibi bazı basamakları takip eder. Bu nedenle kozmopolit olana ulaşmadan önce 
toplumsal olan ortaya konulmalıdır.
Kant’ın saf akıldan pratik akla geçişteki köprü kavramı, aklın antinomileri arasında ilk 
olarak çözüme kavuşturularak diğerlerinin de tanıtlanmasının temel kavramı, ahlak 
yasasının bilinme sebebi olarak özgürlük idesi, Kant’ın felsefesinin toplumsal boyuta 
taşınmasının da anahtar kavramıdır. 1784 yılında yazdığı “Aydınlanma Nedir?” 
makalesinde de görebileceğimiz gibi Kant, kişinin aklını özgürce kullanabilmesini 
Aydınlanmanın parolası haline getirir. “Sapere aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini 
göster!” (Kant, 2008a, s. 263) 


33 
Kant’a göre insanlar tembellik ve korkaklık nedeniyle, doğanın onlara verdiği aklı 
bağımsız şekilde kullanmaktan kaçınırlar. Çünkü özgürce düşünmek eylemi hem zordur, 
insanı çeşitli sıkıntılara düşürebilir, hem de tehlikelidir, kuvvetli dogmalara ve 
önyargılara cesurca karşı çıkmayı gerektirebilir. İşte bu nedenle insanların çoğu aklını 
başkalarının yönlendirmelerine bırakır ve kendilerinin tercih ettiği bir ergin olmama 
halini muhafaza ederler. Kant, bu ergin olmama halinden kurtuluşu “Aydınlanma” olarak 
isimlendirir. Aydınlanma aynı zamanda boşinançtan kurtulmadır. Boşinanç ise aklın 
edilgin kullanımı olan önyargıların en büyüğüdür. Zira boşinanç, “birini içine düşürdüğü, 
giderek ondan bir yükümlülük olarak istediği körlük başkaları tarafından güdülme 
gereksinimini, dolayısıyla edilgin bir us durumunu özellikle belirgin kılar” (Kant, 2016, 
s. 110). 
Bu güdülme gereksinimi yani ergin olmayış hali, başkalarının denetimini ve idaresini 
üzerine alanlar, diğer bir deyişle kişinin vasileri tarafından gizlice desteklenmekte, kişinin 
kendi kendine aydınlanmasının önüne geçmek için çeşitli dogmalar ve kurallarla, insanın 
doğasına uygun hareketlerinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle Kant’a göre, 
kişinin tek başına bir aydınlanma yürüyüşüne başlaması, toplumun bu yürüyüşe 
başlamasından daha zordur. Çünkü toplumun içinde her zaman, bağımsız düşünen ve 
öncülük edebilecek birkaç kişi bulunacaktır. “Bunlar, önce kendi boyunduruklarını 
atacaklar, sonra da insanın kendindekini akıllıca değerlendirmesi yanında bağımsız 
düşünmenin kişi için bir ödev olduğu anlayışını çevrelerine yayacaklardır” (Kant, 2008a, 
s. 265). İşte böylece, insanın doğasına uygun olan eylemi için yani akla uygun eylemi için 
gerekli olan kıvılcımın, bireyden ziyade toplumda ortaya çıkmasının daha kolay olacağı 
açığa çıkar. Ancak bu toplumsal bakış açısına yöneldiğimizde, aklın özgürce kullanımının 
da farklı bir boyutu işin içine katılmalıdır. Kant’a göre “aydınlanma için özgürlükten 
başka bir şey gerekmez ve bunun için gerekli olan özgürlük de özgürlüklerin en zararsız 
olanıdır: Aklı her yönüyle ve her bakımdan çekinmeden kitlenin önünde apaçık olarak 
kullanmak özgürlüğü” (Kant, 2008a, s. 265). 
Böylece Kant, özgürlüğün kullanılış biçimleri arasında en zararsız olanına vurgu yaparak, 
bu özgürlüğün kullanılışının zararlı hallerinin de olabileceğini belirtir ve bu ayrım bizi, 
aklın kamusal ve özel kullanımına götürür:


34 
“Kendi aklını kamu hizmetinde kullanmaktan, bir kimsenin, örneğin bir bilginin 
bilgisini ya da düşüncesini, yani aklını, onu izleyenlere, okuyanlara yararlı olacak 
bir biçimde sunmasını anlıyorum. Aklın özel olarak kullanılmasından da kişinin, 
kendi işi ve memuriyeti çerçevesinde, kendisine emanet edilen topluma ilişkin bir 
hizmeti ya da belirli bir görevi yerine getirmesi diye anlıyorum” (Kant, 2008a, s. 
266).
Kant’a göre bu kullanımlardan kamusal olan sınırlandırılmamalı, tamamen özgür 
bırakılmalıdır. Aklın özel kullanımının sınırlandırılması ise aydınlanma için bir sorun 
teşkil etmez. Yani kişiler kendilerine devletçe ya da yöneticileri vasıtasıyla yüklenen 
işleri sorgulamaksızın yerine getirmeli ancak bu konudaki görüşlerini kamusal alanda 
özgürce 
tartışabilmeli, 
eleştirebilmelidirler. 
Aydınlanmanın 
basamaklarını 
tırmandırabilecek eylem tarzı budur. Sorunların kamusal alanda özgürce tartışılması 
yavaş ama sağlam bir ilerleme sağlamak için gereklidir. Özgürlüğün aksi şekilde 
kullanımı, yani aklın kamusal özgürlüğünün yavaş adımları beklenmeden, ani bir 
devrimle getirilecek değişimler ise istenilen sonucu kalıcı bir biçimde sağlamaz. “Gerçi 
devrimlerle bir baskı rejimi, kişisel bir despotizm, bir zorbalık yönetimi yıkılabilir; ancak 
yalnız bunlarla, düşüncelerde gerçek bir düzelme, düşünüş biçimlerinde ciddi bir iyileşme 
elde edilemez; tersine, bu kez yeni önyargılar, tıpkı eskileri gibi, düşüncesiz yığına, 
kitleye yeni birer gem, yeni birer yular olurlar” (Kant, 2008a, s. 265).
Kant bu konuya “Aydınlanma Nedir?” makalesinin yanı sıra, “Teori ve Pratik” 
makalesinde ve 

Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə