İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İMÂM ALİ'yi (A.S) YALNIZ BIRAKAN, YALNIZ KALIR



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə51/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   56

192- İMÂM ALİ'yi (A.S) YALNIZ BIRAKAN, YALNIZ KALIR


981- Zeyd b. Sûhan, Hüzeyfe b. Yemân'dan nakletmiştir; Resulullah'tan (s.a.a) duydum ki şöyle buyuruyordu:

"Ali, iyilerin emiri ve fâcirlerin katilidir; ona yardım edene, yardım edilir ve onu yalnız bırakan, yalnız kalır. Bilin ki, hiç şüphesiz, hak onunla birliktedir, onu takip eder. O hâlde, siz de sürekli onunla birlikte olun."1065[1065]

982- Kâsım b. Abdülgaffar, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle dua ettiğini duyduğunu nakletmektedir:

"Allah'ım, Ali'ye yardım edene, yardımcı ol. Allah'ım, Ali'ye değer verene, değer ver. Allah'ım, Ali'yi yalnız bırakanı, yalnız bırak."1066[1066]


5. Bölüm


• İmâm Ali'nin (a.s) Mazlumiyeti

• İmâm Ali'nin (a.s) Vasiyeti

• İmâm Ali'nin (a.s) Şehâdeti

İMÂM ALİ'NİN (A.S) MAZLUMİYETİ

193- İMÂM ALİ'NİN (A.S), RESULULLAH'TAN (S.A.A) SONRAKİ MAZLUMİYETİ


983- İmâm Ali Rızâ (a.s), senetli bir hadiste, babaları kanalıyla, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmektedir:

"Ya Ali, benden sonra sen, mazlum olacaksın. Sana karşı savaşan kimsenin vay haline ve ne mutlu, seninle birlikte savaşan kimseye! Ya Ali, sen benden sonra, benim sözüm ve benim dilimle konuşursun. Seni reddeden kimsenin vay haline ve ne mutlu senin sözünü kabul eden kimseye. Ya Ali, benden sonra sen bu ümmetin efendisi ve imâmı ve benim onlara halifemsin; kim senden ayrılırsa, Kıyâmet günü benden ayrılmış olur ve kim seninle birlikte olursa, Kıyâmet günü benimle birlikte olur…"1067[1067]

984- Resulullah (s.a.a), Hz. Ali'ye (a.s) hitaben:

"Ya Ali, benden sonra sen mazlum olacaksın. Sana zulmeden, bana zulmeder; sana insaflı davranan, bana insaflı davranmış olur; seni inkâr eden, beni inkâr eder; seni seven, beni sever; sana düşman olan, bana düşman olur; sana itâat eden, bana itâat eder ve sana karşı gelen, bana karşı gelmiş olur."1068[1068]

985- Resulullah (s.a.a): "Kim, benim vefatımdan sonra, yerime oturacak şu Ali'ye zulmederse, benim nübüvvetimi ve benden önceki peygamberlerin nübüvvetini inkâr etmiş gibi olur."1069[1069]

986- İmâm Ali Rızâ (a.s), babalarından, onlar da Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmişlerdir:

"Ya Ali, sen benden sonra, mazlum olacaksın. Sana zulmeden ve (hakkına) tecavüz eden kimsenin vay haline! Ne mutlu, sana uyan ve sana karşı, cüretkar davranmayan kimseye!…"1070[1070]

194- İMÂM ALİ'NİN (A.S) KUYULARLA DERTLEŞMESİ


987- Senetli bir rivâyette Meysem-i Temmâr'dan şöyle nakledilmiştir:

"Gecelerden bir gece Mevlâm Emirü'l-Müminin (a.s) benimle birlikte Kûfe'den dışarıya çıkıp Cu'fî mescidine doğru hareket etti; oraya vardığında kıbleye dönüp dört rek'at namaz kıldı, selâm verip tesbih ettikten sonra, ellerini açıp dua etti (ki bir cümlesi şöyledir): 'Allah'ım, sana karşı geldiğim hâlde, nasıl seni çağırabilirim…' Sonra ayağa kalkıp dışarıya çıktı; ben de onu takip etmeye başladım. Sahraya çıktığımızda, benim için bir çizgi çizdi ve 'Bu çizgiden ileri geçmeyeceksin!' buyurdu ve benden ayrılıp gitti. Çok karanlık bir geceydi. Kendi kendime dedim ki: "Ey nefsim, ben Mevlâm'ı kendi haline bıraktım, oysa onun bir sürü düşmanı vardır. Bundan dolayı Allah ve Resulü'nün yanında nasıl bir mazeretim olabilir ki? Allah'a yemin olsun ki onun izini takip edip durumundan haberdar olmaya çalışacağım; gerçi bu onun emrine muhalefet sayılsa dahi.' Bilahare onu aramaya başladım. Bir de gördüm ki vücudunu yarıya kadar kuyuya sarkıtmış; o, kuyuyla konuşuyor, kuyu da onunla! Beni fark edince, dönüp 'Kimsin?' diye sordu. 'Ben Meysem'im' dedim. Buyurdu ki: 'Ey Meysem, ben sana o çizgiyi geçmemeni emretmemiş miydim?' 'Ey Mevlâm dedim, sizin için düşmanlarınızdan korktum ve kalbim buna dayanamadı!' 'Peki dediklerimden bir şey duydun mu?' diye sordu. 'Hayır bir şey duymadım ey Mevlâm' dedim. Bunun üzerine 'Ey Meysem!' dedi ve şu şiiri okudu:

"Göğsümde bazı ihtiyaçlar duyuyorum ki

Göğsüm onlar için daraldığında

Elimle yerde kuyu kazıyorum

Ve sırlarımı ona açıyorum ben

Yerden biten bitkiler, ne varsa

Benim ektiğim tohumdan çıkmakta!"1071[1071]


İMÂM ALİ'NİN (A.S) VASİYETleri

195- İMÂM ALİ'NİN (A.S) İMÂm hasan'a (a.s) ve imÂm hüseyin'e (a.s) VASİYETi


988- Hz. Emirü'l-Müminin Ali (a.s), İbn Mülcem Mü-râdî Melun tarafından vurulduğunda, ölüm yatağında İmâm Hasan (a.s) ve İmâm Hüseyin'e (a.s) hitaben şöyle vasiyet ettiler:

"İkinize de Allah'tan çekinmeyi, dünya sizi arasa, istese bile onu aramamayı, istememeyi vasiyet ederim. Ona ait bir şeyi elde edemediğiniz, elinizdekini yitirdiğiniz için de hayıflanmayın. Gerçeği söyleyin; âhiret ecri için iş görün; zâlime düşman olun, mazlûma yardımcı kesilin.

İkinize, bütün evladıma, ehlibeytime ve bu yazım kime ulaşırsa ona, Allah'tan çekinmeyi, işlerinizi düzene koy-mayı, aranızı uzlaştırmayı vasiyet ederim. Allah'ın salâtı ona ve soyuna olsun, Ceddinizden duydum, derdi ki: "İki kişinin arasını bulmak, bütün (nâfile-sünnet) namazlardan, oruçlardan üstündür."

Allah için, Allah için yetimleri koruyun, bâzı kere aç, bâzı kere tok bırakmayın onları; size tapşırılan haklarını yitirmeyin onların. Allah için komşularınızı görün, gözetin; bu, Peygamber'inizin vasiyetidir; komşular hakkında öylesine tavsiyede bulundu ki onlar da mîrâsa girecekler sandık.



Allah için, Allah için Kur'ân'a riâyet edin; onunla amel etmekte başkaları sizi geçmesin.

Allah için, Allah için namazı bırakmayın; çünkü o, dininizin direğidir. Allah için, Allah için Rabbinizin evininin ziyâretini, haccetmeyi bırakmayın; siz hayatta bulundukça boşlamayın o evi; çünkü o ev, terk edilirse mühlet bile verilmez sizlere; azap gelir çatar. Allah için, Allah için mallarınızla, canlarınızla, dillerinizle Allah yolunda savaşın; birbirinizi dolaşmanızı görüp gözetmenizi, birbirinizin ihtiyâcını gidermenizi, birbirinizden yüz çevirmemenizi, birbirinizden ayrılmamanızı vasiyet ediyorum. İyiliği buyurmayı, kötülükten nehyetmeyi bırakmayın; sonra kötüleriniz başınıza geçer; sonra da duâ edersiniz, icâbet edilmez size.

Ey Abdülmuttalib oğulları, Emirü'l-Müminin katledildi deyip Müslümanların kanlarına girmenizi, öç almaya kalkmanızı istemem, sakının bundan. Benim için yalnız beni öldüreni öldürün. Bekleyin hele, onun şu vuruşundan ölürsem, onun bana bir tek vuruşuna karşı siz de ona bir kere vurun; şurasını, burasını keserek eziyete kalkışmayın; çünkü ben, Allah'ın salâtı ona ve soyuna olsun, Rasûlul-lah'tan duydum; derdi ki:

"Sakının eziyetten, işkenceden, öldüreceğiniz kuduz köpek bile olsa."1072[1072]


Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə