MTD
www.mtddergisi.com
ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ
Ocak / Şubat / Mart / Nisan 2017 Sayı: 10 Kış - İlkbahar
INTERNATIONALREFEREEDJOURNAL OF DESIGNANDARCHITECTURE
January / February / March / April 2017 Issue: 10 Winter – Spring
ID:150 K:251
ISSN Print: 2148-8142 Online: 2148-4880
(ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)
(Marka Patent No / Trademark)
(2015/04018 – 2015/GE/17595)
239
ULUSLARARASI HAKEMLİ
TASARIM MİMARLIK DERGİSİ
INTERNATIONAL
REFEREED
JOURNAL
OF DESIGN AND ARCHITECTURE
PRINT ISSN: 2148-8142 - ONLINE ISSN: 2148-4880
GİRİŞ
Geçmişten günümüze ulaşabilen yerleşme
ve kalıntılar tarihi çevremizi oluşturmakta-
dır. Genel görünümleriyle görenlerde hay-
ranlık bırakan tarihi çevreler, düzenleme-
lerinde çeşitli üslup ve biçimleri barındır-
masının yanı sıra kıvrımlı sokaklarıyla hoş
şaşırtmalara imkân sunmaktadır. Günümüz
koşullarına ayak uydurabilmiş olan kent
yerleşmelerini ve mahalleleri incelemek
bugünü anlamamızı, kendimizi tanımamı-
zı sağlamaktadır. Tarihi çevre içinde yer
alan binalar sergiledikleri mimarlık üslup-
ları, mekân tasarımları ve yapım teknikle-
riyle bulundukları bölgenin mimari kimli-
ğini yansıtmaktadır. Geçmişten günümüze
ayakta kalmış bir köy yerleşmesi ya da
kentin bileşenleri olan binaları ve onlara ait
kapı, dolap, ocak, pencere, tavan ve cumba
gibi mimari elemanları yerinde, özgün ko-
numunda görmek ve çevrenin bütünlüğünü
anlamak çok daha merak uyandırıcı olmak-
tadır (Ahunbay, 1996: 92-93).
Geçmiş uygarlıkların sosyal ve ekonomik
durumu, yaşam tarzı ve kültürel değerle-
ri ile ilgili birçok ayrıntı hakkında bilgi
veren tarihi çevreler, zaman süreci içinde
değişimden etkilenmişlerdir. Bu değişim-
le birlikte işlevini yitirmiş olan tarihi kentin
gelecek kuşaklara aktarılabilmesi, kent yer-
leşimindeki eski yapıların özgün kimlikleri-
nin korunmasıyla sağlanmaktadır. Geçmişten
günümüze ulaşabilen kültür değerlerimizin,
gelecek nesillere aktarılması toplumsal bir
görevdir.
Anıtların değerlendirilerek koruma
çalışmaları sırasında bu toplumsal sorumlu-
luğun yanı sıra, topluma; kültürel, ekonomik
ve sosyal açıdan birçok fayda sağlanmaktadır
(Kuleli, 1998: 18-20). Tarihsel sürekliliğin
devam etmesi, bireylere ve toplumlara tarih
bilinci kazandırılması için anıtlar korunmalı-
dır. Yaşadıkları çevre bireylere tarihi geçmi-
şin izlerini ulaştırabilmelidir (Tekeli, 1989:
78-81). Bugünün ve yarının temellerini atar-
ken tarihi değerlerimizi unutmadan modern
bir yorum ile günümüz mimarisiyle bütünleş-
tirmek toplumsal görevimizdir (Özer, 1989:
36-38).
Bu çalışma kapsamında, korumayla ilişki-
li teorik bir bilgi vermekten ziyade koruma
planlamasına ilişkin mimari özelliğin dere-
celendirme yöntemleriyle değerlendirilmesi
amaçlanmıştır. Hızla değişen kentte eski do-
kuyu yeterince saptayarak korunması yolun-
da gerekli girişimlerde bulunulmasına dikkat
çekilmiştir. Bu yaklaşımla, koruma planla-
rında düşünülmesi gereken detaylı bir değer-
lendirme şekli geliştirilmiştir. Bu çalışmada,
geleneksel evlere ait mimari kimliğin kaybol-
masını önlemek için koruma adına bir yöntem
önerilmiştir.
MTD
www.mtddergisi.com
ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ
Ocak / Şubat / Mart / Nisan 2017 Sayı: 10 Kış - İlkbahar
INTERNATIONALREFEREEDJOURNAL OF DESIGNANDARCHITECTURE
January / February / March / April 2017 Issue: 10 Winter – Spring
ID:150 K:251
ISSN Print: 2148-8142 Online: 2148-4880
(ISO 18001-OH-0090-13001706 / ISO 14001-EM-0090-13001706 / ISO 9001-QM-0090-13001706 / ISO 10002-CM-0090-13001706)
(Marka Patent No / Trademark)
(2015/04018 – 2015/GE/17595)
240
ULUSLARARASI HAKEMLİ
TASARIM MİMARLIK DERGİSİ
INTERNATIONAL REFEREED
JOURNAL OF DESIGN AND ARCHITECTURE
PRINT ISSN: 2148-8142 - ONLINE ISSN: 2148-4880
AMAÇ
Tarihi Sille yerleşiminden elde edilen mevcut
veriler doğrultusunda; eski çağlara uzanan bir
yerleşim yeri alanı olan Sille yerleşiminin is-
kan tarihi Neolitik dönem açısından incelen-
mesi şeklindedir.
KURAMSAL ÇERÇEVE
Geçmişi eski çağlara uzanan bir yerleşim
alanı olan Sille yerleşmesinin iskân tari-
hi Neolitik dönemlere kadar uzanmaktadır
(Bahar, 1994:313-321). Sille, Hristiyanlık
döneminde kutsal hac yolu üzerinde yer alan
önemli bir yerleşmedir (Özönder, 1998: 11-
16, Küçük, 2001: 82-85, Sarıköse, 2009: 101-
103). Geçmişten günümüze onarımlarla ula-
şan Sille’nin en büyük kilisesi olan Aya Eleni
Kilisesi’nin temelleri de 327’de bu kutsal hac
yolculuklarından birinde atılmıştır (Konyalı,
1997: 61-63). XIX. yüzyıl sonuna kadar 20–
30 köyün bağlı olduğu yerleşme, Osmanlı
döneminde önemli gelişmeler geçirmiştir
(Sarıköse, 2009: 29-30). Cumhuriyet döne-
minde de kendisine bağlı 16 köy ile (Ulusoy,
1951: 82-84) 1980’lere kadar ayrı bir beledi-
yelik olan Sille, 1989’dan sonra Selçuklu il-
çesine bağlı bir mahalle olmuştur (Erdem vd.,
2010: 34-37).
Ortasında bir dere yatağı bulunan ve günü-
müzde ağırlıklı kuzey ve kısmen güney ya-
maçlarda yerleşik bir görünüm oluşturan
Sille’nin
(Resim 1) doğu yönünde Konya çı-
kışı, batı yönünde ise Tatköy ve Sille Barajı
çıkışı bulunmaktadır. Batı da engebeli bir
arazi yapısı olan Sille
(Resim 2), doğu da
nispeten daha düz bir arazi yapısına sahiptir.
Sille bağları olarak anılan bu düz kısımların
geçmişte Meram bağları kadar güzel olduğu
söylenmektedir (Ulusoy, 1951: 82-84).
Resim 1. Düz Damlı, Kübik Mimari
Tarzda Sille Evleri
Resim 2. Eski Yoğun Dokuya Bakış
Sille deki nüfusun büyük kısmı geleneksel
dokuya ait özellikleri yansıtan düz damlı,
kübik mimari
(Resim 1) tarzda inşa edilen
evlerde yaşamışlardır. Bugün ise, her iki ya-
macın da yüksek yerlerinde eski yoğun doku-