134
Y
akın
D
oğu
Ü
nİversİtesİ
İ
lahİYat
F
akÜltesİ
D
ergİsİ
lıktan doğan farklılığa misal:
ادلو للا ذختا اولاقو
ayeti
111
“vavsız” olarak
اولاق
ادلو للا ذختا
şeklinde okunmuştur.
يثنلأاو ركذلا قلخ امو
ayeti
112
قلخ ام
pasajı
hazfedilerek
يثنلأاو ركذلا و
şeklinde de kıraat edilmiştir.
g- Lehçe farklılıkları. Feth, imale, terkik, tefhim, hemze, teshil
muzari harfinin kesresi ile okunması, bazı harflerin kalbi, müzekker
mim’lerin işbaı ve bazı harekelerin işmamı gibi.
هنانب يوسن نا نيرداق ىلب -يسوم ثيدح كيتا له
ayetlerinde
113
يلب-يسوم-يتا
keli-
meleri kesreye meyilli olarak imale ile okunur.
اريصباريبخ
kelimelerinde
geçen “ra” harfleri ince okunur.
قلاطلا و ةلاصلا
kelemlerindeki “lam” harfi
ince okunur.
114
Suphi Salih’e göre, yukarıda yedi vecihle ilgili sayılan hususlar
Kur’an’ın edası yönünden olan farklılıklar (ihtilaflar) dır. Bu yedi ve-
chin bir kelimede olması şart değildir. Bazen kelimenin yapısına göre
bir kelimede iki veya daha fazla vecih olabilir. Bazen de yalnız bir vecih
olabilir. Kur’an yedi harfle indiği sırada Peygamber (s.a.v), sahabenin
arasında bulunuyordu. Hz. Peygamber onlara okuyor ve yeri geldiğin-
de onları bu konuda uyarıyordu. Onların çoğu ümmiydi; okuma yaz-
ma bilmiyorlardı. Onlar, vecih farklılıklarından doğan değişikliklerin,
bütün Kur’an kelimelerinde yedinin dışına çıkmayacağını biliyorlardı.
Böylece Peygamber (s.a.v)’in tespit ettiği üzere onların çeşitli kıraatleri
pratik olarak cem olmuştu. Kur’an’ın yedi harfle indiğine dair bilgi
bize kadar böylece ulaştı ki biz bunu ancak istinbat ve istikra (incele-
me/tetkik) yoluyla bilmekteyiz.
115
İsmail Karaçam, Yedi Harf’le ilgili meseleleri detaylı bir şekilde ince-
lemiş, konuyla ilgili pek çok görüşü tahlil ettikten sonra Suphi Salih’in
görüşünün itimada şayan olduğunu belirterek bu görüşten yana oldu-
ğunu açıklamıştır.
116
Daha önce belirtildiği gibi Yedi Harf’le ilgili bir nas ve herhangi bir
rivayet bulunmamasından dolayı insanlar bunun tayininde ihtilaf et-
mişlerdir.
117
Hz. Peygamber, Kur’ân’ın yedi harf üzere indirildiğini çe-
şitli hadislerinde bildirmiş, ancak yedi harften maksadın ne olduğunu
açıklamamıştır. Ancak sahâbe, yedi harfin ne olduğunu bildiği için bu
konuda Hz. Peygamber’e bir şey sormamıştır. Meselenin doğası gereği
yedi harften maksadın ne olduğunu bilmeselerdi elbette Peygamber
(s.a.v)’e bunun hangi anlama geldiğini sorarlar ve bu rivayetler bize
111 Bakara, 2/116.
112 Leyl, 92/3.
113 Kıyame, 75/4; Naziat, 79/15.
114 Geniş bilgi için bkz.
Suphi Salih,
a.g.e., s. 109-116.
115 Suphi Salih,
a.g.e., s. 116.
116 Karaçam, İsmail,
Kur’an-ı Kerim’im Nüzulü ve Kıraatı, s. 106.
117 Zerkeşi,
a.g.e., I, 270.
Klasik Tefsir Mukaddimelerinde Yedi Harf Meselesi ve Yorumları
135
kadar ulaşırdı. Yedi harfle ilgili görüşlerin ve yorumların çok olması da
bundan kaynaklanmaktadır. Bu çerçevede Yedi Harf’le ilgili açıklama-
ların ve yapılan analizlerin kesinlik kazandığı söylenemez. Ancak bazı
yorumların gerçeğe daha yakın olduğu söylenebilir ve isteyen o fikrin
yanında yer alabilir.
Yedi harfin yedi vecih olduğunu söyleyen âlimler, bu tespiti kendi
kanaatlerine göre yapmışlardır ki, bunların bir kısmı ortak görüşler-
dir. Öte yandan bir âlimin kabul ettiği bir vechi, diğerinin kabul et-
memesinin veya bir hususun bazen bir bazen de iki veya daha fazla
madde içinde zikredilmesinin yedi sayısına uyma zorunluluğundan
kaynaklandığı söylenebilir.
118
Abdurrahman Çetin, yedi harfle ilgili fikirleri değerlendirmiş, Yedi
Harf’ten maksadın, yedi vecih olduğunu söyleyenlerin belirli bir yedi
vecih üzerinde ittifak edemediklerini ve bunların çoğunun ortak vecih-
ler olduğunu belirtmiştir. Yedi Harf’i vecih olarak ele alan görüşünün
en makul olduğunu söyleyen Çetin, tenkit edilecek hususun ise “yedi”
içinde kalma mecburiyetinin duyulmuş olmasıdır, şeklinde görüş bil-
dirmiştir.
119
Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyoruz.
118 Bkz. Çetin,
Abdurrahman, s. 141.
119 Çetin, Abdurrahman, a.g.e., s. 148-149.