_________________________________________________________ART-SANAT 2014/1___________________________________________________________
91
Vedat Dalokay Mimarlar Odasının çağrısıyla yarışma jürisinden çekilmişlerdi. Gelen
eleştirilerin tümü Atatürk heykeli yarışmasının düzenlenmesine değildi. Büyük Millet
Meclisi yerleşkesinde yapılacak olan Halkla İlişkiler Binasının davetli bir yarışmayla
elde edilmesine de karşı çıkıyorlardı. Zaten 1979 yılında Cumhuriyet Senatosu yeni
Senato binası için bir yarışma anons etmişti. Bu karışık ve stresli ortamda 1980 darbesi
de yaklaşmaktaydı.
Atatürk heykeli için açılan yarışma 1979 ve 1980’de iki aşamalı olarak
gerçekleştirildi. Jüriye Holzmeister’da davet edildi. Behruz Çinici’nin anlattıklarına göre
Holzmeister yaşından dolayı seyahat edebilecek durumda değildi. Bununla beraber
yapılan yarışma teslimlerinin fotoğrafları o zaman Avusturya’da ikamet eden
Holzmeister’a gönderilmişti. Çinici Holzmeister’in anıtın yerini belirlediği eskizleri
jüriye gönderdiğini belirtir. Bu eskizlerde 5000 kişilik bir amfi ve Şeref Avlusunu
karşılayacak şekilde 20x20 metrelik bir halk forumu çizer. Holzmeister, Balamir
tarafından yayına hazırlanan, TRT sunucusu Nazmi Kal tarafından yapılan bir
röportajında jüri üyesi olması sıfatıyla bazı önerileri seçip gönderdiğini belirtir. Bazı
mimarların Meclis yapısında değişiklikler yapmayı istediğinden dem vurarak, Meclis’te
Atatürk Anıtı’nın yerinin belli olduğundan, o anıtın arkasında değil önünde toplanılması
gerektiğinden bahseder. Atatürk’ün çepeçevre sarılması gerektiğini anlatır (Balamir
2002: 18). Gezer’ e göre Holzmeister anıtın yer seçiminde jüriye gönderdiği mektupta
belirttiği şekliyle ön bahçede değil de Senato bloğunun yanında yer almasında etkili
olmuştur. Bu manevrayla bina ve çevresindeki aksiyelite kırılacak ve böylelikle insanlar
anıtın arkasında değil hep önünde toplanacaklardır. Bu fikir Holzmeister’in en baştan
beri gerçekleştirmek istediği halk forumu ideali ile örtüşecek, Parlamento binasına
yaklaşımda Atatürk heykeli görsel ve fiziksel bir engel oluşturmayacaktır.
Yarışmanın ilk etabında teslim edilen 43 projeden sadece 10’u ikinci etap için
seçilmiştir. İkinci etapta yarışmacılardan bazı değişiklikler yapmaları istenmiş, ek
çizimler ve farklı ölçek modelleri teslim etmeleri beklenmiştir. Aralarından Hüseyin
Gezer (heykeltraş) ve İmran Gezer (mimar)’ın projeleri birinci seçilmiştir. Holzmeister
kendisi ile yapılan röportajda kendisinin de seçtiği bu projenin, yine kendi belirttiği
yerde kurgulanmasına sevindiğini ifade eder (Balamir 2002: 18). İkinci seçilen proje
Mehmet Aksoy (heykeltraş) ve Canan Erselçuk (mimar)’a aittir. Daha sonraları Çinici ile
yaptığımız bir röportajda birincilik ödülünün Mehmet Aksoy’a verilmiş olmasının daha
iyi olacağını ifade etmiştir. Üçüncü ödül ise Sadi Çalık (heykeltraş) ve Fatih Gorbon’dan
(mimar) oluşan gruba verilmiştir.
Gezer anıtın fiziksel düzenlenmesinde iki ölçütün önemli olduğunu ifade eder
(Gezer 1979:131). İlki binanın kendisidir. İkincisi de anıtın konulacağı yerin resmi
ambiansıdır. Atatürk’ün deyişleri arasından anıt için “Bağımsızlık ve Özgürlük benim
karakterimdir”seçilir. Kompozisyonda üç figür yer almaktadır: Atatürk figürü, Erkek
_________________________________________________________ART-SANAT 2014/1___________________________________________________________
92
figürü, Kız figürü. Atatürk anıtının yerden yüksekliği yaklaşık 5 metre belirlenmiştir.
Sivil kıyafetler içerisinde yürürken temsil edilen Atatürk’ün atılımcı karakteri sembolize
edilmek istenmiştir. Erkek figürü yüzünü İnönü bulvarına dönmüş elinde bağımsızlık
meşalesini taşımaktadır. Kız figürü binaya dönük elinde özgürlük meşalesi ile temsil
edilmiştir. Atatürk heykeli yarışmasında ikinci ödül plastik kalitesi ve yırtık bir saçak
altında yarı-açık mekanlar yaratan duyarlı yaklaşımıyla seçilmiştir. Bunun yanında
tören avlusu ile kurduğu dolaylı ilişkilerden dolayı eleştirilmiştir. Üçüncü ödülün plastik
kalitesi yine övgüyle karşılanmıştır. Ve fakat yerden yükseltilmiş halka yapının tören
avlusunda yerleştirildiği yerden dolayı tören avlusunu ön ve arka mekanlara bölüyor
olması beğenilmemiştir. Aslında ikinci etapta teslim edilen 10 projenin en fazla
eleştirildiği konu Meclis binası ve anıt heykelin birbiriyle yarışıyor olmasıdır.
Projenin 1979 yılında belirlenmesinden sonra iki yıllık inşa süreci başlar. Anıtın
açılışı Atatürk’ün 100. Doğumgünü kutlamalarına yetiştirilmek istenir. Heykelin bronz
modeli Macaristan’da yaptırılır. 1980 yılında Prof. Afet İnan, mimar Behruz Çinici ve
Prof. Enver Ziya Karal Budapeşte’ye 1/1 alçı modeli kontrole gönderilir. Cahit Karakas
1980 darbesiyle gider. Sonunda Atatürk heykeli 19 Mayıs 1981’de Kenan Evren
tarafından açılır. Heykel tören alanına dönük yüzüyle, Büyük Millet Meclisinin ve
Cumhuriyetinin kurucusu için bir hatırlama noktasıdır. Büyük Millet Meclisinin resmi
bayramlardaki devlet törenleri, yabancı devlet konukları için karşılama törenleri gibi
bazı resmi ritüellerin gerçekleştirilmesine eşlik eder. Bu yönüyle anıt mekanın civic
kalitesini arttırır. Anıtın tören alanının ortasına değil de yanına yerleştirilmesi aykırılık
sergilerken kentsel vista lara ve kalabalıkların alanda toplanmasına olanak sağlar.
Bu çalışmada Türkiye Büyük Millet Meclisinde yer alan Atatürk anıtının
gerçekleşme hikâyesi içerdiği farklı aktörler ve çatışmalar ile anlatılmak istenmiştir.
Halk ve güç unsurları arasındaki bağların zayıfladığı darbeler gibi siyasal düzensizlikler
sözkonusu olduğunda ya da yeni yönetim kadroları devreye girdiğinde sanat yapıtları
milli birliğin sağlanması için araç olabilirler ve halkı yatıştıran unsurlar olarak
davranabilirler. Bununla beraber yönetim kadrolarının anıtlar ve sanat yapıların
gerçekleştirilmesi için gerçekleştirdiği detaylı ve zorlu çalışmalar eleştirilebilir,
çekinceler geliştirilebilir ve siyasal çerçevenin değişmesi ile beraber bu çalışmalar için
harcanan zamana rağmen değersizleşmeleri söz konusu olabilir. Bütün bu açılardan
bakıldığında yaklaşık 40 yıla varan bir tartışma sürecinin sonunda dikilen Atatürk anıtı
Türk heykelciliği, politika, sanat ve mimarlığı açısından oldukça özgün bir örnektir.
Millet Meclisi ve Senato’nun çalışma komiteleri tarafında yürütülen uzun
tartışmalara, önfikir araştırmalarına, bilim heyeti raporlarına karşın en son yarışmada
kolossal, heybetli heykel türünün seçilmesi enteresan bulunmuştur. Belki de uzun ve
verimli ancak bir o kadar da netleşemeyen tartışmalardan uzak ve güvenilir bir yol
olarak izlenmiştir. Vale’e göre fiziksel çevrede yeni kurulan devletler için ulusal
Dostları ilə paylaş: |