275
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
275-279
bilig
Yayın Değerlendirme /
Book Reviews
Sema Özher (2009).
Kaptanın Aynasından Yansıyanlar
Romancı Yönüyle Attila İlhan,
Ankara: Akçağ Yay. 631 s.
Ebru Burcu Yılmaz
İnsanoğlunu zaman üzerinde bir noktaya yerleştiren ve ölümsüz kılan en
önemli varoluş göstergelerinden biri sözdür. Dilin özel bir kullanımıyla
ortaya çıkan söz, sanatçının objektivasyon yoluyla görünür kıldığı kişi,
kavram ve nesneler dünyasını itibarî bir halka içerisinde somutlaştırır. Bu
açıdan edebiyat ve edebî eserler bizi farklı bir dille kurgulanmış gizemli bir
dünyaya davet ederler. Okuyucu, metinlerle yüzleştiği ve metindeki görü-
nenin arkasında saklı olan gizli anlamları görebildiği ölçüde eserin dünya-
sına dahil olabilir. Metni çoğul okumalarla zenginleştiren “örnek okur”un
(Eco, 1997: 19) gözü bu noktada derin ve yoğun çağrışımlara müsait sağ-
lam metinler arar.
Attila İlhan, her ne kadar edebiyatımızdaki şöhretini şair olarak elde etmiş
görünse de aydın ve sanatçı kimliğinden beslenen romanlarıyla da başarılı
bir kalem olduğunu ispatlamıştır. Sema Özher, Akçağ Yayınları arasında
çıkan
Kaptanın Aynasından Yansıyanlar Romancı Yönüyle Attila İlhan adlı
_____________
Yrd.Doç.Dr., İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü / Malatya
ebru.yilmaz@inonu.edu.tr
•
Yılmaz, Yayın Değerlendirme / Book Reviews
•
276
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
çalışmasında Attila İlhan’ın romancılığını yapısal ve tematik açılardan
değerlendirmiş, bu metinlerin girişte işaret ettiğimiz çok katmanlı ve derin
yapısını modern edebiyat eleştirisi kuramlarından da yararlanarak analiz
etmiştir. Bu çalışma, gerek yöntem gerekse metinlerle kurulan sağlam iliş-
kilerle, sadece romancı Attila İlhan’ı tanıtmakla kalmayıp aynı zamanda,
edebiyat incelemelerinde eksikliği hissedilen yöntem sorununa da ışık
tutmaktadır. Nitekim edebiyat incelemelerinde metni sadece ‘yazarın niye-
ti’ ya da ideolojik kimliğiyle izah etmeye çalışan indirgemeci yaklaşımlara
karşılık bu çalışmada metinler, tarih, sosyoloji, felsefe,
psikoloji, siyaset,
mitoloji, estetik gibi edebiyatı besleyen bilim dallarına ait kaynaklar yar-
dımıyla açımlanarak metne dönük eleştiri ön plana çıkarılmıştır.
Romancı Yönüyle Attila İlhan adlı çalışma üç ana bölümden oluşmakla
birlikte, birinci bölüm; Attila İlhan’ın hayatı, edebî kişiliği ve eserlerine
ayrılmıştır. Bu bölümde sanatçının aile çevresi tanıtıldıktan sonra eğitimi,
edebî kişiliğinin şekillenmesinde çocukluğundan itibaren etkili olan kişi,
olay, eser ve mekânlara işaret edilir. Bölüm
sonunda tablo halinde verilen,
romanlardaki değerler sınıflaması, yazarın tüm romanlarında altını çizdiği
kişi, kavram ve simge değerleri bir arada sunarak, Attila İlhan’ın romanla-
rındaki “mesele”yi bir bütün olarak görme imkanı verir.
Çalışmanın amacı temelde Attila İlhan romanlarını Türk roman dünyası
içerisinde farklı ve ölümsüz kılan yapı taşlarını ortaya koymaktır. Bu ne-
denle yazarın, amacına ulaşabilmek için özellikle kavramlar ve simge-
değerler üzerinde titizlikle durduğu dikkati çeker. Yazar, Attila İlhan ro-
mancılığında ikinci dönem olarak belirttiği
Kurtlar Sofrası'ndan itibaren
sanatçının bütün romanlarının ortak kavramlar ve simge-değerler etrafında
döndüğünü öne sürer. Tematik güç formunda yer alan “tam bağımsızlık,
tarih
ve kültür olgusu, benlik bilinci, aydın sorumluluğu, sevgi ve aşk gibi
kavramların simgesel düzlemdeki yansımaları “Birlik Gazetesi”, “Şirket-i
Hayriye Vapurları”, “‘Katibim’ şarkısını söyleyen saat”, “pirinç semaver”
olarak karşımıza çıkarken; karşı güç formunda yer alan “Batı’nın sömürü
düzeni”, “komprador burjuvazi”, “yabancılaşma” ve “ölüm” kavramlarının
simgesel yansımaları olan “’Zıvanalı' Rus cigaraları”, “kaynağı belirsiz kötü
koku”, “Chrysler marka otomobil” gibi simge değerler Attila İlhan roman-
larını ilmik ilmik örerek sanatçının etimonunu açımlar.
•
Yılmaz, Yayın Değerlendirme / Book Reviews
•
277
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
bilig
“Romanlarda Yapı ve Tema” başlığıyla ayrılan
ikinci bölümde, her roman
fikrî içeriğine uygun alt başlıklarda ayrı ayrı değerlendirilir. Romanların
kimlik bilgileri ile isim-içerik ilişkisi üzerinde durulduktan sonra yapı un-
surlarını oluşturan; olay örgüsü, zaman, mekan, kişiler dünyası, bakış açısı
ve anlatıcı gibi materyal birimler tahlilî bir dikkatle oluşturulmuştur. Ro-
man teorisine ait kaynaklarla desteklenen ve bilimsel bir yaklaşımla yapılan
analizlerde, özellikle mekânın ele alınış tarzı dikkat çekicidir. Edebî eser-
lerde metnin anlamını önemli ölçüde içinde gizleyen mekân, sadece coğra-
fi ve fiziksel boyutlarıyla algılanmayıp, mekân-insan ilişkisinden hareketle
incelenerek, mekânın kişi üzerindeki tesirine göre nitelik kazandığına işa-
ret eden, “açık/geniş mekan”, “kapalı/dar/labirent mekan” şeklinde başlık-
lar kullanılmıştır.
Çevresel mekanlar, olayların geçtiği fiziksel çevreye işaret
ederken, olgusal mekanlar “yalnızca topoğrafik bir yer değil, anlam üreten,
anıları barındıran, kişinin iç dünyasını yansıtan” (Korkmaz 2007: 403)
yönleriyle değerlendirilir. Ayrıca olgusal mekânlar romandaki tematik
kurguyu destekleyecek biçimde kullanılmıştır. Sözgelimi; Manastırlı Salih
Paşa Konağı, Direkliyalı, Mizrahilerin yalısı, İğdeliyalı gibi geniş/açık
mekânların kültürel bellek mekânları olarak millet bilincinin yaşatılıp
korunmasında etken bir yere sahip olduğu vurgulanırken;
öte yandan yoz
ilişkilerin yaşandığı Terakki Apartmanı, ışıkları bile yanmayan sıvaları
dökülmüş Camekân Sokağı'ndaki apartman gibi mekânlar kapalı/dar me-
kan olarak nitelendirilir.
Romanlardaki kişiler dünyası Philip Stevick’in tasnifi göz önünde bulun-
durularak, olay örgüsündeki fonksiyonlarına göre değerlendirilmiştir. Baş-
kişi, norm karakterler, kart karakterler ve fon karakterler olmak üzere dört
başlık altında yapılan bu tasnife göre, yazarın tematik güç olarak sunduğu
doğruları temsil eden ve romanın merkezinde yer alan başkişi, aynı za-
manda Attila İlhan’ın “olması gerek”lerini temsil eden kişidir. Bu bakım-
dan başkişi ve norm karakterlere bir bütün olarak baktığımızda Attila İl-
han’ın ideal insan tipine ait özellikleri de görme imkânı buluruz.
Yapı unsurlarının ardından gelen tematik kurguya baktığımızda,
Attila
İlhan’ın romanlarında benzer temaların tekrar edildiğini görürüz. Bu te-
malardan , “yabancılaşma”, “aidiyet sorunu ve kaçış”, “tarih ve kültür
olgusu”, “Batı’nın sömürgeci zihniyeti”, “aydın sorumluluğu” ve “cinsel-