84
84
harekâtla ilgili yanlış beklentilerini ve yanlış istihbarat ve askeri stratejilerini
yansıtmaktadır.
44
Kıbrıs’ta bu gelişmeler yaşanırken aynı saatlerde Türkiye’de de Başbakan
Bülent Ecevit, saat 06.10 itibarıyla Türk ve yabancı basın mensuplarına harekâtın
başlamasıyla ilgili açıklamada bulunmaktadır.
45
Harekâtın başlamasından hemen
sonra Amerika Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’i telefonla arayan dönemin
Başbakanı Bülent Ecevit “On yıldan beri Kıbrıs’ta ABD’nin tavsiye ettiği politikaları
uyguladık. Şimdi inisiyatifi almış bulunuyoruz.” açıklamasını yapar.
46
Öte yandan 21
Temmuz 1974 günü Nikos Sampson başkanlığında toplanan Kıbrıs’taki yeni Bakanlar
Kurulu bu olağanüstü toplantıda alınan kararları açıklar.
47
Öte yandan Birleşmiş Milletlerin 353 sayılı ateşkes kararına da Türkiye 22
Temmuz 1974 tarihinde uyacağını açıklar.
48
Savaşın başlamasıyla beraber gerek
Kıbrıs’a ayak basan Türk askerleri, gerekse Türk uçakları KTBK adına bildiriler ve
Emniyetle Geçiş Belgeleri dağıtmak suretiyle Kıbrıs’ta bulunuş gayelerini ve kan
dökmek istemediklerini göstermişlerdir. Buna göre, mukavemet göstermeyen,
elindeki silahını teslim eden Rum veya Yunanlar koruma altına alınacak ve
kendilerine zarar verilmeyecektir. Bu bildiriler Kıbrıs’ın değişik bölgelerinde
dağıtılmış veya cadde ve sokaklara asılmak suretiyle herkesin bilgilendirilmesi
sağlanmıştır.
49
20 Temmuz 1974 itibarıyla Kıbrıs’ta Türklere yönelik sağlık hizmeti veren
sağlık kuruluşlarıyla ilgili olarak Lefkoşa Büyükelçiliği ise Dışişleri Bakanlığını ivedi
bilgilendirir ve “Barış Kuvvetlerimizin kontrolü altındaki bölgede hâlihazırda tam
teşekküllü iki hastane vardır. Bunlardan biri Türk Genel Hastanesi; kendi binasından
ve ayrı yerlerde olan kliniklerinden başka Atatürk İlkokulu’nu, bazı özel klinikleri ve
44
Kıbrıs Yunan Kuvvetleri Alay Komutanlığı, S–3, D-No.290/3/95, Kraliyet As. Pos. 902, 10
Haziran 1969 tarihli resmi yazı.
45
TMT Mağusa Sancağı Arşivi.
46
Onur Öymen, a. g. e., s. 452.
47
KTMA, Nikos Sampson’un Anıları, (Ktfd Enformasyon Dairesi tarafından 1981 yılında Türkçeye
çevrilmiştir.)
48
Resmi Gazete, 21 Temmuz 1974, Sayı 14.952, Karar No 303
49
KTMA, TMT Dosyası, Klasör 48.
85
85
Saray Oteli’nin alt katını kullanmaktadır. Bu ilavelerle bugünkü kapasitesi 331
kişiliktir. Halen bütün bölüm ve servislerde normal sivil hastalar dâhil 321 hasta
vardır. Bu hastanenin şimdilik en elzem ihtiyacı boş oksijen ve protoksit şişelerinin
doldurulması konusu ile anti kangren konusudur. Kızılay Hastanesi kâfi genişlikte bir
binaya sahiptir. Kapasitesi 107 kişilik olup sıkışık hallerde 150’ye çıkarılabilir.
Burada halen sivil ve asker 65 hasta vardır. Yegâne ihtiyaçları ilaç olup muhtelif
telgraflarımızda intikal ettirilmiştir. Her iki hastanenin sıhhi tesisatı, elektrik ve suyu
tam olup tahrip edilmiş, yıkılmış kısımları yoktur. Bu iki hastaneden başka Kıbrıs
Kuvvetlerimizin kontrolüne girmiş olan Girne’de 100 yataklı bir hastane mevcut ise
de henüz tarafımızdan kullanılmamaktadır.”
50
denir.
Ç- HAREKÂTIN BAŞLAMASI VE KIBRIS’TA DURUM
Adaya çıkarma harekâtına girişen Kıbrıs Barış Kuvvetleri’nin planı ise ana
hatlarıyla şu şekildedir; Kıbrıs’a yönelik harekâta politik ve stratejik bir baskınla
başlamak, harekâtın çok kısa bir sürede icra edilmesini sağlamak, harekâtın icrası için
müşterek bir planlama yaparak yapılacak hava indirme harekâtı ile koordineli olarak
Girne bölgesine mahdut hedefli bir çıkarma yapılmasını sağlamak ve bu çıkarma hava
indirmesi ile birleştirmektir. Ayrıca kıyı bölgesinin emniyete alınmasından sonra
müteakip kademeler çıkarma sahasına intikal ettirilecektir. Olayların başlamasının
hemen ardından Kızılay tarafından bütün uluslararası yardım kuruluşları tarafından
dağıtılmak ve yayımlanmak üzere acil ve acele bir mesaj bütün dünya ülkelerine
yayımlanır;
“Türkiye Kızılay’ı bu çağrının bütün ulusal topluluklara kendi iç sistemleri
vasıtasıyla derhal dağıtılmasını talep etmektedir. Türkiye Kızılay’ı genelde
uluslararası insan hakları ve özelde de 4. Cenevre Konvansiyonu’nun ilgili
maddelerine ve 12 Ağustos 1949 tarihli anlaşmaya göre savaş durumunda sivil
halkın korunması hakkındaki maddelerin tehlikeli ölçülerde ihlal edilmesinden
son derece kaygılıdır. Yunan ve Kıbrıs Rum askeri güçleri Kıbrıs adasının batı
sahillerine dağılmış olan Lefke ve Baf bölgelerindeki Kıbrıs Türk köylerine
50
KGMA. TC Lefkoşa Büyükelçiliği tarafından Dışişleri Bakanlığına 27 Temmuz 1974 saat 21.48
itibarıyla gönderilen açık telgraf.
86
86
saldırmakta, yağmalamakta, yakıp yıkmakta ve hayal edilemeyecek bir
barbarlık çerçevesinde yaş ve cinsiyet gözetmeksizin oradaki Türk nüfusu
katletmektedir. Türkiye Kızılay’ı var gücüyle ve uluslararası Kızılhaç Komitesi
aracılığıyla sivil halka yönelik bu insanlık dışı muameleyi protesto etmekte ve
yukarıda belirtilen ilgili sözleşmenin maddelerine bağlı olarak Uluslararası
Kızılhaç Komitesi ve diğer insani yardım örgütlerini bir şeyler yapmaya ve
olanları durdurmaya, bu barbarca hareketleri kınamaya, ellerinden gelen bütün
imkânlarla Cenevre konvansiyonundaki ilgili maddelere uygun olarak bu
insanlık ihlallerini yapanları insan haklarına saygıya davet etmektedir.”
Aynı dönemde Kızılay böylece cemaat ayrımı yapmaksızın Kıbrıs’ın yapılan
antlaşmalar gereği olarak anayasal düzenini korumak ve sağlamak amacıyla yapılan
Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde yardım faaliyetleri bütün hızıyla devam etmektedir.
Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar Kıbrıs adasını Helenizm’in bir parçası olarak
değerlendirirken Türkiye doğal olarak uluslararası anlaşmaların kendisine verdiği
haklarını ve ulusal menfaatlerini göz önüne alarak adadaki her iki toplumun eşit
haklara sahip olduğunu ve adada yaşayan Kıbrıs Türklerinin mal, can güvenliklerini
korumakla yükümlü olduğunu ifade etmektedir. 20 Temmuz 1974 tarihinde
Türkiye’nin 1960 tarihli Garantörlük Anlaşması’nda belirtilen meşru müdafaa
hakkına dayanarak giriştiği harekât sonrasında ada fiilen ikiye ayrılır. Esasında bu
dönemde Türkiye’nin garantör devlet olarak ve uluslararası anlaşma ve hukuka uygun
bir şekilde İngiltere’ye yaptığı bu müdahalenin beraber yapılması yönündeki önerisi
İngiliz hükümeti tarafından reddedilmekle kalmamış, İngiliz hükümeti adada bulunan
askerî üslerine Vulcan tipi avcı savaş uçaklarıyla beraber ayrıca Hintli paralı
askerlerden oluşan Gurkha birliklerini de göndermiştir.
51
20 Temmuz 1974 günü
başlayan Barış Harekâtı ile adada oluşturulan de facto duruma son verilir ve Kıbrıslı
Türklere yönelik katliam girişimlerine de dur denilir. Harekâtın başlaması
51
Yunanlar bu üslerle ilgili olarak “… İngiliz üsleri İngiltere’deki kanunlara tabiidirler. Resmen ve
görünüşte tarafsızdırlar fakat genel hareketleri Kıbrıslı Türklere sempati duyduklarını
göstermektedir…” der. Kıbrıs Yunan Kuvvetleri Alay Komutanlığı, S-3, D-No.290/3/95, Kraliyet
As. Pos. 902, 10 Haziran 1969 tarihli resmi yazı.