78
78
akabinde, Türk hükümeti İngiltere’ye Garanti Anlaşması’nın işbirliği yapılarak
uygulanması için nota verir.
28
Başbakan Bülent Ecevit, 17 Temmuz’da Londra’da
İngiltere Başbakanı Harold Wilson ve Dışişleri Bakanı James Callaghan ile görüşür.
Garantörlük Anlaşması’na bağlı olarak adadaki oldubittiye müdahale ve ortak harekât
konusunda İngilizler son derece isteksiz davranırlar ve birtakım güçlükler de
çıkartırlar.
29
İngiltere’nin umursamaz ve isteksiz tavrı sonrasında konu Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi’nin 19 Temmuz 1974 tarihli toplantısında ele alınır. Söz konusu
toplantıda bir konuşma yapan devrik Cumhurbaşkanı Makarios ise “Yunanistan’daki
askerî cunta, Kıbrıs’ın bağımsızlığına ve egemenliğine saygı göstermeksizin
diktatörlüğünü Kıbrıs’a da taşımıştır. Adadaki darbe bir iç mesele değil, dışarıdan
yapılmış bir istiladır.”
30
der. Ancak buradan bir sonuç çıkmaması ve Yunanistan’ın
umursamaz ve isteksiz davranışları sonucunda da Garanti Anlaşması’na göre
Türkiye’ye müdahale hakkı doğar.
31
18 Temmuz 1974 günü Amerikan Dışişleri
Bakanlığı yetkilileriyle bir görüşme daha yapan ve Yunanistan’dan Nikos
Sampson’un Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı görevinden derhal çekilmesini, adadaki 650
Yunan subayının geri alınmasını ve adanın bağımsızlığı için sağlam bir garanti
verilmesini isteyen Başbakan Bülent Ecevit’in bu isteklerine olumlu bir cevap
gelmeyecektir. Yunanistan daha önce 1963 ve 1967 Kıbrıs olayları sırasında da
uyguladığı üzere ince bir soğutma politikası izlemek suretiyle konunun gevşemesini,
uzun bir vadeye yayılmasını, bu dönemde askerî bir operasyon ihtimalinin ortadan
kalkmasını ve Türkiye’nin girişeceği böyle bir operasyonla Batılı devletler nezdinde
haksız duruma düşeceği beklentisi içinde yine aynı politikayı takip eder. 20 Temmuz
1974 tarihinde adada Türkiye’nin Londra ve Zürih antlaşmalarına dayanan meşru
garantörlük ve müdahale hakkına dayanarak gerçekleştirdiği harekâtın hemen
ardından Uluslararası Kızılhaç Teşkilatı da Kıbrıs’ta ortaya çıkan bu son derece ciddi
28
K. Rüstem and Brother, North Cyprus Almanack, Londra, 1987, s. 16
29
Ercüment Yavuzalp, a. g. e., s. 161.
30
Kıbrıs Mektubu, Sayı 1, Nisan 1987, s. 31-34.
31
Sevinç Toluner, a.g.e., s. 316
79
79
durumla ilgili olarak konuyla bağlantılı bütün uluslararası yardım kuruluşlarına aynı
tarihte ortak bir mesaj yayımlar ve Kızılhaç ve Kızılay’ın bütün gücüyle sivillerin
korunmasında hizmet vereceğini belirterek savaşın taraflarına sivillerin korunması
bağlamında 1949 Cenevre Konvansiyonuna uygun hareket etmeleri ve savaş suçu
işlememeleri çağrısında bulunur.
32
Söz konusu konvansiyonun ilgili maddelerine göre
savaş döneminde savaş kurbanı olabilecek hastalar, yaralılar, savaş esirleri ve savaşın
dışında kalmış sivil insanlar mutlak surette korunmalı ve başta hastaneler ve
cankurtaranlar olmak üzere sağlık kurum ve kuruluşlarına da saygı gösterilmelidir.
Uluslararası Kızılhaç Teşkilatı yayımladığı mesajda ayrıca Cenevre
Konvansiyonunda belirtilen hususların harfiyen uygulanması konusunda son derece
duyarlı, hassas ve kesin kararlı olduğunun altını bir kere daha çizer ve hangi şart
altında olursa olsun sivil halkla savaşan tarafların mutlak surette birbirlerinden ayrı
tutulması gerektiğini belirtir. Cenevre’deki Uluslararası Kızılhaç Teşkilatı
karargâhında ayrıca savaş bölgesine sevk edilmek üzere temsilciler, sağlık ekipleri ve
doktorlar da tespit edilmeye başlanmış, yardım malzemelerinin gönderilmesi için
planlamalar yapılmış ve teşkilat duruma sağlık ve yardım bağlamında müdahale
edebilecek duruma getirilmiştir.
C- BARIŞ HAREKÂTI’NIN BAŞLAMASI
22 Temmuz 1974 günü saat 02.30’da Yunanistan Cumhurbaşkanı Gizikis ile
telefon irtibatına geçen Nikos Sampson ise Yunanistan’dan acil askerî destek ve
yardım ister ancak beklediği destek ve yardım gelmez. Gizikis’in sözleri Nikos
Sampson için son derece ümit verici olmakla beraber icraata dönüşmeyecektir;
33
“... Sayın Cumhurbaşkanı, ben söyledikleriniz hakkında bir şey
bilmiyorum. Yerinizde kalınız, istifa etmeyiniz. Sözde Ulusal Merkez oyununu
oynayan bu kişilerin gerçekte çevirmek istedikleri dolabı bilmiyorum.
Yunanistan, saat 12.00’de Türkiye’ye karşı savaş ilan ediyor. Ancak
32
KGMA. Uluslararası Kızılhaç Teşkilatı tarafından 20 Temmuz 1974 tarihinde yayımlanan ve
Kızılay Genel Başkanlığına gönderilen 42306 (3088) sayılı acil telgraf
33
KTMA, Nikos Sampson’un Anıları, (Kıbrıs Türk Federe Devleti Enformasyon Dairesi tarafından
1981 yılında Türkçeye çevrilmiştir.)
80
80
Yunanistan’ın Kıbrıs’a, Meriç’e ve diğer hedeflere karşı saldırısı, savaş ilan
edilmesinden bir saat önce yani saat 11.00’de gerçekleşecektir. Kıbrıs
Türklerinin yenilgisi kesindir. Kıbrıs’ın hürriyeti ve Yunanistan’ın yüceliği için
savaşanların Allah yardımcısı olsun. Tuğgeneral Yuannides’le ben de irtibat
kuramıyorum. Ancak sen kimseye kulak asma. Savaş Konseyi, Tuğgeneral
Yuannides’in tavsiyesi üzerine Türkiye’ye savaş ilan etmeye karar verdi.
Türkler, tamiri ve telafisi imkânsız bir yenilgi alacaklardır Bay Sampson. Sen de
Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını açıklamaya hazırlan. (Yunanistan’ın Kıbrıs’a
askerî yardımı ve savaş ilanı) 22 Temmuz 1974 Pazartesi sabahı saat 11.00’de
olacak. Buna neden de Kıbrıs’a yaklaşmakta olan denizaltılarımızın Kıbrıs’a
ulaşmasını mümkün kılmaktır. Denizaltılarımız halen Kıbrıs’a doğru yol
almaktadır. Yunanistan’ın Kıbrıs’ta, Meriç’te ve diğer cephelerde saldırılarının
başlamasından hemen sonra Enosis’i ilan edebilirsin. Gerekli askerî birlikler,
500 gönüllü Kıbrıslı yüksek öğrenim gencini Komutan Papapastolu yönetiminde
gönderiyorum. Ayrıca 160 adet Fransız yapımı tank ve mürettebatı ile birlikte
geliyor. Kıbrıs’ta saldırımız başlayıp Meriç’te birliklerimizin ilerlemesi
gerçekleşince size sözünü ettiğim birliklerimiz Kıbrıs’a çıkmaya
başlayacaklardır. Çıkışlarında hiç rahatsız edilmeyeceklerdir. Çünkü
kendilerine savaş uçaklarımız eşlik edeceklerdir. Merak etmeyiniz Sayın
Cumhurbaşkanı, her şey normal seyrini izleyecektir...”
25 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye, İngiltere ve Yunanistan Dışişleri Bakanları
bir araya gelir ve Cenevre’de beş gün devam eden toplantılar neticesinde Cenevre
Deklarasyonu yayınlanır. Yapılan anlaşmayla Rum-Yunan ablukası altında bulunan
Türk bölgeleri serbest bırakılacak ve bu bölgeler Birleşmiş Milletler Kıbrıs Barış
Gücü (UNFICYP) tarafından korunacaktır. Yapılan bu anlaşma sonrasında İkinci
Cenevre Konferansı da 8 Ağustos 1974 tarihinde yine aynı yetkililer arasında
toplanır. Bu toplantı esnasında daha önce alınan kararlara Rumların uymadıkları
ortaya çıkar. Yapılan anlaşma hilafına Rum ve Yunan askerî güçlerinin Türk bölgeleri
etrafındaki kuşatması devam ederken Rumların ayrıca bu bölgeleri mayınladıkları da
ortaya çıkar. Konferansta Türk tarafı coğrafî esasa dayalı federatif bir sistem isterken
ve “İki kesimli bir federasyonu, eşit şartlarla kuralım. Derhal iyi niyet adımları atalım.
BM yönetiminde Maraş’ı ve Lefkoşa Havaalanı’nı açalım.” derken
34
Yunanlıların ve
Rumların zaman kazanmaya yönelik çabaları ortaya çıkar. Yunanlılar ise “Bağımsız
devletinizden vazgeçin. Yasama, yargı ve yürütme organları, devlet kadroları, silahlı
34
Milliyet, 28 Kasım 1983.