liyor. Garsonlar beylerin kadehlerine rakıları doldurmaya baş
lıyorlar. Gelen kadınların arasında rakı içecek kadar cesur olan
yok. Nihayetinde küçük bir şehir burası, ne kadar ilerici görün
seler de, içki içen kadınlar hoş karşılanmıyor.
İtirazcı kadın sanki oğlunun düğünü varmış gibi oradan ora
ya koşuşuyor, misafirlere hal hatır soruyor, ilgileniyor. Gece
nin parsasını, övgüsünü toplamak istiyor. Yerel gazetenin ce
miyet sayfasında tek başına bir fotoğrafı çıkarsa çok mutlu ola
cak. Ama bakıyor ki gazeteciler Şeref Hanım’ın etrafında per
vane, herkes ona itibar ediyor, tadı kaçıyor. Bu kez “Sanatçılar
nerde kaldı? Gelmeyecek bunlar, rezil olacağız, mahvolduk!”
gibi şom ağızlılık yapmaya, üyelerin tadını kaçırmaya başlıyor.
Sanatçılar gecikiyor, Şeref Hanım telaşlanıyor. Otelin lobi
sinden eniştesine telefon ediyor. “Yoldalar,” diyor adam. Şeref
Hanım şehrin bütün düğünlerinde sahne alan orkestranın ya
nına gidiyor. Genç genç çocuklar, saçları omuzlarında, bir ör
nek gömlekler giymişler. Şeref Hanım sanatçılar gelene kadar
çalmaya devam etmelerini rica ediyor.
Nihayet sanatçıların geldiği haberi Şeref Hanım’a ulaşıyor.
Derin bir nefes alıyor kadın. Sanatçıları kapıda karşılıyor. Di
ğer üyeler de arkasında. Taner Şener bal rengi saten bir gömlek
giymiş, göğsünde altın kolyesi parıldıyor. Adını hiç duymadığı
bir şarkıcı kadın aranjman söyleyecek, bağlamalarıyla gelmiş,
biri kadın, biri erkek iki de türkücü var. Şeref Hanım eniştesine
minnettar. Dört dedi ama üçü gelir diye bekliyordu. Eller sıkı
lıyor, iltifatlar ediliyor. Sanatçılar hazırlanmak için kendilerine
tahsis edilen odaya geçiyorlar. İtirazcı kadın çok bozuk, başar
dığı için kadına illet oluyor.
Şeref Hanım sahneye çıkıyor, kendi beceremediği için öğle
den sonraları kocasının yanında çalışan ticaret lisesi öğrenci
sine yazdırdığı açılış konuşmasını okuyor. Doğaçlama konuş
sa daha etkili olurdu, ama böyle ortamlarda kâğıttan okumak
gerektiğine inanıyor. Okumayı bitiriyor. Alkışlar arasında sözü
geceyi sunacak olan orkestra üyesine bırakıyor. O sırada kızı
Göksel müdürün oğluyla, dahiliyecinin kızıyla koşuşup duru
yor. Kazık kadar çocuklar ama üçü de haşarılık peşinde.
97
Adı duyulmamış şarkıcı sahneye çıkıyor. Kadın sarışın, biraz
Ajda Pekkan havası var, en çok da onun şarkılarını söylüyor.
Tek omuzlu, yırtmacı kalçasına kadar çıkan uçuk sarı bir tuva
let giymiş. Sesi yok ama bacaklarının güzel olduğunu biliyor,
durmadan yırtmaçtan çıkarıp gösteriyor. İtirazcı kadın şarkıcı
nın don giymemiş olduğunu iddia ediyor.
Şarkıcı kadından sonra piyango çekilişi yapılıyor. Kristal avi
ze kerestecinin karısına, Olivetti daktilo mali müşavire çıkıyor.
Biletine diş macunu çıkan dişçi espri konusu oluyor.
Piyangonun ardından sahne alan türkücüler ortamı iyice
neşelendiriyorlar. Müzik, dans coşuyor. Şehrin ağırbaşlı tüc
carlarından biri rakıyı fazla kaçırıp çiftetelli oynuyor, otur
mak bilmiyor. O sarhoşlukla da gaza gelip Nezihe Hanım’ın
tablosunun fiyatını artırdıkça artırıyor, sonunda astronomik
bir para verip alıyor. Karısı sinirinden delirecek. Şarkıcı ka
dın sanatçılara ayrılan masaya geçmiş, iştahla yemek yiyip ra
kı içiyor.
Taner Şener sahne aldığında ortam duruluyor. Assolisti din
lerken edepli olmak lazım. İstek parçaları peçetelere yazılıyor,
gönderiliyor. Taner Şener işinin hakkını veriyor. Herkes çok
memnun geceden.
Nihayet program bitiyor. Misafirler yavaş yavaş kalkıyorlar.
Bir-iki kadın zil zurna sarhoş kocalarını ceketlerinden tutup
çekeleyerek götürüyorlar. Salon boşalıyor. Ama okul aile birli
ği üyeleri topluca ve tek tek fotoğraf çektirmek istiyorlar. Salo
nun fotoğrafçısı bir sürü fotoğraf çekiyor. Toplu fotoğrafta Ta
ner Şener ortada, bir yanında Şeref Hanım, bir yanında Müdür
Bey, diğer üyeler iki yana sıralanıyor. İtirazcı kadın sonda dur
mayı kabul etmiyor, Taner Şener’in ayağının dibine sere serpe
oturuyor. Şarkıcı kadın Şeref Hanım’ın kızı Göksel’i çok şirin
bulmuş, kurdeleli kızla sarmaş dolaş resimler çektiriyor.
Otelin idare odasına geçiliyor. Kasa vazifesi gören üye sanat
çıların ücretlerini ödüyor. Minibüslerine kadar geçiriyorlar, te
şekkürler ediyorlar ve sanatçılar gidiyor. Ardından bir yorgun
luk kahvesi içmek ve hesap yapmak için salona dönüyorlar.
Toplanan miktara inanamıyorlar. Müthiş! Müdür ve Başmua-
98
vin ağlayacaklar neredeyse sevinçten. Üyelerin Şeref Hanım’a
hayranlığı, itirazcı kadının gıcıklığı artıyor.
Otelin sahibi yengesini tebrik ediyor, öyle bir gece oldu ki,
senelerce unutulmaz, dilden dile anlatılır. Fakat tuhaf bir gü
lümseme var yüzünde. Şeref Hanım amcaoğlunun yüzünde
ki bu müstehzi ifadeye bir anlam veremiyor, tadı kaçıyor biraz.
Emrullah Bey’in şoförü kapıda bekliyor. Şeref Hanım araba-
sız üyelerle birlikte itirazcı kadını da evine bırakmayı teklif edi
yor. Mercedes’e doluşuyorlar. Hepsini tek tek bıraktıktan son
ra kendi evine geliyor. Girer girmez ayakkabılarını fırlatıp atı
yor. Yüksek topuklar ayaklarını mahvetmiş, sızıdan duramıyor.
Banyoya koşup ayaklarını soğuk suya tutuyor. Geceliğini giyip
yatağa giriyor. Hayal ettiğinden daha başarılı bir gece olduğu
için çok mutlu. Hiç kimse bundan daha iyi bir gece tertip ede
mez, bu kadar para toplayamaz. Kocasına övünmek istiyor ama
Emrullah Bey çoktan uyumuş.
Aradan zaman geçiyor. Şeref Hanım’ın oğlu Erdem yatılı
okuduğu Kabataş Erkek Lisesi’ni bitiriyor ve Cerrahpaşa Tıp’ı
kazanıyor. Karı-koca sevinçten uçuyorlar. Oğullarına Samat-
ya’da ev tutuyorlar. Oğlan birkaç gün sonra İstanbul’a gidip fa
külteye başlayacak. Akşam yemekten sonra, mutluluk içinde
sohbet ederlerken duygulanıyorlar, aile albümleri çıkıyor orta
ya. Tatil, düğün, yaş günü, Erdem’in sünnet resimlerine, Gök-
sel’in ilkokul müsameresinde oynadığı oyunun resimlerine ba
kıyorlar. Küçük kız oyunda anayı oynuyordu, saçlarına beyaz
laşsın diye tebeşir sürmüşler, oğlanlara kalemle bıyık çizmiş
lerdi.
Sıra efsane gecenin resimlerine geliyor. Şeref Hanım oğlu
na Taner Şener’li fotoğrafları gösteriyor. Gecenin başarısını ha
tırlıyor, kendiyle gururlandığını gizlemekte zorlanıyor. Senin
annen böyle tuttuğunu koparan bir kadın işte! diyor. Erdem
resimlere hafiften küçümseyerek, çokça eğlenerek bakarken
Göksel’in şarkıcı kadınla sarmaş dolaş resmini görüyor, dona
kalıyor.
“Anne bu ne!”
99
Dostları ilə paylaş: |