Ortaçağ Feodal Mülkiyet Anlayışı ve Osmanlı Hukukundaki Toprak …
15
Ziraate elverişli tarım toprakları
72
miri arazi rejimi ile düzenlenmiştir.
Miri arazi de tefviz yoluyla tasarruf hakkına (Arazi Kanunu m.8)
73
sahip
olanlara bir tür kiracı gözüyle bakılmıştır
74
. Arazi Kanunu ile topraktan
alınan vergileri kaldırılmış ve sadece ürün üzerinden %10 oranında alınan
öşür vergisi konulmuştur
75
. Arazi Kanunu esasen ve ağırlıklı olarak Osmanlı
topraklarının %87’sini oluşturan miri arazi hakkında hükümler getirmek-
teydi
76
. Aslında “miri” kavramı Osmanlı Devletinde devlete ait olan tüm
menkul ve gayrımenkul mallar için kullanılan idari bir kavramdır. Bu
anlamda örneğin devlete ait olan at, “miri at”; arazi ise “miri arazi” olarak
adlandırılmaktaydı
77
. Miri arazi tarıma elverişli arazinin yanında tapu ile
sahipleri belli olan çayır ve korular, yaylak ve kışlaklar vb. yerler de miri
araziden sayılırdı
78
. Miri arazinin tahsisi, tasarruf hakkının bedel karşılığında
ve süresiz olarak devletçe şahıslara (reayaya) devredilmesi (tefviz) işlemine
dayanmaktadır
79
. Tevfiz işlemi ile ekilmeye müsait tarıma elverişli topraklar
bir çift büyükbaş hayvanla bir senede tarım yapılabilecek büyüklükte olmak
üzere bir aileye tahsis edilmektedir. Günümüzde dahi kullanılan “çiftlik”
80
adı da buradan gelmektedir
81
. Tevfiz işlemini “sipahi” (sahibi arz
82
) denilen
72
Bu toprakların kaynağı hakkında bkz. Cin, Miri Arazi, s. 5-7 ile s. 55-56; Cin/
Akyılmaz, Hukuk Tarihi, s. 421-422;
Akipek, s. 49-50.
73
Arazi Kanunun kabul ettiği (m.8) tasarruf hakkının hukuki niteliği ve çerçevesi hak-
kında bkz.
Cin, Miri Arazi, s. 103 vd.;
Eren/Başpınar, s. 62 vd.
74
Ancak kiradan ayrılan yönler de mevcuttur. Bkz. Akıntürk, s. 233, dn.22; Akipek, s. 49
vd.;
Cin, Miri Arazi, s. 94 vd. Buradaki hakkın kiradan daha çok intifa hakkı niteliğinde
olduğu, sağlar arasında devredilebildiği ve ölümle mirasçılara geçtiği hakkında bkz.
Zevkliler, Toprak Reformu, s. 264261.
75
Toprağın verimlilik durumu, iklim koşulları gibi özelikle göz ardı edildiğinden bu vergi
eşitsizliklere neden olmuştur. Bkz.
Şahin, s. 439.
76
Şahin, s. 439.
77
Şahin, s. 439.
78
Cin, Osmanlı Toprak Düzeni, s. 51; Şahin, s. 439.
79
Tevfiz işlemi hakkında bkz. Cin, Miri Arazi, s. 87 vd.; Cin, Tarım Arazilerinin İntikali,
s. 36; Eren/Başpınar, s. 65 vd.
80
Osmanlı’da çiftlik-hane sistemi hakkında bkz. İnalcık, s. 17 vd.; Vienstein, s. 36 vd.
81
Aydın, s. 369; Şahin, s. 445. Bu anlamda çiftliklerden “çift resmi” alınırdı. Çift resmi
olarak yılda 22 akçe verilmesi kabul edilmiş idi. Gayrımüslümler “ispenç resmi” ödedi-
ğinden çift resmini sadece Müslümanlar öderdi. Bkz. Şahin, s. 446.
16
Doç. Dr. Murat AYDOĞDU
görevliler yapmaktaydı. Sipahiler hem gelirleri toplamakta hem de bu gelir-
ler karşılığında Devlete asker beslemekteydi
83
. Sipahilerin toplayacağı ver-
giler belli olup tapu tahrir defterlerinde yazmakta ve sıkı biçimde sipahiler
kontrol edilmekteydi. Bu şekilde keyfi vergi toplanmasının önüne geçil-
miştir
84
.
Devir (tefviz) işlemi sırasında, peşin olarak ödenen (icare-i muaccele=
tapu bedeli, tapu hakkı) miktar yanında ürüne göre sonradan alınan (icare-i
müeccele) söz konusu idi
85
. Peşin verilen bedel karşılığında üst tarafı tuğralı
tapu senetleri verilmekte (Arazi Kanunu m.3), kendisine tefviz yapılan
şahsın hakkı korunmaktaydı
86
. Bu asıl miri arazi rejimi olup, “tapulu miri
arazi” olarak da adlandırılmaktadır
87
. Genelde ekilen biçilen araziden 1/10
nisbetinde öşür vergisi alınmakta idi. Bir de tasarruf hakkı sahibi bina
yapmak veya ağaç dikmek isterse idareden izin alır ve yine bunlar için öşre
eşdeğer miktarda bedel (icare-i zemin=mukataa) alınırdı. Günümüzdeki
intifa hakkına benzeyen bir durum söz konusudur
88
. Tasarruf hakkına sahip
olanlar kuru mülkiyet hakkına sahip olmadığından, ancak bu yerleri ekip
biçebilmekte, başkasına satıp bağışlayamamakta idi
89
. Bu kişilere (mutasar-
rıflara) 1847 yılından sonra “tapu senedi” 1860 yılından sonra ise “tasarruf
veya temessük senedi” verilmeye başlanmıştır
90
.
Bir de miri araziyi 10 yıl müddetle nizasız (çekişmesiz) ve fasılasız
(aralıksız) ekip diken kimse de tapu bedeli ödememiş olsa bile tasarruf hakkı
82
Bu kişilere “sahibi arz” denmişse de bugünkü anlamında daha farklı olarak bu kimseler
arazinin maliki, rakabe hakkı veya tasarruf sahibi olarak kabul edilmiyor, sadece arazi
kendisine emanet edilen kişi (mutemet) olarak görülüyordu. Bkz. Gürsoy/Eren/Cansel,
s. 49.
83
Avcı, s. 354; Akipek, s. 50; Cin/Akyılmaz, Hukuk Tarihi, s. 421; Şahin, s. 441.
84
Avcı, s. 357; Cin/Akyılmaz, Hukuk Tarihi, s. 421.
85
Gürsoy/Eren/Cansel, s. 49.
86
Avcı, s. 357; Akipek, s. 49-50; Cin, Miri Arazi, s. 87 vd., özellikle s. 92-93.
87
Bir de tapulu araziler dışında kalan ve reaya tarafından işlenmeyen topraklar (“halî
toprak”) da gelir getirmesi amaçlı olarak kiraya verilebilirdi ki bunlara da “mukataalı
miri arazi” denmekteydi. Bkz. Demir, s. 210.
88
Akgündüz, C.III, s. 820; Avcı, s. 357-358; Cin, Miri Arazi, s. 103 vd.; Cin/Akyılmaz,
Hukuk Tarihi, s. 421.
89
Akgündüz, C.III, s. 822-823; Avcı, s. 358-359.
90
Gürsoy/Eren/Cansel, s. 52-53.