Tarihî Kaynaklarda Şabdan Baatır Cantay Oğlu’nun Devlet Faaliyetleri
127
yukarıda belirtilen sınırlar hakkında tüzük esasınca belki kendilerine ait olmayan şeyleri kendilerine mal
etmelerinden dolayı, onlar ile kavgaların önünü kesmek için ben Kastek beldesi başçısına derhal Kastek
dağ yamaçlarından daha aşağı vadiye inmelerini emrettim. Bununla beraber sonra da Vernıy ve Tokmok
göçebelerinin topraklarını sınır çizgisi tartışmalarından kurtulmak için bunu olağanüstü toplanan
kurultayda çözülmesi lazım diye karar kıldım ve sizden onun düzenlenmesi hakkında bir karar almamızı
rica ederim”
27
Rus memuru N. Aristov’un
verdiği bilgilere göre, “1871 yılında Çu nehrinin sol tarafında
yerleşmiş Duulat beldesinin Kazakları ile aynı nehrin sağ tarafında yerleşmiş Kara-Kırgızlar arasındaki
toprak probleminden çıkan anlaşmazlıkları durdurmak için, bir görüşme olarak Vernıy ile Tokmok
Uezdlerinin sınırları Çu nehri seçilmiştir”
28
.
Anlaşılacağı üzere mıntıka toprak tartışmaları sömürgeci yönetim şekline uygun olarak
halledildiğinden, yerel halk ona uymak mecburiyetindeydi. Çüy nehrinin sağ tarafındaki yerlerin
tamamen Kazaklara geçmesi 1922–1924 yıllarındaki Türkistan’daki ulus devletlere sınır çizme
döneminde gerçekleştiği olasıdır.
Türkistan Müslüman halklarının arasında en çok devlet ödülleri alan galiba bir tek Şabdan Baatır
olsa gerek. Onun ödüllerine bakacak olursak: 1. derecedeki onursal 5 cepken, 2. derecedeki 1 elbise,
Stanislav ve Anna şeridinde boyuna asılan iki altın madalya ve aşağıdaki 4 madalya: a) Hokand
Hanlığının fethi hatırası, b) 1853–1895 yıllarında Orta Asya’ya yapılan bütün harekât ve heyetlerinin
hatırası, c) III Aleksandr’ın taç giymesinin hatıratı, d) imparator III Aleksandr’ın iktidarının saltanatının
hatırası, Kızıl Haç topluğu işareti 4 derecedeki askeri Georgiyev nişanı, ödül olarak verilen zincirli altın
saat. Şabdan Baatır Yedisu eyaletinin halkının temsilcileri arasında 1883 yılında Sankt – Peterburg’da
yapılan III Aleksandr’ın taç giyme merasimine katılıp, askeri (binbaşı) albay rütbesini almıştır.
Bütün bunlara rağmen Rus imparatorluğu yönetiminin Türkistan’da
sağlam yerleşmesine çok
emek harcayan Şabdan Baatır, o ülkenin değerli vatandaşlık statüsünü alamadı. 1899 yılında II Nikolay’a
oğulları ile birlikte asilzade unvanı ricası öylece cevapsız kaldı. Bir kaç kez 400 desyatina toprak parçasın
sahiplenme ile ilgili 1898 yılından beri gönderdiği ricası, ömrümün son devresinde ancak 24 Ekim 1910
yılında yarım yamalak gerçekleştirilir. Çarın fermanında “dilekçe sahibinin ömrü süresince ruhsat edilsin”
diye yazılmıştır
29
.
1904 yılında Şabdan Baatır kutsal Kâbe’ye hacca gittiğinde, Türkiye’nin yüce sultanı
Abdulhamit’in emrince, Suriye’deki Şam şehrinden Mekke ve Medine’ye doğru, Müslümanların hacca
gitmelerini kolaylaştırmak için yapılmakta olan demir yolu için 2000 ruble (altın kuruşlar şeklinde) bağış
yapıp, Abdulhamit’in altın madalyasına ve bunu tastikleyen 9 Mart 1904 yılında verilen belgeye sahip
olmuştur
30
. Türk padişahı ile Şabdan Baatırın görüşmeleri hakkında bizim elimizde belgeler yoktur, fakat
belirtmek gereken husus da Kırgız Baatırı hacdan döndükten sonra doğan oğluna Acı Kabıl Abdulhamid
isimin
vermiştir
31
. Bundan sonra da meşhur Şabdan Baatır kendisinin Türkistanlı Müslüman
vatandaşlarının çevresindeki çıkarlarını da aktif olarak müdafaa etmeye başladı. Bu hususta Yedisu
Müslüman halkı adına düzenlenen, 11 maddeden oluşan nutuk da örnek olabilir. Bu nutukta Yedisu
beldesindeki Müslüman meclisinin toplanıp, yönetimine yerel halkın yönetiminden mahkeme, yasama
işine kadarkilerin teslim edilmesi talep edilmekte idi. Bundan
başka Müslüman halka cami, medrese,
mekteplerin açılmasını, anadilinde gazete, dergi ve kitapların yayımlanması hakkına sahip olma,
gimnasiyumlarda (Rusça eğitimli okullarda) okuyan Müslüman öğrencilere Hıristiyan dini öğretileri
27
KCMDA F 44. Op. 1. D. 31764 L. 21-21.
28
Aristov N. Trudı Po İstorii i Etniçeskomu Sostavu Tyurskih Plemen, Bişkek. 2003, s. 349
29
Bakınız: İstoriya Kırgızskoy SSR c. 1. Frunze. 1968. s. 374
30
Bu ilani eski Türkçeden Kırgızcaya çevirdiği için Türkiye Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr Fehri Ünan’a derin şükranlarımızı
bildiriniz. Bakınız: Şabdan Baatır Devir ve Şahsiyet. Belge ve met. Bişkek. 1999.
31
CKMDA F. 44 Op. 1. D. 20941. L. 48
Döölötbek Saparaliyev
128
yerine, Müslüman öğretilerini okuma hakkını vermek ve de Kırgız – Kazak halkının temsilcilerinin
ülkedeki, yüksek yasaların yasama işlerine katılması ile beraber, toprağa,
özel mülke sahip olma ve
meslek sahibi olmada eşit hakların sağlanması talep edilmiştir
32
.
20. asrın başlangıcında da Şabdan Baatır Tokmok’ta cami, daha sonra Çoñ – Kemin’de cami –
medrese yaptırmıştır. Birincisine Baatır kendi paralarından 10000 som, ikincisine 15000 som harcamıştır.
Çoñ - Kemin’deki medresede o dönemdeki modern metot ile 300 Kırgız çocuğu okumuştur. Şabdan’ın
Namangan ve Tokmok’ta öğrenim gören oğlu İsamidin 1909 yılında yeni metotla “Şabdaniya” mektebini
açarak, kendisi ders vermiştir. Burada 150 çocuk öğrenim görmekte idi. Mektepte Orenburg’dan,
Kazan’dan Taşkent’ten ve Buhara’dan gelen en iyi uzmanlar çalışıyordu. Baatır onlara yıllık 500’den
1000 soma kadar yüksek maaş ödeyerek, ev ve hayati işlerinin halledilmesini kendi sorumluluğu altına
almıştır
33
. O dönemde bir koyunun 1 som, altın fiyatının ise 5 soma kadar ulaştığı düşünülürse
hatırlarsak, Şabdan Baatır’ın öğretmenlere verdiği maaşın ölçüsünü daha iyi anlamak mümkündür.
Bununla o milletinin geleceği olan gençlere gösterdiği babalık özeni ve ileri görüşlülüğü anlaşılabilir.
Şabdan Baatır’ın hayatındaki, özellikle hayatının son 10 – 20 yılındaki siyasi bakış açısında bu
şekildeki değişiklerin yerel sömürgeci yöneticilerini endişelendirmeye başladığını görürüz. Onu 1886 –
1888 yıllarından itibaren gizlice gözetlemeye başlamışlar
34
. 20. asrın başlangıcında ise bu durum
gerginleşmiş, Şabdan ve onun çevresindekiler açıkça dışlanarak, ona
üvey muamelesi gösterilmeye
başlamışlardır. Bunun gibi ve diğer objektif sebeplerin temellerinde (özellikle yerel halkın tarım
topraklarının ellerinden alınması). Kırgızistan’da yabancı sömürgeciliğine karşı ulusal kurtuluş hareketi
canlanmış ve 1916 yılındaki kanlı isyan ile sonuçlanmıştır. Bu isyanın seyrinde Şabdan’ın oğulları yasal
olarak lider olmuş, şanlı Baatırın ismi ise o dönemdeki Kırgız milletinin vatansever ruhunun hakiki yüce
hareketinin bayrağı olma görevini yapmıştır.
Aktaran: Ulanbek ALİMOV
∗
32
CKMDA F. 44 Op. 1. D. 8815. L. 5-6
33
Bakınız: Aytmambetov D. Dorevolyusionnıye Şkolı v Kırgızstane, Frunze, 1961, s.44; Djumagulov A. Velikaya Trizna po
Şabdanu // Slovo Kırgızstana, 1992, 13 Haziran, s. 10
34
Bakınız: CKMDA F. 44. Op. 1. D. 357. b. 9. ve D. 8815. L. 9-10
∗
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Doktora Öğrencisi