54
Ezeli objelerin aktüel varlıkların içinde olduğu bir sürece dâhil olması, ezeli
objelerin sahip olduğu ilişkisel özleriyle ilgili bir durumdur. Bu ilişkiselliğe ezeli
objeler açısından bakılacak olursa, bu objelerin içsel olarak diğer ezeli objelerle ilişki
içerisindeyken dışsal olarak da aktüel durumlarla ilişki içerisinde olduğu kabul
edilecektir.
375
Bu ilişkide ezeli objeler aktüel varlıkların objektifleşme şekillerini
oluşturmakta ve onların hem birleşmesinin hem de ayrılmasının illeti olmaktadır.
376
Bu ilişkiselliğin bir sonucu olarak evren, ezeli objelerin, ezeli objelerin bağlı olduğu
Tanrı’nın ve evrenin kendi yaratıkları tarafından ortaya konulan sürekli değişim
içerisindeki karakteriyle, soyut formların ve yaratıcığın bitmez tükenmez alanı haline
gelmektedir.
377
Böyle bir oluşumda ezeli objelerin ya da soyut formların bu dünyanın
nesneleriyle olan ilişkisinin ilk safhası, onların aktüel varlıklar için “potansiyeller”
olmalarıyla başlamaktadır.
Whitehead'in sistemine genel olarak baktığımızda aktüel varlıkların ve ezeli
objelerin bu sistemdeki en temel varlıklar oldukları görülecektir.
378
Aktüel varlıklar
açısından bakıldığında her şeyin süreç içerisinde olması, buna bağlı olarak evrende
yaratıcı bir ilerlemenin mevcudiyeti bu tekâmül fikrini açıklamak için potansiyel
kavramını zorunlu kılmaktadır.
379
Whitehead felsefesinde yaratıcı tekâmülü
açıklamaya dönük potansiyellik aktüel varlıklara ezeli objeler tarafından
verilmektedir. O’na göre, zamanın ve mekânın bölünmeyen sürekli dizisi içindeki
yaratıcı süreç boyunca “potansiyeller” ezeli objeler vasıtasıyla temin edilmektedir.
Whitehead’e göre her aktüalite, öznenin deneyimine duyu verisi olarak sunulan
380
potansiyeller arasından seçim yaparak varlık alanına çıkmakta ve belirli bir hale
gelmektedir. Yalnız burada aktüel varlıkların belirli bir hale gelmelerine yardım eden
potansiyelliğin sadece ezeli objelere has olmadığı da unutulmamalıdır. Zira
Whitehead’e göre, aktüel varlıklar topluluğu olan aktüel dünyada varlık alanına
girmiş olan objelerin yaratıcı süreç için potansiyeller veya veriler olmaları gibi,
evrendeki diğer bütün varlıklar da oluşum süreçleri için potansiyeldirler.
381
Tanrı’nın
da bu ilişkiye dâhil olduğu ezeli objeler ve aktüel varlıklar arasındaki böyle bir bağ,
375
POLS,
a.g.e., s. 170, 195.
376
POLS,
a.g.e., s. 148; ÜLKEN,
a.g.e., s. 205.
377
A.N.W.,
Dinin Oluş
umu, s. 156.
378
ROOT,
a.g.e., s. 202.
379
PR, 68.
380
PR, s. 97.
381
PR, s. 35–36, 68.
55
Whitehead'e göre, onları süreç içerisinde birbirlerine muhtaç duruma
getirmektedir.
382
Ancak burada dikkatle vurgulanması gereken husus, bu varlıkların
sınırlanışları üzerindeki genel potansiyelliğin ezeli objeler tarafından sağlandığı
olacaktır. Whitehead, ezeli objelerin potansiyelliği ile burada oluş için “saf
potansiyel” olan varlığı kastetmektedir.
383
Böylelikle aktüel dünyada ezeli objeler aktüel varlıklara saf potansiyelliği
sunar ve bu sunuş Tanrı’nın da devreye girmesiyle sübjektif gayeye dönüşür.
Sübjektif gaye aktüaliteye alternatif imkânları anımsatır ve aktüalite bir kararla
belirli bir hale gelir. Gerçekte bu durum bir anlamda imkânlar arasından bir sınırlama
olarak kabul edilebilir.
384
Fakat Whitehead’e göre söz konusu sınırlama ilkesi
potansiyellerin görülür hale gelmesini sağlamaktadır.
385
Böylece ezeli objelerin ve
diğer aktüel varlıkların “potansiyel birlikteliği”, oluş süreci içerisindeki aktüel
varlıkların gerçek birlikteliğini kazanmasında rol oynamaktadırlar. Böyle bir aktüel
varlığı meydana getiren potansiyel varlıklar da aynı şekilde pek çok farklı
potansiyellerin gerçek bir bireysel birlikteliği olabilir. Bu bireysellikler o bireye özgü
olan gerçek ve özel birlikteliklerdir.
386
Zira Whitehead'e göre pek çok varlığın bir
aktüaliteye olan gerçek birlikteliği içinde bir element olmaya dönük bu potansiyellik,
ister aktüel olsun ister olmasın, bütün varlıklara bağlı olan genel bir metafizik
karakterdir.
387
Gelinen noktada ezeli objelerin, diğer varlıkların oluş süreci için potansiyel
olmalarından farklı olarak, kendilerinde mükemmel tarzda belirli durumda
olduklarını ve içinde bulunduğu aktüel duruma göre farklı şekiller almalarına rağmen
süreç boyunca kendi özünde aynı kaldıklarını da belirtmek gerekmektedir.
388
Whitehead'e göre ezeli objeler kendilerinde mükemmel tarzda belirlenmiştir.
389
Onların kendilerinde belirli halde olmaları nedeniyle, bu objelerin varlığa girişleri
aktüalitenin de kesinliğini ifade etmektedir. Bu yüzden aktüel dünyada bir örneğin
gerçekleşmesi, kendileri de bir örnek ve potansiyel olan ezeli objelerin genel
382
PR, s. 392.
383
LECLERC,
a.g.e., s. 99.
384
PR, s. 393;
SMW, s. 162, 174; EMMET,
“Whitehead, Alfred North”,
a.g.e., s. 114.
385
TÜRER,
a.g.e., s. 48.
386
PR, ss. 29–30.
387
PR, s. 33.
388
SMW, s. 88. Ayrıca Bkz. ALBAYRAK,
a.g.e., s. 8.
389
POLS,
a.g.e., s. 154.