93
olduğu yazılmaktadır. Basın, özellikle Türkiye’nin uluslararası alanda yaptığı
girişimleri, Türkiye’nin müdahale için zemin aradığı şeklinde yorumlamıştır.
“Ankara Müdahale Gereği Üzerinde Duruyor”
182
“Müdahaleden Önce
Ültimatom”
183
şeklinde başlıklar atılmaktadır. Basın, Garanti antlaşmasının
istişareler sonunda müştereken veya anlaşarak hareket etmek mümkün olmadığı
takdirde, garantör devletlerden her birinin harekete geçme hakkını muhafaza
etmesini ön gördüğünü, Türkiye’nin “ stişare taahhüdünü” yerine getirdiğini,
ngiltere’ye başvurduğunu belirtmekte ve bundan sonraki süreçte olacaklardan
Türkiye’nin sorumlu olmadığını öne sürmektedir. Basın Kıbrıs’ta meydana gelen
darbeyi bu ülkenin içişleri sayıp karışılmaması gereğini savunan bir tek devletin
çıktığını, bunun da aslında darbenin asli faili olarak kabul ettiği Yunanistan
olduğunu vurgulamaktadır. Onun dışındaki ülkelerin Amerika’dan Sovyetler
Birliği’ne kadar bütün dünya devletlerinin olayı kınadıkları, darbecilerin “kukla”
yönetimini tanımadıklarını ve Kıbrıs’taki anayasal düzenin tekrar kurulmasını
istediğini yazmaktadır. Abdi pekçi köşe yazısında bunu şöyle ifade etmektedir:
Ş
u halde Kıbrıs’taki darbenin anayasal düzeni ihlal eden bir müdahale
olduğu ve bunun kaldırılması gerektiği görüşünde bir birleşme vardır ve
bu gereğin yerine getirilmemesi Doğu Akdeniz’de bir savaş tehlikesi
oluşturabilecektir... Kıbrıs’ta, Yunanistan’ın desteklediği bir darbe
yapılmış, EOKA’cı, ENOS S’çi tanınan bir kadro yönetime el
koymuştur. Hem anayasal düzenin korunması hem ENOS S’e böylelikle
açılan yolun derhal kapanıp Türk toplumunun geleceğinin güvence
altına alınması için darbecilerin giderilmesi gerekir. Ayrıca bu olay
adada, Türkiye aleyhine bozulmuş kuvvet dengesinin, nelere mal
182
Milliyet, 17 Temmuz, 1974.
183
Milliyet, 17 Temmuz, 1974.
94
olabileceğini göstermiştir. Bu bakımdan Kıbrıs’ta meşru Yunan birliği
dışındaki bütün Yunan subaylarının adayı derhal terk etmeleri gerekir.
184
Müdahale günü Hürriyet’in baş makalesi “Artık günah bizden gitti” şeklindedir.
“Artık bizden günah gitti, biz barışçı her yolu denedik, denemek niyetinden de
vazgeçmiş değiliz ama geriye sayma başladı, her şeyin su yüzüne çıkması
gerekiyor.”
185
“Bu dava bitmeli” manşetiyle Hürriyet müdahaleyi çok istediğini
ortaya koymaktadır. Türk hükümetinin “Bu davayı bu sefer kökünden halletme”
kararına uygun olarak silahlı kuvvetlerini harekete geçirmeye başladığı belirtilmekte
ve buna destek verilmektedir.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nda basın Türkiye’nin ulusal çıkarlarını tanımlarken resmi
açıklamalara dayanmış Türkiye’nin adaya müdahale etmesinin gerekçelerini
haklılaştırmaya çalışmıştır. Bunu yaparken tarihsel olarak Türk-Yunan
anlaşmazlığına dayanan ön yargıları ve şovenist eğilimleri harekete geçirici bir dil
kullanmıştır. Özellikle Türk-Yunan savaşlarının yaşandığı döneme atıfta
bulunularak Türk tarafı efsaneleştirilmekte buna karşılık Yunanistan negatif
ifadelerle anılarak olumsuzlanmaktadır. Basın Türkiye’nin ulusal çıkarlarını
güvenlik ve ekonomik boyut üzerinden değerlendirmiş, Kıbrıs adasının Türkiye’nin
Akdeniz’deki güvenliğinin teminatı olduğunu belirtmiştir. Ekonomik anlamda da
Kıbrıs’ın Türkiye’nin Akdeniz’e ve dolayısıyla dünyaya açılmasının bir güvencesi
olduğu ifade edilmiştir. Müdahale, çeşitli uluslararası anlaşmalara atıfta bulunularak
meşrulaştırılmaya çalışılmıştır.
184
Abdi pekçi, Darbeye Karşı Türk- ngiliz şbirliği, Milliyet, 18 Temmuz, 1974.
185
Hürriyet, Günah Bizden Gitti, 20 Temmuz, 1974
95
3.
Yazılı Basında Körfez Savaşı ve Ulusal Çıkarlar
ran-Irak savaşının 1988’de sona ermesinden sonra Saddam rejimi Kuveyt'in
kendisine ait petrolü çaldığını ve üretimi yüksek tutarak Irak’ı zarara uğrattığını ileri
sürmüş ve bu ülkeye 50–80 milyar dolar civarında tahmin edilen borcunun
silinmesini istemişti. Bu konuda yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamayınca Irak,
2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etti ve 28 Ağustosta 19. ili olduğunu açıkladı.
Irak, BM Güvenlik Konseyinin aldığı, 15 Ocak 1991’e kadar Kuveyt’ten çekilmesi
yönündeki kararına uymayınca, 17 Ocak’ta ABD'nin önderliğindeki müttefik
bombardımanı başladı. Bir aydan fazla süren bombardımandan sonra 24 Şubatta
“Çöl Fırtınası” adı verilen kara harekâtına başlayan ABD, ngiltere, Fransa, talya
gibi ülkelerden oluşan müttefik kuvvetleri 100 saat içinde Irak kuvvetlerini saf dışı
ettiler. Türkiye'nin, Körfez Savaşı sırasında ABD'ye sağladığı en önemli kolaylık ise
NATO üslerini ABD uçaklarına açmış olmasıydı. Hükümet bunun için 17 Ocak
1991’de TBMM’den 126 sayılı kararı çıkarttı ve bir gün sonra da ABD savaş
uçakları ncirlik’e inerek bombardımana başladılar. Bombardıman boyunca,
müttefik uçakları ya ncirlik’ten kalkarak Irak’ı bombalıyor ya da Hint
Okyanusundaki üslerden ve uçak gemilerinden gelip Irak üzerinde bombalarını
bırakarak ncirlik üssüne iniyorlardı. Bu gelişme Türk kamuoyundan gizlenmeye
çalışılmış ve yapılan açıklamalarda, ABD uçaklarının eğitim uçuşlarına çıktıkları
bildirilmişti.
186
186
Baskın Oran, Türk Dış Politikası, II. Cilt, letişim Yayınları, stanbul, 2000, s. 254.
Dostları ilə paylaş: |