117
uygun bir görüntü arz etmektedir. Basın, çatışmanın iyi ve kötü taraflarını
belirlemiştir. Bu çatışmada kurban durumunda olan Kosovalı Arnavutlardır. Bunun
karşısında saldırgan durumunda olan Sırplar olmuştur. Sırp vahşeti/saldırısı haber ve
yorumlarda toplam 17 kez; Kosovalı ve Arnavut katliamı ise toplam 13 kez tekrar
etmiş ve en çok vurgu yapılan temalar olmuştur. Bununla birlikte Sırbistan Devlet
Başkanı Slobodan Miloseviç, en sık olumsuzlanan lider olmuştur. Savaş, Sırpların
Kosovalı Arnavutlara uyguladığı “katliam” ve “katliama uğrayan Kosovalı
Müslümanlar” şeklinde tanımlanmıştır.
Basın, Kosova olaylarını genellikle dış haberler kısmında ele almış, köşe yazarları
konuyu pek ele almamışlardır. Basın, Kosova’da yaşanan olayların sorumlusu
olarak Sırpları görmektedir. Sırplar, mütecaviz konumunda yer almaktadır. Olay;
“Sırp vahşeti”, “Sırp saldırısı”, “BM kararına uymayan Sırplar”, “Soykırım” gibi
çerçevelerle sunulmaktadır. Sırplar, burada işkence uygulayan, vahşet sergileyen
taraf olarak ele alınmakta, Sırp lider Slobodan Miloseviç ise; “Sırp kasabı”, “Bosna
kasabı” olarak nitelendirilmektedir. Sırp liderin güvenilmez olduğu geçmişinde bu
tür katliamların arkasında olduğu ifade edilmektedir. Buna karşılık Kosovalı
Arnavutlar “masum”, “bağımsızlık savaşı veren” gibi çerçevelerle sunulmaktadır.
Sırplara karşı düzenlenecek bir operasyona karşı olan Rusya, “Sırp hamisi” olarak
değerlendirilmektedir. Yaşanan olayların sona erdirilmesi için yapılan girişimler
resmi ağızlardan aktarılmakla birlikte haberlerde yoruma da yer verilmektedir.
Basın, Kosova’da yaşananları Sırplar tarafından girişilen bir etnik temizlik, soykırım
olarak ele almaktadır. Haberlerde, Kosova’da her gün Sırpların işlediği yeni bir
katliamın ortaya çıktığı, uluslararası toplumun derhal harekete geçmesi gerektiği
118
üzerinde durulmuştur. Kosova’ya Balkanların kanayan yaralarından biri olarak
bakılmakta ve yaşanan olaylarda sivil halkın çektiği sıkıntılara yer verilmektedir.
Özellikle bu konudaki resmi söylemlere de yer verilmektedir. ABD Başkanı Bill
Clinton’un “Çoğunluğu kadın ve çocuk binlerce kişi yaşam savaşı veriyor, ağaçların
arasında yaşayanlar soğuktan ölebilir. Tüm müttefiklerimizle en kısa sürede bu
insanlık dramına son vermeliyiz.”
228
sözlerine yer verilmekte ve uluslararası
toplumun hemen harekete geçmesi gereği üzerinde durulmaktadır. Sırplar tarafından
öldürülen insanların fotoğrafları ele alınmakta ve bu fotoğraflar üzerinden
haberlerde yorumlar yapılmaktadır. Sırplar tarafından öldürülen bir bebeğin
fotoğrafının ele alındığı “boynunda emzik, alnında kan” başlıklı haberde şu
ifadelere yer verilmektedir: “Cani Sırplar bebeklere bile acımadılar, tüm köyü
kurşuna dizen katiller insanları daha sonra bir paçavra gibi köy korusuna fırlatıp
attılar.”
229
Olayları bizzat yaşayan, katliamlara tanık olan Kosovalı Arnavutların
yaşadıkları sıkıntılara birinci ağızdan yer verilmektedir. Basın, özellikle toplu
öldürme olaylarının ortaya çıkmasıyla uluslararası topluma seslenmekte ve yaşanan
olaylara müdahale etmeye çağırmaktadır. NATO gibi uluslararası kuruluşlar olayları
seyretmekle suçlanmaktadır. NATO’nun yaşanan olaylara müdahale etme
girişimleri söz konusu olduğunda, bu girişimler memnuniyetle karşılanmaktadır.
“BM ve ABD, Kosova’da Sırp askerlerin yedi aydır sürdürdüğü etnik temizliğe
karşı tepki göstermeye başladı.”
230
Savaş ihtimali üzerine basında, haritalar üzerinde
NATO’nun ve Sırp güçlerinin sahip olduğu askeri güçleri verilmeye başlanmıştır.
Savaş ihtimalinin ortaya çıkmasıyla gazetelerin haber başlıklarında askeri terimlerin
228
Sabah, 18 Eylül, 1998.
229
Sabah, 1 Ekim, 1998.
230
Sabah, 3 Ekim, 1998.
119
de kullanılmaya başlandığı gözlenmektedir. “SAVAŞ”, “Hedefe kilitlendi” gibi
başlıklar savaşa yaklaşıldıkça kullanılan haber başlıkları olmuştur. Türkiye, 9 Ekim
1998’de TBMM’den Kosova’ya asker gönderme kararı almıştır.
Bu süreçte Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından olay ele alınmamış, Köşe yazarları
da bu dönemde konuya pek ilgi göstermemişlerdir. ncelenen süre zarfında Hürriyet
gazetesi köşe yazarlarından Hadi Uluengin’in Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından
Türkiye’nin bu bölgeyle ilgilenmesi gerektiği yönünde yazdığı köşe yazısından
başka bir yazıya rastlanılmamıştır. Hadi Uluengin, yazısında: “...Bizi de sonsuz
yakından ilgilendiren veya ilgilendirmesi gereken komşu batıdaki ciddi cenk
tınılarına dikkat kesilmemizde büyük yarar var” demektedir. Bunun dışında olay
haberlerle sınırlı tutulmuş ve Türkiye’nin ulusal çıkarları dile getirilmemiştir.
Kosova Savaşı’nda Hürriyet ve Sabah gazetelerinde haber aktörlerini daha çok
Sırplar ve Kosovalı Arnavutlar oluşturmaktadır. Sırplar olumsuz bir şekilde ele
alınırken, Kosovalı Arnavutlar olumlanmaktadır. Çatışmanın iyi ve kötü tarafları
da haber aktörlerine uygun bir görüntü arz etmektedir. Buna göre Sırplar zulüm
uygulayan, soykırım yapan tarafta yer alırken, Kosovalı Arnavutlar mazlum,
soykırıma uğrayan şeklinde konumlandırılmışlardır. Bu süreçte çatışma, herhangi
bir tarihsel kıyaslamaya tabi tutulmamış ve Türkiye’nin ulusal çıkarlarına da pek
değinilmemiştir. Gazeteler Kosova ile ilgili olaylara, uluslararası resmi
açıklamalara dış haberler servisinde yer vermişlerdir. Köşe yazarları konuya ilgi
göstermemişlerdir.
Dostları ilə paylaş: |