171
IV. Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve
Sosyal Bilimler Sempozyumu
27-30 Haziran 2018/Bakü-Azerbaycan
IV. International Symposium on Educational and
Social Sciences in Turkish Cultural Geography
27-30 June 2018/Baku-Azerbaijan
Hadisələrin qeyd olunan şəkildə inkişafı ölkə iqtisadiyyatının aparıcı sahələrinin ixtisaslı işçi qüvvəsinə
olan tələbatı və əmək bazarında onun təklifi arasında uçurum yarada bilər. Təbii ki, bu, ilk növbədə peşəkar təhsil
sisteminin deqradasiyasından irəli gəlir. Ölkədə içtima-siyasi sabitlik, onun milli təhlükəsizliyinin, o cümlədən
iqtisadi təhlukəsizliyinin əsaslarından biri olması inkar olunmazdır. Ona görə də, ictimai-siyasi sabitliyi təmin
edən amillər kimi məşğulluq, gəlirlərin bölgüsü və optimal differensial əmək haqqı sisteminin tətbiqi ön plana
çəkilməlidir. Bu ölkənin perspektiv dayanıqlı inkişafı üçün əsas ola bilər.
Açar sözlər: gəlir, istehlak, sabitlik, sosial qeyri-bərabərlik, içtimai siyasi böhran
172
IV. Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve
Sosyal Bilimler Sempozyumu
27-30 Haziran 2018/Bakü-Azerbaycan
IV. International Symposium on Educational and
Social Sciences in Turkish Cultural Geography
27-30 June 2018/Baku-Azerbaijan
Bütüncül Bir Türk Kimliğinin Oluşturulması Bağlamında Sosyal Bilimlerin Önemi
Prof.Dr. Abulfez SÜLEYMANOV
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
abulfaz.suleymanov@uskudar.edu.tr
asuleymanov@yahoo.com
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsız birer siyasi erk olarak ortaya çıkan Türk Cumhuriyetleri’nde
boy kimlikleri bilincinin çok güçlü bir şekilde toplumlarına mündemiç olması ve bu niteliğin mütebariz bir vasıf
olarak görünürlük kazanması günümüzde de bütüncül bir Türk kimliğinin oluşturulması önünde önemli bir
sorunsal alanını teşkil etmektedir. (Süleymanlı 2003) Oysa Türk dünyasının toplumsal, kültürel, politik
kurumlarının oluşumu ve gelişiminde belirleyici olan dinamikleri harekete geçirmek yoluyla Türkler arasında milli
seviyede ortak bir kültürel mutabakat sağlamak, her türlü boy asabiyetini aşmak mümkün olacaktır. Zira, Türk
toplumlarıının aralarındaki ortak paydalar başka herhangi bir milletlere nispetle çok daha fazladır; dilleri, tarihi
gelişimleri, dinleri hemen-hemen aynıdır. İbn Haldun’un asabiyyet kavramı gibi kaynaklardan yola çıkarak
kökene dayalı ortak düşünceleri gündeme getirmek, (Süleymanov 2007) Türk Dünyasında ortak bir düşünce
anlayışının oluşturulması için ortak kültürel, folklor, tarihi ve dilsel çalışmalardan yararlanmak zorunludur.
Bunun için parçalardan bütüne ulaşmak genel kabul gören bir çalışma yöntemini kabul etmemiz
gerekir.(Kösoğlu 2009) Türk toplumlarının bütünleri bugün için bellidir. Bunlar:
Dil (Büyük ölçüde iki Türkçe dil grubuna ayrılan Türk toplulukları vardır: Oğuz ve Kıpçak);
Din (mezhep farklılıklarıan ve birkaç Türk toplumunun diğer dinlere sahip olmasına rağmen);
Tarih (çoğrafi tarihsel bakışlarda bir ölçüde tutucu olunmazsa Tarihsel bütünlük sağlanmış demektir);
Toplumsal özellikler ve karakterler (Türkiye Türklerinin daha çok batı eksenli, İran’dakilerin İran ve
Eski Sovyetler birliklerindeki Türklerinde bir ölçüde Sovyet bakışının gölgesinde kalmasına rağmen toplum
psikolojisinde uyuşmalar yüksek düzeydedir);
Coğrafya (Dünyanın en geniş coğrafyasına yayılmış tek topluluk olma özelliği ile ilk sırada gelmekteler);
Gelişme ve Nüfus (Toplumsal ve ekonomik anlamda en hızlı gelişen toplumlardan biri olan Türkler nüfus
oranlarına göre de dünyada ilk dört sırada yer almaktalar);
İşte bu avantajları sosyal bir bütünlüğe dönüştürmek gerekmektedir. Bunun için de izlenilmesi gereken
yol bu özelliklerin her birisini kendi alt başlığı altında bütünleştirip Sosyal bilimlerin araştırma alanına
bırakmaktır. Bunu yaparken şunlar esas alınmalıdır: (Süleymanov 2008)
Bilimsel bakış açısı sağlamak;
Bilimsel bakış açıda geleneksel Batı bilim nasyonları yanında yerel değerleri de temel almak ve
bunlardan sapmamak. Örneğin, Türk toplumsal yaşamının bir gerçeği olan “göçebelik” olgusuna karşı menfi
düşünceleri çürütmek.
Devamlı çalışır ve uygulanabilir bir bilimsel bir yol çizmek. Burada öncelikli olarak teorik tabanı
oluşturmak;
Toplumlar arası ayrışık unsurları gözardı edip bunları yerel farklar olarak görmek; genelde ise birleşik
öğeler üzerinden hareket etmek;
Toplumlar arasındaki isimsel, tanımsal, kimliksel gibi modern unsurları belirgin kılmamak ve bunları
aynı değerlerin kendine özgü yerel bir uzantısı olarak görmek;
-Diğer Türk topluluklarıyla üst bir kimlik olarak sürekli bağlantı kuracak, ideolojik kanalların açık
tutulması gerekmektedir. “Türk kağanlığı” gibi bütün Türk boylarının ortak tarih dilimleri “Türk Kimliği”
vurgusu üzerinden sürekli işlenmelidir. Bireylerin bilincinde Özbek, kazak, Türkmen, Kırgız olarak kendini ifade
etse de “Türk soylu” olduğunun öz farkındalığı tarih zemininde sürekli pekiştirilmelidir. Bu ortak kimliğin sürekli
olarak kendini canlı bir şekilde üretmesini sağlayacak böylece yerel tarih araştırmaları bütünsel bir parçanın,
anlamlı bir bütünün oluşturucuları işlevine haiz olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Türk Kimliği, Türk Dünyası, Sosyal Bilimler, Ortak Düşünce Anlayışı
Dostları ilə paylaş: |