OSMANLI-İRAN VE RUS İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA PENAH ALİ
HAN VE İBRAHİM HALİL HAN DÖNEMİNDE KARABAĞ HANLIĞI
63
Bakü’de Şubat ayındaki bu hadiselerde Ermeniler büyük güçlerle Azeri
Türklerine karşı hücuma geçtiler. Ancak Azeri Türkleri tarafından mukave-
metle karşılaşınca evlere, bahçelere gizlenerek sokaklardan geçen sivil insan-
ların üzerine ateş açtılar. Özellikle Ermeni saldırganlar Krasilnikov, Mayilov,
Korsakov’un evlerinden ve Madrid Oteli’nden sokaklara silahlarla saldırdılar.
Zamanın güçlü devletleri bu katliamı önlemek için hiçbir şey yapmadılar. Ça-
tışma ve buna bağlı yangınlar 10 Şubat’a kadar devam etti. 6-10 Şubat olayları
neticesinde 1000 civarında Azeri ve Ermeni ölmüştür. Bu hadiselerde mağlup
olan Ermeni Taşnak silahlı güçleri hırslarını Bakü yöneticisi Nakaşidze’ye yö-
nelttiler ve kendisi 11 Mayıs’ta Ermeni Taşnakların saldırıları sonucunda öl-
dürüldü.
55
Bakü olaylarından sonra, bütün Güney Kafkasya’da Ermeni ve Azeriler
arasındaki ilişkiler gerginleşti. Mayıs’ın başında Ermeniler Nahçıvan kaza-
sında birçok Azeri Türkü’nü öldürmüş ve pek çoğunu da yaralamışlardır. 26
Kasım’a kadar taraflar arasında zaman zaman ateşkes ilan edilmiş, ancak 26
Kasım gecesi Rus Kazakları Ermeni güçlerle birleşerek saldırıya başlamışlar-
dır. Müslümanların pazar yerini yakıp dağıtmışlar ve şehirde yaşayan Müslü-
manlar şehrin yöneticisi General Paskeçiç’e Kazakları şikâyet etseler de o hiç-
bir önlem almamış ve şehri gizlice terk etmiştir.
Cevanşir kazasında da çok kanlı olaylar yaşanmıştır. 3 Ekim 1905’te Er-
meniler, Sırhavend Köyü’ne baskın yapmışlar ve insanlar ormanda saklanmak
için kaçmış, fakat yolda Hamazasp’ın liderlik ettiği 400 kişilik Ermeni süva-
rileri tarafından bunlar da öldürülmüşlerdir.
56
1905 yılının karışık noktalarından biri de Şuşa olmuştur. Burada 16-20
Ağustos tarihlerinde kanlı çatışmalar yaşanmıştır. Rus Kazakları ve Rus pi-
yade birliği, Ermeni gönüllüleriyle birlikte Azeri Türklerin evlerine baskınlar
yapmışlardır. Ancak Azerilerin savunması karşısında Rus Kazakları karargâh-
larına, Ermenilerin bir kısmını evlerine bir kısmını da yerleşim birimlerinin
dışına çıkarmayı başarmışlardır. Rus Generali Galaşaçanov, Azeri Türklerine
gelerek barış için aracı olmuştur.
57
55
Özçelik, Karabağ Tarihi ve Karabağ’da Ermeni Olayları, s. 75-76.
56
Özçelik, Karabağ Tarihi ve Karabağ’da Ermeni Olayları, s. 77.
57
Özçelik, Karabağ Tarihi ve Karabağ’da Ermeni Olayları, s. 76.
64
İSMAİL ÖZÇELİK
Rusların bu yayılmacılığı ve gelişmeler sonucunda Türkistan ve Kaf-
kasya’yı ele geçirmesi, İngiltere’de endişe uyandırmıştır. Bu durum Rusların
Hindistan ve İran üzerinde emelleri olduğunu açığa çıkarmıştır. Ancak gelişen
Alman yayılmacılığı, Rusya ile İngiltere’yi birbirine yaklaştırmıştır. 1907 yı-
lında imzalanan İngiliz-Rus anlaşmasına göre, İran coğrafyası nüfuz bölgele-
rine ayrılmıştır. Buna göre İran’ın kuzey kısmı Rus nüfuz sahası, yani Azer-
baycan, Ermenistan, Gürcistan, orta kısmı tarafsız, güney kısmı da İngiliz böl-
gesi olarak paylaşılmıştır.
58
İngiliz-Rus anlaşması Azerbaycan ve İran’ın ku-
zey bölgesinde Rus yayılmacılığını hızlandırmıştır.
Sonuç
XVIII. ve XIX. yüzyılda Kafkasya, bölgede etkin olmak isteyen güçlerin
mücadele alanı olmuştur. Bu bölge özellikle Osmanlı Devleti, İran ve Rusya
bakımından stratejik önemini korumuştur. Bu sırada bölgede çeşitli bağımsız,
yarı bağımsız ve bağımlı feodal hanlıkların varlığı ortaya çıkmıştır. Her hanlık
kendi şehri ve çevresinde etkili olduğu siyasi bir yapı oluşturup, birbirleriyle
zaman zaman mücadele ederek ve çeşitli ittifaklara girişerek varlıklarını sür-
dürmüşledir. Karabağ toprakları daha Selçuklu döneminden başlayarak kadim
bir Türk yerleşme sahası olmuştur. Karabağ Hanlığı kurulmadan evvel, çev-
resiyle birlikte XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin etkisi altına girmeye baş-
lamış ve III. Ahmet zamanında çevre kale ve şehirlerle Karabağ, Osmanlı
Devleti’ne bağlanmıştır.
İdari bakımdan Azerbaycan’daki diğer hanlıklar gibi, Çıldır ve Erzurum
Beylerbeyliği’ne bağlı olarak Osmanlı Devleti’yle bağlantısını sürdüren Ka-
rabağ, Osmanlı Devleti’nin bölgede etkinliğinin zayıflaması üzerine, İran ve
Rusya arasında mücadele alanı olmaya başlamıştır. Bundan sonra bütün Kaf-
kasya gibi Karabağ’da iki devletin Kafkasya ve Azerbaycan üzerinde şekille-
nen politikalardan etkilenmiştir. 1757 yılında bağımsızlığını İran’dan kazanan
Penah Ali Han, Karabağ Hanlığı’nı kurmuş ve uzun bir süre Hanlık, bağımsız
olarak varlığını sürdürmüştür.
Karabağ Hanı olan gerek Penah Ali Han gerekse İbrahim Halil Han, Os-
manlı Devleti’ne yakın politikalar izlemiş ve Osmanlı Devleti ile sürekli ilişki
58
Geniş bilgi için bkz. Dursun Yıldırım, Karabağ Dosyası, Türk Kültürünü Araştırma
Enstitüsü, Yay., Ankara, 1990.
OSMANLI-İRAN VE RUS İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA PENAH ALİ
HAN VE İBRAHİM HALİL HAN DÖNEMİNDE KARABAĞ HANLIĞI
65
içinde olmak bir tarafa, devletin memurları gibi işbirliği içinde olmuşlardır.
Ancak Osmanlı Devleti’nin gerileme ve zafiyet dönemlerine rastlayan yıllarda
Karabağ Hanlığı ve diğer hanlıklara Osmanlı Devleti tarafından istenilen öl-
çüde gerekli destek verilememiştir.
Bu gelişmeler 1805 yılında Karabağ Hanı İbrahim Halil Han, Ruslara tabi
olmayı kabul etmek zorunda kalmasından sonra Rus yönetiminin bölgedeki
etkinliğinin artmasıyla başlamış, süreç devam ederek, 1813 tarihinde imzala-
nan Gülistan Antlaşması
59
ve ardından imzalanan 1828 Türkmençay Antlaş-
ması ile Azerbaycan toprakları, İran ve Rusya arasında paylaşılmıştır. Kara-
bağ’ın kaderi de buna göre şekillenmiştir. Kuzey Azerbaycan, Rusya’nın etki
alanı içine girmiş, Güney Azerbaycan da İran’a bırakılmıştır. Bunun soncunda
Karabağ Hanlığı ve diğer hanlıklar ortadan kaldırılarak bir kısmının Ruslara,
bir kısmının da İran’a bağlanması neticesinde Azerbaycan coğrafyasında uzun
yıllar ve hatta günümüze kadar sürecek Rus ve İran etkinliğinin oluşmasına
zemin hazırlanmıştır.
Bu şekilde hanlıkların ortadan kalkması ve Azerbaycan topraklarının
Rusya ile İran arasında bölüşülmesinden sonra, 1828 Türkmençay Anlaşması
sonucu Kafkasya’da, gerek İran ve gerekse Rusya arazisinde yaşayan halklar
için istedikleri yere göç etme hakkı tanınmıştır. Rusya, İran tarafında yaşayan
Ermenileri göçe teşvik etmek amacıyla bunlardan 30 yıl süreyle vergi almama
kararı almış ve kendilerini vergiden muaf tutmuştur. Rus idaresi, İran’dan göç
eden Ermenilerin -ki bunlar 70.000 civarındaydı- büyük bir kısmını başta Ka-
rabağ olmak üzere Erivan ve Nahçıvan’a yerleştirmiştir. Böylece anılan yer-
lerde Ermeni nüfusu yoğunluk kazanmıştır. Bu sırada Karabağ nüfusunun bir
59
Gülistan Antlaşması, 12 Ekim 1813 tarihinde Rusya ile Kaçarlar (İran) arasında imza-
lanan antlaşmadır. Bu antlaşma sonucunda Güney Kafkasya’da bulunan bereketli Karabağ top-
rakları Rusya yönetimine geçmiştir. İran adına antlaşmayı Abbas Mirza Kaçar’ın vekili olarak
Mirza Abdulhasan Han Şirazi imzalamıştır. Bu antlaşmayla tarihte ilk kez Kuzey Azerbaycan
Rusya’ya bağlanmıştır. Güney Azerbaycan ise İran’da kalmıştır. Mevcut bölünme Türkmençay
Antlaşması’yla pekişmiş ve günümüze kadar devam etmiştir. Böylece Talış, Şirvan, Kuba,
Bakü, Gence, Karabağ ve Şeki hanlıkları Rusya’ya katılmıştır. İran, Doğu Gürcistan’a, Kazak
ve Şemseddil sultanlıklarına, ayrıca Dağıstan’a ait iddialarından vazgeçtiğini bildirmiştir. Re-
van ve Nahçıvan hanlıkları ise İran hâkimiyetinde kalmıştır. Bu gelişmeler sonucunda Hazar
Denizi’nde donanma bulundurma hakkı Rusya’ya ait olmuştur. Rus tacirler dâhili gümrük ver-
gisinden muaf olarak ticaret yapabilmişlerdir.
Dostları ilə paylaş: |