PARANORMAL FENOMEN
na koşulsuz olarak inanmak ve sebat ederek hedeflenen
yoldan sonuna kadar ayrılmamaktır. Aynı kural, parapsikolo-
jide de geçerliliğini korumaktadır. Bir işi başarmanın ön koşu
lunun o işi yapabileceğimize inanmak olduğunu bildiğimiz
gibi, benzer bir şekilde parapsikolojide başarıya götüren
yolun,
"paranormal inançtan" geçtiğini söyleyebiliriz. Mucize
lere inanmadan, bir mucizenin gerçekleşmesini bekleyemez ve
göremezsiniz. Kuşkusuz Hz. İsa'nın paranormal iyileştirme
gücü sayesinde iyileşenler, onun mucize yeteneğine inanıyor
lardı. Bizler de ettiğimiz dualara olumlu yanıt alacağımıza
inanıyoruz. Şükürler olsun ki henüz metafiziğe ve mucizelere
inancımız tükenmedi.
Paranormal inancın kuvvetini anlatmak bakımından
plasebo etkisi iyi bir örnektir. Placebo, farmakolojik olarak etk
isiz, fakat telkine dayalı ve plasebo etkisi olarak da bilinen
tedavi etkisini ortaya çıkaran bir tür ilaçtır. Plasebonun fizik
sel anlamda tedaviye yönelik bir gücü yoktur. Sahip olduğu
tedavi gücünü tamamen hastanın verilen ilacın "işe yaraya
cak" ilaç olduğuna inanmasından alır. Plasebo, tıbbın bilimsel
olarak açıklayamadığı bir şekilde, insanların istemeleri
halinde kendi kendilerini iyileştirebileceklerini gösterir. Tıbbi
olarak kurtulma olasılığı zayıf görülen birçok kişi,
ölümden bu
sayede kurtulmuştur. Bir kişi şifa bulma yönünde ne denli
güçlü bir inanç duyarsa, beklediği şifa o denli gerçekleşir.
Hastalıkla o hastalığın tedavisi konusundaki inanç ve beklenti
tedavi kadar, hatta belki tedaviden de daha güçlü bir rol oyna
maktadır. Harvard Üniversitesi'nden Dr. Henry Beecher'in
yaptığı kapsamlı araştırmalar göstermiştir ki, her ne kadar
tedavilerin sonucunu ilaçların etkisine yorumlasak da, aslında
farkı yaratan hastanın inancıdır. Bunun iyi bir örneği,
Anthony Robbins'in "İçindeki Devi Uyandır" isimli best-
sellerde yer alan ve 100 tıp öğrencisinin katılmasıyla yapılan
bir deneydir. Deneyde iki yeni ilacın değerlendirmesi
yapılmıştı, öğrencilere kırmızı kapsül içindeki süper-uyarıcı,
mavi kapsül içindeki ise süper-sakinleştirici olarak tanıtılmıştı:
106
PARANORMAL FENOMEN
hastanın beklentisine göre etki ettiğini vurgular.
"Kertenkele kanı ve domuz dişi g ib i umarların bilinen
hiçbir özelliği yoktur ama yüzyıllardır işe yaramışlardır,
anlaşılan hastalar bunların işe yaram asını
bek
lemişlerdir... Hastanın beklentilerinin fizyolojisi üzerinde
ki çalışmalar henüz başlamaktadır. Plasebo etkisi, yıl
lardır süren ihmalden sonra, hem geleneksel ve hem de
alternatif şifanın önemli bir veçhesi olarak önem kazan
maktadır. Ama yüzyıllardan beri şamanlar (hem kazara
hem de bilerek) hastalarının beklentilerini ve ümidini
artırmanın yollarını bulmuşlardır." Modern tıptan halk
şifacılığına kadar her bir metodun başarısı hastanın
kafasında olan beklentiye, inanca göre şekillenir.
Fakat ne yazık ki paranormal inanç sadece tedavi gibi iyi
niyetli girişimlerde ortaya çıkmıyor. Kara büyü,
örneğin Vudu
büyüsünde paranormal inanç kişisel, negatif sonuçlar elde
etmek gayesiyle suistimal edilmiştir. Benzer işlemin benzer
sonuç doğuracağına inanan karanlık büyü ile uğraşanlar,
zarar vermek istedikleri kişiye ait bir eşya veya saç, tırnak gibi
vücuda ait nesnelerle birtakım karanlık majik ritüeller uygu
larlar, hatta onun kuklasına fiziksel zarar vererek, kişiye
negatif tesir etmeyi amaçlarlar.
İnanç, yaratıcı güçlerin başındadır. Ancak
bazen iyiden ve
başarıdan çok uzak sonuçlara da yol açabilmektedir. Yıkıcı
yönüyle insan hayatlarını alt üst edebilmektedir. Nasıl ki
hedef edinilenin başarılacağına olan inanç, hedefe varmada
inanılmaz bir destek verirse, yetersizlik, kötümserlik duygu
ları ve her tür başarısızlık inancı da, negatif beklentinin
gerçekleşmesinin önünü açar. Adeta koşullandırır, başarısı
zlığı programlar. İnanç o
denli kuvvetli bir güçtür ki, eylemler
imizi etkilemekle kalmaz, gözle görülen ani fiziksel değişiklik
lere yol açabilir. Yale Üniversite'sinden Prof. Dr. Bemie Siegel,
"çok kişilikli" hastalarla yaptığı araştırmalarda, bu kişilerin
108