PARANORMAL FENOMEN
olan Sappers F.Reichard,R.Newnes ve J.Nevvman imzaladık
ları bir raporda gördüklerini şu şekilde anlatıyorlardı: "Güneş
doğduğunda hava gayet açıktı, görünürde tek bir bulul
yoktu... Ancak 60 no'lu tepe üzerinde, ekmek biçiminde altı ya
da sekiz adet bulut asılı duruyordu... Hepsi de aynı biçimdey
di. Saatte 7 ya da 8 km'lik bir hızla güneyden esen rüzgara
rağmen bu bulutlar pozisyonlarını hiçbir şekilde ya da
biçimde değiştirmedikleri gibi, rüzgarın etkisi altında da
sürüklenmediler. Yerden 150 m yukarıda yer alan gözlem nok
tamızda görüldüğü kadarıyla, yaklaşık 60 derecelik bir yük
seklikte öylece asılı duruyorlardı. Bu bulut gurubunun tam
altına rastlayan yerde, arazi üzerinde, aynı biçimde olan ve
sabit duran, yaklaşık 250 m uzunluğunda, 60 m yüksekliğinde
ve 60 m genişliğinde bir bulut bulunuyordu. Bu bulut tama
men yoğundu ve hemen hemen katı bir madde yapısında
görünüyordu... Tüm bunlar yerdeki bulutun 2500 m kadar
güneybatısında, Rododendron Dağı burnu üzerindeki siper
lerimizde yerleşmiş bulunan NZE 1. Sahra bölüğünün 3.
Takımının 22 askeri tarafından gözlemlenmişti. Gözlem nok
tamız 60 no'lu tepeye 980 metre kadar yukarıdan bakıyordu.
Sonradan anlaşıldığına göre, bu tuhaf bulut kuru bir dere
yatağının ya da çökmüş bir yolun (Kayacık Dere) üzerinde
bulunuyordu ve arazi üzerinde böylece dururken yanlan ile
uçları mükemmel bir şekilde görebiliyorduk, öteki bulutlar
gibi açık gri renkteydi... Daha sonra, birkaç yüz kişiden oluşan
İngiliz alayı First Forth Norfolk'un bu çökmüş yol ya da dere
boyunca 60 no'lu tepeye doğru ilerlediğini fark ettik. 60 no'lu
tepe üzerindeki birlikleri takviye etmeye doğru gidiyor gibiy
diler. Ancak, söz konusu buluta ulaştıklarında, hiçbir tereddüt
göstermeksizin doğrudan bulutun içerisine ilerlediler.
Sonunda 60 no'lu tepe üzerinde yayılarak savaşmak üzere hiç
kimse ortaya çıkmadı. Bir saat sonra, yürüyüş kolundaki son
erler de bulutun içerisinde kaybolduktan sonra, aynı bulut,
gayet rahat bir şekilde yerden yükseldi ve herhangi bir bulut
258
PARANORMAL FENOMENLER
ya da sis gibi, yavaşça hareketlenerek, raporun başında
değindiğimiz diğer bulutların yanma katıldı. Tüm bu süre
boyunca bu bulut grubu aynı yerde asılı olarak kalmıştı ve o
tuhaf yer bulutu onlara katılır katılmaz hepsi birlikte kuzeye,
yani Trakya'ya doğru ilerlemeye başladılar. Birkaç dakika
sonra gözden kaybolmuşlardı."
Bu gizemli olay, kayıp ya da yok edilmiş olarak bildiril
di. İngiltere Türkiye'den bu alayı geri vermesini istediğinde,
bu alayın esir alınmadığı, hatta temas bile edilmediği, böyle
bir alayın varlığından haberdar olunmadığı şeklinde cevap
verildi.
İvan Sanderson (1911-1973), "lanetli mezarlıklar" olarak
isimlendirdiği mekanların olduğunu, o yerlerin dünyada
alışılmışın ötesinde gravitasyon ve manyetik kuvvetlerin
işlediği yerler olduğunu öne sürdü. Araştırmacı, uzun yıllar
boyunca gizemli kaybolma vakalarını inceledi, tasnif etti.
Yeryüzünde birbirinden belirli aralıkta olan 12 alan tespit etti.
Sanderson, bu yerlerde elektromanyetik fırtınaların insan ve
nesneleri başka mekan-zamanlara taşıdığına inanıyordu.
"Lanetli mezarlıklar" arasında hepimizin bildiği Bermuda
Şeytan Üçgeni ve onun eşdeğeri Japonya'nın doğusundaki
"Şeytan Gölü" bölgeleridir.
Işınlanma fenomeni ile ilgili en çarpıcı örneklerden biri
Steiger'in "Your Sixht Sense" kitabında yer alan 16. yüzyıldan
günümüze ulaşan bir vakadır. Ekim 1593'te Mexico City mey
danında Belediye Başkanlığı önünde duran muhafızlar arasın
da çok tuhaf giyimli bir askerin varlığı dikkat çeker. Nöbette
duran bu askeri çevreden herkes mucizeye bakar gibi seyred
erken, kendisi de en az onlar kadar şaşkındır. Bir süre sonra
açıklama yapma gereği hisseden yabancı "Benim adım Gil
Perez. Bu sabah Manila Valisinin sarayını korumak üzere
görevlendirildim. Şimdi görüyorum ki, bambaşka bir yerde
bulunuyorum. Fakat bunun nasıl olduğu hakkında hiçbir
fikrim yok." Perez New Mexico'da, evinden binlerce kilometre
259
PARANORMAL FENOMEN
uzakta olduğunu hayal bile edemez. Engizisyon, askeri, şey
tanın elçisi olduğu şeklinde suçlayarak tutuklar. Ancak
ifadesini değiştirmesi için yapılan baskılar bir türlü sonuç ver
mez. Gil Perez, söylediklerinden bir adım bile geri atmayarak
iddialarının arkasında durmaya devam etmektedir.
Canlı ve cansız maddelerin gerçekten aniden kaybolması
mümkün olabilir mi? İnsanların, cansız maddelerin bizim
bildiğimiz uzay- zaman yapısının dışına çıkması teorik olarak
olasıdır. Zaman ve mekanda bir hareket, bir sıçrama yapılması
mümkün mü? Bu soruyu da kara delik, paralel evren kuram
ları olumlu karşılık vermektedir. Kayıtlara geçen sayısız
aniden göz önünden kaybolma olayı, isteğimizin dışında mad
denin yok olabileceğini kesin olarak gözler önüne seriyor.
Mekanizması anlaşıldığı takdirde arzuya bağlı olarak da bu
paranormal olayın yapılabilmesi gerekir. Böyle bir gizli den
eye ABD Donanması kalkıştı, ne var ki tesadüfen olaya görgü
tanığı olan Carlos Miguel Ailende, sansasyonel deneyin
"Philadelphia deneyi" olarak duyulmasına neden oldu. 1943
yılında, Einstein'm kuramlarından yola çıkan Amerikan
Donanması, savaşın gidişatını değiştirmek üzere yeni bir
teknik denemeye karar verdi. Başardı da! USS Elridge tüm
gemi ekibi içinde olduğu halde, görünmez oldu ve 100 km
uzaktaki Port Nevvark'a "ışınlandı". Deney belki başarılı oldu
ama gemi ekibi açısından sonuçları felaket oldu. Personel ya
öldü, ya da geri dönülmez bir şekilde değişti. Orada neler
olmuştu? Resmi olarak hiçbir zaman Philadelphia deneyi ile
ilgili bir doğrulama yapılmadı. Charles Berlitz'in (1914-2003)
"Bermuda
Şeytan
Üçgeni"
kitabında
teleportasyon
fenomeninin yapısına dair bir ipucuna rastlıyoruz. Bir yolcu
uçağının kısa bir süre için kaybolması ile bazı bulgular belir
mişti. Amerikan Havayollarına ait Neshnel yolcu uçağı,
Miami Hava Limanına iniş yapmasına yakın radarlardan kay
boldu. Tam 10 dakika uçakla bağlantı sağlanamadı. Yer per
sonelinin neden endişe ettiğini anlamayan pilot ve ekibi,
260
Dostları ilə paylaş: |