davranışçılar ve nörofizyologlar gestalt psikolojisinde önemli bir bilgi
kaynağı olan iç gözleme küçümsemeyle bakıyor; klinikçi psikologlar kimi
zaman “sezgi” de denilen öz deneyimlerine güveniyorlar, yani kendi
mücehhez organizmalarının tepkilerine; daha “nesnelci” okullar ise bü
konuda titizlikle formüle edilmiş deneylerden yana. Daha önce de
gördüğümüz gibi, tıpta klinikçi hekimlerle gövde teorisyenleri arasında
benzer türde bir anlaşmazlık ta antik döneme kadar gider. Tarih ve
sosyolojiye geçtiğimizde fark iyice artar: Fransız Devrimi’ni konu alan
sosyal tarihler arasındaki tek ortak yön isimlerle belli somut olayların ve
kişilerin betimlenmesidir.
45
Doğaya birçok şekilde bakılabilir
45. Ehrenhaft ve Millikan’ın durumu G. Hoiton'da tartışılır,
Historical Studies in Physical
Sciences,
Cilt ix, R. McCormmich, L. Pyenson ve R.S. Turner der., John Hopkins Un. Press
1978, s.161-214. Sutton-Boveri’nin geliştirdiği kromozomlar aracılığıyla kalıtım teorisine karşı
T.H. Morgan’ın itirazları konusunda krş. E. Mayr,
The Growth of Biological Thought,
Cambridge 1982, s.748 ve devamı. Mayr’ln kitabı farklı kanıtlar kullanan araştırma
geleneklerinin muğlak bir şekilde “aynı şey” olarak gördükleri araştırma nesneleri hakkında
nasıl farklı sonuçlara çıkabileceklerine dair çeşitli örnekler getirir. O yüzden Mayr, bilim ta-
rihinin tektip bir paradigmalar dizisi olarak yorumlanmasına karşı çıkar (a.g.e., s.113).
McClintock’la ilgili alıntı Peter Fischer’den alınmıştır,
Licht und Leben,
Konstanz 1985, s. 141.
Ayrıca krş. E. Fox-Keller,
A Feeling of the Organism,
San Francisco 1983. Paul E. Meehl,
Clinical
vs.
Statistical Predictions,
Minneapolis 1954, içinde klinikçiler-istatistikçiler
tartışmasının bir dökümü bulunabilir. İnsanın değerinin “nesnel" kıstaslarıyla ilgili daha geniş
bir tartışma için krş. R.C. Lewontin, S. Rose ve L.J. Karnin,
Not in Our Genes,
New York 1984
ve ayrıca S. J. Gould,
The Mismeasure of Man,
New York 1981. Stanley Joe Reiser,
Medicine
and the Reign of Technology,
Cambridge 1978, insan vücudunu doğrudan muayene eden
doktorlarla, -Norma Emerton,
The Scientific Reinterpretation of Form,
Cornell University Press
1984’te tarif edildiği gibi- “nesnel” testlerden yana olan vücut teorisyenleri arasındaki
değişken an- tagonizmanın bir tartışmasını içerir. Ayrıca krş. C.S. Smith,
A Search for Struc-
ture,
5. Bölüm, MIT Press 1981.
İlya Ehrenburg (
People and Life,
Memoirs of 1891-1917, Londra 1961, s.8) “Fransız Devrimi"
hakkında şöyle diyor (Almancadan yeniden çevrildi -PF): “Yazarların gelecek kuşaklara
devrettiği imgeler biçimselleştirilmiş şeylerdir, kimi zaman bütünüyle hakikate aykırı
şeylerdir... Bazan ‘Bastilie’e Hücum’dan bahsedildiğini duyarız, oysa gerçekte kimse
Bastille'e hücum filan etmemiştir -11 Haziran 1789, Fransız Devrimi’nin olağan günlerinden
biridir, Paris halkı bir zorlukla karşılaşmadan hapisaneye girmiş ve orada birkaç mahkumla
karşılaşmıştır. İşte bu olay Bastille'in ele geçirilmesi diye adlandırılarak sonradan bayram
haline getirilecektir.” (Bununla bilim tarihinde ve Nobel Ödüllerinin ha- zırlanışmda özel
tarih, olay ve "keşifler”e yapılan vurguları bir karşılaştırın.) "Gerçek olaylar" ile onların
standartlaştırılmış (ya da modern) versiyonları ara-
(doğa ile insan hayatının birbirinden ayrılamayacağı ya da doğanın maddi bir
karakter taşımadığı düşünceleri gibi) ve dolayısıyla birçok şekilde
davranılabilir. Tüm bunları dikkate alarak RlO’u daha da takviye etmeyi
öneriyorum:
R l l : sağlam gerekçeler temelinde (doğru olduğuna) inanılan her ifade,
teori ya da bakış açısı için, onunla uyuşmayan bir alternatifinin en azından
onun kadar, hattâ ondan da
iyi
olduğunu gösteren argümanlar
vardır.
Rll kadim şüpheciler tarafından zihinsel ve toplumsal huzuru
sağlama yolunda kullanılmıştır: eğer zıt görüşlerin bile eşit ölçüde
güçlü oldukları gösterilebilirse, sıkıntıya girmeye ya da onlar uğruna
savaşlar çıkarmaya gerek yoktur (Sextus Empricus, Hypot., 1, 25 vd.).
Burada sahnede özellikle ifadeler, teoriler, argümanlar ve sağlam
gerekçelerin bulunuyor olmasının nedeni şüphecilerin görüşlerini
ortaya koydukları tarihsel durumdur: şüpheciler argümanın bizi tek bir
sonuca götüreceğini göstermeye çalışan filozoflara karşı çıkıyor ve
onun böyle bir gücü olmadığını iddia ediyorlardı. Argümana
dayanmayan insani ilişki kurma biçimleri ve belki de, ortak amaç gibi
şeyler onların yaklaşımını daha da güçlendirecektir. Çünkü burada
yalnızca düşünsel sorunlar değil hisler, vefa ve duygudaşlık, ve
akılcılar tarafından henüz adlandırılmamış, listesi çıkarılmamış daha
nice etken söz konusudur. Rll’i çürütmek için, henüz şüphecilere ve
göreciliğe yöneltilmiş itirazlar arasında rastlayamadığımız daha başka
ayrıntılı deneysel/kavramsal/tarihsel analizler gerekir.
H. BAZI ELEŞTİRİLERE CEVABEN
Görecilik yaygın bir düşünce biçimidir. Doğruyu bildiğini iddia
edenlerin küstahlığı karşısında duydukları nefretle ve in-
sındaki akıllara durgunluk veren farklılıklar için krş. Georges Pernoud ve Sabine Fleisser,
The French Revolution, New York 1960. Potemkin Zırhlısı üzerinde çalışırken Eisenstein,
tarihin heyecanlı ve anlamlı hale gelmesi için geliştirilmek, düzeltilmek zorunda olduğunu
çok iyi biliyordu. Aynı şeyi Lakatos da bilimler konusunda anlamıştı.
Dostları ilə paylaş: |