S e t a 1 y ı l l ı ğ ı



Yüklə 5,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə49/256
tarix18.06.2018
ölçüsü5,84 Mb.
#49335
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   256

118

ş u b a t   1 1

halinde, 2025 yılında Türkiye’de gençlerin yük-

seköğretim talebinin karşılanamayacağını gös-

tergelerle ortaya koymuştur. Yükseköğretime 

erişimin en önemli göstergesi olan örgün okul-

laşma oranının 2010 yılında %35,6 iken 2025 

yılında %53,7’ye ulaşacağı ve Türkiye’nin bu-

gün %50’lerin üzerinde olan gelişmiş ülkelerin 

gerisinde kalmaya devam edeceği tahmin edil-

miştir. Yükseköğretim arzının talebi karşılama 

düzeyini gösteren örgün öğretime yerleşme 

oranının ise 2025 yılında yalnızca %38,7 dü-

zeyine ulaşacağı öngörülmüştür. Bu gösterge-

lerden Türkiye’de günümüzde karşılanamayan 

yükseköğretim talebinin 2025 yılında da var-

lığını sürdüreceği anlaşılmıştır. Dolayısıyla, bu 

analiz çalışması; 2025 yılı için tahmin edilen bu 

tabloyu değiştirmek ve gençleri mağdur etme-

mek amacıyla, bugünden atılabilecek muhte-

mel adımlar ve çözüm önerilerinin tartışılması 

için bir zemin oluşturmayı amaçlamaktadır.

SONUÇ  VE  ÖNERİLER

 Hükümetler geliş-

mekte olan ülke konumundan gelişmiş ülke 

konumuna geçişte yükseköğretimin anahtar 

rolünün farkına vardıkça, yükseköğretim okul-

laşma oranları tüm dünyada hızla artmaya baş-

lamış ve artmaya da devam etmektedir. Geliş-

mekte olan ülkelerde nüfusun yükseköğretime 

katılım oranlarının düşük olmasının yanı sıra 

demografik yapı içerisinde gençlerin nüfusun 

önemli bir kısmını oluşturması; bu ülkelerin 

gelişmiş ülkeleri yakalamak için yükseköğretim 

sistemlerini şekillendirmesi açısından önemli 

bir fırsattır. Gelecek dönemde dünyadaki yük-

seköğretim öğrencilerinin büyük çoğunluğuna 

sahip olması beklenen gelişmekte olan ülke-

lerde bu fırsatın hangi ölçüde değerlendirile-

ceği ve kitlesel yükseköğretim talebinin hangi 

araçlarla karşılanacağı kalkınma sürecinde fark 

yaratma anlamında büyük önem taşımaktadır. 

Tüm dünyada yükseköğretim sistemlerinin 

şekillenmesinde kilit rol oynayan, erişimin ar-

tırılması ve talebin büyük oranda karşılanması 

anlamına gelen kitlesel yükseköğretim eğilimi

Türkiye’de de özellikle 1992 yılından itibaren 

başlamış ve son beş yıllık sürede kurulan yeni 

üniversitelere bağlı olarak etkisini yoğun bir 

şekilde hissettirmiştir. 2010 yılı itibarıyla yük-

seköğretimde kitleselleşme süreci içinde olan 

Türkiye’de örgün yükseköğretim okullaşma 

oranı %35,6 seviyesindedir. 

2010-2017 döneminde geçmiş dönemlere kı-

yasla daha hızlı artması beklenen yükseköğ-

retim çağ nüfusu göz önünde bulunduruldu-

ğunda, Türkiye’de yükseköğretime olan talebin 

bugünkünden de hızlı artacağı tahmin edil-

mektedir. Önümüzdeki dönemde örgün yük-

seköğretim arzının hem ülkemizin kalkınması 

hem de gençlerimizin yükseköğretim talebinin 

karşılanması için hızla artırılması gerekmek-

tedir. Bu çerçevede, Türkiye’de yükseköğreti-

me erişimin artırılması amacıyla, hâlihazırda 

örgün öğretimde gençlerin talebinin yalnızca 

%35,6’lık (örgün öğretime yerleşme oranı) bir

kısmını karşılayan yükseköğretim sisteminin 

performansının artırılması ve yükseköğretim-

de genişleme sürecine hız kazandırılması önem 

arz etmektedir. 

Genişleme hızı itibarıyla yükseköğretim sis-

teminin bugünkü performansının, mevcut 

finansman yapısı ve akademik personel sayı-

sındaki eğilimler çerçevesinde devam etmesi 

durumunda, 2025 yılında yükseköğretime olan 

talebin 2010 yılına göre %68,1 oranında artma-

sı ve 2010 yılı itibarıyla 1.588.624 olan ÖSYS’ye 

başvuran sayısının 2025 yılında 2.669.695’e 

ulaşması beklenmektedir. Bununla birlik-

te, 2010 yılında 561.003 olan örgün öğretim 

programlarına yerleşen sayısının da, özellikle 

2006-2010 yıllarında kurulan 48 devlet üniver-

sitesinin etkisiyle, %84,4 oranında artarak 2025 

yılında 1.034.216’ya ulaşacağı tahmin edilmiş-

tir. 2010-2025 döneminde yükseköğretim ar-

zının artış oranının, yükseköğretim talebinin 

artış oranından daha yüksek olacağı tahmin 

edilmekle birlikte; hâlihazırdaki yığılmalar 

esas alındığında ve gelecekte yükseköğretim 

çağı dışında olup yükseköğrenim görmek iste-

yen yetişkinlerin sayısında da bir artış yaşan-

ma ihtimali göz önünde bulundurulduğunda, 

2025 yılında yükseköğretim talebinin büyük 

bir kısmının karşılanamayacağı ortaya çıkmış-

tır. Arzın talebi karşılama oranını ifade eden 

örgün yükseköğretim programlarına yerleşme 

oranının ise 2025 yılında %38,7 olacağı tahmin 

edilmiştir. 

Bu sonuçlar ışığında, yükseköğretim sisteminin 

bugünkü genişleme hacmi ile önümüzdeki dö-

nemde gençlerin yükseköğretim talebinin kar-

şılanamayacağı ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda, 

önümüzdeki dönemde yükseköğretime erişimi 

artırmaya yönelik olarak aşağıda çözüm öneri-

lerine yer verilmiştir. 



119

y ü k s e k ö ğ r e t i m d e   b ü y ü m e   s o r u n u   v e   n i t e l i k   t a r t ı ş m a l a r ı

1. Yeni kurulan üniversitelerle birlikte son yıl-

larda yükseköğretim arzında önemli ölçüde 

bir büyüme yaşanmıştır. Giderek artması 

tahmin edilen yükseköğretim talebinin kar-

şılanabilmesi için arzda yaşanan bu büyüme 

sürdürülmelidir. Ayrıca, bu büyümenin ve-

rimli hale dönüştürülmesi için özellikle yeni 

kurulan yükseköğretim kurumları desteklen-

meli ve niteliği artırılmalıdır.

2. Türkiye’de yükseköğretim harcamalarının 

GSYİH içindeki payı (% 0,8) OECD ülkeleri-

nin ortalamasının bir hayli altında kalmıştır. 

Yükseköğretimde genişlemeye ivme kazan-

dırmak ve erişim olanaklarını artırmak ama-

cıyla, öncelikli olarak yükseköğretime ayrılan 

kamu kaynaklarının artırılması gerekmekte-

dir. 

3. Yükseköğretime ayrılan kamu kaynaklarının 



öğrenci sayısına paralel bir şekilde artırılma-

sı giderek daha zor hale gelmektedir; çünkü 

Türkiye’de yükseköğretim artık elit bir kesi-

me sunulan bir hizmet olma durumundan 

kitlelere ulaşan bir hizmete doğru büyük bir 

dönüşüm geçirmektedir. Bu çerçevede, yük-

seköğretime erişim talebinin -kaliteden ödün 

vermeksizin- karşılanması için öğrenciler ve 

ailelerinin yükseköğretim maliyetine katılı-

mı makul seviyede artırılması uygun olacak-

tır. Burada öğrenim ücretlerinin artırılması 

önerisi ile eğitimin maliyetinin tamamının 

öğrenciler tarafından karşılanması ve yarı 

kamusal bir hizmet olarak kabul edilen yük-

seköğretimin bireysel bir sorumluluk alanına 

dönüştürülmesinden söz edilmemektedir. 

4. Yükseköğretimde genişlemenin yanında 

erişimin de artırılması için öğrenim ücret-

lerinin artırılması tek başına yeterli olma-

yacaktır. Gelir düzeyi düşük olan bireylerin 

yükseköğretime erişiminin sağlanması için 

burs ve kredi imkânlarının çeşitlendirilmesi 

ve gerçekten bursa ihtiyacı olanların belirlen-

mesine yönelik mekanizmaların güçlendiril-

mesi gerekmektedir. 

5. Fiziki ve beşeri altyapısı yeterli olan vakıf 

üniversitelerinde yükseköğretim kontenjan-

ları artırılmalıdır. Yeterli talebin yaratılması 

için vakıf üniversitelerinde eğitim kalitesi 

artırılmalı ve öğrenim ücretleri makul sevi-

yelere  indirilmelidir.  Vakıf  üniversitelerinin

yükseköğretim sistemindeki payının artırıl-

ması için vakıf üniversitesi kurulmasına ve 

bu üniversitelerin özellikle büyük iller dışın-

daki illere yaygınlaştırılmasına yönelik teş-

vikler geliştirilmelidir. 

6. Vakıf üniversitelerinin haricinde özel yükse-

köğretim kurumu kurulmasına yönelik ana-

yasal ve yasal düzenlemeler gerçekleştirilmeli 

ve YÖK tarafından özel yükseköğretim kuru-

mu kurulması için gerekli asgari standartlar 

belirlenmelidir. 

7. Üniversitelerde  lisans  ve  yüksek  lisans  dü-

zeyindeki eğitim programları gözden geçi-

rilmeli ve bazı programların süresi kısaltıl-

malıdır. Bazı lisans programlarında eğitim 

süresinin 3 yıla indirilmesi için hâlihazırda 

güz ve bahar dönemi olmak üzere iki dönem-

den oluşan eğitim-öğretimde üç veya dört 

dönemli sisteme geçilmelidir. 

8. Yükseköğretime erişimin artırılması için öğ-

retim elemanı sayısı artırılmalıdır. Öğretim 

elemanı sayısının artırılması için öğretim 

üyesi yetiştirme programları yaygınlaştırıl-

malı, üniversitelere yeterli kadro sağlanmalı, 

üniversitelerin öğrenim ücretlerinin artırıl-

ması ile elde ettiği gelirlerden de faydalana-

rak araştırma görevlilerinden başlamak üzere 

öğretim elemanlarının özlük hakları iyileşti-

rilmeli ve öğretim üyeliği mesleği cazip hale 

getirilmelidir. 

9. Yükseköğretime erişim artırılırken bütün 

ortaöğretim mezunlarının yükseköğretime 

geçişinin sağlanmasından ziyade mezunların 

ilgi ve yeteneklerine uygun meslek alanla-

rındaki yükseköğretim programlarına geçişi 

sağlanmalıdır.

10. Yükseköğretimde çeşitliliğin sağlanması 

ve farklı ihtiyaçların karşılanması amacıy-

la, yükseköğretim kurumları araştırma ve 

öğretim fonksiyonlarına göre farklılaştırıl-

malıdır. Bazı üniversitelerde yalnızca lisans 

eğitimine odaklanan bir yapıya, bazıların-

da lisans düzeyinin yanı sıra yüksek lisans 

programlarının olduğu bir yapı ile daha 

küçük bir kısmında da lisans ve yüksek li-

sans programlarının yanında ağırlıklı ola-

rak doktora programlarının olduğu araştır-

ma  odaklı  bir  yapıya  geçilmelidir.  Mevcut

yükseköğretim kurumlarının yeniden ya-

pılandırılmasının yanı sıra, belli alanlarda 

ihtisaslaşmış yükseköğretim kurumları ve 

teknoloji enstitüleri gibi birçok ilde erişimi 

artıracak farklı yükseköğretim kurumları-

nın açılması imkânı sağlanmalıdır. 



Yüklə 5,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   256




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə