120
ş u b a t 1 1
11. Lisans düzeyinde öğretim üyesi başına öğ-
renci sayısının uluslararası ortalamaların
altında olduğu lisans programları ve üni-
versitelerde yükseköğretim kontenjanları
artırılmalıdır. Söz konusu alanlar itibarıyla
öğretim üyesi başına öğrenci sayısının dü-
şük olduğu üniversiteler belirlenerek, bu
üniversiteler içinde fiziki altyapısı yeterli
olanlardan başlamak üzere kontenjanlar
artırılmalı ve altyapısı yetersiz olan üniver-
sitelere yatırım ödeneği tahsisinde eksiklik-
lerin giderilerek kontenjan artışının sağlan-
ması için bu alanlara öncelik verilmelidir.
Ayrıca, aynı alanda öğretim üyesi dağı-
lımında dengesizlik varsa giderilmelidir.
Özellikle öğretim elemanlarının doğuda ve
küçük şehirlerde açılan yeni üniversitelere
yönelimlerini teşvik edici düzenlemeler ge-
tirilmelidir.
Sonuç olarak; 2025 yılı itibarıyla iki buçuk
milyonun üzerinde kişinin yükseköğretim
talebi olacağı göz önünde bulundurulduğun-
da, bu talebi karşılamak için mevcut sistemin
performansı ile sistemde birtakım iyileştirme
ve düzenlemelerin yeterli olmayacağı ve baş-
ka araçlara gereksinim duyulacağı açıktır. Bu
çerçevede, Türkiye’de yükseköğretime erişimin
gençler başta olmak üzere toplumun bütün ke-
simlerinin talebini karşılayacak düzeyde artı-
rılması; öncelikle öğretim elemanı yetiştirmeye
hız kazandırılması, devlet ve vakıf üniversitele-
ri yoluyla genişlemenin yanı sıra özel üniver-
sitelerin açılması, öğrenim ücretlerinin (katkı
paylarının) makul seviyede artırılması yoluyla
öğrenciler ve ailelerinin yükseköğretim maliye-
tine katkısının sağlanması ve farklı ihtiyaçları
karşılamaya yönelik yükseköğretim kurumları
ve programlarının açılması olarak ifade edilen
yükseköğretimde farklılaşma ve çeşitlilik gibi
genişlemenin diğer araçlarından azami ölçüde
faydalanılması ile mümkün olacaktır.
121
b a l k a n l a r ’ d a s i y a s i k r i z
SETA YORUM
Batı Balkanlar’ı Etkisi Altına
Alan Siyasi Kriz
Siyasi istikrarsızlık Batı Balkan ülkelerinin yakasını bırakmıyor. Bosna-Hersek’te 3
Ekim’den sonra hala hükümetin kurulamamış olması, Makedonya’da ciddi bir ikti-
dar-muhalefet çekişmesi, Arnavutluk’ta Başbakan Sali Berişa’nın muhalefeti darbe
hazırlığı yapmakla suçlaması, Sırbistan’da ise hükümeti istifaya ve erken seçime zor-
layan yoğun baskıların ortaya çıkması gibi sıkıntılar yaşanıyor.
FATMA SEL TURHAN
balkanlar’da siyasi kriz
ŞUBAT 2011 -
Batı Balkan ülkelerinin AB ve NATO gibi avro-atlantik kurumlara entegras-
yonu hem uluslararası kurumlar hem de bölge ülkelerinin gündeminde önemli bir yer oluştu-
ruyor. Ancak siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın bölge ülkelerinde değişik yoğunlukta sürüyor
olması entegrasyon sürecini aksatıyor. Bu dönemde AB adaylığına en yakın ülke Hırvatistan
iken, bölgede artık Makedonya haricinde Karadağ da adaylık statüsüne sahip oldu. AB yanlısı
bir hükümete sahip olan fakat özellikle Kosova ile olan sorunlarını çözememiş durumda olan
Sırbistan ise adaylık statüsünü elde edemedi. Bosna Hersek işlevsellikten uzak, karmaşık ve
etnik temeller üzerine inşa edilmiş sistemi, Arnavutluk siyasi istikrarsızlığı, Kosova ise özellikle
statüsü nedeniyle AB üyeliğine en uzak ülkeler olarak değerlendiriliyor.
Arap ülkelerinde birbiri ardına yaşanan kitle-
sel isyanlar nedeniyle bütün dünyanın gözü
Ortadoğu’ya çevrilmiş olsa da, siyasi istikrar-
sızlık bugünlerde çoğu Batı Balkan ülkesinin de
yakasını bırakmıyor. Bosna-Hersek, 3 Ekim’de
gerçekleşen genel seçimlerden beri hâlâ bir hü-
kümet kuramamış olmanın sıkıntıları içinde.
Benzer bir süreçten geçen Kosova’da sorun-
lar ancak birkaç gün önce aşıldı. Makedonya
ciddi bir iktidar-muhalefet çekişmesine sahne
olurken, Arnavutluk’ta Başbakan Sali Berişa
muhalefeti darbe hazırlığı yapmakla suçluyor.
Sırbistan’da ise yoğun baskılar hükümeti istifa-
ya ve erken seçime zorluyor.
Bosna-Hersek’te “herkes sokağa” hareketi
Ülkede seçimlerin gerçekleştiği 3 Ekim’den beri
devlet ve federasyon seviyesinde hükümet ku-
rulamaması kitleleri harekete geçirmeye başla-
dı. Arap ülkelerinde isyancıların internet imka-
nını kullanarak eylemlerini yaygınlaştırması,
Bosna-Herseklilere de ilham kaynağı oldu. Ya-
şanan durumu protesto için birkaç gün önce
Facebook’ta “Herkes Sokağa” isimli bir grup
kuran eylemciler kısa sürede sayıları on binler-
le ifade edilen bir desteğe ulaştılar. Bosna’da son
dönemde artan suç ve yolsuzluk haberleri ile
ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar,
siyasi istikrarsızlıktan bunalan halkı ümitsizliğe
sevk ediyor. Şahsi ve partizan çıkarların hükü-
metin kurulmasına engel olduğunu söyleyen
yeni hareketin sözcüleri, durumdan kâr ede-
nin sadece suç örgütleri ve tefeciler olduğunu
belirterek temel ihtiyaç maddelerinin gün geç-
tikçe artan fiyatlarına dikkat çekiyor. Bosna-
122
ş u b a t 1 1
Hersek’in en büyük muhalefet partisi olan SBB,
Bosna’da 1990’dan beri iktidarda olan siyasiler
sebebiyle ekonomik durumun gittikçe kötüleş-
tiğini iddia ediyor. Herkes Sokağa hareketi de,
“Bosna’nın Mübarek’leri artık gitmelidir” slo-
ganıyla mevcut siyasilerden duyduğu rahatsız-
lığı dile getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde El-Cezire’nin Balkanlar’da
Bosna-Hersek merkezli, bölgesel dilde yayın
yapacak bir TV kanalı açacağını duyurması
dikkatleri yeniden bu ülkeye çevirdi. Tunus ve
Mısır isyanlarındaki El-Cezire faktörü hesa-
ba katılınca, Herkes Sokağa hareketinin sanal
alemden çıkıp fiili bir harekete dönüşme po-
tansiyeli göz ardı edilmemelidir.
Kosova’da nihayet hükümet kuruldu
12 Aralık’ta gerçekleşen seçimlerden beri hü-
kümet kurulamayan Kosova’da kriz, nihayet
22 Şubat’ta aşıldı. Yeniden göreve seçilen Ha-
şim Taçi’nin liderliğindeki Kosova Demokrat
Partisi’nin, görevdeki Krasniki’nin yeniden
devlet başkanı seçilmesi ısrarından vazgeçmesi
üzerine bu görev Yeni Kosova İttifakı’nın lideri
Behçet Pacolli’ye verildi. Ancak 120 sandalyeli
mecliste 53 sandalyeye sahip muhalefet, seçimi
protesto ederek salonu terk etti. Öte yandan
büyük bir işadamı olan Pacolli’nin hem İsviçre
merkezli inşaat firması hem de eşinin Rus kim-
liği, yeni devlet başkanının Kosova’nın bağım-
sızlığını reddeden Moskova’yla ilişkileri hesaba
katılınca, birçok Kosovalının tepkisine neden
oluyor. Hükümet kurmayı bu kadar zorlaştıran
durum ise Taçi’nin partide büyük desteğe sahip
eski Ulaştırma Bakanı Fatmir Limaj’la yaşadığı
sorunlardı. Taçi ayrıca son dönemde Avrupa
Konseyi’nin kendisine yönelttiği, savaş suçları
da dahil birçok suçlama sebebiyle uluslararası
kamuoyunda ciddi bir prestij kaybı yaşadı.
AB 2010 Gelişme Raporu’nda Kosovalı vekille-
rin devletin kurumsallaşması noktasında ciddi
aşama kaydettikleri belirtiliyor; gerçekleştirilen
yargı reformları ve etnik Sırp seçmenin son se-
çime daha yoğun ilgi göstermesi buna örnek
veriliyordu. Ancak bununla birlikte Kosova’nın
ismi uluslararası kamuoyunda hâlâ organ ka-
çakçılığıyla, örgütlü suçlarla ve yolsuzlukla bir-
likte anılıyor. Bağımsızlık ilanının üzerinden üç
yıl geçmesine rağmen BM’ye üye 192 ülkeden
ancak 75’inin tanıdığı Kosova için bu rakam
AA
Dostları ilə paylaş: |