T. C. Ankara ün vers tes sosyal b L mler enst tüSÜ Özel hukuk (meden hukuk) anab L m dali



Yüklə 1,68 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə82/103
tarix20.09.2018
ölçüsü1,68 Mb.
#69327
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   103

 
209 
üyelerin ve bunların dışında kalmakla birlikte önceden vadeli işlemlere bağlı riskler 
hakkında  gerekli  şekilde  aydınlatılmış  olan  kimselerin,  vadeli  işlem  ehliyetini  haiz 
kabul edilecekleri belirtiliyordu. Bununla birlikte, anılan hükümlere zemin oluşturan 
vadeli  borsa  işlemi  kavramının  tanımı,  Alman  Borsa  Kanununda  yapılmamıştır
320

Doktrinde  ve  yargı  kararlarında  genel  kabul  gören  tanıma  göre  ise,  vadeli  borsa 
işlemleri; menkul kıymetleri, misli malları ya da yabancı paraları konu alan, standart 
hale getirilmiş, vadeli piyasada işlem gören ve ifası her iki tarafça ileriki bir tarihte 
gerçekleştirilecek olan sözleşmelerdir
321

Swap  sözleşmelerinin  BGB  §764  hükmü  uyarınca  fark  işlemi  olarak  kabul 
edilip  edilemeyeceği,  dolayısıyla  bu  sözleşmelerden  kaynaklanan  yükümlülüklerin 
yerine getirilmesinden, fark itirazının ileri sürülmesi yoluyla kaçınılmasının mümkün 
olup  olmadığı  hususunda  farklı  görüşler  ileri  sürülmüştür.  Esasen  sözleşmenin  iki 
temel türünde de, karşılıklı olarak ifası gereken ödeme yükümlülüklerinin miktarları, 
faiz  oranı  ve  döviz  kurunda  meydana  gelmesi  muhtemel  değişiklikler  sebebiyle 
tarafların  bir  “fark  kazancı”  (Differenzgewinn)  elde  etmelerine  müsait 
görünmektedir.  Gerçekten  de  swap  sözleşmelerinde,  karşılıklı  olarak  borçlanılan 
ödemelerin aynı para biriminden olmaları durumunda, ödeme vadeleri de özdeş ise, 
karşılıklı alacakların birbirleriyle takas edilmeleri ve yalnızca miktar itibarıyla daha 
yüksek  ödeme  yükümlülüğü  altında  bulunan  tarafın  (kaybedenin),  diğerine 
(kazanana),  artan  miktar  kadar  bir  fiili  ödeme  yapması  kararlaştırılmaktadır. 
Ödenecek  miktar  ve  ödemeyi  yapacak  olan  taraf,  faiz  oranında  ve  döviz  kurunda 
sözleşmenin  devamı  süresince  meydana  gelen  dalgalanmalara  bağlı  olarak  değişir. 
                                                 
320
  21.06.2002 tarihinde  yapılan değişikliklerden sonra “vadeli  borsa işlemi”  kavramı,  yerini “vadeli 
finansal işlem” kavramına bırakmıştır. Vadeli finansal işlemler, halihazırda WpHG §2 Abs. 2a hükmü 
ile tanımlanmış bulunmaktadır. Söz konusu hüküm için bkz. §9, III, B. 
321
 KIRCA, 256; KOPP, 93; BAUER, 2469. 


 
210 
Burada  taraflardan  birinin  diğerine,  yalnızca  sabit  faiz oranı  ile  değişken  faiz  oranı 
arasındaki  miktara  ilişkin  farkı  ödemesi  söz  konusu  olmaktadır.  Sabit  faiz  oranı 
“kararlaştırılan  fiyat”,  değişken  faiz  oranı  ise  “teslim  zamanındaki  piyasa  fiyatı” 
olarak  kabul  edildiğinde,  fiilen  ödenmesi  gereken  bu  meblağın,  BGB  §764  hükmü 
uyarınca “fark kazancı” şeklinde nitelendirilebileceği sonucuna varılabilir
322
. Ancak 
doktrinde  bir  görüş,  bu  durumun  tek  başına,  swap  sözleşmelerinin  fark  işlemleri 
kapsamına  dahil  edilebilmesi  için  yeterli  olmayacağını  ileri  sürmüştür.  Buna  göre 
özellikle  faiz  oranı  swap  sözleşmeleri  açısından,  bu  şekilde  bir  “fark”  miktarı 
ödenmesinin  kararlaştırılmış  olması,  yalnızca  karşılıklı  para  alacaklarının  ifasına 
ilişkin  bir  kolaylık  sağlanmasına  yönelik  olabilir.  Bu  durumda  sadece  karşılıklı 
alacaklar  arasındaki  farkın  ödenmesini  öngören  anlaşma,  bir  ifa  surrogatı  şeklinde 
ortaya  çıkar  ve  işlemin  fark  işlemi  olarak  nitelendirilmesi  açısından  önem  arz 
etmez
323
.  Faiz  oranı  swap  sözleşmesinin  fark  işlemi  teşkil  ettiğinin  kabulüne,  BGB 
§764’  ün  lafzı  da  engeldir.  Zira  bu  hüküm,  emtia  veya  menkul  kıymetlerin  teslimi 
hakkında  bir  sözleşmenin  mevcudiyetini  gerektirir.  Oysa  swap  sözleşmelerinde 
tarafların yükümlülükleri para borcu niteliği taşımaktadır
324
.   
Swap sözleşmelerinin fark işlemleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini 
ileri  süren  diğer  görüş  ise,  BGB  §764’  ün  lafzına  rağmen,  bir  işlemin  fark  işlemi 
niteliği taşıyıp taşımadığının tespitinde belirleyici ölçütün sözleşmenin konusu değil, 
taraflardaki  fark  kazancı  elde  etme  kastı  olduğunu  savunmuştur
325
.  ddianın 
temelinde, fark kastıyla akdedilen emtianın veya menkul kıymetlerin teslimine ilişkin 
sözleşmenin,  muvazaalı  bir  işlem  özelliği  gösterdiği  düşüncesi  yatar.  Buna  göre, 
                                                 
322
 ERNE, 71; POHL, 427. 
323
 KUMPEL, 669; EBENROTH/MESSER, 10. 
324
 POHL, 427; KUMPEL, 669; EBENROTH/MESSER, 9. 
325
 POHL, 428. 


 
211 
tarafların  asıl  niyetleri  bir  fark  kazancı  elde  etmektir.  Dolayısıyla  emtianın  veya 
menkul  kıymetlerin  teslimi  hakkındaki  sözleşmeye  ilişkin  olarak  beyan  edilen 
iradelerle  tarafların  gerçek  iradeleri  arasında,  istenerek  meydana  getirilmiş  bir 
uygunsuzluk  bulunmaktadır.  Taraflarda  işlem  iradesi  ile  beyan  iradesi  mevcut 
olmadığından, BGB §117 uyarınca görünürdeki işlem geçersizdir. Bu işlemin taraflar 
açısından  tek  fonksiyonu,  ödenmesi  gereken  fark  miktarının  hesaplanmasında 
yardımcı ölçüt olarak kullanılmasıdır. Spekülasyona yönelik gerçek işlem ise geçerli 
bir  şekilde  varlığını  sürdürür
326
.  Bu  işlem  açısından,  artık  ödenecek  farkın  emtia 
fiyatlarının mı yoksa faiz oranlarının mı dalgalanmasından kaynaklandığı hususu bir 
farklılık yaratmaz
327
.  
Swap sözleşmelerini fark işlemleri çerçevesinde ele alan yaklaşım, faiz oranı 
swap  sözleşmeleri  ile  para  swap  sözleşmeleri  arasında  bir  ayrım  yapmış  ve  fark 
kazancının  elde  edilebilmesi  için  bir  karşı  işlemin  akdedilmesini  gerektiren  para 
swap  sözleşmelerini  örtülü fark  işlemi  olarak  nitelendirmiştir.  Buna  karşılık  her  iki 
tarafın  fark  kastının  son  derece  belirgin  olduğu  ve  bir  karşı  işlemin  tesisine  gerek 
olmaksızın  fark  kazancının  elde  edildiği  faiz  oranı  swap  sözleşmesi  açık  fark 
işlemleri kapsamında değerlendirilmiştir
328

                                                 
326
 BGB  §764 hükmünün muvazaayı düzenleyen BGB §117’ye nazaran özel hüküm niteliği taşıdığı, 
bu sebeple de genel hüküm niteliğindeki BGB §117 kapsamına dahil edilemeyeceği ileri sürülmüştür. 
Buna  göre  BGB  §764,  teslime  yönelik  muvazaalı  bir  sözleşme  ile  fark  kazancı  elde  edilmesini 
amaçlayan gizli işlemin bir arada bulunması durumunda, gizlenen fark işlemi için geçerli olan hükmü 
öngörmektedir.  BGB  §764’teki  atfa  dayanılarak  uygulanan  BGB  §762  sebebiyle,  gizlenen  hukuki 
işlemin hükmü, “eksik borç doğurmak” şeklinde ortaya çıkar. Böylece esasen BGB §117 tekrarlanmış 
olmaktadır.  Diğer  yandan  BGB §117’de, tarafların  karşılıklı  uzlaşma ile bir  hukuki işlemin  yalnızca 
görünüşte akdedilmesini kararlaştırdıkları bir muvazaadan söz edilmektedir. Buna karşılık BGB §764, 
BGB  §762’deki  hukuki  sonucun,  “taraflardan  yalnızca  birinin  fark  kastıyla  hareket  etmesi,  diğer 
tarafın ise bu kastı bilmesi ya da bilmesinin gerekmesi” durumunda uygulanabileceğini düzenleyerek, 
bir anlamda BGB §117 hükmünü tamamlamaktadır (POHL, 428). 
327
 SCHAEFER, 1305; KOPP, 83; ERNE, 74. 
328
 FULBIER, Zivilrechtliche Einordnung, 546; KOPP, 85. 


Yüklə 1,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   103




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə