179
Ancak, bütün Karacaoğlan mahlaslı şiirlerin ona aidiyeti ve manzumelerinde
her adı geçen yeri dolaşmış olduğu kesin olarak söylenemez.”
120
Boratav kitaptaki bu temel ve kısa bilgilerden sonra Karacaoğlan
menkıbelerinden bazı örnekleri okuyucularla paylaşmaktadır.
ii. Boratav’ın Köroğlu çalışması
Başgöz’ün Karacaoğlan’ından sonra Boratav’ın Köroğlu çalışmasına da
değinmek bu bağlamda yerinde olacaktır. Bu çalışma Boratav’ın akademik anlamda
ilk çalışmasıdır. Eser, Fuat Köprülü’nün 1931 basımına yazdığı önsöz ile
başlamaktadır. Bu önsözde Köprülü, Köroğlu ve bu araştırma hakkında şu bilgileri
vermektedir:
“Köroğlu, yalnız Anadolu Türkleri arasında değil, sair muhtelif Türk
şubeleri arasında da yaşayan bir rivayettir ki, uzun zamandan beri Avrupalı
araştırmacıların dikkatini çektiği ve bu hususta muhtelif şeyler yazıldığı halde,
ancak yanlış ve sathi neticelere varılmıştır. Clement Huart’ın İslam
Ansiklopedisi’nde çıkan “Köroğlu” makalesi buna en bariz delildir. Hâlbuki
Pertev Naili Bey bu önemli ve geniş konuyu layık olduğu ehemmiyetle
mütenasip surette ve ilmi usullere uygun bir şekilde tetkik etmiştir. Türk halk
rivayetleri hakkında şu son günlere kadar Avrupa’da çıkan eserler arasında,
usulün sağlamlığı, isnat edilen maddelerin zenginliği, tetkikin vüsatı ve
120
Pertev Naili Boratav- Halil Vedat Fıratlı, İzahlı Halk Şiiri Antolojisi, Ankara, 1943, s. 109
180
derinliği itibariyle, bu kitapla mukayese edilebilecek ikinci bir esere pek zor
tesadüf edilebileceğini memnuniyetle söyleyebilirim.”
“Köroğlu” konusuna ait bütün meseleler ve bilhassa bu rivayetin
kökeni meselesi, bu eserle halledilmiş olmuyor. Konunun önem ve vüsatını
tamamıyla idrak eden genç arkadaşımız, ciddi ilim adamlarına yakışan bir
tevazu ve samimiyetle, henüz meçhul kalan ve yeni tetkikata muhtaç bulunan
noktaları ayrı ayrı kaydetmekte ve bilhassa, çok karışık olan menşe
meselesiyle hiç meşgul olmamaktadır. Bunu bu değerli eser için bir kusur
addedemeyiz. Ancak böyle sağlam tahlillere isnat eden tetkikler çoğaldıktan
sonradır ki, daha genel neticelere varmak imkanı hasıl olacaktır. Bize bu tarz
tetkikat için adeta numune olabilecek kadar kıymetli bir eser veren genç ve
değerli arkadaşın, Türkiyat sahasında daha birçok mühim eserler meydana
getireceğinden eminim.”
Köprülü esere yazdığı bu önsözde, Boratav’ın Köroğlu rivayetinin kaynağına
değinmediğini, ancak bu konunun da eser için bir eksiklik sayılmaması gerektiğini
belirtmektedir. Kitabın yazım tarihi göz önüne alınırsa (1931) bu konu hakkında ilk
çalışma olan eser destanın kökeninden ziyade içeriğine eğilmiştir. Boratav, kendi
önsözünde, eser hakkında şu bilgileri vermektedir: Köroğlu Destanı’nı tetkike
başlarken, benim için en büyük zorluğu, daha hemen hemen hiç tetkik
sahasına girmemiş olan bu konunun tetkik planını kendim yapmak
mecburiyetinde kalmam teşkil ediyordu: burada bana, çizilmiş bir yoldan
yürümek değil, yeni bir yol açmak düşüyordu. Bunun içindir ki tuttuğum usul
belki her yerde iyi bir netice vermemiş ve tetkiklerim eksik kalmış olacaktır.
Bilhassa, “Köroğlu” gibi, bütün Türklerde ortak, çok önemli bir destanın
181
karşısında bulunduğumuzdan, ilk denemede böyle eksiklerin olmaması
imkânsızdı. Beni teselli eden, nasıl benden evvelki ufak tefek tetkiklerden
cesaret alarak ben bu mühim işe giriştimse, aynı suretle, başkalarının da
benim başladığım bu tetkiki itmam ve ikmal etmeye ve Türk milletlerinin
manevi birliğini ispat eden bu ortak destanı bütün kıymetiyle meydana
çıkarmaya çalışacakları düşüncesidir.
Bu küçük eserimi, bana, destanını okurken ve işlerken, her an
heyecan ve kuvvet vermiş olan büyük Köroğlu’na ithaf ediyorum. O, ister
yaşamış bir kişi olsun, ister efsanevi bir şahsiyet olsun, milletimin, zaman ve
mekân içinde, bütün meziyet ve kusurlarını özünde toplayan kahramandır.
121
P.N. Boratav, 5 Nisan 1931’de kaleme aldığı, dili zor bu önsözünde, Köroğlu
destanına böyle bir giriş yapmaktadır. Kitabın 1984 baskısını kullanmama rağmen
okumak benim için zor oldu. Herhalde Boratav, bu çalışmasında da Nasreddin
Hoca’sında olduğu gibi, eseri okuyup öğrenmek isteyenlerin eski deyimleri de
araştırma zahmetine katlanmalarını düşünmektedir. Eserinin giriş bölümünde
Boratav, Türk Destanları Ve Destanî Özellikte Halk Hikâyeleri, “Köroğlu” nun
Bunlar İçinde Yeri ve Önemi başlığı altında destanlar ve Köroğlu hakkında şu
bilgileri vermektedir: Milletlerin ilk edebi ürünlerine destan ismi veriliyor.
Destanların bu “ilk edebi ürün” olmaktan başka vasıfları da vardır. 1-bunlarda
ferdiyet yoktur 2-mevzularını ya yaradılış efsaneleri, ilahların mücadeleleri
veya tarihi olsun, efsanevi olsun, “kahraman”ların mücadeleleri teşkil eder.
Destanlar şüphesiz köken itibariyle ferdidir. Destanların ferdi kökenine en iyi
misali Köprülüzade Mehmet Fuat Bey, Genç Osman hikâyesinin oluşmasını
121
Pertev Naili Boratav, Köroğlu Destanı, İstanbul, 1984, s. 9-12
Dostları ilə paylaş: |