123
koordinasyonunu sağlayacak önemli bir sınır ötesi yapı işlevini görecektir. Özerklik
ayrıca ticaretin ve hizmetlerin serbest dolaşımı gibi Kaşmir’in iki kısmının iktisadi
entegrasyonunu da teşvik edecektir. Benzer şekilde Gerçekleştirilebilir Ulus sınır
ötesi ilişkilere vurgu yapar. Bu öneri Kaşmir’in iki kısmının iktisadi birliğini tavsiye
eder, dahası doğal kaynakların ortak bir idaresini gündeme getirir. Ayrıca, turizm,
demografik veri, eğitim, toplumsal refah, bilgi teknolojileri ve iletişim, sivil
havacılık, sağlık, çevre, spor ve kültürel faaliyetler, orman politikası, insan haklarına
dair yasalar ve politikalar, vd. alanlarda işbirliği, koordinasyon ve karşılıklı görüş
alışverişi yapılacağını vurgular.
Bu öneriler arasındaki üçüncü ortak nokta alt bölgesel problemlere ve
isteklere verilen önemdir. Örneğin özerklik, bölgesel taleplerin yerine getirilmesi için
alt bölgesel konseyler kurulması önerisini getirir. Dahası Gerçekleştirilebilir Ulus
eyaletin farklı bölgelerinden gelen taleplerin yerine getirilmesine de vurgu yapar.
Bu önerilerin çoğunun işaret ettiği dördüncü mesele, Jammu ve Kaşmir’in o
çok üzerinde durulan militarizasyonuna son verilmesidir. Pakistan denetimi altındaki
Jammu ve Kaşmir bölgesinde olduğu kadar Hindistan denetimi altındaki Jammu ve
Kaşmir bölgesinde de militarizasyona son verilmesi Gerçekleştirilebilir Ulus’un
önerdiği barışın esas bir ön koşuludur. Bunun yanısıra özerklik de AFSPA’nın
(Silahlı Güçler Özel Kuvvetler Yasası) ilga edilmesi gibi militarizasyona son
verilmesi ve ilgili diğer çabaları da barışa giden yoldaki ilk adımlar olarak önemser.
Beşinci ortak nokta finansal meseleler, kamu gizmetlerine personel alımı vd. gibi
konularda eyalete daha fazla otonomi sağlanması çağrısı gibi gözükmektedir.
Dolayısıyla, yukarıdaki tartışmadan belli olduğu üzere neredeyse bütün
öneriler Jammu ve Kaşmir’e otonomi sağlanması taraftarıdır. Bu anlamda, Madde
124
370’i asıl haline kavuşturmak gerekmektedir, buna göre Merkez sadece savunma,
iletişim ve dış işleri konusunda yetki sahibi olacakken, diğer yetkileri eyalete
devredecektir. Sumit Ganguly’e göre, ‘ulusal düzeyde Yeni Delhi Kaşmir’in feragat
edilmiş otonomisine tekrar inşa etmek için hamleler yapmalıdır’ (Ganguly, 1997, s.
148). Eyalete daha fazla otonomi tanınması Kaşmir için peşinde uzun zamandır
koşulan çözümü getirecek gibi gözükmektedir.
Mevcut duruma baktığımızda ve diğer olasılıkları incelediğimizde, bu en iyi
çözüm gibi durmaktadır. Bununla birlikte, Kaşmir’in diğer bölgesinin de ihtilafın
çözümü için önemli olduğu gerçeğini göz ardı eder. Önceki bölümlerde gösterildiği
üzere, mesele Kaşmir olunca tarihin girift dehlizleri çok şey ifade eder. Kaşmir için
önerilen her çözüm bunu gözönüne almalıdır. Bu, gerçekleştirilebilir ulus ve özerklik
gibi önerilerin neden önemli olduğunu açıklar. Bu bütün Jammu ve Kaşmir’i tek bir
birim olarak alarak ve aynı zamanda Kaşmir’in Hindistan egemenliği altındaki
bölgesi ile ilgili olarak mevcut senaryoyu da hesaba katarak esas soruna işaret eder,
otonomi sağlanmalıdır ve aynı zamanda eyalette güvenin tekrar inşa edilmesi için
önlemler alınması yönünde çaba sarfedilmelidir. Serbest ve adil seçimler halkın
tercihinin ne yönde olacağı hesaba katılmadan düzenlenmelidir. Eyalet halkı serbest
ve adil seçimlere güven duymadıkları sürece, mevuct krizi çözmek yönündeki her
çaba beyhude olacaktır. Bu tezde, militanlığın bir nedeninin Kaşmir halkına
demokrasi sağlanamaması olduğu iddia edilmiştir. Dolayısıyla, eyalette serbest ve
adil seçimleri düzenleyerek, Kaşmir’deki güvenlik güçlerinin sayısını azaltarak ve
Kaşmirlilere en temel insan haklarını sağlayarak, insan hakları ihlallerine müsamaha
göstermeyerek, bunları günlük olaylar olmaktan çıkartarak ve Kaşmirliler için daha
çok istihdam ve daha iyi eğitime odaklanarak demokrasiyi inşa etmek hayatidir.
125
Diğer önlemler ticaret yoluyla LOC boyunca ilişkileri güçlendirmek, turizm, hac
turizmi, etc., iktisadi kalkınmayı teşvik etmek, iyi bir yönetişim sağlamak olabilir,
her ne kadar bunlar soruna nihai bir çözüm getirmese dahi, daha iyi bir çözüm için
zemin sağlayabilir ve bu esnada bölge halkının günlük sıkıntılarını bir nebze olsun
hafifletebilir.
Sonuç olarak, Kaşmir ihtilafı esasında üç taraftan ibarettir, Hindistan,
Pakistan ve Kaşmirliler. Pakistan ve Hindistan BM kararlarına göre iki ana taraftır.
Üçüncü taraf ise kendi kaderini tayin hakkı BM kararlarında tanınmış olan
Kaşmirlilerdir. Dolayısıyla, Pakistan ve Hindistan tek başlarına, Kaşmirlileri çözüm
sürecinden dışlayarak eyaletin geleceği hakkında karar veremezler. Günümüzde
Kaşmir ihtilafını kalıcı bir şekilde çözebilmek için, Kaşmir halkının da desteğini
almanın şart olduğu açıktır. Kaşmir sorununun herhangi bir şekilde çözümü bölgede
daha geniş bir barış imkanı sağlayabilir. Çözümün meyveleri kalıcı olacaktır, zira bir
çok konudaki düşmanlıklara son verecektir. Çözüm çılgınlık seviyesine varan
silahlanma yarışını durduracaktır ve ekonomik entegrasyon ve kalkınma yönünde
daha geniş imkanlar yaratacaktır. Günümüz çatışmaların hayli maliyetli olduğu
küreselleşme çağıdır. Herhangi samimi bir çaba sadece Hindistan ve Pakistan için
değil aynı zamanda bütün Güney Asya için yararlı olacaktır. Bu, bütün Güney Asya
bölgesindeki diğer ihtilafların da çözülmesine fayda sağlayacaktır. Yalnız bu da
değil, Güney Asya bölgesi dünyanın iki gelişen ekonomisini içerdiği için önemli bir
bölgesel blok haline gelebilir. Kısacası, insanlık adına Kaşmir ihtilafının çözülmesi
için acil bir ihtiyaç vardır.
Dostları ilə paylaş: |