114
Kaşmir’de hakim oldukları bölgelerde savunma ve dış işleri konusunda bir yetkiye
shaip olacaklardır. İkincisi, Jammu ve Kaşmir Eyaleti’nin her iki tarafı da (eski
prenslik statüsündeki eyaletler) “tarafsız ve barışçı bir bölge” yaratarak birbirleriyle
bağımsız ilişkiler kurabileceklerdir. Üçüncüsü ve hayli önemlisi ortada bir Jammu ve
Kaşmir Ekonomik Birliği, bütün eyalet sakinlerinin hareketleri için bir Ortak Göç
Denetimi, doğal kaynakların ortak işletilmesi ve çeşitli diğer sektörlerle işbirliği,
koordinasyon ve konsültasyon olacaktır. Nihayetinde, dört bölge arasındaki
(Hindistan, Pakistan, Hindistan idaresi altındaki Kaşmir ve Pakistan idaresi altındaki
Kaşmir) ilişkileri koordine etmek için yeni kurumlar kurulacaktır.
Otonomi
Jammu ve Kaşmir’in katılım sonrası siyaseti her daim katılım belgesi ile
uyumlu olan eyaletin özel anayasal statüsü açısından bir otonomi meselesi etrafında
dönmüştür. Katılım Belgesi’ne göre, Hindistan Birliği eyaletin Savunma, Dış İşleri
ve İletişim konularına dair kanunlar çıkartabilir. Katılımın şartları ve koşulları 26
Kasım 1949 tarihinde kabul edilen ve 26 Ocak 1950’de yürürlüğe giren Hindistan
Anayasası’na sonradan eklenen Madde 370’ye dahil edilmiştir.
Madde 370 tarafından onaylanan özel statünün kısa zaman içerisinde altı
oyulmuştu. 1953 yılında Şeyh Abdullah’ın görevden azledilmesi ve tutuklanması
otonomi sürecine ciddi bir darbe vurdu. Otonomi ve özel statü yerine, eyaletin
anayasal bütünlüğü vurgulanmaya başlandı. Entegrasyon süreci 1954’de başladı ve
neredeyse 1970’lerin başlarında tamamlandı, Bu bir çok açıdan Jammu ve KAşmir’i
Hindistan’ın diğer eyaletleriyle eşit statüye getiriyordu (Devlet Otonomi Komitesi
115
Raporu, Jammu & Kaşmir Hükümet Yayını, Nisan 1999, s. 86). Özel statünün elden
gitmesi ve eyaletin entegrasyonu süreci bu tezin ikinci bölümünde tartışılmıştı.
Ulusal Konferans’ın kurucusu ve Jammu ve Kaşmir’in Hindistan Birliği’ne
katılımının esas aracı olan Şeyh Mohammad Abdullah anayasal entagrasyona karşı
çıktı ve iktidara dönmek için pazarlık ederken, otonomi meselesini ortaya attı.
1975’de görevi aldıktan sonra, 1953’den sonra eyalette uygulanan parlamento
kanunlarının gözden geçirilmesi çalışmalarını yürütmek üzere bir komite atadı.
Komite bir konsensus sağlayamadığı için ortaya pek bir şey çıkmadı. Bununla
birlikte konu Ulusal Konferans tarafından dile getirilmeye devam etti, ancak
1990’ların ortalarından itibaren daha geniş olarak ele alınmaya başlandı. Beş yıllık
bir aradan sonra parti ile Merkez Çalışma Komitesi’nde Hindistan Birliği eyaletin ilk
anayasal düzenlemesini ortadan kaldırmak ve Kaşmir hakını yabancılaştırmaktan
sorumlu tutuldu. Komite “otonomiyi ilk ve asıl durumuna getirmek için olayların
gidişatının gözden geçirilme vakti geldi” diyen bir karar aldı (Chowdhary, 2000, s.
2599). Asıl halindeki otonomi 1953 öncei dönemdeki eyaletin anayasal statüsüne
göndermeyle tanımlanmıştı.
Ulusal Konferans mevcut ihtilafın çözümü için önemli olduğunua inandığı
otonominin tekrar sağlanması gerektiğini düşünüyordu. Parti, Katılım Belgesi altında
merkez ve eyelet arasındaki ayrımın savunma, dış işleri ve iletişim dışında kalan
alanlar için yasama yetkisinin eyalette olmasıyla tamamen netleştiğini tekrar
ediyordu. Yıllar içerisinde otonominin “anayasaya aykırı olarak buharlaştığı”
suçlamasında bulunuyordu, bu da partiye göre halkın memnuniyetsizliğinin asıl
sebebiydi. 1996’da Ulusal Konferans hükümeti otonomi meselesini görüşmek üzere
Devlet Otonomi Komitesi ve Bölgesel Otonomi Komitesi atadı. İlki eyaletler arası
116
yetkiyle donatılmıştı, yani Merkezi Hükümet ve Jammu Kaşmir arasındaki ilişkiler;
diğeri ise eyaletler arası ilişkilerden sorumluydu, özellikle eyaletteki üç bölge,
Jammu, Kaşmir ve Ladakh arasındaki ilişkilerden. Devlet Otonomi Komitesinin
(SAC) önemli önerilerinden bazıları şu şekildedir: (Devlet Özerklik Komitesi
Raporu, Jammu & Kaşmir Hükümeti Yayını, Nisan 1999, s. 86)
1.
Hindistan anayasası Madde 370’nin başlığı olarak ‘geçici’ ibaresi Kısım
XXI’nin başlığından silinmelidir. Bunun yerine ‘özel’ ibaresi geçirilmelidir.
Böylelikle Madde 370 gelecekteki saldırılardan korunmuş olur.
2.
Savunma, dış işleri, ve iletişim ile ilgili olmayan ve/veya buralara bağlı
olmayan, Birlik listesinde olmamakla birlikte başvurulabilir olan konular eyaletin
başvurusundan çıkartılmalıdır.
3.
Eyalet yasama organı için düzenlenen seçimler eyalet yasama organı
tarafından yapılan kanunlar altında düzenlendiği için, Madde 324, 1950/1954
döneminde olduğu biçimde ve yollarda uygulanabilir kılınmalıdır.
4.
Olağanüstü hal uygulaması eyalet hükümetinin uygun görmesi yönündeki bu
talebin eyalet anayasasının iki ay içerisinde aldığı karara tabi olması şartıyla
hükümetinin onayına tabidir, (bunun olmaması durumunda) olağan üstü hal ilanı
kaldırılmış olarak düşünülür.
5.
Temel hakları konusunda ayrı bir bölüm Jammu & Kaşmir anayasasına dahil
edilmelidir.
6.
Eyalet yasama organı ve eyalet Yargıtay’ı ile ilgili seçimlerin gözetlenmesi,
yönlendirilmesi ve denetimi ve eyalet başkanının adlandırılması ve eyalet yürütme
organı, eyalet başkanının atanması ile ilgili Jammu & Kaşmir anayasasında bugüne
kadar yapılmış tüm değişimler ve diğer bütün anayasal değişimler iptal edilmelidir.
Dostları ilə paylaş: |