T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi


Duruşmaya kısa bir ara verildi



Yüklə 0,71 Mb.
səhifə4/5
tarix14.06.2018
ölçüsü0,71 Mb.
#48498
1   2   3   4   5
Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Mehmet Nuri Aytekin’in geldiği görüldü.

Huzurdaki yerine alındı.

Gizli Tanık Munzur daha önceki şekilde huzura alındı.

Doğrudan soru sorma işlemine devamla.

Mahkeme Başkanı: "Buyurun Avukat Hanım.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi bugün verdiğiniz beyanda şöyle dediniz, askeri helikopterle gelmediler sivil helikopterle geldiler. Şimdi biz 2 yıldır burada askeri helikopter araştırıyoruz ne hikmetse bir türlü bulamadık. Bulamayacağımızı da biliyoruz biz. Neden 2 yıl sonra aradan 2 yıl geçmiş bugüne kadar hiç askeri helikopter olayı araştırılıyordu ve sivil helikopterden bahsedilmiyordu. 2 yıl bunu söylemek için neden beklediniz? İlk ifadenizde neden vermediniz? Bunun sebebi dosyaya eklenen tüm lehe deliller mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Bu soruyu siz sordunuz bende cevapladım. Sivil olup olmadığını.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Neden 2 yıl beklediniz sivil olduğunu söylemek için neden ifadeniz sırasında bunu dile getirmediniz?”

Gizli Tanık Munzur: “Soruya cevap verdim siz sordunuz bende cevapladım.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Hayır soruma cevap vermediniz şu an. Neden 2 yıl beklediniz neden ilk helikopteri gördüğünüzde sivil olduğunu dile getirmediniz? Sivil helikopter olduğunu neden dile getirmediniz 2 yıldır?”

Gizli Tanık Munzur: “O zaman o an aklıma gelmedi onu söylemek.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi nereden aklınıza geldi dile getirme ihtiyacı hissettiniz?”

Gizli Tanık Munzur: “Siz sordunuz bende söyledim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Hayır biz sivil mi asker mi helikopter miydi demedik siz kendiniz bunu beyan ettiniz tutanakta var. Sayın Munzur sesim geliyor mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Evet dinliyorum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Soruma cevap verebilir misiniz?”

Gizli Tanık Munzur: “Siz sordunuz bende sorunuza cevap verdim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Hayır vermediniz. Neden 2 yıl beklediniz ve şimdi hiç kimse bunu sormadan size sivil helikopterdi beyanında bulundunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Bunu sen sordun bana.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Biz sormadık. İlyas Meral ile Dursun Çiçek tanışıp tanışmadığını bilmiyorsunuz öyle mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Bilmiyorum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “İlyas Meral sanki Dursun Çiçek’i yıllardır tanıyormuş gibi ifadesinde komutanım buyurun bu da sizin her zamanki rakı diye önüne bir şey koyuyor.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet bu.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Bu beyanı duydunuz mu kulaklarınızla?”

Gizli Tanık Munzur: “Duydum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi tanık beyanınızda savcılığa verdiğiniz tanık beyanınızda İlyas Meral ile sizin yanınıza oturan ve rakı açtığınız kişinin Dursun Çiçek olduğunu söylüyorsunuz bunu da onaylıyorsunuz şimdi. Ben yalan söyledik… söylediğinizi biliyorum. Çünkü Dursun Çiçek rakı sevmez ve içmez. Bunu da tüm arkadaşları, aile dostları ve en yakınları çok net bilir. Soruma geçecek olursam Gizli Tanık Efe verdiği ifadede İlyas Meral’in Şömine kafede olduğu zaman Dursun Çiçek’in orada olmadığını söyledi.”

Gizli Tanık Munzur: “Onların ifadeleri onları ilgilendirir. Ben kendi ifademden sorumluyum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “İkinizin ifadeleri birbiriyle çelişti onu dile getirmek istedim.”

Gizli Tanık Munzur: “Ben ilgilendirmez ki….”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Sofrada bulunan en üst rütbeli kişi kimdi?”

Gizli Tanık Munzur: “Dursun Çiçek olarak belirttim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Peki onun en üst rütbeli olduğunu nereden biliyordunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Bütün ilgiler onda dönüyordu.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Efendim?”

Gizli Tanık Munzur: “Bütün ilgiler ona gösteriliyordu.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Ya ilgi göstermek bir insana mesela Yaşar Baş’a da herkes ilgi gösteriyordu diyorsunuz ama yani o ilgi göstermek midir en üst rütbenin sizin için ayrımı.”

Gizli Tanık Munzur: “Yaşar Baş’ı tanıyoruz kulüpler başkanı ama bu dışarıdan gelen bir adam.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Kimler ilgi gösteriyordu Dursun Çiçek’e en çok?”

Gizli Tanık Munzur: “Masadakiler.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Ne yapıyorlardı da ilgi gösteriyorlardı?”

Gizli Tanık Munzur: “O kadar içine dalmadım garsonluk yapıyordum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Siz askerlik yaptınız mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Yaptım. Ama rütbe bilmem.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi askerde bir masaya komutan geldiğinde normalde herkes ayağa kalkar. Siz diyorsunuz ki, Yaşar dediniz ki ifadenizde, Yaşar Baş masaya geldi Dursun Çiçek ayağa kalkmadı ama Ergin Saygun ayağa kalktı. Kalkan yani şöyle dediniz ifadenizde bir tek Dursun Çiçek ayağa kalkmamıştı.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Oradan onu kıdemli olduğunu anladım.”

Gizli Tanık Munzur: “Aynen öyledir.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Yani orada bir orgeneral var orgeneral ayağa kalkıyor fakat bir albay oturuyor. Askerlik yaptığınızı söylüyorsunuz. Bu mümkün mü?”

Gizli Tanık Munzur: “Onun için. Üzerinde rütbesi mi var sivil gelmişler dikkat ederseniz.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Birbirlerini tanımıyorlar mı bunlar yani Dursun Çiçek, Ergin Saygun’un bir orgeneral olduğunu bilmiyor mu aynı helikopterle geldi diyorsunuz.”

Gizli Tanık Munzur: “Ben nereden bileyim rütbesini şeyini.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Siz biliyor musunuz demiyorum. Siz askerlik yapmış biri olarak bir orgeneral oradayken o ayağa kalkıp alay bir albayın oturması sizce mümkün mü, mantıklı mı böyle bir şey hayatınızda gördünüz mü askerlikte?”

Gizli Tanık Munzur: “Valla ben ona bir şey diyemem. O onların arasındaki sorun. Ben gördüklerimi söyledim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Bu komutanlardan hiçbiri sizi daha önce tanıyor muydu yeni gelen komutanlardan?”

Gizli Tanık Munzur: “Yok.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Daha önce yeni gördükleri bir kafede tanıştıkları biriyle ya da işte helikopterde neyse yeni tanışmışsınız ve sizinle hukuk dışı bir konuşma yapıyorlar. Neyinize güvendiler de sizinle böyle bir şey konuştular? Yani siz orada kimdiniz ki, sizi alıp da işte silah mühimmat o bu şu yani sizi tanımıyor etmiyor bu adam sizinle neden böyle bir şey konuşsun?”

Gizli Tanık Munzur: “Demek ki Şenol komutan şey göstermiş ona (1 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi Şenol komutan bir başçavuş. Başçavuş mu yanlış mı biliyorum bilmiyorum. Bir başçavuş. Burada bahsettiğiniz kişiler orgeneral, albay bu mantıken mümkün değildir o bir başçavuş. Bir başçavuş böyle kendi beyanlarını geçiriyor muydu öyle miydi Şenol komutan yani herkese mi ahkam kesebiliyordu?”

Gizli Tanık Munzur: “Demek yetki, yetki verdiyse ona yapacak bir şey yok.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Ya yetki derken nasıl bir yetki? Şimdi Dursun Çiçek sizi hiç tanımıyor. Fakat sizinle bir anda pat diye böyle bir konuşmanın içine giriyor yani mesela masada yeni tanışmış 2 insan düşünün.”

Gizli Tanık Munzur: “Ben Şenol komutanı orada oldu bitti Şenol komutanla muhabbetim var.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Tamam.”

Gizli Tanık Munzur: “Yeni gelen masaya ben insanların neyin ne olduğunu bilmiyorum ki.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Tamam bilmiyorsunuz. Bunu da kendiniz dile getiriyorsunuz. 2 insan düşünün birbirini hiç tanımayan ve aynı masaya oturduklarında biri öbürüne diyor ki, ben sana silah veririm, mühimmat veririm, onu veririm, bunu veririm böyle bir konuşmanın geçmesi olağan hayatın olağan akışına uygun mu, olabilir mi böyle bir şey yani Dursun Çiçek neden size güvensin ne için güvensin?”

Mahkeme Başkanı: "Avukat Hanım duruş… tanığa görüş soruyorsunuz. Bu soruyu şöyle soracağım. Şenol Bozkurt sizden Dursun Çiçek’e bahsetmiş mi bu konuda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Dursun Çiçek’ten bahsedildi bana. Yalnız o masada onun Dursun Çiçek olduğunu daha ileri ta geceki saatlerde öğrendim yani.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Peki Şenol komutan size Dursun Çiçek’ten nasıl bahsetti?”

Gizli Tanık Munzur: “O zaten komutanım, komutanım, komutanım derdi ondan sonra zaten masada bana ters çıkınca ben zaten onu söyledim 2. gün bana dedi ki, sen ne yapıyorsun dedi onun kim olduğunu biliyor musun dedi yok dedim bilmiyorum. O Bizim işte Dursun Çiçek dedi o ne derse onu yapacağız falan fıstık. Orada bir adını falan her şeyi öğrendim yani.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Hayır şimdi söylediğiniz Sayın Başkanın sorduğu soruda dediniz ki bana Şenol komutan Dursun Çiçek’ten bahsetmişti. Yani di’li geçmiş zaman kullandık. Önceden bahsetmişti şeklinde bir cevap verdiniz. Daha önce Şenol komutan nasıl bahsederdi Dursun Çiçek’ten size? O günden bahsetmiyoruz. Çünkü bu sorunun gidişatı öyle değil gidişatı ben diyorum ki ilk defa tanıştığınız kişi size böyle bir şey söyleyemez siz de diyorsunuz ki ama Şenol komutan bana daha önceden bahsetmişti. Nasıl bahsetmişti?”

Gizli Tanık Munzur: “İsimlerini hatırlamıyorum yani isim, çok isim:”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “İsim sormuyorum ki nasıl ba ya şimdi.”

Gizli Tanık Munzur: “Bir sürü isim konuşuyordu yani.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi şöyle bir beyanınız var.”

Gizli Tanık Munzur: “Şimdi yani ona da, buna da bakarsanız benim bir sürü yerde tanıdığımız var çevrem var buradan Ankara’ya kadar buradan Bolu’ya kadar 50 yerden isim söyleniyor. Ben kalkıp isimleri aklımda tutacak halim yok.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi şöyle bir beyanınız var. Diyorsunuz ki, Dursun Çiçek’i ben tanımıyorum fakat Şenol komutan bana ondan bahsetmişti. Bakın biz size burada isim sormuyoruz. Nasıl bahsetmiş yani ne konuştu Şenol komutan size ne söyledi?”

Mahkeme Başkanı: "Tanık Munzur sizin tahmininizi sormuyoruz. Yani Şenol Bozkurt size sizinle ilgili olarak Dursun Çiçek’e bahsetmiş mi bu konuda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Hatırlamıyorum efendim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Sayın heyet ben gerekirse hakkında disiplin soruşturması uygulanmasını istiyorum. Çünkü her soruya hatırlamıyorum diyor. Bu kamu tanığının yapabilmesi yapacağı bir şey değil. Kamu tanığı bir şeye tanık olduysa hatırlamalı. Lütfen bu konuya el atılmasını istiyorum. Yargılama adına.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi Tanık Munzur hatırladığınız şeyleri mutlaka söylemek zorundasınız.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Yalan yanlış şeyler söylemeyin.”

Gizli Tanık Munzur: “Dursun Çiçek o masada yani kendisi yani ileriki saatlerden sonra söyledi Dursun Çiçek bu diye. Ben bunu hatırlıyorum yani.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi Gizli Tanık Efe verdiği ifadede bakın ben o dönemde savcıydım ben Tanık Munzur benim konuştuğum albayların hiçbiriyle muhatap olmadı. Benim muhatap olduğum albayları söyledim ben. Albaylar savcı olmam münasebetiyle benimle bu has dairede konuşurlar. Yani bunu gidip de orada çay servisi yapan, rakı servisi yapan kişi ile konuşacaklarına ihtimal vermiyorum diyor. Fakat siz Tanık Efe’nin beyanlarının aksine bırakın sizinle konuşmalarını işin tam göbeğine beni soktular diyorsunuz. E bu durumda bir çelişki doğmuyor mu yani Tanık Efe sizin için hiç öyle şeyler söylemiyor.”

Gizli Tanık Munzur: “Başkasının ifadesi beni ilgilendirmez ki, beni kendi ifadem ilgilendirir.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “İşte sizin ifadelerinizi bir türlü alamadığımız için zaten soruları inatla sormaya devam ediyoruz. Şimdi İlhan Cihaner Erzincan’da görülen duruşma sırasında şöyle beyanlarda bulunmuş. Diyor ki, televizyonlarda, gazetelerde açık ismi yayınlanmıştır. İlyas Meral’dir. İlyas Meral’in Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Adalet Bakanlığı müfettişlerine, NTV muhabirlerine vermiş olduğu ifade beyanlarının okunmasını istiyorum. Eğer bu beyanlar sizde yoksa bende mevcuttur. Size arz edebilirim. Eğer bunlar okunur ise ne diyor beyanlarında Savcı Bayram yanımda Ceza Muhakemesi 250’den sorumlu ismini zikretmeyeceğim o zikrediyor. Burada şeyden bahsediyor Erzincan yetkili cumhuriyet savcısı özel yetkili Osman Şanal’dan bahsediyor. Bir savcı ile yanında bir, bir bir de baş komiser olduğu halde Ankara’ya benim yanıma geldiler. Beni zorla Balgat yolu üzerinde sonradan Adalet Bakanlığı ek binasına götürdüler. Ne olduğunu bilmediğim bir belge imzalattılar. Bu belgenin altında Erzincan’da İsmailağa cemaati hakkında zulüm yapıldığı bunlara yapılan baskınlara baş kaldırılması gerektiği herkesin imza verdiği beni senin de imza vermende bir zarar yok denildiği ifade edilerek imzanın alındığı ancak bu ifadede geçen şeylerin doğru olmadığını yani İlyas Meral’i zorla İlhan Cihaner ve İsmailağa cemaati aleyhine ifade vermesi konusunda zorladığını bunu da tutanağının mevcut olduğunu söylüyor İlhan Cihaner. Sizde İlyas Meral’e yapıldığı gibi size de İsmailağa cemaati hakkında ifade vermeniz ve savcı Bayram Bozkurt ilgili onun lehine ifadeler vermeniz konusunda Osman Şanal ya da savcı Bozkurt herhangi bir baskı uyguladı mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Yok kimse herhangi bir baskı uygulamadı.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Sözde özel bir görev için farklı farklı yerlerden 1 orgeneral ve 3 albayın gelip aynı örgüt üyesi olmakla suçlanan ordu komutanı Saldıray Berk’i ziyaret etmeden havaalanından çalıştığınız kafeye gittiğinizi söylüyorsunuz bu mantıklı mı yani bir ordu komutanı orgenerali nasıl karşılamaz yani siz ve yanınızda bulunan bir asteğmen bir ordu komutanını karşılıyor. Ve bu ordu komutanı da Saldıray Berk’in yanına gelmiş ve Saldıray Berk’ten daha kıdemli. Dolayısıyla bu duruma Saldıray Berk’in orada bulunma… bulunmaması mantıklı mı yani bunu neyle açıklayabilirsiniz bu ortamı?”

Mahkeme Başkanı: "Avukat hanım bu tanığa görüşünü soruyorsunuz. Bu konuda somut bilgisi var mı yani gitti mi gitmedi mi ziyaret etti mi etmedi mi şeklinde tanığa sormak daha uygun. Yani Dursun Çiçek ilk önce Saldıray Berk’i ziyaret etti mi etmedi mi bu konuda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Bilgim yok efendim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Orgeneraller geldiğinde de Saldıray Berk onu ka… onları karşılamadı öyle mi? Siz karşıladınız yani sivil bir araçla bir çalışan ve bir teğmen üsteğmen neyse başçavuş öyle mi karşıladınız orgenerali?”

Gizli Tanık Munzur: “Konuyu fazla hatırlayamıyorum şu anda.”

Mahkeme Başkanı: "Saldıray Berk karşılamada var mıydı?”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim isimlerini bilmiyordum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Saldıray Berk 3. ordu komutanı. O var mıydı karşılamada?”

Gizli Tanık Munzur: “Havaalanına gittiğimiz dönem mi?”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Evet.”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır yoktu.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Peki Ergin Saygun’un yanında koruması var mıydı?”

Gizli Tanık Munzur: “Yok. Ergin.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi bir orgeneral korumayla gezmez de o yüzden soruyorum korumasız.”

Gizli Tanık Munzur: “Ergin Saygun, Ergin, Ergin Say… Ergin Saygun dediğiniz zaman şimdi isimlerini bilmiyorum ki.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Ergin Saygun bir orgeneral ve sizin havaalanından ben bu kişi de havaalanında geldi helikopterle dediğiniz biri. Teşhis ettiğiniz biri ve bir orgeneral.”

Gizli Tanık Munzur: “Fotoğraf üzerinde, fotoğraf üzerinde olabilir ama böyle şahsi isimli olarak bilmiyorum geldiklerini.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Yani gelen askerlerin herhangi birisinin yanında hiçbir koruma yok muydu?”

Gizli Tanık Munzur: “Yok.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şimdi bu da normalde mümkün değildir. Bir orgeneralin yanında koruması mutlaka olur.”

Gizli Tanık Munzur: “Bilemem.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Dursun Çiçek ile ilgili tanık olarak ifade verdiğiniz 13. Ağır Ceza Mahkemesinin talepleri sonucu gelen cevaplarda Dursun Çiçek’in 2009 yılı içinde Erzurum ve Erzincan havaalanına hiç seyahat etmediği belirtilmiştir. Ayrıca MİT’ten gelen yazıda Dursun Çiçek’in Erzincan’a gittiğine dair hiçbir bilgi bulunmadığı bugün İçişleri Bakanlığından gelen yazıda yine keza Dursun Çiçek’in Erzincan’a gittiğine dair hiçbir bilgi olmadığı. Dursun Çiçek’in 2009 yılı içinde sadece Erzincan Erzurum’a değil doğu ve güneydoğudaki hiçbir yere uçakla ya da helikopter ile seyahat etmediği. 2009 yılında Erzincan orduevinde hiç kalmadığı. Mazlum otelde kalan Dursun Çiçek’in 77 doğumlu biri olduğu ki o çıktı açıklama yaptı mutlaka görmüşsünüzdür. Dursun Çiçek’in 3. orduda yapılan seminere katılmadığı Dursun Çiçek’in iddiaya konu tarihlerde görevinin başında Ankara’da bulunduğuna dair tabi iddiaya konu tarihler arasında Ocak sizin çok net hatırlamadığınız bir yaz bir kış dediğiniz tarih, bulunduğuna dair yani Genelkurmayda bulunduğuna dair Genelkurmay giriş çıkış kayıtlarını içerir resmi, imzalı, kanıtlı raporlar var. Bunların hepside mahkemenin talepleri de bu davaya geldi. Dursun Çiçek’in 3. ordu komutanlığında yapılan seminer günü orada olmadığı da incelenen ayrıntılı HTS raporlarıyla da sabitlendi yani Erzincan’a gitmediği. Daha doğrusu bununla ilgili hiçbir delil bulunamadı. Bu deliller sizin ifadenizin aksi yönünde yani çok sayıda delil koyduk bugüne kadar biz bu dosyaya. Bu durumda bir gizli tanığın beyanlarıyla Dursun Çiçek tutuklu. Bunun karşısında söyleyebileceğiniz bir şey var mı yani bu kadar delile rağmen hala ben Dursun Çiçek’i gördüm diyebiliyor musunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Onu hatırlıyorsunuz.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Dursun Çiçek’i karşıladığınızdan bahsettiğiniz Ocak ve Şubat aylarında havaalanında karşıladım dediğiniz Ocak, Şubat olarak kabul ediyoruz beyanlarınız çelişse bile ifadenizden dolayı o tarihlerde Erzincan’a gitmediği ve Genelkurmay’da olduğuna dair giriş çıkış kayıtları var. Bir insan hem Ankara’da hem de Erzincan’da bulunabilir mi?”

Mahkeme Başkanı: "Efendim bu görüş. Başka sorunuz varsa onu alalım.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Şunu soracağım daha önce soruşturma geçirmedim dediniz fakat bizim bildiğimiz kadarıyla bir soruşturma var hakkında bununda incelenmesini talep ederim. Geçirmiş biri olarak beyanlarınızla bir kişi tutuklu. Bundan dolayı pişman mısınız ve hiç vicdan azabı hissetiniz mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl efendim anlayamadım olayı.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Sizin beyanlarınızla bu kadar delile rağmen bir kişi tutuklu hakkınızda da soruşturma geçirmedim dediniz daha önce ama geçirdiğiniz şeklindeki duyumlarımız var. Diyelim ki soruşturma geçirmediniz önemli değil. Sizin beyanlarınızla bu kadar delile rağmen bir insanın suçlanması gibi bir durum var ortada ve tutuklu. Bu kadar şeye rağmen verdiğiniz beyanların hala arkasında mısınız hiç vicdan azabı hissetmediniz mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Arkasındayım. Vicdan azabı hissettiğim yerden geldim ifademi verdim ve şu an rahatım.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Aman rahat olun.”

Mahkeme Başkanı: "Avukat Hanım yine duygularını, kanaatlerini soruyorsunuz. Tanığı yargılamıyoruz.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Celal Bey sorusu varsa.”

Mahkeme Başkanı: "Size bir soru sordu Avukat Hanım. Şimdiye kadar verdiğiniz beyanların arkasında arkasında mısınız diye sordu ne diyorsunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Arkasındayım dedim efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun Avukat Bey.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen söz istedi verildi: “Aslında sizin kimliğinizi ortaya çıkartmak için herhangi bir şey sormak istemiyoruz. Bu nedenle soracağımız sorularda da cevap verirken özellikle dikkatli olmanızı ben uyarıyorum. Ancak siz dediniz ki, ben olağanüstü günler yaşadığım için hırsızlık yaptım. Bu konuda hakkınızda herhangi bir cezai takibat yapıldı mı ya da cezaevine girdiniz mi ya da yargılanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Onda.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Yoksa yoksa siz kendi, kendi kendinizi mi suçluyorsunuz bu konuda? Herhangi bir şeyi hırsızlık olarak mı suçluyorsunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır öyle bir şeye artık maddi gücüm bittiği için o pozisyona yanaştım yani çoluk çocuğum evde yani perişan bir şeyler istemişti onları yerine getirmek için yani elde avuçta bir şey kalmayınca bu yola başvurdum ve yakalandım. Gittim orada sağ olsun o işyerinin sahibi dedim sizin paranızı bir şekilde ödeyeceğim ben. Böyle böyle bir durumum var dedi şikayetçi olmadı. Kendi parasını ödedim. Bu işti yani.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Peki, dava mı düştü mahkeme mi düştü şey mi mahkemeye mi hiç başvurmadılar mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim 6 ay, 6 ay, 6 ay şimdi ceza aldım ben.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Cezanız ertelendi erteleme kararı verildi.”

Gizli Tanık Munzur: “Yani parası ödendi.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Tabi karşı tarafın zararı karşılandığı için.”

Gizli Tanık Munzur: “Karşılandığı için evet.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “CMK 231 madde uyarınca ertelenme kararı verildi.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Bu hangi tarihte oldu bu gün olarak söylemeyin de dönem olarak lütfen söyleyin.”

Gizli Tanık Munzur: “Bu 11. ay falandı yani şey yılbaşına yakın bir dönemdi çünkü.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Hangi yılın 2010.”

Mahkeme Başkanı: "Avukat Bey bir itiraz var herhalde.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sayın Başkan bu tür sorular bugünkü elektronik ortamda tanığın rahatlıkla kimliğinin açığa çıkartılmasına elverişli olan sorular. Bunların tanıklık konusuyla da hiçbir ilgisi yok. Bunların tanığa yöneltilmemesini talep ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tanık Munzur bu verilen sorulan soruları genel mahiyette cevap verebilirsiniz. Somutlaştırmadan cevap verebilirsiniz. Buyurun Avukat Bey.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Tek bir gün tek bir gün söylemeden dönem olarak bende 40 yıllık avukat olarak bunlara saygılı davranmaya çalışıyorum Sayın mahkeme de herhalde görüyor.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun yani buyurun yani kimliği açıklığa kavuşmadan genel mahiyette dosya numarası, mahkeme adı vermeden cevap verebilir buyurun.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Söylemeden tabi. Cevap veriyor musunuz bu konuda?”

Gizli Tanık Munzur: “Cevabımı verdim ben.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Hayır kaç yılı sadece yıl. Yani bu olayların olduğu dönem mi sonra mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Bu yıl oldu daha yani bu.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Yani pardon bir şey daha söyleyeyim gizli tanık olduktan sonra mı önce mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Sonra. Gizli tanık oldum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Gizli tanık olduktan sonra oldu bu.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Tamam teşekkür ederim. Bir şey daha”

Mahkeme Başkanı: "Yani soruyu tekrar açar mısın gizli tanık olduktan sonra mı dava sonuçlandı işte CMK 231. maddesi uyarınca ertelendi onu mu soruyorsunuz?”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Evet. Evet, evet, evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: "Tekrar cevaplar mısınız Tanık Munzur?”

Gizli Tanık Munzur: “Şimdi ben tanıklığımı yaptım baya zaman nereden bakarsam 1 yıl 7 ay falan geçmiştir şimdi bu olayın. Rahat geçmiştir. Ondan sonra bu olaya karıştım ben.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Tamam ben aldım efendim yanıtımı. Şimdi bir şey daha merak ettiğim bir şey bu Erzurum Cumhuriyet Savcılığında verdiğiniz ifadede bu kişi bizim poşa dediğimiz sarıya çalan bir tip vardı. Bu poşa mı paşa mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Poşa.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Şimdi poşa Erzincan’da bir yöresel tabir mi yoksa.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet, evet doğrudur, doğrudur efendim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Paşa değil yani kesinlikle.”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır, hayır, hayır.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Peki bir şey daha var. Orada siz 2 arabayla gidiyorsunuz önde işte söylediğiniz 38 plakalı araba arkasında Ford Taunus tipi bir araba ve Ford Taunus tipi arabanın içerisinden 2 kişi iniyor. Birisi 1.90 boyunda birisi 1.30 boyunda. 1.30 boy doğru mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Şimdi bu sorduğunuz soru hangi olaya dair?”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Bu herhalde şeyden sonra Pizvan’a gittikten sonra peş peşe.”

Gizli Tanık Munzur: “Orada o sizin sorduğunuz soru çayırlı mevkiinde Ford dediğim araba bizi tutukladıkları gün. Baskı altına aldıkları gün ondan bahsediyorsunuz.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Bakın okuyorum. Peşimizde önce eski Ford Taunus tipi beyaz renkli bir araba, onun arkasından da arkası çadırlı jandarmanın resmi lacivert renkli arabası.”

Gizli Tanık Munzur: “Bunlar çayırlı mevkiine gelen arabalar doğrudur.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Yanımızda durdu. Taunus marka araçtan 2 kişi indi. Bir kişi de şoför mahallinde duruyordu. Üçü de sivildi. İçlerinden sivil giyimliydi. İçlerinden birisi esmer 1.90 boyunda iri yapılı atletik yapılı birisiydi.”

Gizli Tanık Munzur: “Doğrudur efendim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Görsem kendisini tanırım. Diğeri 1.30 boylarında kilolu değişik renkli gözlü normal beyaz tenli hafif esmer biriydi diyorsunuz.”

Gizli Tanık Munzur: “O farklı kişi vardı orda. Onu yanlış yazılmış.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Bu 1.30, 1.30 boyunda kimse yok muydu orada.”

Gizli Tanık Munzur: “Var kısa boylu şeyde var söylemiştik orda.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Peki, peki. Şimdi Sayın Başkan soruya devam edeceğim de şöyle bir olay var sadece. Usul hakkında bir kelime söyleyeceğim. Evet, tanık belli olayları hatırlayamıyorum diyebilir ama dikkat ederseniz burada hatırlamıyorum hatırlayamıyorum dediği olaylar tam da çelişkilerin olduğu merkezde oluyor. Şimdi böyle olunca gerçeğe ulaşmamız maddi gerçeğe ulaşmamız çok güçleşiyor ve üstelik de çelişkiler ya tarihlerden ya beyanlardan çıkar. Tarihler olduğunu ben tarih vermem diyor tarih vermiyor. Beyanlar olduğu zamanda tam çelişki anında hatırlamıyorum diyor. Bu hususlar mutlaka Sayın mahkemeniz tarafından tanığın ifadesinin hukuki niteliği irdelendiğinde ortaya çıkacaktır ama tanık buraya gelmişken bu nedenle bir uyarı yapmanızı maddi gerçeğin ortaya çıkması için belli konuları eğer anımsıyorsa ifade etmekten vazgeçmemesini ve mahkemeye saygı açısından uyarılmasını talep ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Bunu başlangıçta söyledik Avukat Bey. Ben tekrar hatırlatmak istiyorum tanığa. Tanık Munzur başlangıçta söylemiştik. Tekrar hatırlatıyorum. Maddi gerçeği bulmamız açısından hiçbir şey saklamamanız gerekiyor. Ne biliyorsanız onu anlatmanız gerekiyor. Hatırladığınız şeyleri mutlaka söylemeniz gerekiyor.”

Gizli Tanık Munzur: “Anlaşıldı efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Bunun dışında doğru ve eksik söylememeniz gerekiyor.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Bir şey daha soruyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Ona göre, ona göre cevap verin sorularınıza sorulara.”

Gizli Tanık Munzur: “Tamam efendim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Sabahki ifadesinde savcı Bayram’a Şenol komutanın aradığını söyledi. Ama çok kısa bir süre sonra 10, 15 dakika sonra yine sabahki ifadede hemen savcı Bayram’ı ben çağırdım dedi. Hangisi doğru? O yere savcı Bayram’ı Şenol komutan mı arayarak çağırdı yoksa siz mi çağırdınız?”

Mahkeme Başkanı: "O yere dediğiniz yer neresi Avukat Bey?”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Kafeye.”

Mahkeme Başkanı: "Şömine kafeye.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Tabi tabi şey Şömine kafe mi ismi şey kendi kafesine.”

Gizli Tanık Munzur: “Doğrudur.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Hangisi doğru?”

Gizli Tanık Munzur: “Kafe şömine.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Kafe şömine tamam siz mi çağırdınız yoksa Şenol komutan mı çağırdı?”

Gizli Tanık Munzur: “Şenol komutan, Şenol komutan, Şenol komutan kendi telefonundan arayıp bana verdi ve ben çağırdım.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Ama bakın bütün ifadelerinizde Şenol komutan aradı diyorsunuz. Şimdi Şenol komutan aradı verdi ben çağırdım diyorsunuz. Önemli olan aramak değildir önemli olan konuşandır savcı Bayram ile konuşan kim siz misiniz komutan Şenol mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Kendim konuştum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Siz konuştunuz. Siz bir savcı ile bu konuda nasıl konuşabiliyorsunuz, nasıl çağırabiliyorsunuz ya sizin bu konuda bir daha önce bir ilişkiniz mi var, irtibatınız mı var böyle bir hukukunuz mu var savcıyla?”

Gizli Tanık Munzur: “2 senedir samimiyetliğimiz vardı. Ava giderdik, gezerdik, tozardık yani böyle bir samimiyetimiz vardı. Normaldir yani.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. Celal Ülgen: “Teşekkür ediyorum sorularım bu kadar efendim.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Efendim bir soru daha soracağım ben.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek söz istedi verildi: “Ya tekrar etmek istiyorum bu soruyu Erdal Zirek, Bayram Bozkurt ile tanışır mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Bilmiyorum.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Peki teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: "Avukat arkadaşlardan sorusu olan. Yok. Buyurun Dursun Bey.”

Sanık Dursun Çiçek söz istedi verildi: “Gizli tanık olarak sadece doğruları söyleyeceğinize ve yalan beyanda bulunmayacağınıza namusunuz ve vicdanınız üzerine söz verdiniz. Ancak görüyoruz ki büyük bir vicdan azabı içindesiniz. Anadolu insanı dürüsttür yalan söylemez aile terbiyesi almıştır örf ve adetlerine sahiptir dolayısıyla sizinde aynı niteliklere haiz olduğunu düşünmek istiyoruz. Bu kapsamda sorularımı soruyorum. Niçin gizli tanık olmaya karar verdiniz? Yani bu olayları 2009’un başında yaşadınız. Şahit oldunuz da 10 Aralık’a kadar niye beklediniz?”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim hep bu işlerden dedim belki beni uzak tutarlar falan fıstık dedim ama Şenol komutan ha bire beni bu işe zorlamaya çalıştı. Benim bütün düzenim bitti. Araştırabilirsiniz. Ben mahkemelik oldum ne eşim kaldı ne gücüm. Benim 5 yıldır ben evime gitmedim. Daha yeni yeni evime gitmeye başlıyorum yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır bunlar gizli tanık olmanız için gerekçe değil şikayetçi olabilirdiniz. Şenol astsubayla bir sorununuz varsa onu da çözersiniz. Dursun Çiçek’i niye Erzincan’ın içine karıştırdınız yani gizli tanık olarak?”

Gizli Tanık Munzur: “Şimdi efendim geldiniz oturdunuz orada İlyas’ın mesela şey yapması yani masanıza rakı getirmesini o şekilde tanıyorum ben sizi. Yoksa farklı bir hayatınızı bilmiyorum yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Cumhuriyet savcısı ile nasıl temas kurdunuz, gizli tanık olmak için kim aracı oldu?”

Gizli Tanık Munzur: “Ben kimseden kimse bana tanık manık olmadı sadece mühimmatların oradan çıkması gazetelere yansıması ben şeylerini verdim gittim ifademi verdim. Yoksa yine ifade vermeyecektim. Tanıklık yapmayacaktım.”

Sanık Dursun Çiçek: “23 Mayıs 2011 tarihinde tanıklık için buraya davet edildiniz rapor alarak gelmediniz. Rahatsızlığınızı öğrenebilir miyiz?”

Gizli Tanık Munzur: “Çobanlık yapıyorum şu anda ayağımdan rahatsızlandım. O yüzden gelemedim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Raporu getirdiniz mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Rapor göndermiştim efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Gizli Tanık Efe’nin tanıklık beyanları üzerine ifadeleri üzerine herhangi bir bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Yok efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Gazete okudunuz mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Yok efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Gizli Tanık Efe’yi tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Gizli Tanık Efe’yi mi?”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet.”

Gizli Tanık Munzur: “Yani şimdi savcı beyin kendisini tanıyorum.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bu görüşmelerde kullandığınız telefon numarasını mahkemeye sunabilir misiniz? O dönemde kullandığınız şahsi telefon numaranızı.”

Gizli Tanık Munzur: “O dönemde.”

Mahkeme Başkanı: "Bir itiraz var herhalde bir dakika.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bunu yazılı olarak da verebilir. Bunu yazılı olarak da verebilir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan kimliğine ilişkin bilgiler telefon numaraları sorulamaz.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bunu yazılı olarak da verebilir bu talebimizdir şu an söylemesine gerek yok. Bu soruyu yazılı vermesini talep ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Bu soruyla kimliği açığa çıkabilir. İtiraz kabul edildi buyurun.”

Sanık Dursun Çiçek: “Dolayısıyla bu safhada bu telefon numarasının bahsedilen 2009 yılı içerisine kimlerle görüştüğü konusundaki incelemenin yapılmasını mahkemeden talep ediyorum efendim. Başta Gizli Tanık Efe olmak üzere kimlerle görüştüğünün incelenmesini talep ediyorum. Bu Nisan ve Mayıs ayı ile Ocak ile Şubat ayını ayıramadığınızı ifadelerinizde bunların yanlış geçtiğini söylediniz ancak bende birkaç sefer ifade verdim sizinde neden olduğunuz gerekçelerle benim bildiğim savcılar ifade imzalatmadan önce ifadeyi okutuyorlar varsa düzeltmeler yaptırıyorlar bunu size yaptırmadılar mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Bir insanı bir odaya baskı için alırlarsa bir insanı bunların içine sokarlarsa kalkıp okuyacak duruma gelebilir mi sizce?”

Sanık Dursun Çiçek: “Bu Osman Şanal’ın aldığı ifadeyi okutmadılar mı size?”

Gizli Tanık Munzur: “O ifadeleri o kendim onlara okudum, onları kendim verdim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ya o işte oradakileri söylüyorum bende orada diyorsunuz ki.”

Gizli Tanık Munzur: “Ben Erzincan, Erzincan’daki olayı anladım.”

Sanık Dursun Çiçek: “Nisan, Mayıs ayı diyorsunuz. Ankara’ya gittiğinizde yazıyorsunuz. Şimdi bunların hepsini düzeltiyorsunuz. Yanlış yazılmış diyorsunuz bunları okumadınız mı imzaladınız.”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim tarihlerini hatırlamıyorum yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ama net olarak vermişsiniz bütün tarihleri.”

Gizli Tanık Munzur: “Tamam da gerçekten tarihleri hatırlamıyorum. Hatırlasam söylerim yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Aklı ve vicdanı hür tarafsız, bağımsız, adil ve dürüst ehliyet ve liyakat sahibi bir mahkemede tanıklık yapıyorsunuz. Dolayısıyla sabahki ifadenizde bir yerde helikopterle gelen sivil helikopterle gelen 4 kişi ismi saydınız fotoğraflarla teşhis tutanağını söylediniz. Sonradan 4 kişi tabi bir sivil taksiye binemeyeceğiniz için 3 kişiye indirdiniz. Bu konuyu açıklar mısınız?”

Gizli Tanık Munzur: “3 kişi mi?”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet ben ifadenizi söylüyorum. Bak bir tane ordu komutanı Ergin Saygun, Ağrı alay komutanı Ufuk Tuncer, Bitlis alay komutanı İhsan Salı, Sarı ve benim Dursun Çiçek’in helikopterle geldiğini askeri araçtan inerek sizin araca bindiğinizi söylediniz. Sabah söylediniz bugün sabah.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek: “2’de siz varsınız 6 kişi biri orgeneral olmak üzere 1 tane Toyota’ya bindik sizin kafeye mi gittik.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet efendim. Yalnız arabaya biz dikkat ederseniz 3 kişi bindik 6 kişi binmedik bir arabaya.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ama bak sabah söylediniz şimdi tutanakları Başkanım burada indirelim görelim bunların ismini siz söylediniz ben buraya not aldım. Ben şimdi sabah yazdım bunları. Evet, bu konuya açıklık getirir misiniz 3 müydünüz, 3 müydük 4 müydük?”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim ben zaten arabadan inmedim. Benim arabama 1 kişi indi ama askeri araçta kim vardı kim yoktu bilmiyorum.”

Sanık Dursun Çiçek: “Türk misafirperverliğinde misafirler gelince arabaya binen misafirler için siz önde oturdunuz mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Görüntü yapmadım ben. Zaten arabanın önüne de inmedim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Arkaya 4 kişiyi sıkıştırdınız siz önde oturdunuz garson olarak doğru mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır 4 kişi o arabaya 4 kişi oturmadı. Bunu, bunu yanlış (1 kelime anlaşılamadı) oraya.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yani 4 kişi gelmedi mi helikopterle kaç kişi geldi?”

Gizli Tanık Munzur: “Helikopterle gelenler bilmiyorum onlar kaç kişi geldiğini bizim sadece arabaya binen sensin bizimle birlikte geldin asker araçta kim vardı kim yoktu hangi araçlarla temsil ediliyordu onları da bilmiyorum. Sadece biz Konak Mazlum’a gittik. Dikkat edersen oradan yer ayırttırmışsın hatta isim misim verilmedi.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır bunların isimlerini sabahki ifadenizde verdiniz ben buraya not aldım. Aynen isimleri de söylediniz. Fotoğraf teşhis tutanağından ifade ettiğinizi söylediniz. Teşhis ettiğiniz fotoğraf resmi miydi, sivil miydi?”

Gizli Tanık Munzur: “Sivil.”

Sanık Dursun Çiçek: “Sayın Başkanım geçen sefer gösterdiler yakasında yaka kartı olan rütbeleri olan beyaz kısa kollu üniformalı resmimdir 4 nolu fotoğraf. Artık lütfen adil ve dürüst olalım. Şimdi devam ediyorum. Şimdi kafeye gittiniz misafirleri 15 gibi karşılayıp öğleden sonra oradan sonrada yine sabahki ifadenizde beni orduya bıraktığınızı diğer misafirleri otele bıraktığınızı söylediniz. Sonra bunu düzelttiniz öğleden sonra hepimizi orda şeye otele bıraktığınızı söylediniz. Bunu bir bu konuda bir karar verir misiniz son kararınız nedir?”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim bunun ben açıklamasını yaptım.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yani beni kafeden sonra otele mi bıraktınız ona göre müteakip sorularım olacak. Yoksa orduya mı bıraktınız?”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim ben sizi Şenol komutanla birlikte otelin önünde bıraktınız ben bıraktım geldim işyerime orada siz nereye gittiniz onu bilmiyorum ama akşam vakti o diğer arkadaşlar Konak Mazlum’da kaldı.”

Sanık Dursun Çiçek: “Akşamı sormuyorum bakın şimdi havaalanında karşıladınız 6 kişi.”

Mahkeme Başkanı: "Dursun Bey sözünü bir tamamlasın açıklığa kavuşacak veya.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ama akşama takılıyor Başkanım ben onu sormuyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet akşamleyin ne oldu Tanık Munzur akşamleyin ne oldu?”

Sanık Dursun Çiçek: “Akşama gelmedik daha. Akşam değil hayır ben 15’te bizi karşıla…”

Mahkeme Başkanı: "Efendim aynı konuyla alakalı, aynı konuyla alakalı tanığın beyanını bir alalım ondan sonra.”

Sanık Dursun Çiçek: “Tamam.”

Mahkeme Başkanı: "Evet Tanık Munzur izah edin.”

Gizli Tanık Munzur: “Akşa… akşamüzeri diğer arkadaşlar otelde kaldı sizi biz askeri olan bir yere götürdük. Yani orduevi miydi artık şey miydi konu neydiyse orda arkadaşlar zaten sizi karşıladı ben arabadan aşağıya bile inmedim yani. Bir daha döndük biz komutanla geldik.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi tekrar soruyorum. Öğlen öğleden sonra 15:00 15:30 gibi bizi karşıladınız. Sivil helikopterle indiğimizi gördünüz. Helikopterin üzerinde bir firma ismi bir yazı var mıydı?”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “İsimsiz, yazısız bir helikopter hiç amblem filan yoktu.”

Gizli Tanık Munzur: “Yok efendim. Sadece kırmızı, kırmızı çizgileri oldu başka bir şeyi yoktu.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet. Kırmızı çizgi mi vardı?”

Gizli Tanık Munzur: “Hı, hı beyazdı kırmızı bir çizgi vardı yani 2 tane yan yana.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet. Bizi aldınız kafeye götürdünüz. Doğru mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Evet efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Kafede işte yarım saat filan oyalandık. Oradan yine bu 3 kişi veya 4 kişi ona karar veremediniz. Beni orduya bıraktınız diğerlerini otele bıraktınız akşama gelmedik daha. Saat 16 gibi şu an. Hangisi otel mi orduevi mi şeye ordu mu ordu karargahı?”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim benim oraya geçtik çay içtik.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet.”

Gizli Tanık Munzur: “Oradan çıktık arkadaşları aldık. Bunu kızınızda dakika başı sordu. Ben bunu defalarca söyledim hep aynı yere geliyoruz farkındaysanız.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet.”

Gizli Tanık Munzur: “Buna da artık cevap vermek istemiyorum.”

Sanık Dursun Çiçek: “Cevaplarınız mantıklı olsa makul olsa sormayız. Çelişkiyi ortaya çıkarmak gidermek için soruyoruz. Şimdi isimlerini verdikleriniz dahil ki Bayram Meral Bayram Bozkurt da dahil sizin beyanlarınızın doğru olmadığını, yalan olduğunu ortaya koyuyor. Sizin doğru söylediğinize inanmamız için ilave bir tanık, ilave bir tanık.”

Mahkeme Başkanı: "Dursun Bey bu tür sorular bu tür sorular.”

Sanık Dursun Çiçek: “İlave bir belge gösterebilecek misiniz?”

Mahkeme Başkanı: “Bu tür sorular tanığı yönlendirici sorular. Doğru olup olmadığını mahkeme heyeti değerlendirecek. Siz beyanı okuyun kendi beyanıyla çelişir olup olmadığı hangisinin doğru olduğu konusunda sorunuzu sorabilirsiniz buyurun.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi tamam Başkanım anlaşıldı. Tabi sizde şahitlik yaptınız. Gizli Tanık Efe akşam 20 gibi kafeye geldiğini 22’ye kadar orada kaldığını ve benim o dönemde kafede olmadığımı sonradan Gizli Tanık Munzur ile telefonda görüşerek benim 20’den sonra kendisinin olmadığı dönemde kafeye gel… kafeye geldiğimi beyan etti. Şimdi Gizli Tanık Munzur diyor ki ben astsubayın telefonuyla Bayram Bozkurt’u çağırdım. Hem çağırıyor hem de kapıya geldiğinde içeri girmeyin ortam müsait değil diye Gizli Tanık Efe’yi geri çeviriyor ve ben hiç Bayram Bozkurt içeri girmiyor. 20’de ayrılan Bayram Bozkurt yok ortalıkta hem çağırıyor gelin ortama katılın diye. Hem de kapıdan geri çeviriyor bunu nasıl açıklarsınız? Bayram Bozkurt’u siz başçavuşun telefonuyla davet ettiniz kapıya geldiğinde de geri çevirdiniz. Bu karar değişikliğinizin gerekçesi nedir?”

Gizli Tanık Munzur: “Eğer benden sonra 2. günü veya 3. gün ayrı şekilde buluştunuzsa ondan haberim yok.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır sen biraz önce dedin ki, Şenol Başçavuşun telefonunu çevirdi telefonunu bana verdi 15 dakika oldu ben aradım Bayram Bozkurt’a gel dedim. Ondan bir yarım saat önce dediniz ki Bayram Bozkurt kapıya kadar geldi ben ortam müsait değil girmeyin dedim kapıdan geri çevirdim. Hem çağırdınız hem kapıdan geri çevirmek için mi çağırdınız?”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır içeride kim var gösterdim ben. Kapıda dedim içeriye baktı. Dedim abi girme dedim gitti hepsi bu.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yani o içeriyi göstermek için çağırdınız kapıya kadar.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek: “Devletin savcısına.”

Gizli Tanık Munzur: “Doğrudur.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bir astsubayın 2000 lira verdiğini ifade ettiniz bunun için bir tutanak falan imzaladınız mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bu 2000 lirayı astsubay nasıl gider gösterir tutanak imzalamadan.”

Gizli Tanık Munzur: “Onu bilemem kendi cebinden çıkarıp verdi.”

Sanık Dursun Çiçek: “Astsubayda vermedim diyor da onun için söylüyorum.”

Gizli Tanık Munzur: “Yok onu elden verdi yani herhangi bir şey imzalatmadı.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi düzelttiniz yine Ankara’ya gittiğinizi beyan etmiştiniz saat gece sabaha karşı dörtte çıkıp Ankara'ya gittiğinizi avukatımda okudu. Sonra bunu Sivas’tan dönmeye çevirdiniz.”

Gizli Tanık Munzur: “Ama siz orayı hep aynı güne denk getirdiniz farkındaysanız.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hangi gün oldu?”

Gizli Tanık Munzur: “Yani sanki biz aynı gün toplandık aynı gün Ankara'ya gittik aynı gün geldik hepsini bugüne (bir kelime anlaşılamadı).”

Sanık Dursun Çiçek: “Siz hangi gün gittiniz Ankara'ya?”

Gizli Tanık Munzur: “Onun arasında geçti gün yani onu hatırlamıyorum.”

Sanık Dursun Çiçek: “Kaç gün vardı, kaç gün vardı efendim?”

Gizli Tanık Munzur: “Onu hatırlayamıyorum efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi sizin ifadenizde Ankara'dan gelirken Ankara'dan gelirken ortağınıza telefon ettiğinizi ortağınız kim?”

Gizli Tanık Munzur: “Özden Irmak.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ona telefon ettiğinizi 8, 10 kişilik yer ayırmasını kafeye kimseyi almamasını söylediğinizi.”

Gizli Tanık Munzur: “Ama işte bu olaylar hep aynı güne denk getiriyorsunuz ben bunu anlatamıyorum benim dosyamı hep aynı güne yerleştiriyorsunuz.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bakın, bakın.”

Gizli Tanık Munzur: “Verdiğim ifadeleri hep aynı güne yerleştiriyorsunuz.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır kafeyi biz kaç gece kullandık, kafeyi kaç gece kullandık?”

Gizli Tanık Munzur: “Ona bakarsanız, ona bakarsanız Şenol Komutangil ayrı bir yerler, ayrı bir yerler.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır ben Dursun Çiçek olarak söylüyorum Şenol Komutan kaç kere gitmişse gitmiş beni ilgilendirmiyor. Dursun Çiçek senin iddialarına göre kafeye kaç gece geldi?”

Gizli Tanık Munzur: “12 kişi geldiniz.”

Sanık Dursun Çiçek: “12 kişi geldik, 1 gece gelmedik mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl efendim?”

Sanık Dursun Çiçek: “Bir gece gelmedik mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Doğru diyorsunuz.”

Sanık Dursun Çiçek: “İddialarına göre.”

Gizli Tanık Munzur: “Doğrudur efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bir gece geldiğimize göre Ankara dönüşü ortağını arayıp yer ayırttığın gece değil mi bu?”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır efendim bunlar yani yer ayırttığım dediğim şunu ben anlayamadım. Siz Ankara'dan geldiğiniz için Ankara'dan geldiğiniz zaman biz otele geçtikten sonra.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır sizin gelişi…”

Gizli Tanık Munzur: “Otel (1 kelime anlaşılamadı) ayrıldıktan sonra ben ortağımı aradım bu gece sakın kesinlikle kimseyi almıyorsun misafirlerimiz var dedi Şenol Komutan. Ben bunu anlatamıyorum (2, 3 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır sizin aradığınız telefonu söylüyorum ortağınızı siz aramışsınız öyle diyorsunuz. Siz diyorsunuz ki ortağımı aradım kafeyi kapat bu gece misafirlerimiz var dedim ve o akşamda misafirleri ağırladınız Ankara dönüşü.”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim bu Ankara dönüşünü ben hala anlayamadım gitti.”

Sanık Dursun Çiçek: “İşte izde anlayamadık onun için soruyoruz.”

Gizli Tanık Munzur: “Şimdi Ankara olayı yani bu aynı gün olaysı değil ki efendim (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Dursun Çiçek: “Ama bu sizin ifadenizde yazıyor Sayın Munzur sizin ifadenizde yazıyor.”

Gizli Tanık Munzur: “İfademde yazıyor diye alt alta yazılmış diye hep aynı tarihte mi olmuş yani aynı gün mü olmuş bunlar.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır alt alta değil bakın alt alta. O zaman Ankara'dan gelirken telefon edip kafeyi ayırıyorsunuz 1 ay sonrası için mi ayırıyorsunuz 1 ay sonra ben yokum ki Erzincan’da senin iddiana göre.”

Gizli Tanık Munzur: “Ya efendim orada ben bunu anlatamıyorum herhalde.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hiçbir şey anlatamıyorsun zaten ki.”

Gizli Tanık Munzur: “Doğrudur.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şenol Komutanla Ankara'ya o dönemde gitmediğinizi söylüyorsunuz şimdi değil mi ifadenizi düzeltiyorsunuz. Sivas’a daha sonra gittin Sivas’tan döndünüz olayın daha sonra olduğunu mu düzeltiyorsunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Aynen öyle efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yani bu şeyle ilgisi yok.”

Gizli Tanık Munzur: “Yani sizin geldiğiniz aynı gün falan bu ortam olmadı yani oraya ben nasıl gideyim nasıl döneyim uçakla mı gittim tayyareyle mi gittim nasıl gittim geldim yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi 10 Aralıkta verdiğiniz ifade sayfa ikisinde 10. paragrafta olan açıklamalarınızı düzeltiyorsunuz. Bende kendisiyle Ankara'ya geleceğimi ancak hiçbir şekilde ifade vermeyeceğimi söyledim. Birlikte Ankara'ya gittik İlyas’ı bulduk Ankara'ya gitmeden ben İlyas’la işyeri telefonumla görüşerek kendisine Şenol Komutanımla yanına geleceğimizi Şenol Komutanında ikimizin de ifadesini alacağını söyledim. İlyas bana telefonda tamam gelin ancak siz Ankara’ya gelince ben bir sebep uydurup yanınızdan kaçarım demişti. Biz Ankara’ya gittiğimizde İlyas aynen dediğini yaparak bir sebep uydurdu ve yanımızdan ayrıldı. Bir daha da telefonuna ulaşamadık diyorsun.”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim orada Ankara'ya gitme olayı falan yok bunu söyleyeyim. Orada yanlış bir ya yazı yazılmış veya yazan arkadaş bunu seri olarak geçmiş Ankara olarak geçmiş ama.”

Sanık Dursun Çiçek: “İşte bende.”

Gizli Tanık Munzur: “Bu Ankara'ya biz gitmedik tamam Ankara'ya gidiyoruz dedik ama biz döndük yani Ankara'ya gitmedik.”

Sanık Dursun Çiçek: “Devam ediyor Ankara'dan gelen kişiler Erzincan’daki Mazlum Konak Otele misafir oldular. Şenol Komutan resepsiyondaki görevlilere geçiyorum biz Ankara'dan dönerken yolda ben ortağıma telefon açarak akşam için kafeyi komple kapatmasını kesinlikle müşteri almamasını 8 kişilik masa hazırlamasını söyledim. Bunlar senin ifadelerin ve savcının aldığı seninde imzaladığın ifadeler o zaman bunları düzelt lütfen neyse gerçekler.”

Gizli Tanık Munzur: “Valla efendim yani şeylerin hepsini yani Ankara olayını havaalanı olayını hepsini getirip birbiri içine kattınız.”

Sanık Dursun Çiçek: “Siz katıyorsunuz sonra.”

Gizli Tanık Munzur: “Aynı soruyu 50 kere sordunuz yani 50 kere cevapladım ben burada.”

Sanık Dursun Çiçek: “Peki Ankara'ya veya Sivas’tan döndüğünüzde Şenol Opel Vectra marka 38 plaka araba demişsiniz ifadenizde.”

Gizli Tanık Munzur: “Doğrudur.”

Sanık Dursun Çiçek: “Opel Vectra değil mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Opel de olabilir Toyota da olabilir yani araba ben araba markası fazla seçmem yani bilmiyorum yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şenol Komutan böyle resmi işlerini kendisi, kendi özel arabasıyla sık sık yapar mıydı?”

Gizli Tanık Munzur: “Zaten kendi arabasından başka arabayla gitmiyordu ki bir yere.”

Sanık Dursun Çiçek: “Niye resmi ifade vermeye gidiyor resmi araç alır.”

Gizli Tanık Munzur: “Bilemem ona sorun onu.”

Sanık Dursun Çiçek: “Normal hayatın akışına gerçeklere aykırı onun için soruyoruz, teyit etmek için soruyoruz.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Tabi bu dönemde İlyas’ın Ankara'da olduğunu söylüyorsunuz ama akşam yemeğe katıyor akşamki (1 kelime anlaşılamadı).”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim işte bak aynı yere geliyoruz farkındaysanız.”

Sanık Dursun Çiçek: “Siz farkın…..”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim bunu niye hep aynı güne sokmaya çalışıyorsunuz ben onu anlamıyorum yani şimdi. Bu adam o gün burada değildi diyoruz yani sizin olduğunuz gün tamam yanınızdaydı bu farklı günden sonra bizim Ankara muhabbeti oldu yani bu Ankara muhabbeti İlyas’a burada niye kilitlendiniz yani ben onu anlamıyorum şimdi.”

Sanık Dursun Çiçek: “Siz kilitliyorsunuz siz yalan beyanlarınızla kilitliyorsunuz.”

Gizli Tanık Munzur: “Ben kilitlemiyorum yani aynı dönüp dönüp aynı yeri sanki biz o akşam hepsini yaptık gittik Ankara’ya geldik yani bunu yani çocuğa sorsanız yani farklı bir ortam çıkar ortaya.”

Mahkeme Başkanı: “Dursun Bey tanık o şekilde cevaplıyor başka soruya geçelim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Geçiyoruz efendim yine, 8 kişi var 12 var ve ismen verdiğiniz 16 kişi var.”

Gizli Tanık Munzur: “Onlar ayrı ayrı o 8 kişi olan yalnız sizin ortamınız değil, hep sizin ortamınız değil yani hep değişik değişik ortamlarda var orada.”

Sanık Dursun Çiçek: “Kapatmıştınız kafeyi.”

Gizli Tanık Munzur: “Sizin için kapatmış olabiliriz başkaları için kapanmış olamaz normal müşteri şeklinde de oturan oldu. Bir sizin için özel kapatıldı orası.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet siz kafede çalışıyorsunuz değil mi garsonsunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Normal yani kar ortağıydık.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ve komutanlar geliyor yanınıza oturuyor sizi de yanına alıyor ve özel bir operasyondan bahsediyor ilk ifadenizde bu operasyonla ilgili olarak size açıklama yapan talimat veren kişinin Dursun Çiçek olduğunu söylemiyorsunuz 10 gün sonra gece rüya görüyorsunuz.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bu tür şeyler yorum Dursun Bey bu tip şeyler yorum bu şekilde soramazsınız.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ondan sonra Dursun…. Sayın Başkanım düzeltme yapıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Rüya gördüğünü nereden biliyorsunuz rüya gördüğünü nereden biliyorsunuz bu sizin yorumunuz.”

Sanık Dursun Çiçek: “İfadesinde düzeltme yapıyorum. Peki, bu düzeltme ihtiyacını niye hissettiniz o zaman onu sorayım yani 12’sinde verdiğiniz ifa… 10’unda verdiğiniz ifadeyi 10 gün sonra Dursun Çiçek ismi dahil ederek neden düzelttiniz?”

Gizli Tanık Munzur: “Hatırlamıyorum efendim oraları.”

Sanık Dursun Çiçek: “Tanıdığınız fotoğrafı da hatırlamadınız sivil dediniz asker çıktı. Yani söylediklerinize nasıl güveneceğiz?”

Gizli Tanık Munzur: “Renkli fotoğraf.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ama 4 nolu fotoğraf mahkeme heyetinin takdirinde benim kısa kollu beyaz elbiseli.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet olabilir yani karıştırmış olabilirim doğrudur.”

Sanık Dursun Çiçek: “Her şeyi karıştırıyorsun evet doğrudur. Kafede aynı masada bulunduğumuzu iddia ettiğiniz Şenol Başçavuş, Halit Başçavuş yoksa bunların olmayanını söyleyin lütfen Ersin Üsteğmen, Erzincan Avcılar Kulübü Başkanı Yaşar Baş vardı değil mi bunların hepsi?”

Gizli Tanık Munzur: “Yaşar Baş vardı Şenol Komutan vardı.”

Sanık Dursun Çiçek: “Muş, Bitlis, Ağrı, Tunceli alay komutanları.”

Gizli Tanık Munzur: “Onları onları yani şahsi yani isim olarak hangi (1 kelime anlaşılmadı) geldiklerini bilmiyorum ben sadece arkadaşları fotoğraf üzerinde test ettim.”

Sanık Dursun Çiçek: “3. Ordu Komutanlığından 4 albay.”

Gizli Tanık Munzur: “Tanımıyorum isimlerini.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yani 12 kişi diyor ki; biz Dursun Çiçek’i tanımıyoruz Erzincan'da görmedik ama siz tersini iddia ediyorsunuz hangisinin doğru olduğu mahkemenin, Sayın mahkemenin takdirine.”

Gizli Tanık Munzur: “İleriki, ileriki şeylerde gerçekler çıkar piyasaya.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet. Bizde gerçeklerin çıkması için uğraşıyoruz zaten.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek: “Askerliğini yaptığınızı söylediniz dolayısıyla askerde üst ast nedir kıdem nedir rütbe nedir bunları biliyorsunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Bilmiyorum o da çünkü niye diyeceksiniz üst müst rütbe bilmediğim için kendim askeri gazinoda çalıştım. Benim oraya gelende emekli paşalardı yani hizmet ettiğim kişiler bunlardı rütbe şeyini bilmem yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Askerliği biliyorsunuz yani her Türk vatandaşı eğer yaptıysanız.”

Gizli Tanık Munzur: “Yani, yani evet.”

Sanık Dursun Çiçek: “Çürük raporu almadıysanız biliyorsunuz.”

Gizli Tanık Munzur: “Yok, şok.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi buradan şunu soracağım şunu soracağım, daha öncede soruldu ama tam somutlaşmadı. Şimdi Ergin Saygun dediğiniz kişi o dönemde 1. Ordu Komutanı İstanbul’da.”

Gizli Tanık Munzur: “Bilmiyorum efendim rütbe (1 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Dursun Çiçek: “Diğer 2 alay komutanı doğudan geliyor biz Ankara'da görevliyiz helikopterle buluştuk nerede buluştuğunuzu bilmiyorum. Erzincan’a geldik ve.”

Gizli Tanık Munzur: “Yani sizin nereden gelip yani nerede buluştuğunuzu bilmiyorum ben sadece sizi fotoğraf üzerinden teşhis ettim ben.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ama fotoğrafı hatırlamadınız.”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl efendim?”

Sanık Dursun Çiçek: “Fotoğrafı hatırlamadınız resmi fotoğrafa sivil dediniz.”

Gizli Tanık Munzur: “Yani şimdi normal orta boy kesilmiş bir fotoğraf renkli fotoğraf yani 2 yıl geçti verdiğim ifade yani normaldir yani bir şeyler hatırlamamam.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet sadece fotoğrafa bakarak yaklaşık 1 yıl sonra bir kişiyi kesin olarak teşhis etme konusunda özel bir eğitim aldınız mı özel bir yeteneğiniz var mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ama kesin olarak teşhis ettim diyorsunuz hiç şüphe belirtmiyorsunuz.”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim yani orada sizin yani saçlarınızın kısa olması, saçlarınızın ön tarafı açık olması, teşhislerim ondan yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ama saçlar konusunda da yine ifadelerinizde siyah saçlı diyorsunuz bir tarafta 10 gün sonra düzeltme yapıp.”

Gizli Tanık Munzur: “Olabilir orda, orda, orda.”

Sanık Dursun Çiçek: “Kel kafalı diyorsunuz bunu hakaret sayıyorum kendime.”

Gizli Tanık Munzur: “Oradan yanlışlıkla (1, 2 kelime anlaşılamadı) akşam loş ışıkta.”

Sanık Dursun Çiçek: “Acaba kel kafalı mıyım şimdi görüyorsun oradan yoksa siyah saçlı mıyım şuan nasıl görüyorsun?”

Gizli Tanık Munzur: “Akşam loş ışıkta yani şimdi.”

Sanık Dursun Çiçek: “Kel kafalı mıyım siyah saçlı mıyım ikisi de değilim.”

Gizli Tanık Munzur: “Kır saç, kır saçlı.”

Sanık Dursun Çiçek: “O zaman düzelt ifadelerini yeni gerçekleri gördün düzelt ifadeni.”

Gizli Tanık Munzur: “Ona bakarsanız benimde saçlarım beyazladı 2 yıl içinde.”

Sanık Dursun Çiçek: “2 yıl kel kafalılıktan buraya mı geldi, ektirdim saçlarımı.”

Gizli Tanık Munzur: “Kel kafası olan insan yani komple kafası kel midir efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet biz öyle anlıyoruz.”

Mahkeme Başkanı: “Dursun Bey başka soruya geçelim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Acaba ismi benzediği için Muş İl Jandarma Komutanı Albay Dursun Ertuğrul’la beni karıştırıyor olabilir misin?”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Peki bu gelen misafirlerin yani 1 orgeneral ve 4 albayın diğerleri il jandarma komutanı onlar ev sahibi sayılır. Benimle 1. Ordu Komutanının ordu komutanını ziyareti konusunda veya havaalanında ordudan görevli ordu komutanı gelmese bile başkaları tarafından karşılanması gerekmez mi bu konudaki askeri eğitimini de dikkate alarak ne düşünüyorsun?”

Gizli Tanık Munzur: “Efendim bu konu hakkında bir şey diyemem ama şunu söyleyeyim ben bu soruya tekrar tekrar tekrar cevap verdim cevap vermek istemiyorum artık.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır normal mi yani şimdi bir ordu komutanı İstanbul'dan kalkmış geliyor bir başçavuşla senin karşı….”

Gizli Tanık Munzur: “Şimdi bir insanın yani bir yerde ilgi çekmemesi için yani ille de (1 kelime anlaşılamadı) bir şeyle karşılanması şart mı bir insan bir şey yapıyorsa gizli kapaklı oluyorsa. Yani normal bir vatandaş gibi geliyorsa buna ne diyebiliriz yani?”

Sanık Dursun Çiçek: “Biz rütbemizle mi geliyoruz yoksa örgüt…”

Gizli Tanık Munzur: “Sivil geldiniz?”

Sanık Dursun Çiçek: “Hı.”

Gizli Tanık Munzur: “Sivil geldiniz.”

Sanık Dursun Çiçek: “Sivil geldik.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek: “Zaman zaman rütbeli dolaşmışız orduevinde kokteylde Gizli Tanık Efe bizi.”

Gizli Tanık Munzur: “O beni o Gizli Tanık Efe’nin şeyi ifadesi benim ifadem değil.”

Sanık Dursun Çiçek: “O da seninkini tanımıyor. Peki, bizim otelde kaldığımızı mı duydun otelde kaldığımızı mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Sizi orduevine bıraktık otelde kaldınız değil.”

Sanık Dursun Çiçek: “Orduevine bıraktınız.”

Gizli Tanık Munzur: “Biz bıraktık arabayla farkındaysanız.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ne zaman gece?”

Gizli Tanık Munzur: “Gece.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ve uyamadan da 4’te Ankara'ya yola çıktınız.”

Gizli Tanık Munzur: “İşte bu konuyu aynı yere geldik yine farkında mısınız?”

Sanık Dursun Çiçek: “Siz yazmışsınızda onun için diyorum.”

Gizli Tanık Munzur: “Orada ben onu demek istiyorum artık yani bunlar iç içe yazılmışsa aynı gün aynı şey olayları nasıl yaşayabiliyoruz ben onu anlamıyorum yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet bir görüşte bir kurmay albayın 31 yıllık hizmeti olan bir kurmay albayın size özel görev vermesini bir kamu görevlisinin savcıya karşı tuzak kurması için talimat vermesini nasıl karşılıyorsunuz bu mümkün mü?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bu görüş ve düşünce böyle bir talimat verildi mi o şekilde cevap verin.”

Gizli Tanık Munzur: “İnsanların maddi durumu iyi olmazsa insanların maddi durumu iyi olmazsa aynı milletvekilleriniz gibi gelip bizi satın almaya kalkarsa normaldir yani bunlar.”

Sanık Dursun Çiçek: “Tabi aynı şey gizli tanık olmak içinde geçerlidir yani.”

Gizli Tanık Munzur: “Aynen.”

Sanık Dursun Çiçek: “Katılıyorsunuz görüşüme.”

Gizli Tanık Munzur: “Ama Allah’a şükür o pozisyona düşmedim yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi ilk ifadenizi verdiğiniz 10 Aralık’ta. 10 Aralıktan sonra 21 Aralıkta ifade değiştiriyorsunuz bu ifade değişikliğine neden ihtiyaç duydunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Ben ifade falan değişmedim (3, 4 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Dursun Çiçek: “Sayın Başkan ikisi de okudunuz siz bir 10 Aralıkta ifadesi var 21 Aralıkta 2. ifade tutanağını okudunuz ve özellikle de havaalanı şimdi ifade tutanağında diyor ki; havaalanı yolunda Pizvan Kavşağında 3 sivil araçla gitmiştik. Fotoğraftan teşhis ettiğim ve isminin Dursun Çiçek olduğunu öğrendiğim kel kafalı komutan kavşakta askeri araçtan indi. Benim içinde bulunduğum araca bindi diğerleri de yanımızda bulunan diğer sivil araçlara bindiler şimdi sivil araç teke indi.”

Gizli Tanık Munzur: “3. bir dakika, bir dakika şurada bir karışıklık var. Bunu düzelteyim ben 3 araba değil orada biz komutanla Şenol Komutanla bir çıktık 2. askeri araba peşimizdeydi ama 3. araba kesinlikle bizim yanımızda yoktu. Ama sonradan telefon edilip de geldiyse onu da bilmiyorum.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi 1 Ağustosta 12, 21 Aralıktaki yani 2 sene önce verdiğiniz ifadeyi tekrar düzeltiyorsunuz. Yarın tekrar düzeltme ihtiyacı hissetmeyeceğinizi nereden bilelim?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bu da düşünce görüş, bunları sormayın.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet. Şimdi yine ifadenizde akşam kafedeki sohbette veya faaliyette astsubayın bu Dursun Çiçek Albay dediğini söylediniz doğru mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl efendim?”

Sanık Dursun Çiçek: “Rakı sunulan bu Albay Dursun Çiçek kim bunun kim olduğunu biliyor musun bu Dursun Çiçek Albay dediğini söylediniz kafede akşam biraz önce doğru mu? Astsubay size dedi ki bir olay yaşanmıştı.”

Gizli Tanık Munzur: “Bu bu hayır, hayır, hayır sizle tartıştıktan sonra (1 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Dursun Çiçek: “Bu ayağa kalkmadı falan dediniz en kıdemli bu dediniz.”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır, hayır.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ondan sonra astsubaya astsubay dedi ki; işte bu Dursun Çiçek Albay bunun kim olduğunu biliyor musun filan diye benim kimliğimi size söyledi.”

Gizli Tanık Munzur: “Siz orada, orada tartıştığımız zamandan sizi bıraktıktan sonra 2. gün bu muhabbet oldu.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yani benim kim olduğumu size söyledi.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ama benim kim olduğumu siz 12 Aralıkta fotoğrafta tanıdığınızı söylüyorsunuz bu 12 aylık çelişkiyi nasıl açıklarsınız?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl?”

Sanık Dursun Çiçek: “Daha önce tanımıyordunuz beni yani bu olayların yaşandığı zaman benim Dursun Çiçek olduğumu bilmediğinizi ancak Aralık ayındaki fotoğraflar gösterildiğinde Dursun Çiçek’in olduğunu anladığınızı söylüyorsunuz. Şimdi de diyorsunuz ki.”

Gizli Tanık Munzur: “İsminiz geçmişti zaman… ama fotoğrafta teşhis ettim ben sizi.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ya fotoğraftan mı teşhis ettiniz yoksa başçavuş size söyledi mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Başçavuş, Dursun Çiçek demişti ama hanginiz Dursun Çiçek onu bilmiyordum ama fotoğraflardan geldi teşhis ettiğimiz zaman.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ayağa kalmayan, ayağa kalmayan kıdemli komutan Dursun Çiçek demiş bir kişi kalkmadı dediniz. Başka kalmayan var mıydı ayağa kalmayan?”

Gizli Tanık Munzur: “Kim kalkmamış demiştim, kimin kalkmadığını.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hayır şimdi avcılar kulübü başkanı içeri girince herkes ayağa kalktı bir kişi kalkmadı.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet doğrudur, doğrudur.”

Sanık Dursun Çiçek: “Onunda Dursun Çiçek olduğunu astsubay bana söyledi demediniz mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır hayır orada bir yanlış anlaşılma var herhalde.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hep evet.”

Gizli Tanık Munzur: “Orada Yaşar Baş içeri girdiği zaman herkes ayağa kalktı zaten sizde en baş masada oturuyordunuz, siz kalkmadınız Yaşar Baş böyle içeriyi bir dolandı bende sordum hayırdır dedim bir sorun falan mı var? Hayır, yeğenim dedi bir sorun yok rahat ol dedi. Ondan sonra Yaşar Baş oturdu ondan sonra herkes oturdu.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ben Erzincan'da görev yapmadığıma göre ve bir geceden fazla kalmadığıma göre av partilerine nasıl katılmış olabilirim?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl efendim?”

Sanık Dursun Çiçek: “Av partilerine katıldım mı ben Erzincan'da?”

Gizli Tanık Munzur: “Oraları fazla şuan hatırlayamıyorum efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “O zaman Erzincan'da hiç bulunmadıysam av partilerine katılmadıysam astsubaya veya size nasıl operasyon talimatı verebilirim?”

Gizli Tanık Munzur: “Bana Şenol Komutan ne diyorsa ben onu biliyordum ben yani sizin verdiğiniz bile talimat verdiğinizi bile bilmiyorum ki yani kimin kime talimat verdiğini bilmiyorum ki ben.”

Sanık Dursun Çiçek: “Ben jandarma mıyım ben?”

Gizli Tanık Munzur: “Ben nereden bileyim şuan ne olduğunuzu da henüz bilmiyorum yani.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yine teşhis etmişsin elbise denizcilerin elbisesini tanımıyor musunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl efendim?”

Sanık Dursun Çiçek: “Denizciyle, karacıyı ayıramıyor musunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Tamam ama rütbe ne?”

Sanık Dursun Çiçek: “Rütbe değil jandarma mıyım diyorum denizcisin diyebilirsin.”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır yok hatırlamıyorum onu.”

Sanık Dursun Çiçek: “İliç savcısının yemeğe katılmadığını söylüyorsunuz doğru mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl efendim?”

Sanık Dursun Çiçek: “İliç Savcısının yemeğe katılmadığını kafedeki akşamki faaliyete katılmadığını söylüyorsunuz doğru mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Evet, evet efendim, doğrudur efendim artık bu sorulara ben cevap vermek istemiyorum. Aynı, aynı, aynı, aynı sorular soruldu sabahtan beri 3 avukatınız mı 2 avukatınız mıydı hepsi bu soruları sordunuz bana.”

Sanık Dursun Çiçek: “İliç Savcısının hakkındaki soruşturmalardan haberiniz oldu mu Erzincan'da yaşadığınıza göre?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl yani efendim?”

Sanık Dursun Çiçek: “Hakkında herhangi bir soruşturma açıldığını biliyor musunuz İliç savcısı hakkında?”

Gizli Tanık Munzur: “Bilgim yok efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bilginiz yok. Bu 3. ordudaki seminere başsavcı Cihaner ve İlyas Meral’le Yaşar Baş’ın katıldığını duydunuz mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Onu İlyas’tan duymuştum evet.”

Sanık Dursun Çiçek: “Seminere katıldığını duydunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek: “Kimden duydunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “İlyas’tan duydum efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Benim katılımımla ilgili bir bilgi duydunuz mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl efendim?”

Sanık Dursun Çiçek: “Ben katıldım mı seminere katılmadım mı bu konuda bir bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Onu bilmiyorum efendim ben onun sadece söylediğini o sadece o kelimeyi söylediğini biliyorum ama.”

Sanık Dursun Çiçek: “Eski İliç savcısının siyasi görüşü hakkında bir bilginiz, tespitiniz var mı?”

Gizli Tanık Munzur: “Yok efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Kurmay Yarbay Miktat Şamdancı’yı tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Onu hatırlamıyorum efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Hatırlamıyorsunuz. Bu 28, 29 Martta Mazlum otelde kalan inşaatçılık yapan birisiyle arkadaşı hakkında haberler çıktı televizyonlarda filan bunu takip edebildiniz mi?”

Gizli Tanık Munzur: “Evet onu takip ettim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Adı Dursun Çiçek olan.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet, ama ben ona bir şey diyemem yani araştırılması neyse yapılmışsa ona ben bir şey diyemem, kaldınız mı kalmadınız mı?”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi son safhada dediniz ki; Şenol Komutanla İliç savcısı birbirine komplo kurmak istiyor. Nedeni hakkında bilginiz var mı bunların ikisi de kamu görevlisi orada geçiciler neyi paylaşamıyorlar?”

Gizli Tanık Munzur: “Birbirine komplo derken şöyle anlatayım efendim ben size; şimdi Şenol Komutan bu kadar bu adamı üstelediği için yani bende şöyle diyeyim. Abi dedim elinden geldiği kadar bunlardan uzak dur sadece söylediğim olay buydu.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yani aralarında neden sorun çıktığı hakkında bilginiz yok.”

Gizli Tanık Munzur: “Yok ondan bilgim yok efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Tabi Anadolu’da yaygın kullanılan bir deyim ben kimsenin köpeği değilim. Benim çoluk çocuğum var öncelikle onları düşünürüm dediniz doğrudur ona katılıyorum. Dursun Çiçek’i bu işlere karıştırmanın size bir getirisi oldu mu?”

Gizli Tanık Munzur: “Ben hiç kimseden getirili (1 kelime anlaşılamadı) karşı herhangi bir şey almadım. Zaten yani şunu şöyle söyleyeyim; Erdal Erdoğan olsun, milletvekili Ersin olsun madem bu kadar olaylarınız patlaklarınız yoktu İlhan Cihaner’le birlikte madem bu adamlar neden bu kadar benim üzerime düşmeye çalıştılar neden bu kadar para teklifleri bana sunmaya çalıştılar ben onu anlamıyorum yani. Bir milletvekili (1kelime anlaşılamadı) milletvekili orada diyor ki; senin aile problemlerin varmış sen şimdiye kadar neredeydin bana iş vermiyorsun şimdi mi gelip bana iş veriyorsun? Erdal Erdoğan benim öz kirvemin oğludur, sabah o da zaten yurtdışından gelmiş çoktan beri görmemiştim. Gel bir sabah kahvaltısına bana demişti gittim otele neye uğradığımı zaten şaşırdım. Ama nereden bilgi aldılar benim tanık olduğumu nereden biliyorlar onu anlamadım. Farklı yönden konuşmaya başla… Aha Erdal Erdoğangilin amacını da söyleyeyim; İlhan Cihaner’le askeriyenin içinde ihale işlerinde bütün ihale pasta masta olayını hepsini Apo’ya devrettiklerini de biliyoruz. Bununda araştırılsın bunlara da baksın ihaleleri kimlere vermiş Erzincan’daki çoğu.”

Sanık Dursun Çiçek: “Tabi o buradaki bizim konumuz değil sorgulamanın konusu değil. Peki, Ankara'ya geldiniz parasız kaldınız.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet efendim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Nereye gittiniz para almak için?”

Gizli Tanık Munzur: “Orada Yargıtay’ın kapısını çalmıştım yanlış hatırlamıyorsam (1 kelime anlaşılamadı) koruması beni karşıya kadar bıraktı.”

Sanık Dursun Çiçek: “Peki gizli tanık olmasanız çalabilir miydiniz?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl efendim?”

Sanık Dursun Çiçek: “Gizli tanık olmasaydınız Yargıtay’ın kapısını çalabilir miydiniz?”

Gizli Tanık Munzur: “Çalarım niye çalmayayım?”

Sanık Dursun Çiçek: “Ne diyecekler size?”

Gizli Tanık Munzur: “Nasıl ne diyecekler efendim maddi durumum yok bana yardımcı olun.”

Sanık Dursun Çiçek: “Peki Ankara'da Yargıtay binası nerede söyler misiniz?”

Gizli Tanık Munzur: “Cumhuriyet Caddesindeydi yanlış hatırlamıyorsam.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yeri nere yani bir Kızılay’a göre Ankara'yı biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Munzur: “Ankara'yı bilmiyorum fazla hayır.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bilmiyorsunuz.”

Gizli Tanık Munzur: “Yalnız hep sıralıydı yalnız savcılık, Yargıtay ondan sonra.”

Sanık Dursun Çiçek: “Caddeye mi bakıyor?”

Gizli Tanık Munzur: “Hep caddeye bakıyor evet.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet caddeye bakar böyle orduevinin arkasında gölgede kalmıştır caddeye bakar bir gerçek daha söylediniz yani.”

Gizli Tanık Munzur: “Gerçek derken efendim şimdi ön caddeden yürüdüğün zaman nereye bakacağım ormanın içine mi bakacağım illa ki (1 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Dursun Çiçek: “Tamam Yargıtay binası cepheye bakıyor onu (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Sorunun cevabını verdiniz Tanık Munzur. Dursun Bey başka soruya geçelim.”

Sanık Dursun Çiçek: “Evet. Tabi yalan ifadeleriniz ve iftiralarınız nedeniyle daha sonra vicdan azabı çektiğiniz konusunda medyada haberler çıktı o zaman ilgiyle izledik dedik ki; sanırım bu komplolar açığa çıkacak biran önce bizde bu iftiralardan kurtulacağız diye ümitlendik. Televizyonlara çıkmak istediğiniz haberleri yayınlandı.”

Gizli Tanık Munzur: “Hayır sağ olsunlar onu yine dediğim gibi Parazit Pastanesinin sahipleri sağ olsun bütün tezgahlarını her şekilde kurdu bizi Ankara'ya kadar getirdiler orada Erol Tınaztepe’yle oturttular bizi öğlen yemeğine kadar adamların yanından kaçamıyoruz. Bir nasıl diyeyim şöyle Davut Kanik denilen insan yani hayatta bir insan öldürmüş adam korkuyorduk işin gerçeğini söyleyeyim. Elimiz ayağımız kilitlenmişti en son gazeteciler onu aramaya çalıştı Star Gazetesi falan bir bayan aradı onu oteldeyken o yer falan belirtti ondan sonra dedim var ocağımız var ne olur bizi götür buralardan etme eyleme dedim. O da hiç şey yapmadan yani bizi getirip terminalden gönderdi zaten o da bir gazeteciyle de görüştü kendisi.”

Sanık Dursun Çiçek: “Şimdi sizin beyanlarınız dahil Erzincan davası Erzurum’daki hazırlanan iddianame Yargıtay’a geldi. Yargıtay inceledi sahte deliller, yalan beyanlar hepsini inceledi ve 14 ay önce suçladığınız bütün herkesi tahliye etti biz burada 15 aydır 16. aya girdik.”

Gizli Tanık Munzur: “Ben ifade verdiğim zaman efendim madem ifade verdiğim zaman araştırılması yapılsaydı yani. Ben ifade verdim diye suçlu muyum şu anda ben yapılsaydı.”

Sanık Dursun Çiçek: “İfade verdin diye değil yalan ifade verdin diye suçlusun.”

Gizli Tanık Munzur: “İfadeler ben ifade verdiğim zaman araştırmasını yapaydılar milleti toplamasaydılar.”

Sanık Dursun Çiçek: “Yapıyoruz işte yalan ifade verdin diye suçlusun onun tetkikini yapıyoruz. Şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Dursun Bey, Dursun Bey yalancı tanıklıkla suçlayamazsınız.”

Sanık Dursun Çiçek: “Bitiriyorum Başkanım. Hayır onu.”

Mahkeme Başkanı: “Onları biz değerlendireceğiz mahkeme olarak biz değerlendireceğiz hangi tanık doğru söylüyor, hangisi doğrusu söylemiyor, hangi beyanı doğru.”

Sanık Dursun Çiçek: “Onu, onu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz biz yalan mı, doğru mu? Şimdi Sayın Başkanım, dosyada mevcut olan deliller kredi kartlarından, akıllı kart giriş kartına kadar kara kuvvetlerinin Erzincan’ın yazıları hava kuvvetlerinin Türk Hava Yollarının yazıları sivil uçuşlar, orduevi kayıtları, MİT’in yazısı, Genelkurmayın yazısı Emniyetin yazısı, işte onlarca ismi geçen sanık beyanları, tanık beyanları, telefon kayıtları, bankamatik banka kartı, kredi kartı kayıtları, onlarca maddi delil, benim Erzincan'a gitmediğimi sanırım adil ve dürüst yargılama yapan Sayın heyete gösterdi. Dolayısıyla geçen soruşturmadan sonra bir dilekçe vermiştim mahkemeye Gizli Tanık Efe’nin soruşturmasından sonra. Aynı şekilde Gizli Tanık Munzur’la ilgili olarak bazı taleplerim olacak uygun görürseniz kendisi ayrıldıktan sonra bu talepleri mahkemeye sunacağım arz ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun son bir soru alalım.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek söz istedi verildi: “Evet şimdi siz dediniz ki, işte Tınaztepe milletvekilleri beni zorla ifademi aldılar o yüzden çağırdılar para teklif ettiler birtakım girişimlerde bulundunuz dediniz. Bulundular dediniz.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Fakat şimdi ben size bir şey okuyacağım bu Yılmaz Özdil’in yazısı gizli tanık tutanağı diye kısaca geçiyorum. Diyor ki; geçen Salı sabahı Star Haberde Uğur Dündar yönetiminde toplantıdayız özel haber müdürümüz Turgut Erat Erzincan Başsavcısının içeri tıkılmasını vesile olan gizli tanıklar telefon etti. Söylemlerindeki laflar tutanağa geçirilmiş ifadeler palavraymış Star Habere çıkıp anlatmak istiyorlarmış dedi. Sen ne cevap verdin dedik, Uğur Dündar’ın habercilik ve yayıncılık kriterini iyi bilen Turgut birincisi gizli tanık olup olmadığını bilemeyiz ikincisi gizli tanıkları deşifre etmek suçtur, üçüncüsü derhal savcıya gidin basına değil savcıya anlatın dedim dedi. Ağzına sağlık dedik Çarşamba sabahı toplantı halindeyiz Erzincan'daki gizli tanıklar arıyor. Bu sefer arıyorsunuz devam ediyor oraları okumuyorum, yine Perşembe sabahı toplantı halindeyiz Erzincan'daki gizli tanıklar 38 defa filan telefon etti ifadeleri yalanmış illa yüz yüze Uğur Dündar’a anlatmak istiyorlarmış dedi. Sen ne yaptın dedik kardeşim sen ne biçim gizli tanıksın bir savcı değiliz gazeteciyiz savcıya gidin ona anlatın dedim, dedi. Hay yaşa dedik Cuma sabahı toplantı halindeyiz gizli tanık olduğunu söyleyen birileri geldi bu sefer geliyorsunuz Uğur Dündar’la görüşmek istedi.”

Gizli Tanık Munzur: “Telefon kimin efendim?”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Cumartesi sabahı, özür diliyorum ben beyanımı bitireyim Cumartesi sabahı gizli tanıklar aradı ve Uğur Dündar olmasa da diğer başka herhangi biriyle mutlaka görüşmek istiyoruz dedi ee dedik lütfen savcıya gidin ne biliyorsanız savcıya anlatın dedim dedi. Bu cümleyi biz bu cümleyi bir yerden hatırlıyoruz galiba dedik ve güldük ve şöyle bitiriyor yazıyı; biz önde gizli tanıklar arkada mevzu komediye döndü kaçıyoruz kovalıyorlar ve Pazar sabahı Uğur Dündar yok ben izindeyim haber koordinatörümüz Mustafa Sağlamer aradı gazeteleri gördünüz mü dedi. Yoo dedim gizli tanıkların çarşaf çarşaf fotoğrafları yayınlanmış ki bu sizsiniz daha deminde ifade ettiniz nereden buldular diye. Yayınlanmış internet sitelerinde de var adamları ruh gibi takip etmişler güya ifadelerinin değiştirilmesi için baskı yapıyormuş. Eğer görüşseydik veya binadan içeriye alsaydık yanmıştık dedi. Bu durumda siz diyorsunuz ki işte Tınaztepe beni çağırdı.”

Gizli Tanık Munzur: “Evet.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “İfade para verdiler e Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil’in yazısından ortaya çıkan siz binlerce defa onlarca defa ifade vermek istemişsiniz onlara bu durumda Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar’da mı yalan söylüyor?”

Gizli Tanık Munzur: “Peki, peki efendim peki şöyle diyeyim. Ben ifade vermiş olsam, ifade vermiş olsam, ifade vermiş olsam Yargıtay orada kapısını biliyorum nasıl para istemeye gitmesini biliyorsam.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Ama sizin yaptığınız bu ifade bu basının peşinde gezmelerden sonra zaten haklarında işlem başlatıldı.”

Gizli Tanık Munzur: “Bir dakika bir dakika basının, basının peşimizde gezmesini de söyleyeyim ben size telefonda kim kimi aradı telefonlar araştırılsın.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Evet lütfen HTS kayıtları çıkartılsın gizli tanığın.”

Gizli Tanık Munzur: “Araştırılsın telefonlar tek tek çıksın kim aradı biz mi aramışız Davut Kanik mi aramış kendi kendine (2, 3 kelime anlaşılmadı) Tınaztepe.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Evet lütfen hem de Star Gazetesinin bahse konu telefon kayıtları da çıkartılsın.”

Gizli Tanık Munzur: “İkincisi Star Gazetesinin bayanı gece saatini bile söyleyeyim size de 11 buçuk civarlarıydı Star Gazetesinin bayanı arayan Davut Kanik’i getirin ifadenizde şeyde açıkça konuşsun. İkincisi ben gazetecilerle herhangi kimseyle bir irtibatım olmadı bunu da söyleyeyim ben size.”

Sanık Dursun Çiçek müdafii Av. İrem Çiçek: “Evet hem Star Gazetesinde bahse konu telefon kaydı çünkü Yılmaz Bey biliyordur hem o hem de gizli tanığın HTS kayıtları talep edilsin.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam Avukat Hanım. Başka sorusu olan.”

Zabıt Katibi Süleyman Karaca: “Başkan Bey kısa bir ara verebilir miyiz?”




Yüklə 0,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə