T. C. İStanbul üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih ana biLİm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə55/122
tarix16.11.2017
ölçüsü5,01 Kb.
#10591
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   122

İslamiyete yöneldiklerini haber vermektedirler. Vladimir’in Harezm’e elçilerini 
gönderip  İslamiyete tevessül ettiğine dair iki Arap yazarının kayıtları mevcuttur. 
Bunlardan ilki XI. yüzyıl Arap yazarı Şeref el-Zaman el-Mervezi’ye aittir. O hicri 
514 yılında (1220) Selçuklu Sultanı Sencer döneminde kaleme aldığı Tabai’ el-
hayavan eserinde şöyle yazmaktadır:  
 
“… Hicri 300 (912-913) yılı aylarında Hıristiyan oluncaya kadar onların (Rusların) 
yaşayış tarzları bu şekildeydi… (Hıristiyanlıkta) gaza ve muharebenin mübah olması, eskisi 
gibi gaza yaparak vaziyetlerini düzeltmek için İslam dinine girmek istediler. 
Hükümdarlarının yakın adamlarından dört kişiyi elçi sıfatiyle Harezm’e gönderdiler. 
Onların müstakil ve Vladimir ünvanını taşıyan bir hükümdarları bulunur… Rusların elçileri 
Harezm hükümdarına gelip durumu bildirdiler. Onlar İslama girmek istedikleri için 
Harezmşah çok sevindi. Bunun üzerine, onlara İslamiyeti öğretecek adamlar gönderdi. 
Onlar da Müslüman oldular”
207
.  
 
Bu haberin bir takım gerçeklere dayandığı  şüphesizdir. Vladimir elçilerini 
İtil Bulgarlarına göndermişti. Muhtemelen daha sonra da Harezm’e elçilerini 
yollamıştı. V. V. Barthold’a göre Rus elçileri İslamı kabul etme isteklerinden dolayı 
kolayca Müslüman olarak yorumlanabilirlerdi.  Bu durum Arap yazarlar tarafından 
böyle tespit edilmişti
208
.  
Rus tarihçilere göre Vladimir’in İslamiyet yerine Hıristiyanlığı 
benimsemesinde etkili olan faktörlerden biri de X. yüzyılın sonlarına doğru  İslam 
âleminin içerisinde bulunduğu karışık durum olabilir. Bu dönemde Abbasi Halifeliği 
ve Samani Emirliği artık çöküş dönemlerini yaşamaktaydılar. Bundan dolayı 
Vladimir  İslam âleminin kendisinin idaresini kuvvetlendirmesinden pek emin 
değildi. Bunun aksine Bizans güçlü bir devlet olarak gözüküyordu. Hem doğuda 
hem de batıda başarılı bir politika yürütüyordu. İmparatorun yetkileri nerdeyse 
sınırsızdı ve Grek Kilisesi onu destekleyerek kuvvetlendiriyordu. Üstelik bu kilise 
Katolik kilisesinden farklı olarak genel devlet sistemine dâhil ve İmparatora 
bağlıydı
209
. S. P. Tolstov’a göre bu durumda Vladimir için tek doğru karar 
İslamiyeti bırakıp tamamen Hıristiyanlığa dönmekti. Ona göre Rusların 
                                                 
207
İbn Fazlan, Seyahatnâme, s.109-110; S. P. Tolstov, Po Sledam Drevne Horezmiyskoy 
Tsivilizatsii, s. 258; XIII. yüzyıl İranlı yazar Avfi’de Mervezi’nin ifadelerini tekrarlamaktadır, Şeşen, 
İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler, s.95-96. 
208
V. V. Barthold, Soçineniya, T. II, Moskova, İzd.Vostoçnoy Literaturı, 1963, s.807.  
209
İstoriya Rossii S Drevneyşih Vremen Do Kontsa XVII Veka, s.79-80. 
 
132


Hıristiyanlığı kabul etmesinin hemen akabinde patlak veren ve on yıl boyunca 
devam eden Peçeneklerle savaş (988-997) bu hadiselerle sıkı bir şekilde 
bağlantılıydı
210
.  
Rus kroniğinin yukarıda verdiğimiz kaydından bunu yazan kişinin 
Hıristiyanlığı övmek ve kendilerinin isabetli bir din seçtiklerini ortaya koymak için 
İtil Bulgarları nezdinde Müslümanları subjektif olarak kötülediği de anlaşılmaktadır. 
Zira kroniğin Bulgarların pis koktuklarını belirtmesi oldukça ilgi çekicidir. Bilindiği 
üzere İslam dini namazlardan önce abdest alınmasını, necasetten taharet edilmesini 
zorunlu kılmaktadır. Ayrıca cinsi münasebetlerden sonra da gusül abdesti alarak 
bütün vücudun tamamen yıkanıp temizlenmesini şart koşmaktadır.  İslam dininin 
temizliğe verdiği önemle ilgili burada vermeyeceğimiz kadar örnekler mevcuttur. 
Bu kuralların İtil Bulgarları arasında bilinip uygulandığına dair en ufak bir tereddüt 
dahi olamaz. Zira artık  İtil Bulgarları arasında  İslam fıkhı konusunda birçok alim 
ortaya çıkmıştır. Ayrıca Bulgar şehirlerinde yapılan arkeolojik kazılarda bulunan 
hamamlar da bu görüşümüzü destekleyen maddi kanıtlardır. Bu durumun tersine 
olarak Rusları kendi gözleriyle görmüş olan İbn Fadlan’ın şu ifadeleri manidardır:  
 
“Ruslar, Allah’ın en pis mahlûklarıdır. Büyük ve küçük abdestten sonra 
temizlenmezler. Cünüplükten dolayı  yıkanmazlar. Adeta, yolunu şaşırmış  eşekler 
gibidirler… Her gün bir defa yüzlerini ve başlarını en pis ve en fena su ile yıkamaları 
adettir.  Şöyle ki, her sabah bir cariye büyük bir kap içinde elini, yüzünü başını  yıkar ve 
saçlarını tarar. Sonra suya sümüğünü ve tükürüğünü atar. Hülasa suyun içine atmadığı pislik 
kalmaz.  İşini bitirince cariye su kabını alıp onun yanındakilere götürür. Evdeki herkesin 
önünde dolaştırır. Bunlardan her biri kabın içinde elini, yüzünü, saçlarını  yıkar, içine 
sümkürür ve tükürür”
211

 
Ruslar resmi olarak Ortadoks Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra artık 
kendileri diğer Doğu Avrupalı halklar ve ülkeler arasında misyonerlik faaliyetleri 
yapmaya başlamışlardır. Nikonovskaya Kroniği’nin belirttiği üzere Vladimir 990 
yılında  İtil Bulgarlarını  Hıristiyanlığa çekmek için teşebbüse geçti ve bu amaçla 
onlara filozof Mark Makedonyanin (Makedonyalı)’i gönderdi:  
 
                                                 
210
Tolstov, Po Sledam Drevne Horezmiyskoy Tsivilizatsii, s.262. 
211
İbn Fazlan, Seyahatnâme, s.70-71. 
 
133


“…Filozof Bulgarlara gitti ve onlara Tanrı’nın birçok sözünü anlattı. Onlar bunları 
duyunca çılgınca sevindiler. O (filozof) ise Kiev’e Vladimir’in yanına geri döndü…  Aynı 
yıl Bolgar’dan Kiev’e Vladimir’in yanına dört Knez geldi ve ilahi vaftiz olma hakkında 
bilgi edindiler; Vladimir de onların onuruna kutlama töreni yaptı ve çok memnun oldu”
212
.  
 
Kroniğin bu kaydından anlaşıldığına göre Bulgar Emiri’nin ülkesini 
merkezileştirme politikasından memnuniyetsiz olan Bulgar beyleri Vladimir’e 
gitmişlerdir
213
.  
 
2.3.1.4. Kiev Knezi Vladimir’in İtil Bulgarları Üzerine 994 ve 
997 Yıllarında Yaptığı Seferler 
Rus kroniklerinden öğrendiğimize göre İtil Bulgarları ile Kiev Rus Knezliği 
arasında 985 yılında başlayan barış ve karşılıklı diplomatik temaslar süreci 994 
yılında sona ermiştir. Bu konuda Nikonovskaya Kroniği şöyle demiştir: 
 
“(Yıl 994) Vladimir, Bolgarlar üzerine gitti, pek çok kez savaşarak onları yendi ve 
sevinçle Kiev’e geri döndü”
214
.  
 
Burada hangi Bulgarların kastedildiği belli değildir. Eğer bu sefer İtil 
Bulgarlarına yapılmışsa o zaman Vladimir 985 yılındaki barış antlaşmasını ihlal 
etmiş oldu. Belki de Vladimir’i Bulgarlar üzerine sefer yapmaya 990 yılında yanına 
gelen 4 Bulgar Beyi kışkırtmıştı. Fakat Vladimir’in İtil Bulgarlarını yenilgiye 
uğrattığına dair kroniğin kaydını biraz tereddütle karşılamak gerekir. Zira 
Vladimir’in bu seferinin sonuçsuz kaldığı düşüncesi oluşmaktadır. Çünkü kronikte 
belirtilen bu seferden üç yıl gibi kısa bir süre sonra şöyle yazılmaktadır:  
 
“Yıl 997: Vladimir, Volga (İtil) ve Kama Bulgarlarının üzerine gitti ve onları 
yenerek esir aldı”
215
.  
 
                                                 
212
“Patriarşaya ili Nikonovaskaya Letopis”, PSRL, T. X, Moskova, İzd. Nauka, 1965, s.58-59; 
Şpilevskiy,  Drevnie Goroda, s.110; Halikov, Voljskaya Bulgariya i Rus, s.12-13; Huzin, 
Voljskaya Bulgariya, s.174; Yücel, İlk Rus Yıllıklarına Göre Türkler, s.495-496. 
213
Halikov, Voljskaya Bulgariya i Rus, 1986, s.10. 
214
Patriarşaya ili Nikonovaskaya Letopis, s. 65; Şpilevskiy,  Drevnie Goroda, s.107; Huzin, 
Voljskaya Bulgariya, s.174; Yücel, İlk Rus Yıllıklarına Göre Türkler, s.496. 
215
Patriarşaya ili Nikonovaskaya Letopis, s. 66; Huzin, Voljskaya Bulgariya, s.175; Yücel, İlk 
Rus Yıllıklarına Göre Türkler, s.496. 
 
134


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   122




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə