Tarihi Materyalizmin Çarpıtıcılığında Zıtların
Birliği
11
Bunlardan (2) ve (3)'e, yani üretim subjesi ile üretim aletlerine birarada üretim
araçları da denir. İnsanlar üretim aletlerini kullanarak üretim subjesini amaçlarına
uygun olarak değiştirirler. İnsanların bireysel faaliyeti, üretim aletlerini kullanarak
üretim subjesini değişikliğe uğratma faaliyeti, bu da (1), yani "işin kendisi"dir. Bu,
toplumsal olarak ele alındığında belirli bir üretim tecrübesi ve emek yeteneğine sahip
insanlardır, toplumun temel üretici gücü olun emekçilerdir.
Yani üretici güçler üretim aletleri ve üretimin subjesinden oluşan üretim
araçlarından ve bu üretim araçları üzerinde çalışarak üretim yapan insanlardan oluşur.
Üretim
ilişkilerinden, sosyal şekillerinden bağımsız olarak ele alınan üretimdeki
gelişmenin, üretimin teknik ve örgütlenmesindeki gelişmeden ve bu gelişmeye
paralel olarak insanların üretim yeteneğindeki gelişmeden ibaret olduğu görülür.
Üretim aletleri, bu aletler aracılığıyla değişikliğe uğratılan üretimin subjesi ve üretim
aletlerini kullanarak üretimin subjesini değiştirerek üretimi yapan insanların üretim
yeteneğinde sürekli bir gelişim.
Üretim
ilişkileri, üretici güçlere bazı özellikler kazandırırlar; üretici güçlerin
kendi tabiyatlarında olmayan özellikler. Bu özellikler dikkate alınmadığı oranda
üretici güçlerin gelişmesini üretim ilişkilerinden tamamen bağımsız bir şekilde ve
detayıyla inceleyebiliriz.
Üretim
aletlerindeki
gelişmeler nelerdir, üretim subjesindeki ("hammaddeler")
gelişmeler nelerdir, bunlara bağlı olarak üretim yerinde üretim nasıl
örgütlenmektedir...tüm bunları üretim ilişkilerine değinmek gereğini hissetmeden
inceleyebiliriz. Tüm bunlar tabii bilimlerin, teknolojinin ve işletmeciliğin çeşitli
konularını oluştururlar.
Üretim
ilişkileri: üretim, insanların üretim için tabiyatla mücadelesi, onu
kullanması-insanların tabiyatla ilişkisi- tek tek bireyler tarafından, birbirinden
bağımsız bireyler tarafından sürdürülemez. Üretim, insanların birlikte, birbirleriyle
ilişkiler kurarak yürüttüğü toplumsal bir faaliyettir. Bu nedenledir ki üretim her şart
altında toplumsal üretimdir. Bu da, üretimin kaçınılmaz olarak insanlar arasında
ortaya çıkan belirli ilişkiler çerçevesinde yapılabileceği demektir.
Üretim
ilişkileri, üretim sürecinde insanların karşılıklı olarak oluşturdukları
ilişkileri, insanlar arası ilişkileri bize sunarlar. Bu ilişkiler sömürüden özgür insanlar
arası karşılıklı yardımlaşma ilişkisi olabilir; hakimiyet ve tebalık ilişkisi olabilir; veya
bir üretim ilişkisi türünden bir diğerine geçiş şekli olabilir.
İnsanların üretim sürecinde karşılıklı olarak oluşturduğu ilişkiler olarak
tanımlanan üretim ilişkilerinin ne tür bir ilişki olduğunu incelemeğe kalkıştığımızda
devreye hemen üretim araçlarının girdiğini görürüz. Çünkü, insanların üretim
sürecinde içine girdikleri ilişkiler ancak ve ancak onların üretim araçlarına olan
ilişkileri sayesinde belirlenebilir. Üretim araçlarının sahipleri kimlerdir; üretim
araçlarını kim kontrol ediyor, tüm toplum mu yoksa üretim araçlarını bazı birey, grup
veya sınıfları sömürmek için kullanan başka bireyler, gruplar veya sınıflar mı?
Buradan da kolaylıkla görülür ki, üretici güçlerde süreklik arz eden gelişme,
üretim ilişkilerinde yerini süreklilik arz edin yıkıma bırakır. Üretim ilişkilerindeki
yıkımlar neden ortaya çıkar, eski üretim ilişkisi neydi, yerini neden bu yeni üretim
ilişkisine bıraktı... tüm bunlar üretici güçlerdeki gelişmeye değinmeden katiyetle ele
alınamazlar, anlaşılamazlar. Üretici güçlerin durumuna, üretici güçlerdeki gelişmeye
Tarihi Materyalizmin Çarpıtıcılığında Zıtların Birliği
12
değinmeden üretim ilişkilerinin durumu ve yıkımı ile ilgili tek bir söz söylenemez,
onlar katiyetle anlaşılamaz. Fakat, bu bağ sayesinde anlaşılabilen üretim ilişkileri de
kendi başlarına bir bilimin, ekonomi politiğin konusunu oluştururlar. Ekonomi
politiğin konusu üretim ilişkileridir. Ve toplumun ekonomik yapısından
bahsedildiğinde de değinilen tamı tamına üretim ilişkileridir. Üretim ilişkileri sınıflı
toplumlarda sınıflar arası ilişkilerdir. Üretim araçlarının sahipleri kapitalistler, üretim
araçlarına sahip olmayan proleterler ve bunlar arası ilişkilerden oluşan kapitalist
toplum gibi.
1- Üretici Güçler-Üretim İlişkisi Diyalektiği.
Üretim, herşey gibi bir ilişkidir. Bu nedenle de iki zıt yönü vardır. Üretim bu iki zıt
yön arasındaki bir ilişkidir. Üretici güçler- insanın tabiyatıyla ilişkisi, ve üretim
ilişkisi- insanların kendi aralarındaki ilişki.
i- Olumlu, olumsuz (pozitif, negatif)
Birincil, ikincil
Temel, sonuç.
Üretimin bu iki yönünü yukarıda ayrı ayrı ve belirli bir çerçevede inceledik.
Şunları gördük:
Üretici güçler sürekli bir gelişim gösterirler. Üretici güçler üretim ilişkilerine
referans vermeden detaylı bir şekilde incelenebilirler.
Üretim ilişkileri ise sürekli bir yıkım gösterirler ve üretici güçlere referans
vermeden üretim ilişkileri hakkında bir fikre sahip olamayız.
Sadece bunlar "diyalektiğe gerçek devrimci karakterini kazandırmak" adına
piyasaya çıkan bir kişiye bariz bir şekilde şunu göstermeye yeterdi: üretici güçler bu
ilişkideki olumlu yöndür, birincil yöndür, temeldir. Üretim ilişkileri ise olumsuz,
yıkıcı yöndür, ikincildir, sonuçtur, üretici güçlerin bir türevidir.
ii - karşılıklı etkileme
Zıtlar karşılıklı olarak birbirlerini etkilerler. Sadece bu karşılıklı etkilemeyi gören,
daha ötesine gitmeyen diyalektik üstatları zerdaneler şimdi zıtlardan birinin daha
sonra da zıtlardan öbürünün zıtların bu ilişkisinde belirleyiciliği üzerine dem vururlar.
Yani bir kısır döngü içinde kaybolup giderler. Halbuki zıtların karşılıklı etkileşimi
ancak ve ancak daha önce ele aldığımız ilişki çerçevesinde bir anlam taşır ve
anlaşılabilir. Zıtlar arası karşılıklı etkileşime takılıp bu etkileşimin nasıl bir temel
üzerinde ortaya çıktığına bakmak zahmetine katlanmayanlar bu karşılıklı etkileşimi
katiyetle anlayamazlar.
Üretici güçler kendilerine uygun düşen üretim ilişkileri çerçevesinde, kendi
niteliklerine uygun düşen bir üretim ilişkilerine sahip oldukları için gelişirler. Fakat
tamı tamına onların bu gelişmesi, onların bu birincil olarak, üretim ilişkilerinden önce
olarak gelişmesi onların, gelişmediği için eskisi gibi duran üretim ilişkilerine ters