Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 91
EL-ÂLÛSĠ, Sâlim,Zikrâ Mustafa Cevad, Müessesetü‟l-„Âmme li‟s-Sahâfe ve‟t-
Tıbâa, Bağdad 1970.
EL-ARNAÛD, Mahmûd, “Mustafa Cevad (1905-1969)”, DĠA, XXXI, Ġstanbul
2006, s. 289-290.
EL-BÜKÂ‟, Muhammed Abdülmuttalib, Mustafa Cevad Hayâtühû ve Menziletühü‟l-
„Ġlmiyye, Bağdad 1989, s. 12-67.
EL-BÜKÂ‟, Muhammed Abdülmuttalib, Mustafa Cevad ve Cühûdühü‟l-Lüğaviyye,
Dârü‟Ģ-ġüûni‟s-Sekâfeti‟l-„Âmme, 2. bs., Bağdad 1987.
EL-ENSÂRÎ, Mehdî Hammûdî,“Âharu Hadîsün ġeyyık ma‟a Allâmetü‟l-„Irâk el-
Kebîr Mustafa Cevad”, el-Beyân, Sayı: 60, (ts)
EL-HALÎLÎ,Ca‟fer,Hâkezâ „Araftühüm,C III, s. 73, Matbaatü Dârü‟l-Kütüb, (ty).
EL-HULÛSÎ, Safâ,“Fî Zikrâ Mustafa Cevad”, KardaĢlık-el-Ehâ, Sene 9, Aded XI-
XII, Bağdat 1970, 8-9.
EL-HÜRMÜZÎ, Habîb, PAMUKÇU, Ekrem, „AĢâirü‟t-Türkmâniyye fi‟l-„Irâk,
[Elektronik Sürüm], Kerkük 2004.
EL-KERMELĠ, Anistas Mari, ”Mustafa Cevad”, Lüğatü‟l-„Arab, VI/9, Bağdat
1928, s. 646.
EL-MATBAÎ, Hamîd,Mevsû‟atü a‟lâmi‟l-„Irâk fi‟l-karni‟l-„iĢrîn, Bağdad 1995, s. 202
EN-NECCÂR, Mustafa Abdülkadir, “ed-Doktor Mustafâ Cevâd”, el-Mü‟errihu‟l-
„Arabî, Sayı: 56, Bağdad 1418/1998, s. 114-116.
ET-TANÂHÎ, Mahmûd Muhammed,Medhal ilâ târîhi neĢri‟t-türâsi‟l-„Arabî, Kahire
1405/1984, S VI, 166, 280.
EZ-ZĠRĠKLĠ, Hayreddin, el-A‟lâm, VII, Dârü‟l-Ġlm ve‟l-Melâyîn, 15. bs., Beyrut
2002, s. 230.
ĞIYÂD,Abdüzzehra Hâmil Ġbrahim, ABDULLAH,Nâciye, el-Cühûdü‟l-
„Ġlmiyye li‟l-„Allâme ed-Doktor Mustafa Cevad, KeĢĢâf Tafsîlî li-Âsârihi‟l-Mahtûta ve
Matbûa, Beytü‟l-Hikme, Bağdad 2011.
HULÛSĠ, Safâ, “Mustafa Cevad fî Ehâdîsihî ve Resâilihi”, Mustafa Cevad
Feylesûfü‟l-Lüğatü‟l-„Arabiyye ve Hıtatiyyi Bağdad el-Ferd, s. 13-14. (takdim)
ĠZZEDDÎN,Yusuf,ġü‟arâü‟l-„Irâk fi‟l-Karni‟l-„IĢrîn, C I, Matbaatü Es‟ad, Bağdad
1969, s. 161.
MATLÛB, Ahmed,Hareketü‟t-ta‟rîb fi‟l-„Irâk, Bağdad 1403/1983, s. 168-177
MUHYĠDDĠN,Abdürrezzâk, “Na‟yü‟l-„Allâme ed-Doktor Mustafâ Cevâd”,
MMĠIr., XVIII (1389/1969), s. 361-363
ÖZCAN, Azmi, “Bağdat; IV. Son Dönem” DĠA, IV, Ġstanbul 1991, s. 441-442.
SLUGLETT, Marion Farouk, SLUGLETT, Peter, “Irak, 3. Son Dönem”, DĠA,
XIX, Ġstanbul 1999, s. 95-99.
92
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
ġELEġ,Muhammed Cemil, EL-„ALÛCÎ, Abdulhamîd,Fi‟t-Türâsi‟l-„Arabî, C I,
Bağdad 1975 (Sudire bi-münâsebeti‟z-Zikrâ es-Sâdise li-Vefâti‟d-Doktor Mustafa
Cevad/ Doktor Mustafa Cevad‟ın vefatının 6. yıldönümü anısı münasebetiyle
çıkarılmıĢtır.) ÇeĢitli dergilerde çıkmıĢ makaleleri Fi‟t-Türâsi‟l-„Arabî‟de bir araya
getirilmiĢtir.
TÜRKMEN, Zekeriyya, Musul Meselesi Askeri Yönden Çözüm ArayıĢları (1922-
1925), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2003.
ULVÂN, Nâfi Abdülcebbâr,Mustafa Cevad Hayâtühû-Âsârühû, Matbaatü Dâri‟t-
Tezâmun, Bağdad, ts.
ZÂHĠD, Mehdî, (2010), el-Allâme ed-Doktor Mustafa Cevad, [Belgesel].
ZEVALSĠZ, Halit, “Akkâd, Abbas Mahmûd”, DĠA, II, Ġstanbul 1989, s. 267-
269.
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 93
ORTADOĞU‟DA TÜRKMEN FAKĠHLER (ĠSLÂM
HUKUKÇULARI)
M. Abdülmecit KARAASLAN
Özet
Türkmenler, Müslüman olduktan sonra kendilerinden önce Müslüman olma
Ģerefinden dolayı Farslara ve Araplara saygı, Kur‟an Dilinin Arapça olması ve
müslüman topluma aidiyet hissi vb. sebeplerle çocuklarına Arapça ve Farsça isimler
verdiler. Bu nedenlerle Türkmenler, Arap Kültürü ve Arapçadan önemli ölçüde
etkilenmiĢlerdir. Diğer yandan özellikle Horasan ilim havzasında Türkmenlerin fazla
olması, evlilik, komĢuluk, birlikte yaĢama, Türk talebe yetiĢtirme gibi bir takım
sosyolojik sebeplerle de Arap fakihler; Türk ilim ve kültüründen zamanla etkilenmiĢ
ve böylece TürkleĢmiĢlerdir. Fakat yetiĢtirdikleri Türkmen talebeleri Türkmenler
arasında Ġslamın yayılıp özümsenmesine katkı sağladığı gibi Ġslam Dünyasında
ölümsüz fıkhi eserleri miras bırakmıĢlardır. Türk ve Türkmen kelimeleri birbirinin
yerine kullanılmakta olup aralarında belirgin bir fark yoktur. Dolayısıyla biz bu
tebliğimizde bu kavramları birbirinin yerine kullandık.
Bu verilerden hareketle; birçok Fars ve Arapın Türklerle bir arada yaĢaması,
onlara hoca veya talebe olması, Türklerin Arap ve Fars ismi alması sebebiyle; artık
yüzyıllar sonra bir fakihin Türk/Türkmen mi yoksa baĢka bir unsurdan mı
olduğunun tespiti gerçekten zordur. Bu, ancak bir takım fakihler (Türk illerinde
yaĢıyor da o Ģehrin meskûnu daha çok Türkse gibi) faraziyelerle tespit edilebilir.
Dolayısıyla yüzyıllara göre fakihleri sıralayarak hem bugünkü devlet sınırlarına hem
de tarihteki ġam-Horasan Ġlim Havzaları gibi ilim bölgelerine göre fakihleri ele aldık.
Ġslam hukuk tarihinde önemine binaen ilk on fakihin ayrıntılı bilgisini, diğerlerinin
ise sadece tam ismi, muhtemel kavmî mensubiyeti ve fıkıh eserlerini verdik.
Yrd. Doç. Dr, Bartın Üniversitesi, Ġslâmî Ġlimler Fakültesi Öğretim Üyesi, Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi
Öğretmenliği Eğitimi Bölümü,
akaraaslan@bartin.edu.tr