114
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
tarihteyerini almıĢtır. Daha sonra bu ilim dalında kaleme alınan hemen bütün
eserler bu iki eserin genel çerçevesini ve nazariyelerini hep göz önünde bulundurmuĢtur”
41
.
KÂSÂNÎ
42
(Özbekistan-Ġran Arası Horasan Bölgesi-Fergana
Türkmeni) (ö. 587/1191); Alâüddîn Ebû Bekr b. Mes„ûd b. Ahmed el-
Kâsânî. Hanefî fakihi.
“Orta Asya‟da Fergana bölgesinde Seyhun nehrinin kuzeyinde yer alan
Kâsân‟da (KâĢân) doğdu. Hocaları arasında daha sonra kayınpederi olan Alâeddin es-
Semerkandî, öğrencileri arasında ise oğlu Mahmud ve el-Mukaddimetü‟l-Ġazneviyye adlı
eserin müellifi Ahmed b. Muhammed el-Gaznevî gibi âlimler bulunmaktadır. “Melikü‟l-
ulemâ” lakabıyla anılan Kâsânî‟nin asıl Ģöhreti, Alâeddin es-Semerkandî‟nin Tuhfetü‟l-
fukahâ‟ isimli kitabına yazdığı Bedâ‟i‟u‟s-sanâ‟i‟ adlı Ģerhinden kaynaklanmaktadır.
Bundan çok memnun kalan hocası bir fıkıh âlimi olan kızı Fâtıma‟yı ona nikâhlamıĢ ve
mehir olarak da bu eseri kabul etmiĢtir. Özellikle bu evlilikten sonra Kâsânî, eĢi ve
kayınpederinin ortak fetva vermeye baĢladıkları kaydedilir
43
.
ÇeĢitli ilim yolculuklarına çıkan Kâsânî bir ara Konya‟ya giderek Selçuklu
Sultanı I. Mesud‟un sarayında kalmıĢ ve bu sırada bazı ilmî tartıĢmalara katılmıĢtır.
ġa„rânî nisbeli bir âlimle
44
müctehidlerin ictihadlarında isabetli olup olmadıkları
konusunda yapılan bir tartıĢmada adı geçen zat, Ebû Hanîfe‟den her müctehidin kendi
ictihadında isabetli olduğu görüĢünün nakledildiğini ileri sürmüĢ, Kâsânî ise Ebû
Hanîfe‟den müctehidlerin ictihadlarında isabetli oldukları gibi hata da yapabileceklerinin
ve yalnız birisinin isabet edeceğinin nakledilmiĢ olduğunu söylemiĢtir. Bu arada Kâsânî
rakibinin görüĢünün Mu„tezile‟ye ait bir görüĢ olduğunu söylemiĢ ve kırbacıyla ona
vurmaya kalkıĢmıĢtır. Bunun üzerine sultan Kâsânî‟nin Konya‟dan uzaklaĢtırılmasını
istemiĢse de vezirin araya girmesiyle Halep‟te bulunan Nûreddin Mahmud Zengî‟nin
yanına elçi olarak gönderilmiĢtir
45
. Bu olayın 541-543 (1146-1148) yılları arasında
vuku bulmuĢ olması muhtemeldir. Halep‟te ilim adamları ve öğrenciler arasında büyük
itibar gören Kâsânî, Zengî tarafından Halâviyye Medresesi‟ne hoca olarak tayin edildi ve
hayatının sonuna kadar burada ders verdi. Kâsânî 10 Receb 587‟de (3 Ağustos 1191)
Halep‟te vefat etti ve makâm-ı Ġbrâhim‟in sağ tarafında bulunan hanımının kabri yanına
defnedildi. Bu mezarlar zamanla önemli bir ziyaretgâh haline gelmiĢtir. Kâsânî, özellikle
Bedâ‟i‟u‟s-sanâ‟i‟ adlı eserindeki düzen ve sağlam mantık örgüsünden de anlaĢılacağı
41
Hamidullah, Muhammed, XXXVI, 546-547, DĠA:“Serahsî” md.nden naklen.
42
Koca, Ferhat, DĠA „Kasanî‟ md., XXIV, 531‟den kısmen özetlenmiĢtir ve alıntılanmıĢtır.
43
Bkz. Fâtıma Bint Alâeddin Es-Semerkandiyye.
44
DĠA, VI, 700.
45
KureĢî, Abdülkadir, Cevahiru‟l-Mudiyye fi Tabakati‟l-Hanefiyye, IV, 26, Kahire 1398; M.
Râgıb, Ġ‟lâmü‟n-nübelâ‟ bi-târîħi Ĥalebi‟Ģ-Ģehbâ‟, IV, 305-306, Halep 1343/1925
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 115
üzere fıkıh ve fıkıh usulünde derin bilgi sahibiydi. Ayrıca devrinde yapılan kelâmî
tartıĢmalardan uzak kalmamıĢ ve bilhassa Mu„tezile ile bid„at ehline karĢı mücadele
etmiĢtir.
Eserleri: Kâsânî‟nin bilinen en önemli eseri Bedâ‟i‟u‟s-sanâ‟i‟ fî
tertîbi‟Ģ-Ģerâ‟i‟dir
46
. Eser, Alâeddin es-Semerkandî‟nin
Kudûrî‟nin el-Muhtasar‟ına
dayanan
Tuhfetü‟l-fukahâ‟ adlı kitabının Ģerhi olarak kaleme alınmakla beraber,
klasik anlamda bir Ģerh olmayıp yepyeni bir sistemle yazılmıĢtır. Bu sebeple fıkıh
tarihçileri arasında Bedâ‟i‟u‟s-sanâ‟i‟in Tuhfetü‟l-fukahâ‟ ile Ģerh-metin iliĢkisi
tartıĢmalıdır. Bir taraftan Kâsânî‟nin hocasının eserine tamamen sadık kaldığı ileri
sürülüp onun bizzat hocasının nezâreti altında Tuhfe‟yi yeniden kaleme almıĢ olması
ihtimaline iĢaret edilirken
47
diğer taraftan Tuhfe ve Kudûrî‟nin el-Muhtasar‟ı ile
karĢılaĢtırıldığında gerek içerik gerekse metot bakımından müstakil bir kitap sayıldığı ve
Tuhfe‟nin Ģerhi olarak gösterilmesinin doğru olmayacağı belirtilmiĢtir
48
. Jochen Gentz,
Bedâ‟i‟u‟s-sanâ‟i‟e dayanarak Ġslâm hukukunda kefalet konusunu incelemiĢtir
49
.
Brockelmann Kitâbü‟t-Te‟vîlât adlı bir eseri Kâsânî‟ye izâfe ederse de
50
onun
belirttiği nüsha
51
Abdürrezzâk b. Ahmed el-KâĢânî‟ye ait Te‟vîlâtü‟l-Kur‟ân‟dır
52
.
Ayrıca es-SulTânü‟l-mübîn fî usûli‟d-dîn adında kelâmla ilgili bir eser daha Kâsânî‟ye
nisbet edilmiĢtir
53
. Bu eserin el-Mu‟temed fi‟l-mu‟tekad adıyla da anıldığı belirtilir
54
”
55
MERGĠNÂNÎ
56
, Burhânuddîn (Özbekistan Horasan-Ġran
Türkmeni) (ö. 593/1197); Ebü‟l-Hasen Burhânüddîn Alî b. Ebî Bekr b.
Abdilcelîl el-Fergânî Mergīnânî. el-Hidâye adlı eseriyle tanınan Hanefî
fakihi.
46
I-VII Cilt olarak, Kahire 1327-1328; nĢr. Ali Muhammed Muavvez - Âdil Ahmed
Abdülmevcûd, I-X, Beyrut 1418/1997.
47
Kavakcı, Yusuf Ziya, XI. ve XII. Asırlarda Karahanlılar Devrinde Māvāra‟ al-Nahr Ġslâm
Hukukçuları, 125, Ankara 1976
48
Von Otto Spies, “Istanbuler Handschriften zu dem Rechtswerk Badā‟i‟ a‟s-sanā‟i‟ des
Kāsānī”, XLI (1969), Ġslam, XLI [1969], 20.
49
Die Bürgschaft Ġm Ġslamischen Recht Nach Al-Kāsānī, Zeitschrift Für Vergleichende
Rechtswissenchaft, LXI [1960], 86-180.
50
Brockelman, GAL, I, 465.
51
Râgıb PaĢa Ktp., nr. 32/4.
52
KrĢ. GAL, II, 262; Suppl., II, 280
53
KureĢî, Abdülkadir, Cevahiru‟l-Mudiyye fi Tabakati‟l-Hanefiyye, IV, 27, Kahire 1398;
Kâtip Çelebi, KeĢfü‟z-Zunûn, II, 996.
54
Leknevî, Abdülhay, el-Fevâ‟idü‟l-behiyye fi Teracimi‟l-Hanefiyye, 53.
55
Koca Ferhat, DĠA „Kasanî‟ md., XXIV, 531‟den naklen.
56
Bu bölüm; Koca, Ferhat, DĠA XXIX, 182, 183‟den kısmen özetlenmiĢ ve alıntılanmıĢtır.