172
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
istasyon inĢaatı bitince bütün bu evler, Araplara verilmiĢ ve Kerkük‟ün
AraplaĢtırılması planında bir adım daha ileriye gidilmiĢtir
56
.
Saddam yönetiminin bu baskıcı politikaların yanı sıra, Irak-Ġran
SavaĢı‟nda ön cephelerdeki birliklere ağırlıklı olarak Türk gençleri
gönderilmiĢtir. SavaĢa gitmek istemeyenler veya gönülsüz davrananlara Ġran
yanlısı yaftası vurulmuĢ ve bunun da cezası idam olmuĢtur. Pek çok aile
yerlerinden ve yurtlarından edilerek, Irak‟ın güneyinde bilmedikleri iklim
Ģartlarında yaĢamaya ve çalıĢmaya zorlanmıĢlardır. Güneydeki çorak
topraklarda ve çöl ikliminde ne yapacaklarını bilemeyen binlerce Türk ailesi,
çareyi Saddam rejiminin zulümlerinden kaçmakta bulmuĢ ve baĢta Türkiye,
Ġran Suriye olmak üzere bazı Avrupa ülkelerine göç etmiĢlerdir
57
.
Diğer yandan, yıllardır süregelen baskı politikaları sonucunda Türk
aydınları tutuklanmıĢ, insanlık dıĢı iĢkencelerle öldürülmüĢ veya idam
edilmiĢtir. Bu dönemde çok sayıda, subay, öğretmen, öğrenci, teknisyen,
mühendis, polis ve çiftçi suçsuz yere idam edilmiĢtir
58
. Ayrıca, zaman zaman
Irak‟ta ilan edilen genel aflardan Türkler hiçbir zaman yararlandırılmamıĢtır.
Hapishanelerde iĢkence sonucu kötürüm kalan Türk mahkûmlar bile bu
afların kapsamına alınmayarak ölüme terk edilmiĢlerdir. Bu Ģekilde Irak
zindanlarında yaĢamlarını yitiren Türkler arasında Enver Neftçi, Fatih ġakir ve
Bahattin Kocava gibi önemli Ģahıslar vardır
59
. Irak-Ġran SavaĢı sürecinde bile
Türklerin idam edilmelerine ve tutuklanmalarına ara verilmemiĢtir. Türklerin
birçoğu Ġran cephesinde, diğer kısmı ise idam sehpalarında can vermiĢtir.
Ġdamların sayısı 300‟ü aĢmıĢ, tutuklananların sayısı ise tespit edilememiĢtir
60
.
Baas yönetimince Türkler hakkında çıkarılan yasalara veya Saddam‟ın
imzasıyla yayınlanan CumhurbaĢkanlığı kararnamelerine dayanılarak getirilen
kısıtlama ve yasaklar konusunda çoğu zaman aĢırı ve ölçüsüz uygulamalara
gidilmiĢtir. Öyle ki, insan haklarının en önde gelen ve insanoğlunun en kutsal
ve doğal hakkı sayılan yaĢama hakkından bile Irak Türklerinin mahrum
56
Harp Akademileri Komutanlığı, Türkiye-Irak ĠliĢkilerinin Dünü, Bugünü, Yarını, s. 103; B.
N. ġimĢir,
a.g.e., s. 197.
57
B. Kürekçi, a.g.t., s. 39; T. Silleli, a.g.t., s. 103.
58
Harp Akademileri Komutanlığı, Irak‟taki Türk…, s. 102-103.
59
Ġ. Kerkük, “Ġnsan Hakları…”, s. 119.
60
Mahir Nakip, “Kuzey Irak Türkleri, YaĢadıkları ve Ġçinde Bulundukları Durum”, (Haz.:
Mustafa Kahramanyol), Yakın Tarihimizde Türklere KarĢı ĠĢlenen Katliam ve Sürgünler, Ankara
2005, s. 30; Suphi Saatçi, “Mazlum Irak Türkmenleri Desteklenmelidir”, Türk Yurdu, C. 13, S.
65, Ocak 1993, s. 12.
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 173
bırakıldığı bilinmektedir. Bunun en kanlı örnekleri, 1991 yılında Körfez
SavaĢı‟nın akabinde Altınköprü ve Tuzhurmatu ilçelerinde yaĢanmıĢtır. Irak
kuvvetlerinin anılan bölgelerde Türk ahaliye karĢı yaptıkları katliamlar vahĢet
derecesine varmıĢtır. Yüzlerce masum Türk, çoluk-çocuk, genç-yaĢlı ayrımı
yapılmaksızın Ģehir meydanında kurĢuna dizildikten sonra toplu mezarlara
gömülmüĢtür
61
. Bu tür uygulamalar Türkmenlerde psiko-sosyal bir travmaya
neden olmuĢ ve halkın göç eğilimini artırmıĢtır. Yönetimin attığı her türlü
adım endiĢeyle karĢılanmıĢ, huzursuzluk içerisinde yaĢayan birçok insan
yaĢam alanını yurtdıĢına göç ederek değiĢtirmiĢtir.
Irak Türkleri kitlesel olarak I. Körfez SavaĢı döneminde baĢka
ülkelere göç etmiĢlerdir. Bu eğilim Irak‟ta savaĢlar ya da saldırıların olduğu
dönemlerde daha da belirginleĢmiĢtir. Türkiye‟nin 1991 yılında Körfez SavaĢı
sırasında koalisyon kuvvetleri ile birlikte hareket etmesi, Türkiye ile olan
yakınlıklarından dolayı, Irak‟taki Türklerin güvenliğini tehlikeye sokan en
önemli etkenlerden biri olmuĢtur. Bu risk karĢısında Türkler çareyi Irak‟tan
göç etmekte bulmuĢtur. Türk göçlerinin % 20‟si 1990 öncesi ve % 45
civarında bir kısmı 1997 sonrasında gerçekleĢmiĢtir. Ġlk geniĢ çaplı dıĢa göç
Körfez SavaĢı‟yla, diğeri ise Çöl Tilkisi Operasyonu ve Irak‟ta yaĢanan
saldırılarla iliĢkilendirilebilir
62
.
Irak Türkleri için 1980-2000 yılları arası karanlık bir dönem olmuĢtur.
Irak‟ın içine düĢtüğü savaĢlara ve ambargolara rastlayan bu dönemde Baas
rejiminin zulümleri, korumasız ve çaresiz Türk toplumunu periĢan etmiĢ,
çoğu yerlerinden yurtlarından çıkarılarak sürülmüĢtür. Bu dönemde Türklerin
can ve mal güvenliği kalmadığı gibi, Türkçe isim, Ģarkı, türkü, Türk
geleneklerine göre düğün ve diğer kültürel faaliyetler, doğrudan ayrılıkçı
eylem olarak yargılanmıĢtır
63
. Ġsminde Türk kelimesi geçen dernek ve benzeri
kuruluĢlar derhal kapatılmıĢtır. Ayrıca, 1990 anayasasında Irak‟ta yalnız
Araplar ve Kürtler tanımlanmıĢ ve tanınmıĢtır
64
. Maruz kaldıkları bu tür
baskılar nedeniyle çok sayıda Türk, yaĢadıkları toprakları terk etmiĢ, bu da
Irak‟taki Türk nüfusun azalmasına yol açmıĢtır
65
. Türklerin boĢalttıkları
yerlere ise Araplar yerleĢtirilmiĢtir.
61
Ġ. Kerkük, “Ġnsan Hakları…”, s. 118.
62
Ġbrahim Sirkeci, Irak‟tan Türkmen Göçleri ve Göç Eğilimleri, Ankara 2005, s. 32.
63
B. N. ġimĢir, a.g.e., s. 193.
64
M. Sılay, a.g.m., s. 8.
65
Mehmet Özdemir, “Türkmenler Ġçin Ne Yapılmalı?”, Kerkük, Y. 9, S. 26, Eylül 1999, s.
17.