Türk edebiyati-10 ÜNİTE: tariH İÇİnde türk edebiyati edebiyat-tariH İLİŞKİSİ



Yüklə 1,27 Mb.
səhifə4/21
tarix26.05.2018
ölçüsü1,27 Mb.
#46281
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   21

Kasideler gazel gibi kafiyelenir: aa, ba, ca, da, ea, … Kaside yazanlara Padişahlar, devlet adamları ve zenginler torba torba paralar verirlerdi. Bu yüzden çok şair kaside yazmıştır. Ancak en çok yazan Nef’i’dir. Nef’i’den sonra ise Baki, Ahmed Paşa ve Nedim kaside yazmıştır.

Gazelde olduğu gibi kasidenin de ilk beytine matla son beytine makta, en güzel beytine beytü’l-kasid denir.

Kasideler bölümlerden oluşur:



Bölümün adı

İçeriği

Nesib(Giriş bölümü) I

Âşıkane duygular

Teşbib(Giriş bölümü) II

Bahar, tabiat, bayram…

Tegazzül

Kasidenin ölçüsü ve kafiyesiyle araya sıkıştırılan bir gazeldir. Bazen kasidenin farklı bir yerinde de olabilir.

Girizgâh

Övgüye girmek için yazılan ilk beyit, tek beyittir.

Medhiye

Övülecek kişinin övüldüğü bölümdür.

Fahriye

Şairin kendini övdüğü bölümdür.

Dua

Övülen kişi lehinde dua etme kısmıdır. Son kısım.

Kasidelerin Adlandırılması:

1.Nesib bölümünde işlenen konuya göre adlandırma: Bayram konusuysa Iydiyye(Iyd, bayram demektir.) Baharsa Bahariye, Kışsa Şitaiye vb.

2.Rediflerine göre adlandırma: Su kasidesi, kerem kasidesi vb.

3.Kafiye harfine göre adlandırma: Harf r ise raiyye, t ise taiyye, m ise mimiyye vb.
RUBAİ

Edebiyatımıza İran şiirinden geçmiş “tek dörtlük”ten oluşan bir nazım biçimidir. Bu nazım biçimi mani tipinde kafiyelenir:

……………………………………………. A

……………………………………………. A

……………………………………………. X

……………………………………………. A

Rubai gibi tek dörtlükle yazılan tuyuğ, mani ve kıt’a gibi nazım biçimleri de vardır. Rubai’yi onlardan ayıran ölçüsüdür. Rubai, aruz ölçüsünün “ahrem” ve “ahreb” adı verilen 24 ölçü ile yazılır:


Ahreb vezinleri(12 adet)

Mef û lü ile başlarsa _ _ .

Ahrem vezinleri(12 adet)

Mef û lün ile başlarsa _ _ _

Kıt’a nazım biçimi de dörtlük olarak yazılabilir. Ancak onun kafiye düzeni b a, c a (matlası olmayan gazel gibi) yazılır. Mani de dörtlük biçimindedir ve kafiyesi rubai gibidir; ancak maninin dili halk dilidir, sadedir. Yüksek zümre dili(Osmanlıca) değildir.

Rubai, felsefi-tasavvufi konularda özlü söz olarak yazılır. Dünyaca tanınmış İranlı Ömer Hayyam en çok rubaileriyle tanınır. Türk Edebiyatında Azmizade Haleti rubaide başta gelir. Yahya Kemal, Arif Nihat Asya da Cumhuriyet döneminde bu nazım biçimini denemişlerdir. Şairler, rubailerde genellikle mahlas kullanmazlar.

KARŞILAŞTIRMA ÖRNEKLERİ


  1. Örnek.

Bir merhaleden güneşle deryâ görünür

Bir merhaleden her iki dünyâ görünür

Son merhale bir fasl-ı hazandır ki sürer

Geçmiş gelecek cümlesi rüyâ görünür

Yahya Kemal

Ölçüsü: Mef û lü/ Me fâ î lün/ Me fâ î lü / Fe ul (Rubai vezni)

  1. Örnek.

Erenler öz yolunda örnek gerek

Meydanda erkek kişi mertek gerek

Yahşi yaman katı yumşak olsa hoş

Serverim diyen kişi erkek gerek

Kadı Burhanettin

Ölçüsü: Fâ i lâ tün/ Fâ i lâ tün/Fâ i lün(Tuyuğ vezni)

Ölçü dışında ikisini şairleriyle ayırmak mümkündür. Kadı Burhanettin daha çok tuyuğ yazar; fakat Yahya Kemal hiç tuyuğ yazmaz. Tuyuğu Kadı Burhanettin, Nesimi ve Ali Şir Nevai kullanmışlardır. Rubai’yi ise Azmizade Haleti, Yahya Kemal, Arif Nihat Asya çok kullanmıştır. Ayrıca rubainin ölçüsü gereği hece sayısı 11’den fazladır. Tuyuğ ise 11 heceden oluşur.



  1. Örnek.

Kalem olsun eli ol kâtib-i bed-tahririn

Ki fesâdı rakamı sûrumuzu şûr eyler

Gah bir harf sukutiyle eder nadiri nâr

Gah bir nokta kusûriyle gözü kör eyler

                                               Fuzuli

Kafiyesi: b c, d c (tuyuğ, rubai ve mani böyle kafiyelenmez. Demek ki bu bir kıt’adır.)


  1. Örnek.

Ah o beni o beni
Kakül örtmüş o beni
Ben yarimi unutmam
Unutsa da o beni

Anonim


Şiirin diline bakıldığında sade halk Türkçesi görülür. Demek ki bu manidir, ayrıca maniler yedi heceden oluşur. Anonimdir.



TUYUĞ

Türk edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım biçimidir. Kadı Burhanettin bu nazım biçimini en çok kullanandır. Nesimi ve Ali Şir Nevai de tuyuğlar yazmışlardır. Azeri ve Çağatay edebiyatında çokça görülür.

Tuyuğ, aruzun Fâ i lâ tün/ Fâ i lâ tün/Fâ i lün ölçüsüyle yazılır ki 11’li hece ölçüsüne denk düşer. Diğer özellikleri ve konusu rubaiye benzer.(Tek dörtlük, aaxa kafiyeli, mahlas kullanılmaz, felsefi-tasavvufi konular işlenir)
MURABBA

Dörder dizelik birimlerden oluşan (3-7 birim veya bent) düz kafifeyle yazılan, dördüncü mısraları ortak kafiyeli musammat şiirlerdir.

………………………a

………………………a

………………………a 1.bend

………………………a

……………………….b

……………………….b

……………………….b 2.bend

……………………….a

……………………….c

……………………….c

……………………….c 3.bend

……………………….a


Murabba, felsefi fikirler, aşk duyguları, didaktik ve dini konular gibi birçok konuda yazılabilir.
Not: Ahmet Paşa’nın “Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül” nakaratlı murabbası en meşhur murabbadır.
ŞARKI
Tuyuğ gibi, Türklerin Divan şiirine kazandırdıkları bir nazım biçimidir. Bestelenmek için yazılırlar. Anonim Halk şiirindeki Türkünün Divan şiirindeki karşılığıdır. Dörder dizelik bentler halinde yazılır. 3-5 bentten oluşur. Dördüncü dizeleri nakarat halindedir. En çok düz kafiyeli hali olan aaaa/bbba biçimi kullanılır. Fakat az da olsa abab/cccb biçimlileri de vardır. Şarkının üçüncü dizelerine meyan(miyan) ya da miyanhane adı verilir.

Konusu, aşk-meşk ve eğlencedir. Son halini Nedim verdiği için bu nazım biçimini onun tamamladığı kabul edilir. Yine de ilk örneklerini Naili vermiştir. En çok şarkı yazansa Enderunlu Vasıf’tır.


Not: Divan şiirine Türklerin kazandırdığı nazım biçimleri Tuyuğ ve Şarkı’dır.
TERKİB-İ BENT ve TERCİ-İ BEND
Bent birliği” olarak Türkçeleştirebileceğimiz Terkib-i bent nazım biçimi “hane” adı verilen 5-10 beyitlik bentlerin birleşmesinden oluşur. Bent sayısı da 5-15 arasında değişir. Bentler gazel gibi kafiyelenir. Son beyit düz kafiyeli ve bağımsızdır. Bu beyte “vasıta” beyti denir. Her bendin vasıta beyti diğerinden farklıdır. Eğer farklı olmazsa Terkib-i bend, terci-i bend’e dönüşmüş olur.
…………………………………………..a

…………………………………………..a


………………………………………….b

………………………………………….a


………………………………………….c

………………………………………….a 1.bend


………………………………………….d

………………………………………….a


………………………………………….e

………………………………………….e vasıta beyti

……………………………………..a

……………………………………..a

……………………………………..b

……………………………………..a


………………………………..c

………………………………..a

2. bend

………………………………..d



………………………………..a
………………………………..f

………………………………..f vasıta beyti


16.Yüzyıl Divan şairi Bağdatlı Ruhi, terkib-i bent alanında üstat sayılır. 19.Yüzyıl’da Bağdatlı Ruhi’nin Terkib-i bendine nazire yazan Ziya Paşa da bu naziresiyle ünlenmiştir.

Terkib-i bendle her tür konular yazılabildiği gibi mersiyeler, hicviyeler, nat ve tevhit gibi türler de yazılabilir. 16.Yüzyıl şairi Baki, “Kanuni Sultan Süleyman Mersiyesi”ni Terkib-i bendle yazmıştır. Bu mersiyeyi yazarken çokça ağlamıştır. Ancak ölen bir padişaha ağlamak şimdiki padişahtan memnun olmamak anlamına gelebileceği için Baki, terkib-i bendinin 7. Bendini yeni padişaha ve ilave bendi de Sokullu Mehmet Paşa’ya ayırarak suçlanmaktan kurtulmuştur.
Not: Terci-i bendin kafiye düzeni yukarıdaki şekil üzerinden şöyle olur:

aa, ba, ca, da, ee(son beyit vasıta)

aa, ba, ca, da, ee(son beyit vasıta)
Terci-i bendi en fazla Enderunlu Fazıl yazmıştır. Fakat en başarılıları Şeyh Galip ve Ziya Paşa’dır. Terkib-i bend’de ise Bağdatlı Ruhi ve Ziya Paşa başarılıdır.
MESNEVİ
Mesnevi, İranlıların nazım biçimidir. Oradan bize geçmiştir. Mesnevi ile anlatmaya bağlı metinler(Yusuf ü Züleyha, Leyla vü Mecnun), anlatılabildiği gibi didaktik konular da anlatılabilir. Mesneviler binlerce beyit yazılabilir.

Şehname 60 bin beyittir. Mevlana mesnevisi 26 bin beyittir, Kutadgu Bilig 6645 beyittir. Beyit sınırı yoktur. Bu yüzden mesnevilere Divan edebiyatının romanları diyen de vardır. Bu kadar uzun bir nazım biçimini yazabilmek için bazı kolaylıklar getirilmiştir:

1.Aruzun kısa ölçüleriyle yazmak.

2.Düz kafiye kullanmak. (aa, bb, cc, dd, ee, ff, gg, hh, ii, jj, kk… Vb. binlerce gidebilir. Örneğin Kutadgu Bilig 6645 beyittir.)



Edebiyatımızda beş(5) adet mesnevi yazan şaire hamse sahibi şair adı verilmiştir. Hamse, zaten 5 rakamına karşılık gelir. Türk Edebiyatı’nda hamse sahipleri aşağıya çıkarılmıştır:

Şair

Hamsesi

Ali Şir Nevai

Hayretü’l-Ebrar, Ferhat ile Şirin, Leyla ve Mecnun, Seb’a-i Seyyare ya da Behram Şah, Sedd-i İskenderi

Hamdullah Hamdi(Anadolu’da ilk hamse sahibi)

Yusuf ü Züleyha, Leyla ve Mecnun, Kıyafetname, Mevlid, Tuhfetü’l-Uşşak

Taşlıcalı Yahya

Gencine-i Raz, Usulname, Şah u Geda, Yusuf ü Züleyha, Gülşen-i Envar

Nergisi(Bu sanatçının hamsesi mensurdur)

Nihalistan, İksir-i Saadet, Meşaku’l-Uşşak, Kanunür-Reşad, Gazavat-ı Mesleme

Nevizade Atayi

Sakiname, Nefhatü’l-Ezhar, Sohbetü’l-Ebkâr, Heft-han, Hılyetü’l-Efkâr


Meşhur Mesneviler de şunlardır:

Şairi

Eseri

Yusuf Has Hacip(ilk mesnevi)

Kutadgu Bilig

Şeyyad Hamza

Yusuf ü Züleyha

Ahmedi

İskendername

Ahmedi

Cemşid ü Hurşid

Mevlana

Mesnevi

Mevlana

Divan-ı Kebir

Âşık Paşa

Garipname

Süleyman Çelebi

Vesiletü’n-Necat

Şeyhi

Harname

Şeyhi

Hüsrev ü Şirin

Gülşehri

Mantıku’t-Tayr

Ahmet Fakih

Çarhname

Hoca Mesud

Süheyl ü Nevbahar

Lamii Çelebi

Vamık u Azra

Fuzuli

Leyla vü Mecnun

Nabi

Hayriyye

Nabi

Hayrabad

Şeyh Galip

Hüsn ü Aşk


MÜSTEZAD
Gazel nazım biçiminin her mısrasının(dizesinin) altına bir kısa dize eklemek suretiyle oluşturulan nazım biçimidir. Kısa dizelere ziyade denir. Uzun dizeler “Mef û lü /Me fâ î lü/ Me fâ î lü/ Fe û lün” ölçüsüyle kısalar ise “Mef û lü/ Fe û lün” ölçüsüyle yazılmalıdır.

Kısa dizeler okunsa da okunmasa da anlam bozulmaz, bu yüzden müstezad artistiktir. Müstezad Divan şiirinden sonra Servetifünun edebiyatında da kullanılmış, daha sonra ise bozularak Serbest Müstezad oluşturulmuştur. Serbest şiire geçiş formu olarak değerlendirilmiştir.


MUSAMMATLAR

Musammat sözcüğünün iki anlamı vardır. İlki ikiye bölünebilen gazeller için kullanılır. Diğer anlamı ise üç, dört ve daha fazla mısrayla oluşmuş nazım biçimlerinin genel adıdır. Buna göre musammatlar şunlardır:

1.Müselles: Üç dizeden oluşan şiirler. aaa, bba, cca

2. Murabba: Daha önce açıklanmıştı: aaaa, bbba, ccca

3.Terbi’: Bir gazelin her beytinin önüne iki dize ekleyerek oluşturulan musammattır. Terbi’, yapay bir murabbadır.

..……………………………………………………a

..……………………………………………………a ek kısım

.…………………………………………………..a



..………………………………………………….a
........................................................b

…………………………………………………….b ek kısım

…………………………………………………..b

…………………………………………………..a


4.Muhammes:Beş dizelik bentlerden oluşan musammattır. Kafiye düzeni aaaaa, bbbba, cccca

6.Tardiyye: Muhammesin farklı bir kafiye düzeniyle yazılanına denir: aaaab, ccccb, ddddb, eeeeb

7.Tahmis: Önceden yazılan bir şiirin beyitleri önüne üç dize ekleyerek oluşan musammattır.

AAAaa, BBBba, CCCca(Büyük harfler eklenen mısralardır.)

8.Taştir: Beytin arasına sıkıştırılan üç dize ile oluşan musammattır. aAAAa, bBBBa, cCCCa

9.Müseddes: Altı dizeden oluşan musammat. aaaaaa, bbbbba, ccccca

10.Tesdis: Müseddesle aynıdır, sadece ilk dört dize sonradan eklenmiştir.

11.Müsebba’: Yedili musammat.

12.Müsemmen: Sekizli musammat.

13.Mütessa’: Dokuzlu musammat.



14.Muaşşer: Onlu musammat.
Not: Divan şiirinde terkib-i bend ve terci-i bend de musammat sayılmıştır.
DİVAN ŞİİRİNDE TÜRLER

Tevhit

Allah’ın varlığından bahseden manzumeler

Münacaat

Allah’a dua ve yakarış manzumeleridir.

Naat

Hz. Muhammed’i öven manzumeler.

Miraciyye

Hz. Muhammed’in miracını anlatan şiirler.

Mevlid

Hz. Muhammed’in doğumunu konu alan şiirler.

Hilye

Hz. Muhammed’in fiziki ve ruhi özelliklerini anlatan manzumeler.

Kırk Hadis

Kırk adet hadisin manzumeleştirilmesiyle oluşan şiirler.

Pendname

Öğüt, nasihat veren manzumeler. Güvahi, Pendnamesiyle ünlüdür.

Medhiyye

Birini öven manzumeler.

Mersiyye

Ölen kişilerin ardından yazılan manzumeler.

Fahriyye

Kişinin kendini övdüğü manzumeler.

Hicviyye

Bir kişinin yerildiği manzumeler.

Osmanlı tarihi

Tarihi bilgi veren manzumeler. İskendername gibi.

Gazavatname

Ordu sefer ve savaşlarından bahseden manzumeler.

Kısas-ı Enbiya

Peygamberlerin hayatından bahseden manzumeler.

Menakıbname

Din büyüklerinin hikâyemsi hayatlarından bahseden manzumeler.

Seyahatname

Gezi yazılarını ele alan manzumeler.

Şuara tezkireleri

Bunlar genelde manzum olmasalar da manzum yazılanları da vardır: Güfti’nin Teşrifatü’ş-Şuara eseri gibi.

Muamma

Divan şiirinde bir ismi soran manzum bilmecelerdir.

Lügaz

Divan şiirinde manzum bilmece.

Tehzil

Dalga geçmek için yazılmış nazire.

Kıyafetname

İnsanın fiziki görünümünden onların karakteriyle ilgili çıkarımlarda bulunan manzumeler.

Sakiname

İçki ve içki meclislerinden bahseden manzumeler.

Şehrengiz

Bir şehrin güzelliklerinden bahseden manzumelerdir.

Surname

Düğün, eğlenceden bahseden manzumeler

Münazara

Karşılıklı konuşmalar biçiminde yazılan manzumelerdir. Rind ü Zahit, Beng ü Bade gibi.

Mektup

Manzum mektuplar.

Falname

Falcılıkla ilgili manzumeler

Mahlasname

Bir şaire verilen takma ad için ismi veren kişinin yazdığı manzum metindir.

Hasb-i Hal

Kişinin kendisiyle dertleşmesini anlatan manzumelerdir.



13.YÜZYIL

HOCA DEHHANİ: Divan edebiyatının ilk şairidir. Din-dışı konularda yazmıştır. Yazdığı söylenen 20.000 beyitlik Selçuklu Şehnamesi adlı eser günümüze ulaşmamıştır. Gazel nazım biçiminde din-dışı konuları işleyen ilk şair sayılır. Şiirleri azdır, ancak onun şiirleri 13.Yüzyıl Türkçesini öğrenmek bakımından kaynak sayılmaktadır.
MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ

13.Yüzyıl’ın, Türk ve İslam dünyasının dünyaca tanınmış tasavvuf şairidir. Tasavvuf düşüncesini Farsça yazdığı şiirleri aracılığıyla yaymaya çalışmıştır. Şems-i Tebrizî’den ilham almış, yaşamını “hamdım, piştim, yandım” sözleriyle özetlemiştir. İlahi aşkın insan ruhunu temizlediğini savunmuş, ölüm vaktini bir şeb-i arus(düğün gecesi) saymıştır. Onun adıyla kurulan Mevlevilik yolunu oğlu Sultan Veled sistemleştirmiştir.

Eserleri:

Divan-ı Kebir

Gazel, rubai ve diğer şiirlerini içeren bir eserdir.

Mesnevi

6 ciltlik mesnevi nazım biçimiyle yazılmış tasavvufi eseri.

Rubailer

Rubailerin olduğu eseri.

Fihi Ma Fih

72 bölümden oluşan sohbetleri, düzyazıdır.

Mecâlis-i Seb’a

7 vaazı, mensur bir eserdir.

Mektubat

Selçuklu büyüklerine yazılmış 147 mektuptan oluşan eseri.


SULTAN VELED(Mevlana’nın Oğlu)

Mevlevilik sistemini kurumsallaştırmıştır. O, babası gibi büyük bir şair değildir, ancak teşkilatçıdır; dağılan Mevlevileri toplamış, tarikatın genel hatlarını belirlemiştir. Babası gibi Farsça yazmıştır, ancak az da olsa Türkçe şiirleri de vardır. İbtidaname, Rebabname, İntihaname adlı üç mesnevisi, “Maarif” adında tasavvufi bir mensur eseri vardır.
ŞEYYAT HAMZA

Duvarcı olduğu için kendisine “Şeyyad” lakabı verilmiştir. Daha sonra Ahilik çevrelerine katılmış, halk için şiirler söylemeye başlamıştır. Yusuf ü Zeliha adlı mesnevisiyle meşhurdur. Kullandığı 13.Yüzyıl Anadolu Türkçesi bugün çok önemli bir kaynaktır. Onun Yusuf ü Zeliha’sı Divan Edebiyatı’nın ilk aşk mesnevisidir.
AHMET FAKİH

Şiirleri 13.Yüzyıl Türkçesi için önemlidir. Çarhname adlı eseri 100 beyitlik didaktik-dini bir kasidedir. Tasavvufi bir eserdir. Diğer eseri Kitab u Evsaf-ı Mesacid-i Şerife ise 339 beyitlik bir mesnevidir. Mukaddes yerler anlatılmaktadır. Cezbeye kapılıp kitaplarını yaktığı ve dağlara kaçtığı söylenir.


Yüklə 1,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə