133
Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi
International Journal of Turkish World Scientific Researches
İsmail Aydıngün ve Ceyda Acicbe’nin kaleme aldıkları sekizinci bölümde Kırım’ın ilhakının
yasadışı mahiyeti bölgesel dinamikler ışığında ele alınmıştır. Kırım nüfusunun %58’inden
fazlasının Rus olması son derece önemli faktördür. Bölgenin demografik yapısının tahrip
edilmesi, Rus nüfusunun çoğunluk haline getirilmesi, Kırım Tatarlarının sürgünden geri dönme
sürecinin sekteye uğratılması vs. faktörler ilerleyen tarihlerde Kırım’ın daha kolay işgal
edilmesini sağlamıştır. Hazar Ege Gürsoy tarafından kaleme alınmış dokuzuncu bölümde
Ukrayna’da yerlerinden edilmiş kişiler ve entegrasyon sorunu devlet politikası bağlamında,
uluslararası destek ve sosyoekonomik durum çerçevesinde incelemektedir. Ayşegül Aydıngün
ve Yuliya Biletska’nın kaleme aldıkları onuncu bölümde bağımsız Ukrayna’da değişen Rusya
algısının, bundan sonraki gelişmeler açısından bir kırılma noktası olduğuna dikkat çekilmiştir.
Bu bölümde de demografik dönüşüm, dil politikası, ulus bilinci (kendini tanımlama) vb.
faktörlerin Rusya algısı ve kimliklerin dönüşümü üzerindeki etkisi açığa çıkarılmıştır. Kitabın on
birinci bölümünde Turgut Kerem Tuncer 1991’den günümüze Ukrayna-Türkiye ilişkileri ve
AvroMeydan sonrası Ukrayna’da Türkiye algısını incelerken, 1991 sonrası Karadeniz havzasının
iki önemli figürü olan bu iki ülke arasında çatışma ve sorunlardan uzak yeni bir dönemin
başlandığına dikkat çekmektedir. Kitabın, Ayşegül Aydıngün ve İsmail Aydıngün tarafından
kaleme alınan on ikinci ve son bölümünde Rusya’nın yayılmacı politikası Ukrayna’yı kendisinden
uzaklaştıran etmenler bağlamında incelenmektedir. Yazarlar 1991 yılından sonra Rusya’nın
gerçekleştirmek istediği “Yeni Rusya” düşüncesinin, Kırım ve Doğu Ukrayna’nın işgaline rağmen
öldüğünü, 2014’ten sonra ikili ilişkileri normale dönüştürmenin mümkün olmadığını, saldırgan
bir politika izleyen Rusya’nın Ukrayna’yı kaybettiğini vurgulamaktadırlar.
Kuşkusuz, pek çok konuyu bir arada ele alan bu kitabın ele aldığı konuların kısa bir tanıtım
çerçevesinde sunulması son derece güçtür. Kitap, Türkiye’deki ilgili alan literatürüne önemli
katkı sağlarken, bölge uzmanları ve araştırmacıların faydalanabilecekleri önemli bir eser olma
özelliği taşımaktadır.