188 Kafkaslar’dan Sürgün Bı̇r Toplumun Bı̇tmeyen Göçü
Müslüman ya da Sünni Gürcü olarak kaydedilmişti. Müslüman kelimesi Gür-
cülerde düşman ya da yabancı (Tatrevi) kelimesi ile Meshetlerde de Gürcü
kelimesi Ortodoks Hıristiyan kelimesi ile eş anlamlıydı. Müslüman Meshet-
ler Gürcülüğü kabul etmemekle birlikte kendilerine Türk de demiyorlardı.
Onlar kendilerine “yerli” diyorlardı. Ama Meshetlerde Gürcü zihniyeti uzun
süre devam etmiş, hatta 20. yüzyılın başında kendilerini Acar Türkü, Gürcü
Türkü ve bazen da Gürcü Müslümanları olarak tanımladılar.
Meshetlerin kaderi 1917’den sonra olumsuz bir şekilde değişmiştir. Böl-
gede Gürcistan, Türkiye, Ermenistan ve Rusya çıkarları kesişmekte idi. Hıris-
tiyanlarla Müslümanlar arasında sürtüşmeler başladı. Abastuman’da yapılan
Müslüman kurultayında Acaristan, Ardahan, Ahıska ve Ahilkelek bölgeleri
Kars vilayeti ile birleştirilerek Müslümanları bir idari birim de toplama kararı
alındı. Müslümanlar kurdukları askeri birliklerle uzun süre Mesheti bölge-
sinde iktidarı ellerinde tuttular. 1919’da Kars’ta Güneybatı Kafkas Hükümeti
kuruldu. Amaç Mesheti bölgesini Gürcistan’dan koparmaktı. 1921’de Türki-
ye-Gürcistan arasında sınır anlaşması imzalandı. 1923’de Kafkasya komü-
nist yönetimin kararı ile Meshetlere Azeri kimliği verildi. Kitlesel bir şekil-
de Gürcü soyadları Azeri soyadları ile değiştirildi. Eğitim ve kültür hayatı
Azerbaycan’a bağlandı. Tüm parti ve idari yönetim ile eğitim kadroları Azer-
baycan’dan temin ediliyordu. Okullarda Azerbaycan Türkçesi ile eğitim ve-
riliyordu. 1930’lu yılların başında eğitimin Gürcüce yapılması girişimi oldu
(Rafatov, 1996).
Hurşit (1991) “Türk askeri nereye ayağını bastıysa, orada onların torun-
larını görmek mümkündür” demiştir
. Ancak bu ifade doğru ise ve burada son
yüz yıldır Türkler yaşamış ise neden yerleşme yerlerinin adı Türkçe değil?
Örneğin, Adhur, Sahan, Tutshuban, Caral, İncgola, vb. Aslan’a (1995) göre
ise Meshetiler Kıpçak’tır.
Neden Meshetler kapalı bir toplumdur? Belki de eskiden yaşanmış olay-
lardan dolayı onlarda bir etno-kültürel değişim yaratmıştır. Belki de bu de-
porte edilmenin sonucudur. Mesheti Türklerinin kökleri ile ilgili çeşitli hipo-
tezler vardır. Bunlar Osmanlı köklerinden Gürcü soyuna kadar uzanır. Aslan
(1995), Ahıska Türkleri kitabında iki versiyondan söz eder: (i) Mesheti Türk-
leri Türkleşmiş Gürcülerdir, (ii) Gürcüleşmiş Türklerdir.
Rafataov’a (1996) göre ikinci model imkânsız bir teoridir. Rafatov Marr’ın
yaklaşımını daha doğru bulmaktadır. “Kafkasya Nüfusunun Kavimleri”
(1920) kitabında Marr’a göre Ahıskalılar kimsenin torunu değiller, Ahıska-
lılar bu bölgenin aborjin ulusudur. Bunlar bu bölgeye Mesheti ya da Ahıska
ismini verdiler.
189
Aydın İBRAHİMOV / Selver ÖZÖZEN KAHRAMAN
Kafkasların Etno-Siyasi Tarihi Atlas’ındaki 1926 Kafkasya Etnik ve Milli
İdari Haritasında, Ahıska Türklerinin yaşadığı bölgede yaşayan etnik grup
Azerbaycan Türkü olarak isimlendirilmiştir. Aynı atlasın 1937 yılı Kafkas
Uluslarının 1937-1949 yılları arasında zorunlu etnik göç (sınır dışı etme: de-
portation) haritasında aynı bölgede yaşayanlar Mesheti Türkleri olarak adlan-
dırılmıştır (Tsutsiyev, 2006).
Ahıska Türkleri genel olarak öznel nedenlerle birkaç akıma bölündüler.
Herkes tüm Ahıskalılar adına konuşuyordu. Bu da negatif bir sonuç doğur-
du. Birkaç tane Ahıska Türkü merkezi kuruldu. Bunlar [Almatı (Kazakistan),
Bakü (Azerbaycan), Bişkek (Kırgızistan), Krasnador (Rusya), Ankara (Tür-
kiye)] ve diğerleridir. Ahıskalıların algısında üç farklı ideolojik akım vardır:
Kendilerini Osmanlının bir parçası olarak görüp, tarihi vatan Türkiye’ye
dönmeyi savunanlar,
Kendilerini Gürcü Müslüman olarak kabul edip, Gürcistan’a dönmeyi sa-
vunanlar,
Kendilerini Mesheti (Ahıska Türkü) olarak tanımlayıp, anavatanlarına
dönmeyi savunanlar.
Tüm bu verilerden “Ahıskalılar kimlerdir?” sorusu ortaya çıkıyor. Etni-
sitede kabul gören görüş içten bakıştır. Buna göre, Gürcülerin topraklarında
yaşadıklarını kabul etmekle birlikte 250000 kadar Ahıskalı kimliğini Türk
olarak tanımlıyor. Ahıskalılar kendilerini ya Azerbaycan Türkü gibi tanım-
lanmakta, ya Mesheti Türkü ya da Türk (Anadolu Türkü), nadiren de kendile-
rini Gürcü olarak tanımlamaktadırlar. Azerbaycan Türkü kavramı Meshetlere
1923’de verilmişti. Azeriler Ahıskalılara benzemekle birlikte, kültür, düşün-
ce, ağız ve fiziksel antropoloji bakımından uzaktırlar. Dini bakımdan Azeriler
Şia, Meshetler ise Sunni’dir. Eskiden Ahıskalılar kendilerini “yerli” olarak
tanımlarken, günümüzde “bizim insan” “bizim millet” “bizden” gibi kavram-
lar kullanıyorlar. Kendilerine Türk derken yalnızca Mesheti’den çıkan Türk-
leri kastediyorlar. Örneğin, Hemşinliler de 1944’de Gürcistan’dan deporte
edilip, küçük gruplar halinde Kazakistan ve Kırgızistan’da yaşamaktadırlar.
İnformal yaşamda Ermenicenin eski versiyonu olan Hemşin dili ile nadiren
Türkçe kullanıyorlardı. Resmi olarak onlar da kendilerini Türk olarak tanım-
lıyordu. 1975 yılı köy nüfusu kayıtlarına göre anadili Ermenice olan 24000,
Türkçe olan 15-20000 Müslüman Hemşinli bulunmaktadır.
Ahıskalıların dilleri Türk dilinin Doğu Anadolu diyalektine ait olup, çağ-
daş Türk dilinden farklıdır. Konuşma dilinde Türkçede bulunmayan sesler ve
Mesheti kelimeler vardır ve fonetiği de Meshetidir.