Uluslararasi sempozyumu



Yüklə 26,8 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə67/307
tarix11.09.2018
ölçüsü26,8 Mb.
#67808
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   307

190 Kafkaslar’dan Sürgün Bı̇r Toplumun Bı̇tmeyen Göçü

Burada enteresan bir konu da, SSCB nüfus kayıtlarına göre, her Türkçe 

konuşan etnik gruba milli kimlik verilmesidir. Örneğin, Özbek Türkü değil 

Özbek ulusu, Kazak Türkü değil Kazak milliyeti, Azeri değil Azerbaycan-

lı vb. Yani her bir Türk grubu bir ulus idi. Söz konusu tanımlamalar nüfus 

cüzdanlarına da kaydedilmişti.

 

Tek istisna Ahıskalarda görülmekteydi. Onlar 



etnik kayıtlarda Mesheti Türkü olarak tanımlanmıştı. Diğer bir ifade ile Sov-

yet  yönetimi,  onların  etnik  kimliğini  korumaktaydı.  Bir  taraftan  sürgünler, 

diğer taraftan Türk kimliğini koruyan pozitif ayrımcılık.

 

Buradan bir sonuca 



varılacak olursa, Sovyet milli siyasetinde, Ahıska Türklerinin asimilasyonu 

genel olarak söz konusu değildi.

 

1940’lı yıllarda Ahıskalılara Azerbaycanlı 



kimliğine geçmesi teklif edilmiş, onlar ise büyük çoğunlukta bu öneriyi geri 

çevirmişlerdi.

 Bu durum 

Ahıskaların hayat tarihçesi, uzun yıllar sosyal çevre 

ile kopuk bir şekilde yaşamaları, devlete kırgınlıkları ve çeşitli sınırlamaların 

yarattığı koruma refleksinin toplumsal davranışlarına yansımasıdır. 

Gazigil 

(2006) ise SSCB’deki diğer toplumlar askere alınırken, Ahıskalıların Osman-

lının devamı gibi gördükleri için 1938’e kadar orduya alınmamalarını bir ay-

rımcılık olarak belirtmiştir.  

Ahıskalıların etnik kimleri ile ilgili farklı görüşlerin ortaya çıkmasının asıl 

nedeni Çar Rusya’sı ve daha sonra da Sovyet ve Gürcü yönetimin yüzyıllar 

boyunca uyguladığı etnik siyasettir.

Ahıska Türklerinin Göç Dönemleri:

Göç Dalgası: Anadolu’ya Göç (1829): 1828-1829 Rus-Türk savaşı so-

nunda Mesheti ve Cevaheti Rusya’nın etki alanına girdi. Bu alanların Rus-

ya’ya katılması kitlesel olarak göçlere neden oldu. İlk göç 1829’da başladı ve 

binlerce Müslüman Rusya’daki anayurdundan Anadolu’ya göç etti. Bu göçle 

birlikte Mesheti’nin kaderi Rusya’nın eline geçti (Rafatov, 1996: 12-13).

Göç Dalgası: Orta Asya Sürgünü (1944): Ahıska Türkleri II. Dünya Sa-

vaşı’nda Sovyet lideri Stalin’in talimatıyla Gürcistan’dan Orta Asya’ya sü-

rüldü. 14-15 Kasım 1944’de SSCB’nin Savunma Komitesi’nin 31 Temmuz 

kararı ile tüm Müslüman Meshetler Orta Asya ve Kazakistan’a deporte edil-

di. Yolda ilk aylarda soğuktan, açlıktan ve hastalıktan binlerce kişi ölmüş ve 

Meshetlerin %30’u azalmıştır. Özellikle en zayıf halka olan yaşlılar ve çocuk-

lar ölmüştür. Örneğin, ilk aylarda ölen çocuk sayısı 17000 idi. 12 yıl boyunca 

Meshetler emniyetin denetiminde yaşadılar. Örneğin, savaştan dönenler de 

dâhil toplam 125 kişi özel emniyet birimlerine kontrol için kaydedilmişti. 14 

Kasım 1944 Meshetler için ana topraklarından daima sürgün oldukları kara 

bir gündür (Aslan, 1995).



191

Aydın İBRAHİMOV / Selver ÖZÖZEN KAHRAMAN 

Zamanla  Meshetler  kimsenin  onları  geri  göndermeyeceklerini  anladılar. 

1946’da herkesi bir anket formu doldurmaya mecbur ettiler. Ankette “Orta 

Asya’ya daimi yaşam için gönüllü geldim” yazıyordu. Meshetler çalışkan bir 

ulustu. 1956’da emniyet rejiminin kalkmasından sonra ayağa kalkmaya baş-

ladılar. 1956’da iki belge daha imzaladılar. Bunlar: (i) özel yaşam denetleme 

rejiminden kurtarılması, (ii) göç döneminde kalan mal varlığından vazgeçme 

ve SSCB’nin tüm arazisi üzerinde dolaşma ve oturma hakkı veriliyordu (eski 

ikamet yeri Gürcistan haricinde).



Neden Sovyet Yönetimi Meshetleri Deporte Etti? Bu belki de Türkiye’nin 

II. Dünya Savaşı’nda SSCB’ye karşı hareket etmesi ve Ahıskalılarında Türki-

ye’ye destek verme ihtimali üzerine yapılmıştı. Kolhoz uygulamalardan son-

ra ve SSCB’nin tarım bölgelerinde çıkan açlık ile ülkenin sosyo-ekonomik ve 

siyasi gelişme modelinin çekiciliği zedelenmişti. Bu nedenle Sovyetlerin dış 

sınırları tehlike altına girdi. Askeri nedenlerle sınır hattında deportasyon (te-

mizlik) yapıldı. Deporte edilenler siyasi bakımdan güvenli olmayan eleman-

lardı (risk grupları). 1937-1949 arasında yabancı vatandaşlar ve sınırın öteki 

tarafında dış ana vatanı olan SSCB vatandaşları (Lehler, Koreliler, Kürtler, 

İranlılar ve Ahıskalılar bu grupta idi) risk gruplarını oluşturuyorlardı. 

1944’de  Türk-Sovyet  sınırındaki  küçük  gruplardan  sadece  Ahıskalılar 

(79,2 bin) değil, Kürtler (8,2 bin) ve Hemşinliler (1,4 bin) de sürülmüştür 

(Tsutsiyev, 2006: 78),.    

Ahıska Türkleri, 1956 Kararnamesine kadar Sovyetlerin tehcir politika-

sının bir parçası olan “özel iskan rejimi” nin, kendilerini en temel medeni 

haklardan yoksun bırakan sert şartlarında yaşamak zorunda kalmışlardır. Bu 

kararnameden sonra baskılar azalmakla birlikte Volga Almanları, Kırım Ta-

tarları ve Ahıska Türklerinin anayurtlarına geri dönmelerine izin verilmemiş-

tir (Chervonnaya, 1998).

Göç Dalgası: Azerbaycan Göçü (1957-1958): Stalin’in ölümü ve putlaştı-

rılması ile ilgili siyasetin kınanmasından sonra Meshetler vatana dönme mü-

cadelesine başladı. Çeşitli mektuplar imzalandı, teşkilatlar kuruldu, liderler 

ortaya  çıktı  ve  delegasyonlar  Moskova’ya  gönderildi.  Fakat  ne  SSCB’nin 

devlet ve parti organları ne de Gürcistan yönetimi buna olumlu bir yanıt ver-

mediler. Tam  tersine  güvenlik  kurumları  tarafından Meshetlere karşı  baskı 

güçlendi. Tüm  bu  çabaların  sonuçsuz  olduğunu  gören  Meshetler Azerbay-

can’a yerleşme teklifini kabul ettiler ve Azerbaycan’ın ıssız Mugan step ova-

sına yerleşmeyi kabul ettiler. 1958’de Meshetlerin Azerbaycan’a ve Rusya 

Federasyonu’nun Kuzey Kafkasya’da yer alan Kabarda-Balkar Cumhuriye-

tine göç süreci başladı. Meshetler bu iki bölgeyi vatana dönme mücadelesi 



Yüklə 26,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   307




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə