464 Pîr-i Türkistan Ahmed Yesevî’nin Hayatı, Eseri ve Etkileri
önem ortaya çıkar. Ancak Kazan’da yapılan baskıların tüm Türk yurtlarında,
hattâ Mısır’da bile okurunu bulmuş olması da dikkate alınmalıdır. Bugün kü-
tübhanelerimizin pek çoğunda Kazan baskısı Dîvân-ı Hikmet nüshaları bu-
lunmaktadır.
Osmanlı döneminde, 1909 yılında Dîvân-ı Hikmet’in Türkistan Çağatay
lehçesinden İstanbul Türkçesi’ne aktarılarak basılmış olduğu da, bilim dün-
yasına 2010 yılında Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan tarafından duyurulan bir
bilgidir. Osmanlı’nın son zamanlarında lehçe farkından kaynaklanan anlaşıl-
ma sorununun aşılması maksadı ile tanınmış bir Nakşî-Halidî mürşîdi olan
Şeyh Muhammed Kudsî Konevî’nin oğlu ve halefi olan Şeyh Muhammed
Bahâeddin tarafından mürîdi Hacı Hasan Şükrü Efendi’ye Pîr-i Türkistan
Hazret Sultan Yesevî hikmetlerinin, Dîvân-ı Hikmet’in Çağatay lehçesinden
İstanbul Türkçesine aktarılması görevi verildi.
İstanbul’un Fatih semtinde Sarıgüzel’de doğup büyüyen Meşâyıh-ı Nak-
şibendiyye’den Şeyh Hacı Hasan Şükrü Efendi İstanbul’un tanınmış kürsü
şeyhlerinden biri idi. Fatih Dersiamlarından Tırnovalı Hâce Mehmed Efen-
di’den ders okumuş ve icazet almıştı. Şeyh Muhammed Bahâeddin el-Ko-
nevî’den istihlâf olunduktan sonra Sarıgüzel’de Sarı Nasûh Mahallesi’nde,
Aynalıçeşme Sokağı’nda bir zaviyede tarikatını yaymağa başlamıştı.
12
Bu önemli bilgi bile, tek başına Hazret Sultan Yesevî’nin öneminin farkın-
da olan Osmanlı sufî çevrelerinin bulunduğu anlamına gelmektedir. Hasan
Şükrü Efendi’nin bu kutlu görevi yerine getirdiği ve Türkistan lehçesinden
İstanbul Türkçesi’ne aktardığı hikmetlerin hicrî 1327 (milâdî 1909) yılında
İstanbul’daki Hürriyet Matbaası’nda matbu olarak çoğaltıldığı da tesbit edil-
miştir.
13
Osmanlı tasavvuf çevrelerinin ismini daima büyük bir saygı ile andıkları
Yesevî’nin, Osmanlı bilim çevrelerinde bilinmezliği hakkındaki fikirler, bu
bilgiye göre tashih edilmelidir. Prof. Dr. M. Fuad Köprülü’nün 1918 yılında
yayınlanan ‘Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar’ eserinin ilk yarısını Ahmed
Yesevî’ye ayırması ile Türkiye ilim çevrelerinin ve daha kısıtlı bir çerçevede
genel kamuoyu Hazret Sultan Yesevî hakkında bir fikir sahibi olabilmiş ise
de, bu ilginin yeterli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Türkiye’de
yakın tarihlerde Dîvân-ı Hikmet’ten bazı şiirlerin “Dîvân-ı Hikmet’ten Seç-
meler” adı ile yetmiş adet hikmetten müteşekkil olarak Prof. Dr. Kemal Eras-
12 Arslan, Ahmet Turan, “Hasan Şükrü Efendi’nin Dîvân-ı Hikmet Tercümesi”, Bağcılar B.
Uluslararası Ahmed Yesevî Sempozyumu Kitabı, İstanbul, 2012, s.55.
13 Arslan, Ahmet Turan, a.g..m., s.56.
465
Hayati BİCE
lan’ın kaleminden anlamları da verilerek Latin alfabesi ile T.C. Kültür Bakan-
lığı tarafından iki kez yayınlanması Yesevîlik kültürünün tanınması yolunda
yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Son olarak yeni bulunan hikmetlerin
de eklenmesi ile en zengin içerikli bir Dîvân-ı Hikmet baskısının 2009 yılında
yapılmış olması da güzel bir gelişmedir. Bu satırların yazarı tarafından hazır-
lanan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayınlanan bu Dîvân-ı Hikmet’te
iki yüz on yedi adet hikmet ile bir de münacât yer almaktadır.
14
Son dönemde eski Sovyet Cumhuriyetlerinin hemen tamamında da,
Dîvân-ı Hikmet’in arka arkaya yeni baskılarının yapıldığı ve böylelikle Tür-
kistan topraklarında Pîr-i Türkistan adına yeni bir irşad çığırı açıldığı da bi-
linmektedir.
15
Özbekistan’dan Türkmenistan’a, Kazakistan’dan Kırgızistan’a
bütün Türk Cumhuriyetleri’nde Dîvân-ı Hikmet’in sayısı yüzbinleri bulan
baskıları yapılmıştır. Son olarak Kırgızistan’da Egemberdi Ermatov tarafın-
dan hazırlanan “Hikmetler Kitabı” adlı eser ile bütün Türkistan coğrafyasının
Hazret Sultan Yesevî ile yeniden kucaklaşması tamamlanmıştır.
16
Halen Çin egemenliği altında bulunan Doğu Türkistan’da da hikmetlerin
yeniden basılarak halkın irfanına hzimet eder hale getirildiği bildirilmiştir.
Uygur Türkçesi ile basılan Bulak dergisinin 14. ve 16. sayılarında Dîvân-ı
Hikmet’in tamamı Nicat Muhlis tarafından hazırlanarak yayınlanmıştır.
17
Böylece, kelimenin tam anlamıyla, Adriyatik’ten Çin seddine kadar uzanan
büyük bir Türk coğrafyasında Pîr Türkistan Hoca Ahmed Yesevî’nin hikmetli
sözleri yeniden yankılanmağa başlamıştır.
Sovyet Rus yönetiminin egemen olduğu yıllarda (1917–1991) bütün
Türkistan Cumhuriyetleri’nde diğer Türk büyükleri gibi Ahmed Yesevî de
unutturulmağa ve eserlerindeki bazı tasavvufî tavsiyelerinden yola çıkılmak
suretiyle ismi ve misyonu karalanmağa çalışılmıştır. Bu çerçevede Ahmed
Yesevî’nin 1917 yılındaki komünist “Ekim Devrimi”ne kadar gerek Ka-
zan’da gerekse Taşkend’de defalarca basılan “Dîvân-ı Hikmet”in yeni baskı-
larının yapılması kesinlikle yasaklanmıştı. Hattâ değil eserlerinin basımının
yapılması, Ahmed Yesevî hakkında ilmî nitelikte makale yazanlar bile resmî
14 Özköse, Kadir, “Ahmed Yesevî ve Dîvân-ı Hikmet”, Tasavvuf Dergisi, (Ocak 2006),16;
s. 293-312.
15 Hakkul, İbrahim, “Divan-ı Hikmet’in 20 Yüzyılda Özbekistan’da Yayınlanması ve Tetkik
Edilmesi”, Bağcılar B. Uluslararası Ahmed Yesevî Sempozyumu Kitabı, İstanbul, 2012,
s.198.
16 Murzaraimov, Bakıt, Kırgız Edebiyatında Hoca Ahmed Yesevî, Bağcılar B. Uluslararası
Ahmed Yesevî Sempozyumu Kitabı, İstanbul, 2012, s.114.
17 Ömer Bilge, Hoca Ahmed Yesevî Hakkındaki Araştırmalar Üzerine, Bağcılar B.
Uluslararası Ahmed Yesevî Sempozyumu Kitabı, İstanbul, 2012, s.124.