336 Uygur Diasporası ve Uygur Göçmenler Durumuna Genel Bakış
Fergana vadisi ile Tarım vadisi 18. yüzyıla gelinceye dek ortak coğrafi ve
siyasi birlik içinde yer almıştır. 18. yüzyılda Doğu Türkistan’ın Mançu İmpa-
ratorluğu, Batı Türkistan’ın Ruslar tarafından işgal edilmesiyle Türkistan’ın
bu bölgeleri birbirinden ayrılmış, farklı siyasi, iktisadi ve kültürel gelişim
yoluna girmiştir.
Doğu Türkistan, Mançu İmparatorluğu tarafından işgal edildikten sonra,
Tarım vadisinde yaşayan ahalilerin Orta Asya’ya, özellikle Fergana’ya göçle-
ri başlamış, bu göç süreci 20. yüzyılın 60’lı yıllarına kadar sürmüştür.
Tarım vadisindeki Uygur Türklerinin Fergana’ya göç etmelerinin sebep-
leri çeşitli ise de, temel sebebin bölgenin siyasi vaziyeti, yerli halkın milli ve
dini özgürlük hedefleri ile bölgeyi işgal eden dış güçlerin kendi hâkimiyet-
lerini korumak amacıyla uyguladıkları baskı politikası arasındaki çatışmalar
olduğunu söylemek mümkündür.
Uygur Türklerinin Batı Türkistan’daki, özellikle Fergana vadisindeki nü-
fuslarına gelince, çeşitli araştırmacıların, bilim adamlarının, siyasal çevrele-
rin verdikleri rakamlar arasında farklılıklar mevcuttur.
Mesela Çokan Velihanov 19. yüzyılın 60’lı yıllarında Doğu Türkistan’dan
Fergana vadisine göç eden Uygur Türklerinin 50.000 aile olduğunu kaydet-
miştir. Özbek âlimi Haydarbek Bababekov’un naklettiğine göre, 1868 yılın-
da Andican civarında 70.000’e yakın Kaşgarlı yaşamaktaydı. Eski Sovyetler
Birliği araştırmacılarından S. S Gubayeva, Çoban Valihanov’un verdiği bilgi-
lere dayanarak 19. yüzyılın 60’lı yıllarında Fergana vadisinde 30.000 civarın-
da Uygur Türkü’nün yaşadığını ortaya koymuştur. Yine Eski Sovyetler Birli-
ği Uygur araştırmacılarından Hoca Ahmet Sadvakasof, Çokan Valihanov’un
kaydettiği 9000 nüfuslu Dolanlıları ilave ederek bölgede 324.000 civarında
Uygur Türkü’nün yaşadığını ortaya koymuştur. Eski Sovyetler Birliği araştır-
macılarına göre, Kaşgarlıların Orta Asya’ya göçleri sadece Fergana vadisiyle
sınırlı değildir. Kaşgarlılar; Taşkent, Kanıbade, Hokant, Semerkand, Buhara,
Karategin, Harezm gibi bölgelere kadar ulaşmıştır.
Sovyetler Birliği Hükümeti kurulduktan sonra, Fargana vadisindeki Uy-
gurların sayısı daha az gösterilmiştir. Mesela Sovyet Hükümetinin 1926 yılın-
daki kayıtlarına göre, Özbekistan’da 40.115 Uygur’un yaşadığı bildirilmek-
tedir. 1937 yılındaki istatistiksel verilere göre Özbekistan’da 60.000 olarak
gösterilen Uygur nüfusu, 1979 yılına gelindiğinde 29.000’e düşmüş, 1989
yılında 35.000’e yükselmiş, 2000 yılında 20.000 olarak gösterilmiştir.
Kırgızistan hükümetinin verilerine göre, bu Cumhuriyetteki Uygurların sa-
yısı 2009 yılı itibarıyla 48.000 olup, Fergana vadisindeki Oş ve Celalabad’da
337
Erkin EMET
toplam 15.000’e yakın Uygur bulunmaktadır. Oş şehri ve Oş yakınlarındaki
Karasu’da 11.000 Uygur yaşamaktadır.
3
Kazakistan’daki Uygur Türkleri kimliklerini korurken, Fergana vadisinde-
ki Uygurlar Özbekler arasında erimiştir.
Eriyip Gitmesinin Sebepleri
Dil, din ve örf adet bakımından kültürel ortaklık ve yakınlık
Bilindiği gibi, Özbekler ile Uygurlar etnik, geleneksel yaşam tarzı, dil ve
din bakımından birbirlerine çok yakındır. Bu yakınlık göçmen Kaşgarlıların
kendilerinden nüfusça yoğun yerli Özbekler arasında yavaş yavaş erimelerine
ve yerli ahalilere entegre olmalarına sebep olmuştur. Bu bir çeşit doğal yoğ-
rulma ve entegrasyon hadisesidir.
Coğrafi ve siyasi çevre ve koşullar
Tarım vadisi ile Fergana vadisi arasında yüksek dağlar ve engebeler bu-
lunmaktadır. Dolaysıyla bin-bir zorlukla Fergana vadisine gelen Uygurların
tekrar geri dönmesi zor olmuştur. Üstelik 19. yüzyılın sonlarında bu iki coğra-
fi bölge Rus Çarlığı ve Çin tarafından ayrı ayrı idare edilmiş, araya hudut çe-
kilmiştir. Ayrıca Fergana vadisinin iklimi Kaşgar’a benzemektedir. Bu durum
Kaşgarlıların yerli halklarla kaynaşmasında önemli etken olmuştur.
Etnik ve Siyasi Strateji
Uygur göçmenlerinin milli kimliklerini değiştirme hadisesi 19. yüzyılın
sonlarında Hokant Hanlığı’na son veren Rus Çarlığı’nın bölgede hâkimiyet
kurulmasıyla başlamıştır. Orta Asya’da Sovyet hâkimiyeti kurulup etnik sı-
nırlar çizilince, ikinci kez kitlesel biçimde milli kimliği değiştirme hadisesi
vuku bulmuştur. Sovyet hükümeti, Orta Asya’da Türkçe konuşan yerli aha-
lileri Özbek adı altında toplamıştır. Özbekler, Özbekistan Cumhuriyetinin
sahipleri olarak kabul edildiğinden çok sayıda Kaşgarlı kendi kimliklerini
Özbek olarak değiştirmiştir. Zikredilen bu dönemde, arada belirgin farklar
olmaması hasebiyle, sadece Özbekler “ahun”, Uygurlar ise “Kaşgarlı” olarak
ayrılmaktaydı.
4
3 Nabijan Tursun, “Fergana Vadisinde Eriyip Giden Halk: Uygurlar”, 4. Uluslararası
Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri, Ankara 2013, s. 546.
4 Nabijan Tursun, a.g.m., s. 547.
338 Uygur Diasporası ve Uygur Göçmenler Durumuna Genel Bakış
1921 yılında ‘bütün Kaşgarlı ve Tarançılar bir Uygurdur’ söylemi ortaya
atılmışsa da, bu iki halkın aydınları bunu kabul etmemiştir. Özellikle Kaşgar-
lılar, kendilerini Tarançılardan ayrı bir millet saymıştır. Bu durum pek çok
Kaşgarlının Özbek kimliğini kabul etmesinde etkili olmuştur. Bir diğer sebep
ise, o dönemde Uygurlar arasında otonomi talep etme eğiliminin olması üze-
rine Rusların, bu talebi vermemek için onları yerli Özbeklerden saymasıdır.
1937 yılında Stalin tarafından gerçekleştirilen büyük tasfiye hareketi ve
kimlik tespiti sürecinde pek çok Uygur, Japon casusu veya Pan-türkist gibi
suçlarla itham edilip tutuklanmıştır. Dolaysıyla bu kimlik tespiti sırasında çok
sayıda Uygur milli kimliklerini Özbek olarak ifade etmek zorunda kalmıştır.
Bu olaydan sonra, Özbekistan’daki Uygurlar Özbekleşme sürecine girmiştir.
Buna benzer durum Kaşgar, Yarkent, Kargalık, Gulca ve Doğu Türkis-
tan’ın başka şehirlerinde de görülmüştür. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın
başlarından Fergana vadisinden Doğu Türkistan’a gelen Özbekler de yerli
Uygurlar arasında eriyip Uygurların bir parçası haline gelmiştir. Yani Fergana
vadisindeki Uygur Türklerinin kaderi Doğu Türkistan’daki Özbek Türkleri-
nin kaderiyle aynı olmuştur.
Diğer taraftan, Fergana vadisindeki Uygurların Özbekler arasında erimesi,
başka bir ifadeyle Özbeklerle kaynaşması kardeş Türk boylarının birbirleriyle
kaynaşması ve bir bütün haline gelmesinin bir örneği ve modelidir.
5-Türkiye’ye Göç
Doğu Türkistan’daki Uygur ve Kazakların Pakistan ve Hindistan’a göçü
1930’lu yılların başında başlar. Bunlar 1940`tan 1950`ye kadar geçen za-
man zarfında Hindistan ve Pakistan’a alışmış dahası yerli Müslüman ahaliden
destek de görmüşlerdir. Ancak, dil ve kültür farklılığından dolayı kendilerini
rahat hissedememişlerdir. Bundan dolayı, bütün arzuları aynı kök ve tarih-
ten olan Türkiye’ye göç edip yeni nesillerinin orada yetişmelerini sağlamak
olmuştur. Dolaysıya Doğu Türkistan Türklerinin göçünün ikinci aşamasını
Türkiye göç hareketi oluşturmaktadır.
Doğu Türkistan’dan sığınan Uygur ve Kazaklar, II. Dünya Savaşının sona
ermesinden sonra, Hindistan Türkiye Büyükelçiliğine müracaat ederek, Tür-
kiye’ye göç taleplerini iletmiştir. Ancak, savaşa girmemekle beraber, döne-
min sıkıntılarını henüz üzerinden atamayan Türkiye, yeni mültecileri kabul
etme imkânlarının müsait olmadığı gerekçesiyle bu talebi reddetmiştir. Ara-
dan birkaç yıl geçtikten sonra, 1950 Şubatında bir liste hazırlayıp Türkiye Pa-
kistan Büyükelçisi Nebil Batu`ya teslim edilerek Türkiye’ye göç etme isteği
iletilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |