215
Başak Burcu TEKİN
tadır. Sultan Tuğrul Bey (1038-1063)’in Hamadan önündeki savaşı kaybede-
rek şehre kapanmak zorunda kalmış ve Bağdat’taki siyasi karışıklığa rağmen
eşi Altuncan Hatun askerlerini toplayarak Bağdat’tan ayrılarak ilk yardıma
giden kişi olmuştur (Turan, 1969,s.97; Köymen, 1976,s.69-71;1963,s.33).
Müneccimbaşı’nın, Camiu’d-düvel ve İbn Bibi’nin el-Evamirü’l’de anlatığı
üzere Alâeddin Keykubad, ağabeyi İzzeddin Keykâvus’u Kayseri’de kuşattı-
ğında, Keykâvus çok zor durumda kalmış ve kız kardeşinin haremine giderek
ondan, Keykubad’ın müttefiki olan Ermeni kralına verilmek üzere on iki bin
dinar değerinde mücevherlerle süslü bir sarık almıştır ki Kral ittifakı bozarak
Keykubad’ın yanından ayrılmıştır (Biçak, 2007,s.107). Ağabey – kızkardeş
ilişkisi açısından Kayseri Gevher Nesibe Şifahanesi iyi bir örnek olmaktadır.
Şifahanenin yapımı ile ilgili öyküler aşk
4
ile ilgili eklemeleri dışında bırakı-
larak bakıldığında oldukça önemlidir. Kitabede “Kılınç Arslan oğlu Sultan
Gıyaseddin Keyhüsrev’in saltanatı günlerinde bu maristan’ın vakfı daimi ol-
sun. Dinin ve dünyanın büyüğü Kılınç Arslan kızı Melike Gevher Nesibe’nin
Allah rızası için vasiyetidir.” yazılıdır (Cantay, 1992,s. 41). Oldukça pahalı
bir imar faaliyetinin kızkardeş vasiyeti olarak ağabey tarafından yerine ge-
tirilmesi kadının statüsünü göstermesi açısından önemlidir.
Kadın ve erkeğin birbirinin tamamlayıcısı olarak görülüşünde Türk
kültüründen gelen yaklaşımların payı bulunur. Hunlar zamanında emir-
namelerin
“Hakan ile Katun buyurur ki” ibaresi ile başlaması ve sadece
“Hakan buyurur ki” diye başlayan fermanların hükümleri bazı yerlerde yerine
getirilmediği bilinmektedir (Sevinç, 1987, s. 31).
Avrupa Hun ülkesine gelen
elçiler Attila’nın eşi Arıg-Han tarafından kabul edilerek devlet işleri görü-
şülmüştür (Ahmetbeyoğlu, 2001,s.151). Ayrıca Orhun Kitabeleri’nde “Türk
milleti yok olmasın diye, millet olsun diye, babam, İlteriş Kağan’ı annem
İlbilge Hatun’u ğöğün tepesinden tutup kaldırmış olacak” ifadesi bulunmak-
tadır (Ergin, 1983,s.20).
Selçuklu eserlerinde kaynaklarda anlatılan hayat arkadaşı anlayışı izle-
nebilmektedir. Karşılıklı oturmuş, birbirlerine birşeyler uzatan Selçuklu
kadın ve erkek tasvirlerinin yer aldığı çok sayıda minai ya da lüster seramik
kap ve çini ile karşılaşılmaktadır (Foto 1,2). Bu tasvirlerde hiyerarşik boyut-
landırma yapılmamış, kadın ve erkek aynı boyda resmedilmiştir. Selçuklu
4 Gevher Nesibe’nin Selçuklu komutanına aşık olduğu ancak ağabey olarak Gıyaseddin
Keyhüsrev’in bunu onaylamadığı, komutanı savaşa gönderdiği ve savaşta şehit olan
komutanın acısına dayanamayan Gevher Nesibe’nin de verem olduğu öyküsü anlatılmaktadır.
Bundan dolayı ölüm döşeğinde ağabeyinden kendisini gibi hastalara derman olacak bir yapı
yaptırmasını vasiyet ettiği inanışı hakimdir.
216 Selçuklu Sanatında Kadın Tasvı̇rlerı̇ : Sanat Eserlerı̇nden Hareketle Bı̇r Değerlendirme
tasvirlerinde kadın ve erkek figürlerin birbirine çok benzeyen fizyonomiler-
de yapılışında cinsiyete göre bir tanımlamanın ön planda olmayışı etkindir.
Benzer fizyonomideki bu tasvirleri yaradılıştan gelen farklılıkların yok sa-
yılması bağlamında değil kadın ve erkek şeklinde bir hiyerarşinin olmadığı
anlamında değerlendirmek gerekir. Kıyafetlerin aynı derecede kaliteli ve
işlemeli olduğu dikkati çeker.
Foto 1: Selçuklu Minai Şişe, 1150-1250 M., St. Louis Art Museum (Env.
No. 19:1937) [1].
Foto 2: Selçuklu lüster tabak, 1204 M., Kağşan, David Museum Kopen-
hag, (Env.No. Inv. No. 45/2001) [2].
Karşılıklı oturmuş, iletişim halindeki kadın erkek tasvirlerinin yer aldı-
217
Başak Burcu TEKİN
ğı sayısız eser dünya müzelerine dağılmış durumdadır. Çoğu eserin ka-
talog bilgilerinde ise figürler için “sevgili” tanımlaması yer almaktadır.
Çağımızın algılayışının bile erişemediği bir şekilde, tarihi kaynaklardaki
anlatılar göstermektedir ki Selçuklu’da sevgi ve muhabbet duyan eşlerin
varlığı söz konusudur. Bu tasvirlerdeki çiftlerin sevgili kadar birbirlerine
sevgi duyan eş de olabilecekleri göz ardı edilmemelidir.
İki Selçuklu eseri ayrıcalıklı özellikleri ile ön plana çıkmaktadır. İlk eser
, National Freer Sackler Gallery’de (Env.No. F.1938.12 ) 12. yüzyıl sonu
13. yüzyıl başına tarihlenen minai seramik tabaktır (Foto 3). Sol tarafta
bir Selçuklu erkeği eşine müzik aleti çalarken resmedilmiştir. Diğer eser,
Kopenghag David Museum’da sergilenen (Env. 34/1999) 12-13.yüzyılda ya-
pılmış Selçuklu minai seramik tabaktır (Foto 4). Selçuklu erkeği elinde
içecek şişesini, Selçuklu kadını ise bir içecek kabını tutar şekilde gösteril-
miştir (Foto 2) Tüm dünya kültürlerinde alışkın olunan davranış, kadınla-
rın bir erkeğe müzik aleti çalması ya da elindeki kaba içecek doldurmasıdır.
İbn-i Batuta seyahat notlarında “Bu ülkede gördüğüm ve beni epeyce şaşırtan
davranışlar arasında, burada erkeklerin kadınlara gösterdikleri aşırı saygıdır.
Bazen kadınlara erkekleri ile beraber rastlarsınız ve o vakit bu adamları,
onların hizmetkarları sanırsınız.” yazar (Gömeç 2006, s.73). Selçuklu kültü-
ründe
hizmet eden ve edilen şeklinde cinsiyetlere göre bir kesin görev tanımı
olmadığı bu iki tasvirde resimlenmiştir.
Foto 3: Selçuklu Minai Tabak,12-13.yüzyıl, National Freer Sackler Gallery
(
F. 1938.12 )
[3].