253
Canan PARLA
rak dönmek suretiyle göğe çıktığına; iyi ruhların gökyüzünün kuzeybatısında
8
ikamet ettiklerine; gökyüzünün sabit sayılan yeryüzü çevresinde gece-gün-
düz ve mevsimler boyunca hiç durmadan döndüğüne (Esin 2001:28); Türkçe
yazılmış Turfan metinlerinde ifade edildiği gibi uğurlu sayılan bir gök kapısı-
nın gökyüzünün kuzeybatı yönünde bulunduğuna inanılmaktaydı (Esin 2001:
29-33).
Şamanların orta destek etrafında dönerek gökyüzüne çıkabildikleri yönün-
deki inanca dayanan sözkonusu ritüelle Çu Dönemi (M.Ö. 1059-249) sonun-
dan itibaren Eski Türk toplumlarının inançları arasında bulunan insan ruhu-
nun biri yeraltına giden, diğeri gök yüzüne uçmaya çalışan iki yönlü dönen
bir varlık olduğu yönündeki kabul
9
birlikte değerlendirildiğinde, mumyalık
mekânının orta desteği ile gökyüzü ve hükümdarlık sembolü şemsiye tono-
zunun alt kesimine, özellikle kuzeybatıya yerleştirilen havalandırma menfe-
zinin simgesel işevleri açığa çıkar. Mumyalık mekânının, dönme hareketini
empoze eden halkalı tünele benzer mimari kuruluşu da bu simgeselliğe katılır.
İmge ve simgelerle yüklü olduğu anlaşılan Mengücek Gazi Kümbeti’nin
tasarımında ayrıca altın oran kullanıldığı tespit edilmiştir (Parla 2010:274;
Çizim:2-3). Orta Çağ toplumlarının bu orana atfettikleri gizem ve Kutadgu
Bilig’in müneccimlerle ilgili bölümünde yer alan; “yıl, ay ve günlerin he-
sabını bunlar tutar; ey kudretli insan, bu hesap çok gereklidir. Bunu öğren-
mek istersen hendese (geometri) okumalısın; bundan sonra sana hesap kapısı
açılır… Bir de Öklidis’in kapısını iyice çal. Gerek dünya işi, gerek ahret işi
olsun, inan ki bilge bunları birbirinden hesap ile ayırarak zapt eder. Hesap
bozulursa dünya ve ahret işi de onunla birlikte bozulur” biçimindeki (Yusuf
Has Hacib, B315/ 4377-4380, C260/ 4381-4384) ifade, kümbetin kozmik içe-
rikle kutsal geometri gözetilerek inşa edildiğini gösterdiği gibi mimar-bani
ikilisinin içinde bulundukları kültürel ortamın da anlaşılmasını sağlar.
Mimari ögeler üzerinden elde edilen veriler, çok sade bir kütleye sahip
kümbetin portal alınlığı, kemer yüzeyi ve cephe çerçevelerinde toplanan ge-
ometrik bezemelerinin de belli içeriklerinin bulunabileceğine işaret etmek-
te, aksini düşünmeyi adeta imkansız kılmaktadır. Portal alınlığında yer alan
geometrik geçmeli bezeme kompozisyonunun ana kurgusunu oluşturan düz-
8 Rolf Stein (2001), Le Monde En Petit Jardins En Miniature et Habitations Dans La
Pensée Religieuse D’Extréme-Orient, Paris: Flammarion, s.178-181’de, Altay toplumlarının
inançlarında Kutup Yıldızı’na bağlı olarak ruhlarının kuzey ve batıda da ikamet ettiklerine
inanıldığı,Yakutlar’da ise, sekizinci gök ile ilişkilendirilen bu ikamet yerinin kuzeyde
bulunduğunun düşünüldüğü belirtilmektedir.
9 Emel Esin (2001), Türk Kozmolojisine Giriş, İstanbul:Kabalcı Yayınevi, s.51.
254 Eskı̇ Türk Kozmolojı̇sı̇nden Bı̇r Mengüceklı̇ Kümbetı̇ne Yansıyanlar
gün altıgene Mengüceklilerin Divriği Ulu Camii’nin kuzey portal alınlığında,
Mengücekli hükümdarı Behram Şah adına Erzincan’da kesilmiş kabartma
portreli bakır sikkede ve Ankara Arslanhane Camii’nin batı portal alınlığında
da rastlanmaktadır (Çizim:4). Daire içerisine alınmış altıgen, yaradılışın altı
günüyle ilişkili tutulduğundan mükemmeliyet anlamına gelmekte ve cenneti
sembolize etmektedir (Critchlow 1995:159). Altıgen biçimi, köşe ve kenar
sayıları itibariyle altı sayısını içermektedir. Musevilik, Hıristiyanlık ve Müs-
lümanlıkta olduğu gibi, Altay yaradılış destanına göre de dünya altı günde
yaratılmıştır (Ögel 1993-I:432-436). Bu nedenle yaradılış ile ilgili görülen
altıgen ve altı sayısı tüm dünyada ilgi görmüş ve önemsenmiştir
10
.
Alınlığın ortasındaki düzgün altıgene köşelerinden yarım altıgenler eklem-
lenmiş ve merkezdekiyle birlikte yedi mükemmel biçime gönderme yapılmış-
tır. Altıgenlerin birbirine eklemlenmesiyle köşeleri hafifçe ortadaki altıgen
şemanın dışına taşan bir altı kollu yıldız motifi, altıgenler arasından geçirilen
kırık hatlarla ayrıca, merkezine turkuaz/firuze renkli çini bir çanak yerleştiri-
lerek vurgulanan bir altı kollu yıldız motifi daha oluşturulmuştur (Çizim:4).
Altı kollu yıldız motifiyle ilgili olarak, proto Türklerde gök iklisi anlamında
“Uçu-Eki” adıyla kullanılan, daha sonra Kün-Eki, Kün-Ay biçiminde adlan-
dırılan bir sembol olduğu ve birinin tepesinin yukarı, diğerinin aşağıya bak-
tığı iç içe geçmiş iki üçgen çizimiyle ifade edildiği (Tarcan 2006:167; Türe-
li 2009:80); önceleri Kutup Yıldızı’nı simgelediği, bazı Türk boylarında da
Çolpan Yıldızı olarak adlandırıldığı ileri sürülmüştür (Türeli 2009:80).
Mengücek Gazi Kümbeti’nin portal alınlığının merkezinde yer alan altı
kollu yıldızın ortasındaki gök mavisi (turkuaz/firuze) rengindeki çanakta,
kubbemsi yapısı nedeniyle gökyüzü imgesi, gökyüzü imgesi dolayısıyla er-
ken devirler için Gök Tanrı, daha sonraki devirler için değişen dini inançlara
bağlı olarak büyük yaratıcının imgesini bulmak mümkündür. Çu kozmoloji-
sini takibeden Doğu Hunları, Kutup Yıldızı’nı Gök Tanrı’nın mekânı, Gök
Tanrı’yı da hükümdarlarının atası olarak kabul etmişler ve Kutup Yıldızı’nın
bulunduğu kuzey yönüne büyük saygı göstermişlerdir (Esin 2001:19, 26).
Eski Türk toplumlarının tasavvurlarına göre gökkubesine çakılı olarak (Esin
1985:3-4), gökte hiç kımıldamadan sabit duran Kutup Yıldızı’nın çevresinde
gezegenlerle yıldızlar bulunur (Ögel 2002-II: 170), gökyüzü de Kutup Yıl-
dızı’nın etrafında döner dururdu (Esin 1985:3-4). Öte yandan, Kutup Yıldızı
Tanrı’nın ışıklı ülkeleri olan yüksek gökle yer yüzünü birleştirdiği gibi ruh
10 Annemarie Schimmel (1998), s.137’de altı sayısının, bu dünyayı içinde hapis oldukları
altı yüzlü kübik bir mağaraya benzeten Ortaçağ İslam gizemcileri ve şairleri için de çok
önemli olduğu belirtilmektedir.