International Symposium on Turkish-Islamic Culture in Sinop From Past to Present / 5-7 October 2018
12
SİNOBÎ ABDULLAH AHDÎ B. KADI ALİ VE ED-DÜRRÜ’L-MENSÛR İSİMLİ ESERİ
Nasi ASLAN
*
Ömer KORKMAZ
**
Öz
İslâm hukukuna dair küllî kaideleri ihtiva eden eserler İslâm hukuk tarihi içerisinde önemli bir
yere sahiptir. Çünkü küllî kaideler birçok fıkhî meselenin hükmünü içermesinden dolayı kadılar
için de pratikte kolay başvurulabilecek bir kaynak mahiyetindedir. Kanunlaştırma hareketinde de
önemli bir yere sahip olan Mecelle’de yer alan ilk yüz kaide bir anlamda İslam hukukunun evren-
sel kurallarının öne çıktığı yüzünü teşkil eder. Esasında buna kaynaklık eden eserler daha eskiye
dayanır. Hanefî İslâm hukukçuları arasında küllî kaideleri tespit ve cem eden Ebû Tâhir ed-
Debbâs, Kerhî, Debûsî ve Ebû Hafs en-Nesefî gibi âlimler bulunmaktaysa da bu alandaki en dik-
kate değer çalışma İbn Nüceym tarafından gerçekleştirilmiştir. Hatta onun bu eseri İslam huku-
kunda, özellikle Hanefî mezhebinde bu adla anılan eserlerin en meşhurlarından biri kabul edil-
mektedir. Bu öneminden dolayı el-Eşbâh ve’n-Nezâ’ir üzerine birçok şerh ve hâşiye yazılmış,
ihtisar edilmiş ve bunların önemli bir kısmı da basılmıştır. Bu eserlerden birisi de araştırma ko-
numuz olan Abdullah Ahdî b. el-Kadı Ali es-Sinobî’nin ed-Dürrü’l-Mensûr adlı eseridir. Abdul-
lah Ahdî, İbn Nüceym’in el-Eşbâh ve’n-Nezâ’ir adlı eserinden seçtiği kaideleri bir araya getirerek
bu eserini yazmış, ancak müellif el-Eşbâh ve’n-Nezâ’ir’i olduğu gibi ihtisar etmemiş, eserin tertip
ve tasnifinde önemli değişiklikler yapmıştır. Küllî kaideleri konu alan klasik fıkıh eserlerinde
önce kaideler zikredilip altında fürua dair meseleler tartışılırken Abdullah Ahdî’nin eserinde ise
fıkhın konu başlıkları zikredilerek konular dâhilinde küllî kaideler işlenmiştir. Ayrıca o, İbn Nü-
ceym’in farklı başlıklarda ele aldığı konuları tek başlık altında toplayarak daha sade ve öğretici
bir yöntem benimsemiştir. Tebliğimizde Abdullah Ahdî’nin bu eserinin genel muhtevası değer-
lendirilmekle birlikte dönemin ilmî ve siyasî panoramik durumu da özetlenerek onun dile getirdiği
hususlarla o dönemin söz konusu şartları arasındaki ilişki ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Sinobî, Abdullah Ahdî, ed-Dürrü’l-Mensûr, İbn Nüceym, el-Eşbâh ve’n-
Nezâ’ir.
*
Prof. Dr., Çukurova Üniversitesi, nasiaslan@cu.edu.tr
**
Arş. Gör. Dr., Çukurova Üniversitesi, omerkorkmaz111@gmail.com
Uluslararası Geçmişten Günümüze Sinop’ta Türk-İslam Kültürü Sempozyumu / 5-7 Ekim 2018
13
Sinobi Abdullah Ahdi ibn Qadi Ali and His Work Named “Ed-Durru’l-Mensur”
Abstract
The works of Islamic canons feature in the History of Islamic Law since these rules are the source
easily applicable by qadis in practice, including a number of judgments for fiqhi disputes. In
“Mecelle” that is also essential in the movement of codification, the first hundred canons, in some
respect, constitute the aspect of universal principles in Islamic Law. Their resources date back to
old times. Although there are such scholars as Ebu Tahir ed-Debbas, Kerhi, Debusi, and Ebu Hafs
an Nesefi among Hanafi Islamic legists, who identified and compiled, the most outstanding piece
of work is the one by Ibn Nuceym. Besides, this work of his is one of the most renown out of the
works under that name in Islamic Law, particularly in Hanafi madhhab. Thanks to this value, a
good deal of annotation and footnote were written, summed and mainly published upon el-Eshbâh
ve’n-nezâ’ir. Our study is one out of these books, named ed-Durru’l-Mensûr by Abdullah Ahdî
ibn Qadi Ali es-Sinobî. Abdullah Ahdi wrote this book to gather the rules that he selected from
el-Eshbâh ve’n-Nezâ’ir by İbn Nüceym, and however the author didn’t all sum up this work and
made remarkable changes in its organization and classification. In traditional fiqh works including
the cannons, the basic rules are first addressed and then the nonessential issues are discussed,
whereas in Abdullah Ahdi’s work, they are dealt with under the titles of fiqh subjects. Further-
more, he collected under the single title the matters that Ibn Nuceym had compiled under multiple
titles to adopt a simpler and educational methodology. In our paper, we will address the general
context of this work by Abdullah Ahdi, briefly explain the panoramic view of science and politics
in that period and consequently describe the association between the issues that he mentioned and
the then circumstances.
Keywords: Sinobi (from the city of Sinop), Abdullah Ahdi, ed-Durru’l-Mensur, İbn Nuceym, el-
Eshbâh ve’n-Nezâ’ir.
International Symposium on Turkish-Islamic Culture in Sinop From Past to Present / 5-7 October 2018
14
SİNOPLU FAKİH VE MÜDERRİS AKÇAÇÂMÎ
VE İZHÂRU FERÂ'İDİ'L-EBHUR İSİMLİ ESERİ
Hasan ŞAHİN
*
Öz
Bu çalışmada 17. Yüzyıl Osmanlı devleti döneminde yaşamış olan fakih, müderris ve müellifler-
den Halîl bin Resûl es-Sinobî’nin hayatını ve bu müellife ait İstanbul Köprülü Kütüphanesi Meh-
met Atıf Efendi Koleksiyonunda yer alan İzhâru Ferâidi’l-Ebhur ve İzahu Fevâidi’l-Enhur isimli
Halebi’nin Mülteka’sına yazdığı şerhi tahlil edeceğiz. Bu konuyu tercih sebebimiz, yazar ve eseri
hakkında güncel bir çalışmanın bulunmamasıdır. Eserin yazım biçimi, yazı stili, eserde takip edi-
len yöntem, eseri diğer Mülteka şerhlerinden ayıran temel özellikleri, eserin dönemin özelliklerini
taşıması ve hangi amaçlarla kaleme alındığını ortaya koymaya çalışacağız. Müellifin Osmanlı
medreselerinde müderris olması eserin medrese talebelerine göre kaleme alındığını göstermekte-
dir. Bu yönüyle o dönem eğitim öğretim seviye ve kalitesi hakkında yorum yapmak mümkün
olacaktır. Ayrıca Mülteka, Halebi’ye ait bir hukuk eseri olması sebebiyle onun şerhi olan Halîl
bin Resûl es-Sinobî’ye ait eser de hukukî bir metindir. Bu çalışma ile hem Osmanlı döneminde
Sinop’un alim/fakih çıkaran bir coğrafya olduğunu görmek hem de ülke genelinde dönemin ilmi
birikimini okumanın mümkün olacağını söyleyebiliriz.
Anahtar Kelimeler: Sinop, Fakih, Halîl bin Resûl, Şerh.
*
Dr. Öğr. Üyesi, Sinop Üniversitesi, hsahin@sinop.edu.tr
Dostları ilə paylaş: |