VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
9
ŞUŞA'NIN ALTIN GÜLLÜ HALI DESENLERI VE ONLARIN DOĞU VE BATI
SANATLARI ILE ENLEMLER
(“ROSE” CARPETS, MADE IN SHUSHA, THEIR CONNECTION WITH
ORIENTAL AND WESTERN ART)
Kubra ALIYEVA
Shusa town of Karabakh was known as one of main cultural centres of
Azerbaijan. In the same time, since the middle of XVIII century, Shusa developed
as main biggest centre of carpet sale in Karabakh, later became one of commerce
centres of Caucasus.
The talent and inclination to art among Shusha inhabitant wasn’t based
only on their love to art, but on their mode of life also. Shusha was the “cradle” of
many outstanding persons of Azerbaijan, and it’s not occasional. Famous singers,
such as Jabbar Garyaqdi oglu, Bulbul, Rashid Behbudov and many other
musicians were born here. The great composer, founder of Azerbaijani
professional music uzeyir Hajibayov was also from Shusha. Famous poet, theorist
of music, painter and literary critic Mir Moohsun Navvab lived and worked in
Shusha.
That time in Shusa carpets of new kind began to be woven. On the fileld of
that carpets, on black backgrund the bunches roses were pictured both in vases
and freely. The roses of red and pink colour were pictured in realistic way and
transformed the surface of carpet into paradise space. These carpets were very
popular and later became the basis of new carpet compositions, named
“Bakhchada gullar” (Flowers in garden), “Dibchakda gullar” (Flowers in pot),
“Bulud” (The cloud). The outstanding Azerbaijani scientist, expert of carpet-making
Latif Karimov in his book pointed out, that tha patterns of “rose carpets” were
adopted from Russian art, particularly from Russian woman’s shawls and trays.
Our investigation proves Latif Karimov’s conclusion. These patterns were
used in carpets, made in Russia, Turkey, in Southern Azerbaijan by Shakhsevan
and Bakhtiyari tirbes. Besides, Shusha piled carpets with rose patterns on black
background were pictured on samples of applied art, made in Bardiz (Turkey), and
in works, made in Gajar period in Iran and Azerbaijan. Patterns of such kind were
used in creativity of Mir Mohsun Navvab and in textile cartoons, producted by
Aubussen firm (France).
So, we can say, that diferent styles, used in world (Baroque-Rococo), and
rose motives especially were used in in quite different spheres of European,
Oriental art, and in Shusa carpets also.
Key words: West, the East, black background, rose, Bardiz, Kurski.
GİRİŞ
XVIII yüzyılın ikinci yarısından başlayarak Karabağ'ın Şuşa şehri sadece
kültür merkezlerinden birine dönüştü, aynı zamanda tüm Karabağ halılarının satış
merkezi, daha sonra Kafkasya'nın ticaret merkezi olarak tanındı.
Prof. Dr., İlimler Akademisi, Baki.
VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
10
Yetenek ve sanata yatkınlık şuşalıların sadece sanata sevgisinden değil,
yaşam tarzından ileri geliyordu. Şuşa'nın birçok yeteneklerin beşiği olması da
tesadüf değildir. Ünlü şarkıcılar Cabbar Qaryağdıoğlu, Bülbül, Reşit Behbudov
burada dünyaya gelmişler. Profesyonel Azerbaycan müziğinin kurucusu sayılan
büyük besteci Üzeyir Hacıbeyov burada yaşamıştır. Ünlü şair, müzik teorisyeni,
ressam, edebiyatçı Mir Muhsin Nevvab da Şuşa'da yaşayıp yaratmıştır.
Penah Han o dönemde Şuşa şehrine iri Doğu kentlerine özgü takılar
vermeye çalışıyordu. Şuşa kendi sikkexanasını yaratmıştı ve bozuk para
bırakıyordu. Penah Han'ın tasviri olan gümüş paralar Azerbaycan'ın tüm
hanlıqlarında kullanılıyordu. Şuşa sikkesi İran'da da tedavülde idi.
Doğu'nun adetlerine uygun olarak, Han sarayında sanat Çiçeklenirdi.
Seçme toplumun temsilcileri - şairler, şarkıcılar, müzisyenler burada toplaşırdılar.
Görünür, mimarlar da yüksek değerlendiriliyordu, her halde, han sarayları kendi
olgunluğu ile ün kazanmıştı. Yeri gelmişken, Ağustos fon Qakstqauzen görmemişti
ki, hanların yerleşim evi şehrin diğer evlerinden görünüşte farklı değil. Bu evlerde
zengin nüfusun temsilcileri yaşıyordu ". Onun bu şehadeti gösteriyor ki, başkentin
konutlar ne derecede iyi imiş.
Bu şehirde evlerin duvarları ince desenlerle kaplanarak, bazen güzel
manzaralı pencereleri ve kemerli taklit ediyordu. Desenler duvar sobalarını da
kapsayarak, tavana geçirdi. Sanki tavan ortasında iri madalyon - "lempe" olan
desenli kumaş tarım çekilmiştir. Tavana halı sərilirdi. Çoğu zaman tavanla halının
resmi aynı olurdu. Halının merkezindeki madalyon - tıpkı "lempe" de yani tavanda
da yumurta boyası ile çekilirdi. Halı ve tavanın çizimleri mobilya olmayan bir
salonda bir-birinde yansıyıp, ayna etkisi yaratır ve interyerin boş mekânını
süslüyordu.
Güzelliği seven, interyeri halı ile süsleyen şuşalılar halıların desenlerinde
da cennet bahçesinin bir guşesini yaratmaya çalışıyorlardı. Bilindiği gibi Şuşa
şehrinin çevresi yoğun ormanlar ve dağ çayırları ile örtülürse de Şuşanın özünde
meyve ve gül ağaçları sadece Ağustos sonunda yetişirdi. Gül kollarındaki
tomurcukları yaz gününde, gecenin soğuğunda çok zaman açıla bilmiyorlardı ve
açılmadan büzüşürdüler. Şuşa'da yetişen en ünlü çiçek Xarıbülbül ve birde
parkların süsü olan zarif ve ürkek Tebriz menekşesi idi. Fakat şuşalılar özellikle
Halıcı kızlar ve kadınların en çok sevdiği, etrinden doymadıqları asıl gül tasvirlerini
xalçalarda eks ederek, onunla interyeri süslemeyi çok seviyorlardı. Tesadüfi
değildir ki, Şuşa'nın "Bahçede güller", "Dibçekde güller" ve "Bulut" adlı halı-halıların
örnekleri Azerbaycan'ın birçok muzeylerinin fondlarında saklanır.
Bizzat Şuşa'da doğmuş, yaşamış, daha sonra ise Karabağ'da uzun yıllar
araştırma yapmış Letif Kerimov'un araştırmalarına göre bu üç kompozisyonun
esası Azerbaycana Rusya'dan getrilen güllü şalların ve hohlama ustalarının
yarattıkları, üzeri siyah lakla kaplanmış, merkezinde realistik tarzda işlenmiş kırmızı
renkli gül buketlerinin resmi olan metal tencerelerden ixtibas ederek, halılar
köçrülmüşdür (1.Kerimov, s. 209-210). Tabii ki, Letif Kerimov'un getirdiği deliller
gerçeğe uygun gelir. Bugüne kadar Rusya'da büyük boyutlu, ince ve zarif yünden
olan şallar Azerbaycan'a da yayımlanmış ve kadınlar tarafından çok beğenilir.
Tesadüfi değildir ki bu komposizyonu şuşalılar "gülyaylık" (gül örtük) adlandırırlar.
Fakat yaptığımız araştırmalardan anlaşılmaktadır ki, Rusya'da hala XII yüzyıldan
başlayarak ikon resmi yapan ressamlar renklerin terkibini güzel bildikleri için ağaç
levhaları üzerine çekilmiş kumaşlarda özel kalıplar aracılığıyla desenler salırlarmış.