Evrim Teorisi Ortaya Konmadan Önceki Felsefe, Bilim ve Biyoloji Tarihi
97
fenomenin bilinebileceği düşüncesine karşı çıkar:
206
Katego-
riler, Kant’ın sandığı gibi sadece varlık üzerine düşünmeye
değil, aynı zamanda varlığı kavramaya yararlar; çünkü var-
lık ile özdeştirler. Düşünce kalıbına giren formlar Tanrısal
yaratmanın aşamalarıdır.
207
Tanrısal yaratma evrimsel bir sü-
reç içinde ortaya çıkar. Hegel’in felsefesinde Tanrı evrene iç-
kin olup, tarihin evrimsel sürecinde kendini gerçekleştirir.
208
Hegel’de, Schelling’de olduğu gibi evrene içkin bir gayesel-
lik fikri vardır.
‘Evrim’ ile ‘Evrim Teorisi’nin ayırt edilmesi önemlidir ama
bunun yanında felsefelerinde ‘evrim’ kavramına merkezi bir
rol verenlerin, Evrim Teorisi’ni daha kolay kabul edebildik-
leri de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin Ernst Mayr,
Almanya’daki doğa felsefecilerinin evrimci yaklaşımlarının;
Darwin’in Evrim Teorisi’nin Almanya’da, diğer ülkelerde ol-
duğundan daha kolay bir şekilde kabul edilmesini sağladığını
söyler.
209
Ayrıca bu evrimci idealist bakış açısı, biyolojide can-
lının özelliklerinin baştan oluştuğunu söyleyen önoluşumcu
görüşe karşı canlının embriyodaki evrimsel aşamalarda oluş-
tuğunu söyleyen sıralıoluşumcu görüşün, Wolff ve Von Baer
gibi önemli biyologlarca savunulmasına da etki etmiştir.
210
Daha sonra bu gelişmeler, insan embriyosundaki gelişmeleri,
dünya tarihi içindeki canlılığın gelişmesinin bir özeti olarak
gören anlayışın (yinelemeli oluş; recapitulation) ortaya çık-
masında da etkili oldu. Ayrıca, evrimci idealist doğa felsefe-
cileri, Evrim Teorisi ortaya konduktan sonra ‘Tanrı’nın yön-
206 Hegel, Felsefe Tarihi Dersleri, çev: Nejat Bozkurt, (‘Seçilmiş Parçalar’ içinde)
Remzi Kitabevi, İstanbul (1986), s. 189-190.
207 Hegel, Mantık Bilimi, çev: Aziz Yardımlı, İdea Yayınları, İstanbul (2004), s. 73-
92.
208 Hegel, Tinin Görüngübilimi, s. 515-516.
209 Ernst Mayr, The Growth of Biological Thought, s. 387-388.
210 Howard Adelmann, Marcello Malpighi and The Evolution of Embryology,
Cornell University Press, New York (1966).; Aktaran: Peter J. Bowler, Evolution
The History of an Idea, s. 101.
lendirdiği gayesel bir Evrim Teorisi’ni’ savunanlara ilham
kaynağı olmuşlardır.
İKİNCİ BÖLÜM
∑
EVRİM TEORİSİ’NİN ORTAYA KONMASI
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
100
BÖLÜM TANITIMI
Daha önceki bölümde incelenen, ‘tasarım delili’, ‘mekanik
veya gayesel işleyiş’ veya ‘türlerin ontolojik gerçekliği’ konu-
ları hakkında yapılan bilimsel ve felsefi tartışmalar, Evrim Te-
orisi ortaya konduktan sonra yeni bir boyut kazanmıştır. Bu
bölümde 19. yüzyılın başından başlayarak Evrim Teorisi’nin
ortaya konması ve evrimi ele alınacaktır. Aynı zamanda Ev-
rim Teorisi’nin oluşmasında ve kabulünde rol oynayan para-
digma; örneğin pozitivizmin felsefi görüş olarak etkisinin yay-
gınlaşması ve sosyolojik, ekonomik değişimlerin oluşturduğu
çerçeve irdelenecektir. Kitap boyunca ele alınacak konuların
iyice kavranması için hem Evrim Teorisi’nin evrimini hem
de bu teorinin oluşumuna ve kabulüne etki eden ve aynı za-
manda bu teoriden etkilenen paradigmayı beraberce göster-
meye çalışacağım. Bu bölümde Evrim Teorisi’ni tanıtmaya ça-
lışırken, bu teorinin ortaya koyduğu delil ve argümanlarının
ayrıntılıca irdelenmesini ise bir sonraki bölüme bırakacağım.
Bu bölümde cevabını bulabileceğiniz bazı sorular şunlar-
dır: Lamarck’ın ve Darwin’in Evrim Teorileri arasındaki fark-
lar nelerdir? Yerbilimindeki görüşler ile Evrim Teorisi arasın-
daki bağlantı nasıldır? İktisat teorilerinin Evrim Teorisi’nin
ortaya konuşundaki etkisi ne şekilde olmuştur? Darwin nasıl
bir hayat yaşamıştır? Evrim Teorisi’nin temel iddiaları nelerdir?
Yeni-Darwinizm ile ne değişmiştir? Lyell, Huxley, Wallace ve
Spencer gibi bilim insanı ve düşünürlerin Evrim Teorisi’nin
oluşma sürecindeki katkıları nelerdir? Evrim Teorisi’nin ortaya
konmasını etkileyen ve ondan etkilenen paradigma nasıldır?
Evrim Teorisi'nin Ortaya Konması
101
LAMARCK’IN EVRİM TEORİSİ
‘Lamarck’ın (1744-1829) Evrim Teorisi’ denince akla ge-
len ile günümüzde ‘Evrim Teorisi’ denilince anlaşılan arasında
çok ciddi farklar bulunmaktadır. Türlerin birbirlerinden deği-
şerek oluştuklarını söyleyen detaylı bir biyolojik teoriyi ilk ola-
rak ortaya koyma ayrıcalığı Lamarck’a aittir. O, uzun yıllar
Linnaeus’u takip ederek türlerin sabitliği fikrini savundu.
211
Ancak 56 yaşına geldiğinde (1800) evrimci fikirleri savun-
maya başladı ve 1809’da, 65 yaşında, en ünlü eseri ‘Philosop-
hie Zoologique
’ (Hayvanbilimsel Felsefe’yi) yazdı.
Lamarck, evrim sürecinin yavaş aşamalarla gerçekleşti-
ğini ve birçok nesil geçtikten sonra yepyeni bir türün oluştu-
ğunu söyledi.
212
Evrim, ufak aşamaların zaman boyutu içeri-
sinde birbirine eklenmesiyle gerçekleşen dikey bir aşamaydı
ve bu yüzden hissedilemiyordu.
213
Canlıların kompleks ve mü-
kemmel yapısı çok uzun bir zaman sürecinde oluşmuştu.
214
Fosiller üzerinde çalışmalar arttıkça birçok türün yok ol-
duğu anlaşıldı. Linnaeus’un etkisinde olan 18. yüzyılda bu so-
nuç kabul edilemezdi; çünkü Linnaeus’un yaklaşımının da et-
kisiyle türlerin başlangıçtaki şekil ve sayılarını koruduklarına
inanılıyordu. Lamarck’ın çözüm önerisi; mevcut türlerin, yok
olan türlerin evrimleşmiş hali olduğunu savunmaktı.
215
Böy-
lece yok olduğu söylenen türler, evrimleşmiş yeni türler ola-
rak varlıklarını sürdürdükleri için, yok olmamış oluyorlardı.
211 Peter J. Bowler, Evolution The History of an Idea, s. 78.
212 Jean Baptiste Lamarck, The Zoological Philosophy, çev: Hugh Elliot, Macmillan,
London, (1990), s. 38-39.
213 Jean Baptiste Lamarck, The Zoological Philosophy, s. 30.
214 Jean Baptiste Lamarck, The Zoological Philosophy, s. 50.
215 Jean Baptiste Lamarck, The Zoological Philosophy, s. 49.
Dostları ilə paylaş: |